
Özlem Akkaya
Phone: 02165781269
Address: Yeditepe Üniversitesi 216 Ağustos Yerleşimi
Kayışdağı Cad. 34755 Ataşehir /İstanbul
Address: Yeditepe Üniversitesi 216 Ağustos Yerleşimi
Kayışdağı Cad. 34755 Ataşehir /İstanbul
less
Related Authors
Andreas Umland
National University of "Kyiv-Mohyla Academy"
Andrea Peto
Central European University
David Seamon
Kansas State University
Armando Marques-Guedes
UNL - New University of Lisbon
Emrah Safa Gürkan (ESG)
Istanbul 29 Mayis University
Remus Gabriel Anghel
National University of Political Studies and Public Administration
Stephen Whittle
Manchester Metropolitan University
Luca Barra
Università di Bologna
Victor Pickard
University of Pennsylvania
Stephanie Seul
University of Bremen
InterestsView All (7)
Uploads
Papers by Özlem Akkaya
filmlerinden Aile Arasında’nın (Ozan Açıktan, 2017) toplumsal cinsiyet söylemi, filmin karakter temsillerinin, özellikle de erkek kahraman temsilinin eleştirel analizi aracılığıyla irdelenmektedir. Söz konusu temsillerde toplumsal cinsiyet düzenini meşrulaştıran ve ona meydan okuyan yönlerin neler olduğu ve filmin içerdiği bu gerilimin anlatının sonunda nasıl bir çözüme bağlandığı sorulmakta, böylece filmin toplumsal cinsiyet ideolojisiyle nasıl bir diyaloga girdiği gösterilmektedir. Çalışma postfeminist bir kültürel iklimin izini taşıyan hicivsel erkeklik temsillerinin toplumsal cinsiyet ideolojisi açısından anlamı üzerine de öngörüler sunmaktadır. Nitel içerik analizi yönteminin benimsendiği ve karakter temsillerinin toplumsal cinsiyet açısından taşıdığı yan anlamların sorgulandığı çalışma, filmde sunulan erkeklik ve aile ideallerinin bir değişmeden değişim arzusunu yeniden ürettiği sonucuna varmıştır. Bu arzu, özellikle erkek kahramanın sergilediği akışkan erkeklik icrası etrafında inşa edilmektedir. Çalışma bu icranın toplumsal cinsiyet düzeninin hiyerarşik yapısının sürdürülmesindeki rolünü sorgularken, söz konusu akışkanlığın ihtiva ettiği boşluklarda başka bir dünya ihtimalinin izini de aramaktadır.
kurgulanmıştır. Feminist medya eleştirisi TV’nin bir manipülasyon aracı olmadığını vurgulayarak kadınların medya üretimine aktif katılımına dikkat çeker.
Türkiye’de ise cinsiyet üzerine yürütülen mücadelerin bir alanı olarak medya üretiminde devlet ideolojisi ve pratikleri kritik öneme sahiptir. Kemalist devletin kadınların kamudaki görünürlüğü için açtığı potansiyel alanlar arasında medya da yer almaktadır. Ancak kadını “modern bir ev hanımı” olarak idealize eden Kemalist ideoloji bir yandan da kadınların kamusal varlıklarına önemli sınırlar getirmektedir. Türkiye’de yayıncılık tarihine dair anlatılarda TRT devlet kontrolü altındaki hiyerarşik bir piramit gibi sunulur. Ancak, TRT’de çalışmış kişilerin
anıları TRT’nin her zaman devlet ideolojisinin sözcüsü olmadığını, aksine yayıncılığın günlük pratiklerinde çalışanların “şeylerin kurulu düzeni”ni bir yandan yeniden üretirken diğer yandan buna karşı mücadele edip dönüştürdüğünü,
cinsiyet kimliklerinin de bu diyalektikten muaf olmadığını göstermektedir. Bu makale yukarıda söz edilenlerin ışığında 1980’lerden önce TRT’de çeşitli pozisyonlarda çalışarak popüler bir TV figürü haline gelen Jülide Gülizar’ın
yaşam öyküsüne odaklanacaktır. Makale, Türkiye’de yayıncılıktaki gündelik pratiklerin cinsiyetçi tahakkümü bir yandan yeniden üretirken öte yandan kadınlara buna karşı mücadele etme olanağı sağladığını göstermeye çalışacaktır.
Books by Özlem Akkaya
filmlerinden Aile Arasında’nın (Ozan Açıktan, 2017) toplumsal cinsiyet söylemi, filmin karakter temsillerinin, özellikle de erkek kahraman temsilinin eleştirel analizi aracılığıyla irdelenmektedir. Söz konusu temsillerde toplumsal cinsiyet düzenini meşrulaştıran ve ona meydan okuyan yönlerin neler olduğu ve filmin içerdiği bu gerilimin anlatının sonunda nasıl bir çözüme bağlandığı sorulmakta, böylece filmin toplumsal cinsiyet ideolojisiyle nasıl bir diyaloga girdiği gösterilmektedir. Çalışma postfeminist bir kültürel iklimin izini taşıyan hicivsel erkeklik temsillerinin toplumsal cinsiyet ideolojisi açısından anlamı üzerine de öngörüler sunmaktadır. Nitel içerik analizi yönteminin benimsendiği ve karakter temsillerinin toplumsal cinsiyet açısından taşıdığı yan anlamların sorgulandığı çalışma, filmde sunulan erkeklik ve aile ideallerinin bir değişmeden değişim arzusunu yeniden ürettiği sonucuna varmıştır. Bu arzu, özellikle erkek kahramanın sergilediği akışkan erkeklik icrası etrafında inşa edilmektedir. Çalışma bu icranın toplumsal cinsiyet düzeninin hiyerarşik yapısının sürdürülmesindeki rolünü sorgularken, söz konusu akışkanlığın ihtiva ettiği boşluklarda başka bir dünya ihtimalinin izini de aramaktadır.
kurgulanmıştır. Feminist medya eleştirisi TV’nin bir manipülasyon aracı olmadığını vurgulayarak kadınların medya üretimine aktif katılımına dikkat çeker.
Türkiye’de ise cinsiyet üzerine yürütülen mücadelerin bir alanı olarak medya üretiminde devlet ideolojisi ve pratikleri kritik öneme sahiptir. Kemalist devletin kadınların kamudaki görünürlüğü için açtığı potansiyel alanlar arasında medya da yer almaktadır. Ancak kadını “modern bir ev hanımı” olarak idealize eden Kemalist ideoloji bir yandan da kadınların kamusal varlıklarına önemli sınırlar getirmektedir. Türkiye’de yayıncılık tarihine dair anlatılarda TRT devlet kontrolü altındaki hiyerarşik bir piramit gibi sunulur. Ancak, TRT’de çalışmış kişilerin
anıları TRT’nin her zaman devlet ideolojisinin sözcüsü olmadığını, aksine yayıncılığın günlük pratiklerinde çalışanların “şeylerin kurulu düzeni”ni bir yandan yeniden üretirken diğer yandan buna karşı mücadele edip dönüştürdüğünü,
cinsiyet kimliklerinin de bu diyalektikten muaf olmadığını göstermektedir. Bu makale yukarıda söz edilenlerin ışığında 1980’lerden önce TRT’de çeşitli pozisyonlarda çalışarak popüler bir TV figürü haline gelen Jülide Gülizar’ın
yaşam öyküsüne odaklanacaktır. Makale, Türkiye’de yayıncılıktaki gündelik pratiklerin cinsiyetçi tahakkümü bir yandan yeniden üretirken öte yandan kadınlara buna karşı mücadele etme olanağı sağladığını göstermeye çalışacaktır.