Papers by Mustafa Şahin

Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2024
Çalışma kapsamında ABD'nin Clinton dönemi Rusya politikası, jeoekonomik stratejiler bağlamında an... more Çalışma kapsamında ABD'nin Clinton dönemi Rusya politikası, jeoekonomik stratejiler bağlamında analiz edilmiştir. Ekonomik araçların jeopolitik çıkarlar için kullanıldığı süreçte ABD'nin kendi imkanları, müttefiklerinin imkanları, uluslararası örgütlerin imkanları, özel sektör ve sivil toplum iş birliği içerisinde Rusya' da serbest piyasa ekonomisine dayalı demokratik bir sistem oluşturmak hedefiyle politikasını icra ettiği görülmüş ve dönemin Rusya politikasına kapsayıcı jeoekonomik stratejinin rehberlik ettiği anlaşılmıştır. Jeoekonomi yaklaşımına ilişkin literatür, Amerikan resmî belgeleri ve döneme ilişkin ABD dış politikası literatürünün mühim çalışmaları, ABD'nin resmî belgelerinde ortaya koyduğu jeopolitik hedeflerine ulaştığını göstermektedir.
This study examines U.S. policy toward Russia during the Clinton administration through the lens of geoeconomic strategies. It explores how economic tools were employed to advance geopolitical interests,demonstrating that U.S. policy aimed to foster a democratic system in Russia predicated on free market principles. This policy was implemented through a collaborative framework involving U.S. resources, allied support, international organizations, the private sector, and civil society. The analysis reveals that this inclusive geoeconomic approach was pivotal in guiding U.S. Russian policy during this era. Evidence from
geoeconomic approach, official American documents, and seminal works in U.S. foreign policy literature underpins the findings that the U.S. successfully achieved its geopolitical objectives as outlined in strategic
documents.

Avrasya Dosyası, 2022
Makalede, Güney Kafkasya'da yakın vadede meydana gelen dönüşüm ve dünya sisteminin başat aktörler... more Makalede, Güney Kafkasya'da yakın vadede meydana gelen dönüşüm ve dünya sisteminin başat aktörleri arasındaki münasebetleri yeniden düzenleyen kutuplaşma iklimi, karşılıklı etkileşim alanlarını dikkate alan jeopolitik ve jeoekonomik perspektiflerden analiz edilmektedir. Ardından da bölgeyi bekleyen muhtemel geleceğe dair bazı gerekçelendirilmiş tahayyüller üzerinde durulmaktadır. Çalışmaya hâkim olan bakış açısı, Güney Kafkasya'yı bölge dışı müdahil güçlerin edilgen rekabet alanı sayan yaklaşımlardan farklıdır. İlk olarak Güney Kafkasya'nın dinamiklerini inşa eden tarihi, jeopolitik ve jeoekonomik süreç açıklanmıştır. Bölge devletlerinin önem ve kapasiteleri, kendi güçleri ve üçüncü taraflarla ilişkileri bakımından ortaya konularak Türkiye-Azerbaycan İttifakı'nın II. Karabağ Savaşı'ndaki askeri, siyasi ve diplomatik başarısı tahlil edilmiştir. Ardından, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın Güney Kafkasya üzerindeki muhtemel etkileri masaya yatırılmıştır. Ukrayna'nın işgali üzerine devreye sokulan Batılı jeoekonomik strateji ile Rusya'nın jeoekonomik araçları arasındaki mücadele incelenmiştir. Bu çerçevede, değişen enerji ve ulaşım güzergahlarının dikkatleri nasıl Güney Kafkasya'nın da parçası olduğu Türk kuşağı üzerinde topladığı gösterilmiştir.

Türkiye Ortadoğu Çalışmaları Dergisi, 2022
Türkiye, 2000 sonrası dış politikasında, başından beri istediği değişimleri meydana getirebilecek... more Türkiye, 2000 sonrası dış politikasında, başından beri istediği değişimleri meydana getirebilecek hareket sahasını kazanmış ve kullanmaya başlamıştır. 1998 Afrika Eylem Planı'yla başlayan Afrika'yla ilişkilerin geliştirilmesi süreci Türk dış politikasında yaşanan değişimlerin bir uzantısı olarak 2005'in Afrika Yılı ilan edilmesiyle derinleştirilmiş ve 2008 yılından itibaren Afrika'yla ilişkiler ciddi bir seviyeye ulaşmıştır. 2011 yılında bahsedilen doğrultuda, 1991'den sonra devlet otoritesinin tesis edilemediği ve 21. Yüzyılın ilk kıtlığını yaşayan Somali, Türk dış politikasının hareket sahalarından biri haline getirilmiştir. İnsani diplomasi odağında başlayan Türkiye-Somali ilişkileri, yumuşak güç araçlarının kamu diplomasisi yoluyla tatbik edildiği ve devlet inşa sürecine dâhil olunan bir boyuta ulaşmıştır. Çalışmada, Türkiye'nin 2011'den günümüze kadar Somali'de yürüttüğü faaliyetler değerlendirilerek Türkiye’nin Somali Politikası incelenmiştir. Türkiye'nin Somali'de yürüttüğü faaliyetler, Türkiye Yardım Modeli olarak kavramsallaştırılarak Türkiye'nin insani açıdan Somali'deki en başarılı aktör olduğu görülmüştür. Aynı zamanda Türkiye'nin Somali'de barışa ulaşılması ve devlet otoritesinin egemen kılınması adına Somalililer nezdinde sahip olduğu olumlu görüntüsünün kendisine Somali'de başka bir aktörün sahip olmadığı bir hareket sahası sunduğu görülmüş ve yapılması iktiza edenin faaliyetlerin derinleştirilerek sürdürülmesi olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.
The process of developing Turkey-Africa relations began with the 1998 African Action Plan. In the following period, relations intensified with the 2005 declaration as the Year of Africa as a result of changes in Turkish foreign policy. Since 2008, Turkish-African relations have reached high levels. In 2011, Somalia, where state authority could not be established after 1991 and the first famine of the 21st century was experienced, has become one of the important areas of action of Turkish foreign policy. Turkey-Somalia relations started with the focus of humanitarian diplomacy and the process has reached a stage where soft power tools are applied within public diplomacy and included in the state building process. In this article, Turkey' s Somalia policy has been assessed by taking into account Turkey' s activities in Somalia since 2011. Turkey' s activities in Somalia were conceptualized as the Turkey Assistance Model, and it was seen that Turkey is the most successful actor in Somalia in terms of humanitarian diplomacy, according to Somalians and many researchers. At the same time, it was found that Turkey' s positive image in the eyes of Somalians grants Ankara a range of taking actions that no other actor in Somalia has. It was found that what is required to achieve peace and establish state authority is to deepen and continue these activities. In the study, press reports, policy-makers' statements, academic books, articles and reports on the activities of Turkish institutions operating in Somalia were used.
Düşünce Dergisi, 2021
Milli Sekülerizm, Türk Düşünce Dünyasına Durmuş Hocaoğlu tarafından
kazandırılmış ve bütüncül bir... more Milli Sekülerizm, Türk Düşünce Dünyasına Durmuş Hocaoğlu tarafından
kazandırılmış ve bütüncül bir sistem arz eden, iktisadi, psikolojik,
sosyolojik ve siyasi yanları olan ve felsefi zeminde kurulmuş bir
tekliftir. Esasen, Hocaoğlu’nun temel kaygısı Türk milletinin “bir şey”
olabilmesi için “var olmasını” garanti altına alma çabası ve Türkiye
Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarının Türk milleti haline bütün olarak
dönüşmesini sağlama girişimidir.

Milliyetçilik Araştırmaları Dergisi, 2021
Milliyetçiliği Yeniden Düşünmek, 2005’te Fransa’da
yayımlanan ve 2010’da İletişim Yayınları’nca D... more Milliyetçiliği Yeniden Düşünmek, 2005’te Fransa’da
yayımlanan ve 2010’da İletişim Yayınları’nca Devrim Çetinkasap’ın
mütercimliğinde çevrilen derleme bir kitaptır. Kitabın çevirisi
kötüdür ve birçok yerinde dil ve anlatım bozukluğuna
rastlanılmaktadır. Kitabın editörleri Alain Dieckhoff ve Christophe
Jaffrelot, mevcut tipolojilerin ve kuramların yetersiz olduğu
düşüncesinin kitabın hazırlanma nedeni olduğunu
belirtmektedirler. Dieckhoff, İsrail Çalışmalarıyla, Jaffrelot ise
Güney Asya Çalışmalarıyla tanınan araştırmacılardır.
Kitap, 4 kısımdaki 11 makaleyi içermektedir. “Milliyetçilik
Araştırmaları ve Tipolojileri” adlı birinci kısım, literatürdeki kuram
ve tipolojileri; “Milliyetçiliğin İcadı” adlı ikinci kısım milliyetçiliğin
inşasını; “Milliyetçiliğin Öteki Yüzü” adlı üçüncü kısım
milliyetçiliğin iç ve dış politikadaki etkisini ve “Milliyetçiliğin
Ötesinde” adlı dördüncü kısım ulusal bağlardan aşkın aidiyetlerin
mümkünlüğünü tartışmaktadır.

Milliyetçilik Araştırmaları Dergisi, 2021
Çalışmada Türk milliyetçiliği düşüncesinin önde gelen isimlerinden
olan Ahmet Arvasi’nin milliyet... more Çalışmada Türk milliyetçiliği düşüncesinin önde gelen isimlerinden
olan Ahmet Arvasi’nin milliyetçilik anlayışının milliyetçilik kuramları literatüründeki
yeri tespit edilmeye çalışılmıştır. Arvasi’nin düşünür ve aksiyon
insanı sıfatlarına birlikte sahip olması kendisinin seçilmesinde başat
etkendir. Bu maksatla literatürde nispeten yeni kabul edilen neoperennializm
kuramı ortaya konulmuş ve Arvasi’nin düşüncelerinin neoperennialist
kurama uygunluğu eserleri üzerinden tartışılmıştır. Azar Gat’ın kuramının
temel bileşenleri olarak tespit edilen; etnik kimlik-siyaset ilişkisi,
milletlerin varlıkları meselesi, kültür ve akrabalık bağı ilişkisi, din-kimlik
ilişkisi, ulusal ordu ve kitlesel eğitim meselesi, milletin oluşumu problemi,
kimlik oluşumu ve öteki ilişkisi, milliyetçiliklerin tasnifi meselesi ve II.
Dünya Savaşı’nın sosyal bilimlere etkisi değerlendirmeye kıstas alınan etkenlerdir.
Çalışmada neoperennializmin, Arvasi çizgisindeki Türk milliyetçiliği
düşüncesine uygun bir izah çerçevesi sunduğu görülmüştür. “İçtimai
ırk” kavramının Arvasi’nin milliyetçilik anlayışının merkezinde yer
almasının bu durumun temelini teşkil ettiği anlaşılmıştır. Çalışmada Arvasi’nin
başta “Türk-İslam Ülküsü” olmak üzere temel kitapları ve kitaplaştırılmış
gazete yazıları kaynak olarak kullanılmıştır.

Düşünce Dergisi, 2020
Kritik, Tilly’nin “Zor, Sermaye ve Avrupa Devletlerinin Oluşumu” ile Bourdieu’nun “Devlet Üzerine... more Kritik, Tilly’nin “Zor, Sermaye ve Avrupa Devletlerinin Oluşumu” ile Bourdieu’nun “Devlet Üzerine” kitapları üzerine inşa edilmiştir. Tilly’nin devlet olgusunu açıklamak amacına matuf olarak yazdığı kitabındaki görüşler ile Bourdieu’nun sözlü aktarım esaslarına göre düzenlenmiş derslerinin metinleştirilmesiyle oluşmuş kitabındaki görüşlerin ortaya konması ve kıyas edilerek kritiğe tabii tutulması zor bir eylemdir. Zira Tilly, yazmış olmasının verdiği bütünlüğe ve Bourdieu, konuşmuş olmasının verdiği dağınıklığa sahiptir. Mevzubahis durum en baştan yazarlar arasında okuyucunun bilerek veya bilmeyerek Tilly’e yönelmesine neden olmaktadır. Ancak iki ismin ortak çabası devleti zamansal ilişkilerin nedensel ilişki olduğu zannıyla açıklayan kuramlara, kavrayışlara ve izahlara karşı çıkarak kendi özgül ve çok katmanlı kuramlarını ortaya koymaktır. Modern Devlet olgusu kanaatimizce ancak Tilly ve Bourdieu birlikte anlaşıldığında kavranılmaya müsait hale gelmektedir. Zira ikisinin ortaya koydukları kuramlar, modern devletin fiziksel/maddi/şeyler dünyasındaki ve soyut/manevi/zihin dünyasındaki varlıklarını ortaya koyma kudretini haizdirler.
Millî Mecmua, 2020
Çalışmamızda Ömer Seyfettin'in Kızılelma, Forsa ve Pembe İncili Kaftan hikayeleri Geleneğin İcadı... more Çalışmamızda Ömer Seyfettin'in Kızılelma, Forsa ve Pembe İncili Kaftan hikayeleri Geleneğin İcadı kavramı özelinde Durmuş Hocaoğlu ve Mehmed Niyazi'nin perspektifleri uyarınca incelenmiştir.
Düşünce Dergisi, 2019
Çalışmada evvela Hocaoğlu'nun sosyal bilimlerde kullandığı metodu anlatılmış, ardından Hocaoğlu'n... more Çalışmada evvela Hocaoğlu'nun sosyal bilimlerde kullandığı metodu anlatılmış, ardından Hocaoğlu'nun bakışıyla üniversite meselesi, üniversite meselesindeki problem sahaları ve çözüm yolları tartışılmıştır. Hocaoğlu'na göre Türkiye'de üniversite probleminin temelinde, felsefesizlik yatmaktadır. Felsefe zafiyeti, üniversitenin tüm problemlerine kaynaklık etmektedir. Çözüm ise çerçevesi belirli bir üniversite felsefesinin ortaya konulmasında yatmaktadır. Hocaoğlu,tartışmayı teori düzeyinde tutmamıştır. Akademisyen maaşlarından,ders yükünden,küçük şehirlerdeki ticaret erbabının üniversiteye müdahalesine kadar geniş bir zeminde pratik problemleri de gündemine almıştır.Ancak nihayetinde çözüm esas olarak üniversite felsefesindedir.
Milli Mecmua, 2019
Çalışmada İttihat ve Terakki Yönetiminin Somali’de sömürgecilere karşı direnen ulusal kurtuluş ha... more Çalışmada İttihat ve Terakki Yönetiminin Somali’de sömürgecilere karşı direnen ulusal kurtuluş hareketiyle olan ilişkileri ortaya konulmuştur.
Thesis Chapters by Mustafa Şahin

MSÜ ATASAREN Yüksek Lisans Tezi, 2019
Türkiye, 2000 sonrası dış politikasında, başından beri istediği değişimleri meydana getirebilecek... more Türkiye, 2000 sonrası dış politikasında, başından beri istediği değişimleri meydana getirebilecek hareket sahasını kazanmış ve kullanmaya başlamıştır. 1998 Afrika Eylem Planı’yla başlayan Afrika’yla ilişkilerin geliştirilmesi süreci Türk dış politikasında yaşanan değişimlerin bir uzantısı olarak 2005’in Afrika Yılı ilan edilmesiyle derinleştirilmiş ve 2008 yılından itibaren Afrika’yla ilişkiler ciddi bir seviyeye ulaşmıştır. 2011 yılında bahsedilen doğrultuda, 1991’den sonra devlet otoritesinin tesis edilemediği ve 21. Yüzyılın ilk kıtlığını yaşayan Somali, Türk dış politikasının hareket sahalarından biri haline getirilmiştir. İnsani diplomasi odağında başlayan Türkiye-Somali ilişkileri, yumuşak güç araçlarının kamu diplomasisi yoluyla tatbik edildiği ve devlet inşa sürecine dâhil olunan bir boyuta ulaşmıştır. Bu tezde, Türkiye’nin 2011’den günümüze kadar Somali’de yürüttüğü faaliyetlerin Somali devlet inşa sürecine etkisi araştırılmış ve Türkiye’nin yumuşak gücü Somali özelinde incelenmiştir. Türkiye’nin faaliyetlerinin etkisinin ortaya çıkartılması adına Somali tarihi geniş bir kapsamda incelenerek Somali’de etkin olan aktörlerin Somali politikaları araştırılmıştır. Türkiye’nin Somali’de yürüttüğü faaliyetler, Türkiye Yardım Modeli olarak kavramsallaştırılarak Türkiye’nin insani açıdan Somali’deki en başarılı aktör olduğu görülmüştür. Bununla birlikte Türkiye’nin faaliyetlerinin Somali devlet inşa sürecinde istenilen değişimleri elde edecek bir seviyeye henüz ulaşamadığı anlaşılmıştır. Aynı zamanda Türkiye’nin Somali’de barışa ulaşılması ve devlet otoritesinin egemen kılınması adına Somalililer nezdinde sahip olduğu olumlu görüntüsünün kendisine Somali’de başka bir aktörün sahip olmadığı bir hareket sahası sunduğu görülmüş ve yapılması iktiza edenin faaliyetlerin derinleştirilerek sürdürülmesi olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.
Within its foreign policy after 2000, Turkey begun to utilise the manoeuvre area which wanted all along. The process of promoting relations with Africa,starting with Africa Action Plan in 1998, has deepened through the announcement of ‘Year of Africa’ in 2005 and these relations has reached a serious level since 2008. Accordingly, Somalia, failing to establish its state authority after 1991, became one of the manoeuvre areas of Turkish foreign policy in 2011. The relations between Turkey and Somalia beginning with the focus of humanitarian diplomacy has reached such a level that soft power instruments are applied through public diplomacy and countries got involved in the process of state building. In this thesis, impact of the activities done by Turkey in Somalia since 2011 on the state building process and the soft power of Turkey is examined. In order to ascertain the impact of the activities of Turkey, history of Somalia is examined in a large scale and policies of the agents in Somalia are enquired. Activities of Turkey are conceptualised as Turkey's Assistance Model and it is seen Turkey is the most prospering agent in Somalia by humanitarian means. However, activities of Turkey have not reached a level to achieve the willed changes in the state building process yet. Also, the positive image of Turkey before Somalians is submitting Turkey a manoeuvre area that any other agent hasn't got to peacebuilding and establishing a sovereign state authority. It has been determined mentioned activities should be maintained by deepening.
Conference Presentations by Mustafa Şahin

Sumqayıt Dövlət Universiteti Konfrans materialları , Jan 30, 2022
Çalışmamızda, Şuşa Beyannamesi’yle üst düzey müttefiklikliği teyit edilen TürkiyeAzerbaycan ikili... more Çalışmamızda, Şuşa Beyannamesi’yle üst düzey müttefiklikliği teyit edilen TürkiyeAzerbaycan ikilisinin müşterek jeoekonomik etki oluşturma imkanları üzerinde durulmuştur. Türkiye’nin Ermenistan sınırını kapalı tutması, stratejik jeoekonomik eylem kabul edilerek Ermenistan’a etkisi incelenmiştir. Türkiye-Ermenistan sınırı, Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgal edilmesi üzerine kapatılmıştı. Bulgularımız, bu politikanın Ermenistan’ın iktisadi ve siyasi gelişmesine darbe vururken dış dünyayla i lişkileri bakımından Rusya’ya ve Gürcistan’a bağımlı kıldığını göstermektedir. Bu jeoekonomik politika, Ermeni işgal stratejisinin maliyetini arttırmıştır. Halihazırda ise Azerbaycan’ın vatan topraklarını özgürleştirmesini takiben kalıcı barış antlaşmasını n yapılabilmesi için ihtiyaç duyulan kaldıraçlar arasında yer almaktadır.
In our study, the possibilities of creating a joint geoeconomic impact of the TurkeyAzerbaijan duo were emphasized. Turkey's closed border policy is accepted as geoeconomic action and its effect is examined. The Turkey-Armenia border was closed after the occupation of Azerbaijani lands by Armenia. Our findings show that this policy hits the economic and political development of Armenia, while making it dependent on Russia and Georgia. This geoeconomic policy increased the cost of the Armenian occupation strategy. Currently, it is among the levers needed to make a permanent peace treaty following the liberation of Azerbaijan's homeland.

II. International Social İnnovation Congress Full Text Bookll , 2021
Çalışma, ABD’nin Kosova Politikası’nın Amerikan Ulusal Güvenlik Belgeleri (UGB)
ışığında incelenm... more Çalışma, ABD’nin Kosova Politikası’nın Amerikan Ulusal Güvenlik Belgeleri (UGB)
ışığında incelenmesiyle oluşturulmuştur. Çalışmada, “ABD, neden Balkanlardaki politikasını
Kosova’da değiştirmiştir?” sorusunun cevaplandırılması amaçlanmış ve ABD’nin
politikasını değiştirmesinin sebebi uluslararası siyasette yaşanan dönüşümün bir uzantısı
olarak izah edilmiştir. Çalışmayla Kosova’nın ABD Dış Politikası’ndaki yeri Balkan
Politikası bağlamında ortaya konulmuş ve ABD dış politikasının dönüşümü bir vaka özelinde
gösterilmiştir. ABD’nin 1990 sonrası dönemde yürüttüğü dış politikasının ve buna uygun
müdahale biçiminin başarılı örneklerinden olan Kosova’nın anlaşılması, bölge ülkeleri ve
bölgeye komşu ülkeler açısından önem arz etmektedir. Doğrudan birincil kaynaklar, karar
alıcıların söylemleri ve Kongre’ye sunulan raporlar, çalışmada kullanılan ana kaynakları
oluşturmaktadır. Çalışma neticesinde Kosova’da yürütülen politikanın, ABD dış
politikasının yeni müdahale biçimine örnek teşkil edecek bir hadise olarak kullanıldığı
görülmüştür.
Milliyetçilik Araştırmaları Dergisi by Mustafa Şahin
Milliyetçilik ve Milliyetçilik Teorileri hakkında disiplinler arası yaklaşımlar ve sosyal bilimle... more Milliyetçilik ve Milliyetçilik Teorileri hakkında disiplinler arası yaklaşımlar ve sosyal bilimlere ait tüm alanlarda yapılan araştırma, inceleme, kritik ve çeviri makalelere yer veren uluslararası hakemli bir dergidir. MAD, yılda iki kez çevrim içi ve matbu olarak yayınlanmaktadır (Nisan-Ekim). MAD, bu alandaki çalışmaların nitelik ve niceliğini artırmayı amaçladığından özgür ve açık erişim yayın politikalarını benimsemektedir. Bu amaçla yazıların sunulması, değerlendirilmesi ya da yayınlanması için herhangi bir ücret talep edilmemekte, ayrıca yayınlanmış makalelere ücretsiz ve sınırsız erişim sağlamaktadır.
Uploads
Papers by Mustafa Şahin
This study examines U.S. policy toward Russia during the Clinton administration through the lens of geoeconomic strategies. It explores how economic tools were employed to advance geopolitical interests,demonstrating that U.S. policy aimed to foster a democratic system in Russia predicated on free market principles. This policy was implemented through a collaborative framework involving U.S. resources, allied support, international organizations, the private sector, and civil society. The analysis reveals that this inclusive geoeconomic approach was pivotal in guiding U.S. Russian policy during this era. Evidence from
geoeconomic approach, official American documents, and seminal works in U.S. foreign policy literature underpins the findings that the U.S. successfully achieved its geopolitical objectives as outlined in strategic
documents.
The process of developing Turkey-Africa relations began with the 1998 African Action Plan. In the following period, relations intensified with the 2005 declaration as the Year of Africa as a result of changes in Turkish foreign policy. Since 2008, Turkish-African relations have reached high levels. In 2011, Somalia, where state authority could not be established after 1991 and the first famine of the 21st century was experienced, has become one of the important areas of action of Turkish foreign policy. Turkey-Somalia relations started with the focus of humanitarian diplomacy and the process has reached a stage where soft power tools are applied within public diplomacy and included in the state building process. In this article, Turkey' s Somalia policy has been assessed by taking into account Turkey' s activities in Somalia since 2011. Turkey' s activities in Somalia were conceptualized as the Turkey Assistance Model, and it was seen that Turkey is the most successful actor in Somalia in terms of humanitarian diplomacy, according to Somalians and many researchers. At the same time, it was found that Turkey' s positive image in the eyes of Somalians grants Ankara a range of taking actions that no other actor in Somalia has. It was found that what is required to achieve peace and establish state authority is to deepen and continue these activities. In the study, press reports, policy-makers' statements, academic books, articles and reports on the activities of Turkish institutions operating in Somalia were used.
kazandırılmış ve bütüncül bir sistem arz eden, iktisadi, psikolojik,
sosyolojik ve siyasi yanları olan ve felsefi zeminde kurulmuş bir
tekliftir. Esasen, Hocaoğlu’nun temel kaygısı Türk milletinin “bir şey”
olabilmesi için “var olmasını” garanti altına alma çabası ve Türkiye
Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarının Türk milleti haline bütün olarak
dönüşmesini sağlama girişimidir.
yayımlanan ve 2010’da İletişim Yayınları’nca Devrim Çetinkasap’ın
mütercimliğinde çevrilen derleme bir kitaptır. Kitabın çevirisi
kötüdür ve birçok yerinde dil ve anlatım bozukluğuna
rastlanılmaktadır. Kitabın editörleri Alain Dieckhoff ve Christophe
Jaffrelot, mevcut tipolojilerin ve kuramların yetersiz olduğu
düşüncesinin kitabın hazırlanma nedeni olduğunu
belirtmektedirler. Dieckhoff, İsrail Çalışmalarıyla, Jaffrelot ise
Güney Asya Çalışmalarıyla tanınan araştırmacılardır.
Kitap, 4 kısımdaki 11 makaleyi içermektedir. “Milliyetçilik
Araştırmaları ve Tipolojileri” adlı birinci kısım, literatürdeki kuram
ve tipolojileri; “Milliyetçiliğin İcadı” adlı ikinci kısım milliyetçiliğin
inşasını; “Milliyetçiliğin Öteki Yüzü” adlı üçüncü kısım
milliyetçiliğin iç ve dış politikadaki etkisini ve “Milliyetçiliğin
Ötesinde” adlı dördüncü kısım ulusal bağlardan aşkın aidiyetlerin
mümkünlüğünü tartışmaktadır.
olan Ahmet Arvasi’nin milliyetçilik anlayışının milliyetçilik kuramları literatüründeki
yeri tespit edilmeye çalışılmıştır. Arvasi’nin düşünür ve aksiyon
insanı sıfatlarına birlikte sahip olması kendisinin seçilmesinde başat
etkendir. Bu maksatla literatürde nispeten yeni kabul edilen neoperennializm
kuramı ortaya konulmuş ve Arvasi’nin düşüncelerinin neoperennialist
kurama uygunluğu eserleri üzerinden tartışılmıştır. Azar Gat’ın kuramının
temel bileşenleri olarak tespit edilen; etnik kimlik-siyaset ilişkisi,
milletlerin varlıkları meselesi, kültür ve akrabalık bağı ilişkisi, din-kimlik
ilişkisi, ulusal ordu ve kitlesel eğitim meselesi, milletin oluşumu problemi,
kimlik oluşumu ve öteki ilişkisi, milliyetçiliklerin tasnifi meselesi ve II.
Dünya Savaşı’nın sosyal bilimlere etkisi değerlendirmeye kıstas alınan etkenlerdir.
Çalışmada neoperennializmin, Arvasi çizgisindeki Türk milliyetçiliği
düşüncesine uygun bir izah çerçevesi sunduğu görülmüştür. “İçtimai
ırk” kavramının Arvasi’nin milliyetçilik anlayışının merkezinde yer
almasının bu durumun temelini teşkil ettiği anlaşılmıştır. Çalışmada Arvasi’nin
başta “Türk-İslam Ülküsü” olmak üzere temel kitapları ve kitaplaştırılmış
gazete yazıları kaynak olarak kullanılmıştır.
Thesis Chapters by Mustafa Şahin
Within its foreign policy after 2000, Turkey begun to utilise the manoeuvre area which wanted all along. The process of promoting relations with Africa,starting with Africa Action Plan in 1998, has deepened through the announcement of ‘Year of Africa’ in 2005 and these relations has reached a serious level since 2008. Accordingly, Somalia, failing to establish its state authority after 1991, became one of the manoeuvre areas of Turkish foreign policy in 2011. The relations between Turkey and Somalia beginning with the focus of humanitarian diplomacy has reached such a level that soft power instruments are applied through public diplomacy and countries got involved in the process of state building. In this thesis, impact of the activities done by Turkey in Somalia since 2011 on the state building process and the soft power of Turkey is examined. In order to ascertain the impact of the activities of Turkey, history of Somalia is examined in a large scale and policies of the agents in Somalia are enquired. Activities of Turkey are conceptualised as Turkey's Assistance Model and it is seen Turkey is the most prospering agent in Somalia by humanitarian means. However, activities of Turkey have not reached a level to achieve the willed changes in the state building process yet. Also, the positive image of Turkey before Somalians is submitting Turkey a manoeuvre area that any other agent hasn't got to peacebuilding and establishing a sovereign state authority. It has been determined mentioned activities should be maintained by deepening.
Conference Presentations by Mustafa Şahin
In our study, the possibilities of creating a joint geoeconomic impact of the TurkeyAzerbaijan duo were emphasized. Turkey's closed border policy is accepted as geoeconomic action and its effect is examined. The Turkey-Armenia border was closed after the occupation of Azerbaijani lands by Armenia. Our findings show that this policy hits the economic and political development of Armenia, while making it dependent on Russia and Georgia. This geoeconomic policy increased the cost of the Armenian occupation strategy. Currently, it is among the levers needed to make a permanent peace treaty following the liberation of Azerbaijan's homeland.
ışığında incelenmesiyle oluşturulmuştur. Çalışmada, “ABD, neden Balkanlardaki politikasını
Kosova’da değiştirmiştir?” sorusunun cevaplandırılması amaçlanmış ve ABD’nin
politikasını değiştirmesinin sebebi uluslararası siyasette yaşanan dönüşümün bir uzantısı
olarak izah edilmiştir. Çalışmayla Kosova’nın ABD Dış Politikası’ndaki yeri Balkan
Politikası bağlamında ortaya konulmuş ve ABD dış politikasının dönüşümü bir vaka özelinde
gösterilmiştir. ABD’nin 1990 sonrası dönemde yürüttüğü dış politikasının ve buna uygun
müdahale biçiminin başarılı örneklerinden olan Kosova’nın anlaşılması, bölge ülkeleri ve
bölgeye komşu ülkeler açısından önem arz etmektedir. Doğrudan birincil kaynaklar, karar
alıcıların söylemleri ve Kongre’ye sunulan raporlar, çalışmada kullanılan ana kaynakları
oluşturmaktadır. Çalışma neticesinde Kosova’da yürütülen politikanın, ABD dış
politikasının yeni müdahale biçimine örnek teşkil edecek bir hadise olarak kullanıldığı
görülmüştür.
Milliyetçilik Araştırmaları Dergisi by Mustafa Şahin
This study examines U.S. policy toward Russia during the Clinton administration through the lens of geoeconomic strategies. It explores how economic tools were employed to advance geopolitical interests,demonstrating that U.S. policy aimed to foster a democratic system in Russia predicated on free market principles. This policy was implemented through a collaborative framework involving U.S. resources, allied support, international organizations, the private sector, and civil society. The analysis reveals that this inclusive geoeconomic approach was pivotal in guiding U.S. Russian policy during this era. Evidence from
geoeconomic approach, official American documents, and seminal works in U.S. foreign policy literature underpins the findings that the U.S. successfully achieved its geopolitical objectives as outlined in strategic
documents.
The process of developing Turkey-Africa relations began with the 1998 African Action Plan. In the following period, relations intensified with the 2005 declaration as the Year of Africa as a result of changes in Turkish foreign policy. Since 2008, Turkish-African relations have reached high levels. In 2011, Somalia, where state authority could not be established after 1991 and the first famine of the 21st century was experienced, has become one of the important areas of action of Turkish foreign policy. Turkey-Somalia relations started with the focus of humanitarian diplomacy and the process has reached a stage where soft power tools are applied within public diplomacy and included in the state building process. In this article, Turkey' s Somalia policy has been assessed by taking into account Turkey' s activities in Somalia since 2011. Turkey' s activities in Somalia were conceptualized as the Turkey Assistance Model, and it was seen that Turkey is the most successful actor in Somalia in terms of humanitarian diplomacy, according to Somalians and many researchers. At the same time, it was found that Turkey' s positive image in the eyes of Somalians grants Ankara a range of taking actions that no other actor in Somalia has. It was found that what is required to achieve peace and establish state authority is to deepen and continue these activities. In the study, press reports, policy-makers' statements, academic books, articles and reports on the activities of Turkish institutions operating in Somalia were used.
kazandırılmış ve bütüncül bir sistem arz eden, iktisadi, psikolojik,
sosyolojik ve siyasi yanları olan ve felsefi zeminde kurulmuş bir
tekliftir. Esasen, Hocaoğlu’nun temel kaygısı Türk milletinin “bir şey”
olabilmesi için “var olmasını” garanti altına alma çabası ve Türkiye
Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarının Türk milleti haline bütün olarak
dönüşmesini sağlama girişimidir.
yayımlanan ve 2010’da İletişim Yayınları’nca Devrim Çetinkasap’ın
mütercimliğinde çevrilen derleme bir kitaptır. Kitabın çevirisi
kötüdür ve birçok yerinde dil ve anlatım bozukluğuna
rastlanılmaktadır. Kitabın editörleri Alain Dieckhoff ve Christophe
Jaffrelot, mevcut tipolojilerin ve kuramların yetersiz olduğu
düşüncesinin kitabın hazırlanma nedeni olduğunu
belirtmektedirler. Dieckhoff, İsrail Çalışmalarıyla, Jaffrelot ise
Güney Asya Çalışmalarıyla tanınan araştırmacılardır.
Kitap, 4 kısımdaki 11 makaleyi içermektedir. “Milliyetçilik
Araştırmaları ve Tipolojileri” adlı birinci kısım, literatürdeki kuram
ve tipolojileri; “Milliyetçiliğin İcadı” adlı ikinci kısım milliyetçiliğin
inşasını; “Milliyetçiliğin Öteki Yüzü” adlı üçüncü kısım
milliyetçiliğin iç ve dış politikadaki etkisini ve “Milliyetçiliğin
Ötesinde” adlı dördüncü kısım ulusal bağlardan aşkın aidiyetlerin
mümkünlüğünü tartışmaktadır.
olan Ahmet Arvasi’nin milliyetçilik anlayışının milliyetçilik kuramları literatüründeki
yeri tespit edilmeye çalışılmıştır. Arvasi’nin düşünür ve aksiyon
insanı sıfatlarına birlikte sahip olması kendisinin seçilmesinde başat
etkendir. Bu maksatla literatürde nispeten yeni kabul edilen neoperennializm
kuramı ortaya konulmuş ve Arvasi’nin düşüncelerinin neoperennialist
kurama uygunluğu eserleri üzerinden tartışılmıştır. Azar Gat’ın kuramının
temel bileşenleri olarak tespit edilen; etnik kimlik-siyaset ilişkisi,
milletlerin varlıkları meselesi, kültür ve akrabalık bağı ilişkisi, din-kimlik
ilişkisi, ulusal ordu ve kitlesel eğitim meselesi, milletin oluşumu problemi,
kimlik oluşumu ve öteki ilişkisi, milliyetçiliklerin tasnifi meselesi ve II.
Dünya Savaşı’nın sosyal bilimlere etkisi değerlendirmeye kıstas alınan etkenlerdir.
Çalışmada neoperennializmin, Arvasi çizgisindeki Türk milliyetçiliği
düşüncesine uygun bir izah çerçevesi sunduğu görülmüştür. “İçtimai
ırk” kavramının Arvasi’nin milliyetçilik anlayışının merkezinde yer
almasının bu durumun temelini teşkil ettiği anlaşılmıştır. Çalışmada Arvasi’nin
başta “Türk-İslam Ülküsü” olmak üzere temel kitapları ve kitaplaştırılmış
gazete yazıları kaynak olarak kullanılmıştır.
Within its foreign policy after 2000, Turkey begun to utilise the manoeuvre area which wanted all along. The process of promoting relations with Africa,starting with Africa Action Plan in 1998, has deepened through the announcement of ‘Year of Africa’ in 2005 and these relations has reached a serious level since 2008. Accordingly, Somalia, failing to establish its state authority after 1991, became one of the manoeuvre areas of Turkish foreign policy in 2011. The relations between Turkey and Somalia beginning with the focus of humanitarian diplomacy has reached such a level that soft power instruments are applied through public diplomacy and countries got involved in the process of state building. In this thesis, impact of the activities done by Turkey in Somalia since 2011 on the state building process and the soft power of Turkey is examined. In order to ascertain the impact of the activities of Turkey, history of Somalia is examined in a large scale and policies of the agents in Somalia are enquired. Activities of Turkey are conceptualised as Turkey's Assistance Model and it is seen Turkey is the most prospering agent in Somalia by humanitarian means. However, activities of Turkey have not reached a level to achieve the willed changes in the state building process yet. Also, the positive image of Turkey before Somalians is submitting Turkey a manoeuvre area that any other agent hasn't got to peacebuilding and establishing a sovereign state authority. It has been determined mentioned activities should be maintained by deepening.
In our study, the possibilities of creating a joint geoeconomic impact of the TurkeyAzerbaijan duo were emphasized. Turkey's closed border policy is accepted as geoeconomic action and its effect is examined. The Turkey-Armenia border was closed after the occupation of Azerbaijani lands by Armenia. Our findings show that this policy hits the economic and political development of Armenia, while making it dependent on Russia and Georgia. This geoeconomic policy increased the cost of the Armenian occupation strategy. Currently, it is among the levers needed to make a permanent peace treaty following the liberation of Azerbaijan's homeland.
ışığında incelenmesiyle oluşturulmuştur. Çalışmada, “ABD, neden Balkanlardaki politikasını
Kosova’da değiştirmiştir?” sorusunun cevaplandırılması amaçlanmış ve ABD’nin
politikasını değiştirmesinin sebebi uluslararası siyasette yaşanan dönüşümün bir uzantısı
olarak izah edilmiştir. Çalışmayla Kosova’nın ABD Dış Politikası’ndaki yeri Balkan
Politikası bağlamında ortaya konulmuş ve ABD dış politikasının dönüşümü bir vaka özelinde
gösterilmiştir. ABD’nin 1990 sonrası dönemde yürüttüğü dış politikasının ve buna uygun
müdahale biçiminin başarılı örneklerinden olan Kosova’nın anlaşılması, bölge ülkeleri ve
bölgeye komşu ülkeler açısından önem arz etmektedir. Doğrudan birincil kaynaklar, karar
alıcıların söylemleri ve Kongre’ye sunulan raporlar, çalışmada kullanılan ana kaynakları
oluşturmaktadır. Çalışma neticesinde Kosova’da yürütülen politikanın, ABD dış
politikasının yeni müdahale biçimine örnek teşkil edecek bir hadise olarak kullanıldığı
görülmüştür.