Papers by Hasene Aydın

Türkiye Türkçesinde ad işletme ekleri içerisinde yer alan çokluk eki-{lAr}, başka işlevleri de ol... more Türkiye Türkçesinde ad işletme ekleri içerisinde yer alan çokluk eki-{lAr}, başka işlevleri de olmakla birlikte, temelde belirsiz çokluk yapma işlevine sahiptir. Sözcük görünümünde olan adların üzerine gelen ekin bu kullanımlarda çokluğuna işaret ettiği varlık, nesne vb. bellidir. Sözcük öbeklerinde kullanılması durumundaysa çokluğu bildirilen kavram, nesne, eşya vb. değişebilmektedir. Örneğin "kırmızı elbiseler" dendiğinde sıfat tamlaması "kırmızı elbiseler" mi, "kırmızı elbise" midir? Bir başka deyişle "kırmızı" sıfatı, "elbiseler" çoğul adını mı tamlamaktadır? Yoksa-{lAr} eki, aynı türde birden fazla "kırmızı elbise"nin olduğunu anlatmakta yani ekin kapsama alanına ad görevindeki sıfat tamlaması mı girmektedir? Biçimsel olarak her iki çözüm de olasıdır. Burada doğru çözümleme için bağlam devreye girmelidir. Yine "limonata bardakları" örneğinde çokluk eki, biçimsel olarak üzerine geldiği "bardak" sözcüğünü mü çoğul yapmaktadır, yoksa çoğul hâle gelen yapı "limonata bardağı" mıdır? Dilin bir dizge olması, çokluk ekinin işletim özelliğini de bütün içerisinde anlamsal ve biçimsel olarak birlikte değerlendirmeyi gerektirir. Bağlamın dikkate alınmasının sözcük çözümlemelerinde yol gösterici olacağı düşünüldüğü için bu çalışmada Türkiye Türkçesi yazı ve konuşma diline ait örneklerde yer alan ad tamlamaları, sıfat tamlamaları, iyelik öbekleri gibi farklı yapılarda çokluk ekinin kullanımı incelenmekte ve ekin kapsama alanı bağlam temelli bir yaklaşımla değerlendirilmektedir. İncelenen örnekler göstermektedir ki çokluk ekiyle işletime giren yapıyı yani ekin kapsama alanını belirlerken hem biçimsel hem de anlamsal olarak değerlendirme yapılmalıdır.

Idioms that both contribute to the operation of the principle of least effort in the language and... more Idioms that both contribute to the operation of the principle of least effort in the language and serve the aesthetic aspect of the language are among the important elements of the vocabulary of languages. These formulaic expressions fed from various sources are closely related to the traditions, beliefs, lifestyles and practices of societies. One of the important sources of idioms that have the characteristics of a cultural code because of this feature is mythology. Many mythological elements that exist in folk beliefs live in idioms. In this study, idioms that were established with the names of supernatural creatures originating from mythology or that refer to these creatures used in Turkey Turkish were discussed in order to contribute to both mythology studies and researches on the meanings of idioms. In this context, the characteristics of the supernatural creatures named Ağırlık, Anka / Zümrüdüanka, Azrail, cadı, canavar, cin / ecinni, Çarşamba Karısı, dağ anası / dağlar anası, dev, dev anası, Devlet Kuşu / Talih Kuşu, ejder / ejderha, Gulyabani, Hızır, huri, İfrit, melek, peri, şeytan, Tepegöz, zebani reflected in idioms are examined. It has been seen that the said creatures are included in idioms because of their physical properties or appearances (huri gibi, dev anası etc.), behaviors and habits (Gulyabani gibi tepesine binmek, İfrit kesilmek etc.), the places they live or are in (şeytanın yattığı yeri bilmek, in cin top oynamak etc.). Knowing the relevant features of supernatural creatures is effective in making sense of idioms. This shows that while analyzing idioms, it is necessary to have background knowledge about mythology.

+90 (505) 795 8 124 / +90 (216) 773 0 616 04-Cümle sınırlarının belirlenmesi üzerine notlar: Okta... more +90 (505) 795 8 124 / +90 (216) 773 0 616 04-Cümle sınırlarının belirlenmesi üzerine notlar: Oktay Akbal'ın "Hayri Bey'li Üsküdar" öyküsü örneğiyle 1 Hasene AYDIN 2 APA: Aydın, H. (2020). Cümle sınırlarının belirlenmesi üzerine notlar: Oktay Akbal'ın "Hayri Bey'li Üsküdar" öyküsü örneğiyle. RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, (Ö8), 54-69. DOI: 10.29000/rumelide.821786. Öz Dilin bir dizge olarak algılanmasıyla birlikte dil incelemeleri, bütüncül bir bakış açısıyla yapılmaya başlamış; bu da araştırmalarda cümleden daha büyük dil birimlerine yönelmeyi gerektirmiştir. Böylelikle çalışmalar, giderek, birbiriyle bağlantılı cümlelerden oluşan cümle üstü birimler üzerinde yoğunlaşmış; cümle üstü birimler de bir metin ortaya koymak üzere bir araya geldikleri için metinler üzerinde çalışmak da kaçınılmaz olmuştur. Ancak bir metni anlayabilmek için ilk olarak onu meydana getiren temel malzemeyi değerlendirmek gerektiği düşünülmektedir. Cümle, önce cümle üstü birimin, sonra da metin denen bütünün yapı taşı olarak kullanılan bir dil birimidir. Öyleyse metin çözümlerken yapılması gereken ilk iş, metni oluşturan cümleleri belirlemek, cümlelerin sınırını çizmektir. Vericinin amacına ve tercihlerine bağlı olarak çeşitli biçimlerde kurgulanan cümlelerin sınırının bağlama dayalı olarak belirlenmesi zorunludur. Yazılı metinler söz konusu olduğunda vericinin üslubu, noktalama işaretlerinin kullanımı, kiplik bildirimi, iletilen yargı sayısı gibi çeşitli unsurlar, bu noktada yönlendirici olmaktadır. Bu çalışmada Oktay Akbal'ın "Hayri Bey'li Üsküdar" adlı öyküsü örnek alınarak bir metni oluşturan cümlelerin sınırının nasıl çizileceği konusu üzerinde durulmuştur. Yapılan incelemeden hareketle, metinlerde cümleler belirlenirken ölçüt olarak değerlendirilebilecek bazı noktaların olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ögelerin kurgusal özellikleri, yan önermelerdeki yargı sayısı, yargısız anlatımların anlamsal özellikleri, eksiltili ifadeler, cümleler arasındaki anlamsal ve biçimsel ilişkiler, kiplik anlatımları, noktalama işaretleri gibi unsurlar, cümle olarak değerlendirilecek yapıları belirlemede etkin rol oynamaktadır. Anahtar kelimeler: Cümle, cümle sınırı, cümle sonu belirleme Notes on determining the lines of sentences: with the example of Oktay Akbal's "Hayri Bey'li Üsküdar" story Abstract
R u m e l i D E D i l v e E d e b i y a t A r a ş t ı r m a l a r ı D e r g i s i 2 0 1 9. Ö 6 (K... more R u m e l i D E D i l v e E d e b i y a t A r a ş t ı r m a l a r ı D e r g i s i 2 0 1 9. Ö 6 (K a s ı m) / X X I X

It is known that literary works have a very important place in determining the existence of vocab... more It is known that literary works have a very important place in determining the existence of vocabulary in languages. Writers and poets work on language units in the context of their own styles and opinions, using the possibilities offered by the language in their works. Thus, when the literary works are revealed, the materials of the language are also presented. In these works it is often seen that vocabulary is expanded and enriched with new uses. Therefore, the contribution of the artists who are interested in literature to the formation of vocabulary cannot be denied. In this study, Oktay Akbal, one of the most important figures of Turkish literature and who is best known for his stories was taken as an example. The stories of Akbal, who wrote for more than fifty years, until the end of his life, were evaluated in terms of contributions to the Turkish Dictionary. Within the scope of the study, the words (noktalaşmak, telaşçı etc.), phrases (sokaklık elbise, hayal yıkıntısı, yorgun ölgün, geceler gündüzler dolusu etc.), expressions (göz kulak kesilmek, yüreğine soğuk sular boşanmak, kurası gelmek etc.) used in the author's stories but not found in the Turkish Dictionary were examined. Also the language units (bücür, bildik, uyuklamak, gürül gürül etc.) which are in the dictionary but used in the stories with different meanings or tasks and suitable examples for some headings (fındıkçı: Baş örtülü taze tam fındıkçıydı, her defa bir başkasiyle; vergi: Bu konuda Zekâi beyin de kendine vergi ne güzel fikirleri vardı, ne eşsiz buluşları? etc.) that have been given meaning in the dictionary but are not embodied in witnesses were studied. In this sense, it is aimed to contribute to Turkish dictionary studies by detecting new uses. Oktay Akbal'ın Öykülerinden Türkçe Sözlük'e Katkılar 2 ÖZET Edebî eserlerin, dillerdeki söz varlığını tespit etmede oldukça önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Yazar ve şairler, ürettikleri çalışmalarda dilin kendilerine sunduğu olanaklardan yararlanarak dil birimlerini üslupları ve görüşleri çerçevesinde işlerler. Böylece edebî değeri olan eserler ortaya çıkarken araç olarak kullanılan dile ait malzemeler de sunulmuş olur. Bu eserlerde çoğu zaman yeni kullanımlarla söz dağarcığının genişletildiği ve zenginleştirildiği görülür. Dolayısıyla edebiyatla ilgilenen sanatçıların söz varlığı oluşumuna katkıları yadsınamaz. Bu çalışmada da Türk edebiyatının önemli isimlerinden ve daha çok öykücülüğüyle tanınmış Oktay Akbal, örnek olarak alınmış ve ömrünün sonuna kadar olmak üzere elli yılı aşkın bir süre yazı yazan Akbal'ın öyküleri, Türkçe Sözlük'e katkıları bakımından değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamında yazarın öykülerinde kullandığı ancak Türkçe Sözlük'te yer bulamamış sözcükler (noktalaşmak, telaşçı vb.), sözcük öbekleri (sokaklık elbise, hayal yıkıntısı, yorgun ölgün, geceler gündüzler dolusu vb.), deyimler (göz kulak kesilmek, yüreğine soğuk sular boşanmak, kurası gelmek vb.) ile sözlükte yer almakla birlikte öykülerde farklı anlamlar ya da görevlerle kullanılan dil birimleri (bücür, bildik, uyuklamak, gürül gürül vb.) ve sözlükte anlamı verilmesine karşın örneklerle somutlaştırılmamış bazı madde başlarına uygun cümleler (fındıkçı: Baş örtülü taze tam fındıkçıydı, her defa bir başkasiyle; vergi: Bu konuda Zekâi beyin de kendine vergi ne güzel fikirleri vardı, ne eşsiz buluşları? vb.) incelenmektedir. Bu anlamda yeni kullanımların tespit edilmesiyle Türkçe sözlük çalışmalarına katkıda bulunulması hedeflenmiştir.

ÖZET Bursa'daki üç merkez ilçeye (Osmangazi, Nilüfer, Yıldırım) ait cadde, mahalle, sokak adların... more ÖZET Bursa'daki üç merkez ilçeye (Osmangazi, Nilüfer, Yıldırım) ait cadde, mahalle, sokak adlarının tümü, " tamlayan+tamlanan " yapısındadır ve sözcük öbeği meydana getirir. Bu çalışmada, söz konusu öbeklerin tamlayanları ele alınmış ve birleşik yapılı tamlayanlar, oluşumlarına göre değerlendirilmiştir. İnceleme sonunda farklı yapılar tespit edilerek bu sözcük öbekleri, on beş gruba ayrılmıştır: ad tamlaması, sıfat tamlaması, belirtisiz sıfat tamlaması, unvan öbeği, birleşik ad (kişi adları), sayı öbeği, cümle, eksiltili yapı, ters yapı, yükleme öbeği, ikileme, iyelik öbeği, yönelme öbeği /-e'li sözcük öbeği, ortaç öbeği, diğer. ABSTRACT All the names of avenues, districts and streets belonging to three central counties (Osmangazi, Nilüfer, Yıldırım) of Bursa have " determinant + determinated " composition and form phrases. The determinants of these phrases were tackled in this study and the compound determinants were evaluated according to their formations. At the end of the study different structures were determined and these

Bursa'daki iş yeri adlarında Türkçenin kullanımı irdelendiğinde karşımıza tahmin edebildiğimiz so... more Bursa'daki iş yeri adlarında Türkçenin kullanımı irdelendiğinde karşımıza tahmin edebildiğimiz sonuçlar çıkmaktadır. Ne yazık ki ortaya çıkan tablo, hem düşündürücü hem de inciticidir. Yapılan çalışma sonunda 22.433 iş yeri adının 1596'sının % 7'lik oranla tamamen Türkçe, 6574'ünün % 29'luk oranla tamamen yabancı, 14.263'ünün % 64'lük oranla Türkçe ve yabancı sözcük karışımından oluştuğu belirlenmiştir. Tamamen Türkçe sözcüklerin oluşturduğu iş yeri adları, yanlarına gelen agency, anonim şirket, butik, collection, dershane, fabrika, kolektif şirket, limitet şirket, mal, malzeme, merkez, mobilya, otel, sanayi, tekstil, ticaret, tour vb. sözcükler nedeniyle ayrı bir gruba geçmekte ve tamamı Türkçe sözcüklerle kurulu iş yeri adlarının genel veri içindeki yüzdelik dilimini aşağıya çekmektedir. Türkçe sözcüklerden oluşmuş iş yeri adı kullanımındaki başarısızlık ya da yabancı sözcüklerin, Türkçe sözcüklerle el ele verip kullanıma çıkışı, dili doğru Bu çalıĢma, Uludağ Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Komisyonu tarafından desteklenen "Bursa"daki ĠĢ Yeri, Cadde, Mahalle, Sokak Adlarında Türkçenin Kullanımı" adlı, F-2007 nolu proje verilerine dayanılarak hazırlanmıĢtır.

Öz Oktay Akbal'ın öykülerinin derlem olarak kullanıldığı bu çalışma, yazınsal metinlerde dil bilg... more Öz Oktay Akbal'ın öykülerinin derlem olarak kullanıldığı bu çalışma, yazınsal metinlerde dil bilgisel açıdan zaman incelemesi nasıl yapılmalıdır, sorusuna cevap aramak üzere dil bilgisel zaman işaretleyicilerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Gerçek zamanın dil birimleriyle kodlanmasını ifade eden dil bilgisel zaman, sadece ekler ve belirteçlerle işaretlenmeyen karmaşık ve bütünsel bir düzeneğe sahiptir. Yetkin bir zaman incelemesi için değerlendirilmesi gereken dil bilgisel zaman işaretleyicileri, çalışmada şöyle belirlenmiştir: zaman ekleri ve zaman ekleriyle kurulu yapılar, zaman belirteçleri, zamanla ilgili bilgi veren diğer dil birimleri, dil dışı göndergeler, metin içi bağlamdan elde edilen ipuçları, metinler arası ilişkiler. Zaman belirleyen bu unsurların bütüncül bir yaklaşımla, birbirleriyle kurdukları ilişkiler çerçevesinde değerlendirilmesi ve zaman konusuna cümle üstü birim düzeyinde yaklaşılması gerekmektedir. Abstract This study which Oktay Akbal's stories were used as corpus in aims to evaluate tense markers to look for answers to the question that how to be done time analysing from a grammatical point of view in literary texts. The tense which points out that the encoding of time with language units has a complete and complex mechanism that is not marked with suffixes and adverbs only. The tense markers which are required to be evaluated for a competent tense analysing are determined as follows in the study: tense suffixes and structures that are formed with tense suffixes, adverbs of time, other language units about the time, non-linguistic references, clues that are obtained from text context, intertextual relationships. It is need to be evaluated these elements that determine the tense with an integrated approach and within the scope of the relations they have established with each other and also be approached to tense topic at a level of major unit than sentence.
Dilin bir sistem olmasının sonuçlarından biri, her dil biriminin ait olduğu bütün yani bağlam içi... more Dilin bir sistem olmasının sonuçlarından biri, her dil biriminin ait olduğu bütün yani bağlam içinde değer kazanmasıdır. Bu da dil incelemelerinde bağlamın dikkate alınmasını zorunlu kılar.

It is said that there are not imperfect and dubitative of imperative in grammar books. In spite o... more It is said that there are not imperfect and dubitative of imperative in grammar books. In spite of this it is seen that -{DI} and -{mIş} may get together with imperatives as in the examples "Varsın yıkılsındı ne varsa.", "Niçin bu adam İnce Memeddir desinler de ağıt söylesinlerdi üstüne?", "Geçerken bana gümrükten bir karton sigara alsınmış istersem.", "Dur ben bir düşüneyimdi.", "Şimdi gidelimmiş…", "Dert ettiğim şeye baktı.". These examples have widespread application in language. These attract the attention that the said suffixes do not form combined suffix structures like -{sIndI}, -{sInlArdI}, -{sInmIş}, -{sInlArmIş}, -{AyImdI}, -{AlImdI}, -{Ø+DI} etc. and -{DI} and -{mIş} involve not only imperatives but also the whole sentences that are formed by verbs conjugated with imperatives. In this way a structure having predicate that is an internal sentence consists of and this structure that it's subject is in deep structure is used as nominal sentence. -{DI} and -{mIş} undertake a function as a statement transfer or consideration transfer in this structure. -{DI} is generally used for transfer of witnessed and known expressions. In case -{mIş} is used for transfer of earwitnessed and learned statements or considerations else emphasize witnessed but despised, ridiculed and unacceptable expressions. The statements and considerations that belong to both transmitter and others can be transferred using said structures. This transfer can be determined by evaluation tips within the frame of the context. It is thought that it is direct transfer when the sentences that are formed by verbs conjugated with imperatives are given exactly the same and transferred with -{DI} and -{mIş}; it is free indirect transfer when the sentence has some changes in this structure.

Metinlerarası ilişkileri konu edinen çalışmalarda metinlerarasılık kavramının genellikle farklı y... more Metinlerarası ilişkileri konu edinen çalışmalarda metinlerarasılık kavramının genellikle farklı yazarlara ait eserler arasındaki etkileşimler olarak ele alındığı görülür. Ancak aynı yazarın farklı eserlerinin karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesiyle de metinler arasındaki ortak konuların ve söylemlerin saptanabileceği; bunların da metinlerarası ilişkiler bağlamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Buradan hareketle metinlerarası ilişkilerin bir metin içinde belirgin biçimde verilmeyen zamanı da somutlaştırabileceği düşünülmektedir. Çalışmada bu bakış açısıyla Oktay Akbal'ın öyküleri değerlendirilmiş ve metinlerarası ilişkilerin zaman belirleyici unsur olarak kullanımı incelenmiştir. Zaman çözümlemelerinde metinlerarası ilişkiler bağlamında sunulan ipuçlarından yararlanmak; metin içinde zaman ekleri, zaman belirteçleri, zaman bildiren sözcükler, metin bağlamı gibi unsurlarla netleşmeyen zaman kavramını anlamlandırabilmeyi sağlamaktadır.

Özet En yetkin iletişim aracı olan dil, sistemli çalışmasını bazı kurallarla örülmüş olmasına bor... more Özet En yetkin iletişim aracı olan dil, sistemli çalışmasını bazı kurallarla örülmüş olmasına borçludur. Bu kurallardan biri de " en az çaba ilkesi " terimiyle ifade edilmektedir. " Dilde tutumluluk, dil ekonomisi " gibi adlarla da bilinen bu ilkeye göre, gereksiz yapılardan, tekrarlardan kaçınmak; sözü dolaysız ve ekonomik ama etkili biçimde söylemek gerekmektedir. Çünkü iletişimde en kısa yoldan hedefe ulaşmak esastır. Türkçede de dilde ekonomi sağlamak, zamandan ve emekten tasarruf etmek için pek çok yöntemin benimsendiği görülür. Bu amaçla, örneğin, sıfır tekrar yoluyla gereksiz birimler derin yapıda bırakılır ya da eksik tekrara başvurularak daha kısa birimler tercih edilir; alıcının bildiği tanımlı birimler kullanılır; kimi bilgiler, dil dışı göndermeler devreye sokularak sezdirilir; deyim ve atasözlerinden yararlanılır; konuşmada ve yazıda bazı ses olaylarıyla kısaltmalara gidilir; kimi zaman sözcükler, yerlerini eklere bırakır; kimi zaman da ekler düşer. İşte bu çalışma, her dilde doğal biçimde gerçekleşen en az çaba ilkesinin dilimizde nasıl işletildiğine, tasarruf adına Türkiye Türkçesinin, kurallar çerçevesinde, hangi yöntemlere başvurduğuna değinerek dil ekonomisini açıklamayı amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: En az çaba ilkesi, dil ekonomisi, eksilti. Abstract Language which is the most competent communication tool owes its systematic working to some rules. One of these rules is " the least effort law ". It is also known with the names such " zipf's law, economy of language ". According to this law people who use the language should avoid from unnecessary structures and repetitions and say the word direct and economical but effectively. Because to reach the target from the shortest path is essential in communication. Many methods are adopted for providing economy in language, saving time and effort in Turkish too. For example unnecessary units are left in deep structure by zero repeat or shorter units are preferred by lacking repeat; defined units which are known by receiver are used; some informations are adumbrated with non-linguistic references; idioms and proverbs are used; some abbreviations are made with some sound events in speech and writing; sometimes words give place to affixes; sometimes affixes drop. This study aims to explain the economy of language referring how does the least effort law work which occurs natively in all languages in our language and which methods are referred in Turkey Turkish in the interest of saving within the frame of the rules.

ÖZET Bir dizge olan dilde, sözlük anlamları olmamasına karşın bağlayıcılık göreviyle kullanılan d... more ÖZET Bir dizge olan dilde, sözlük anlamları olmamasına karşın bağlayıcılık göreviyle kullanılan dil birimlerinin Türkiye Türkçesindeki görev adı " bağlaç " tır. Bağlaçlar; sözcükleri, sözcük öbeklerini, cümleleri, ögeleri birbirine bağlayan öncül, bağımsız, görevsel biçimbirimlerdir. Türkçede sıklıkla kullanılan bağlaçlardan biri, " ya " dır. Tek başına kullanılabildiği gibi, " ya…ya " , " ya da " , " ya…ya da " , " veya " , " yahut " , " veyahut " gibi biçimlerde ve " olur ya " , " öyle ya " , " malum ya " , " var ya " kalıp yapıları içinde de görülebilmektedir. Bunlar, yüzey yapıda biçimsel olarak yaptıkları bağlantıları ayrıca pekiştirme, açıklama, anımsatma, seçenek sunma, soru sorma, onaylama, kuşku, öfke, karşıtlık bildirme gibi anlamsal katkılarla güçlendirirler. Özellikle tek başına kullanılan " ya " nın çok çeşitli anlamsal görevler üstlendiği dikkat çekicidir. Anahtar Kelimeler: Bağlaç, anlamsal işlev, biçimsel işlev. ABSTRACT Semantic Functions of " Ya " Which is Used in Conjunction Function The function name of the linguistic components which are used with combine function whereas they don't have lexical meanings in the language, that is a system, is " conjunction " in Turkey Turkish. Conjuntions are antecedent,

ÖZET Dilde en az çaba ilkesi, gereksiz tekrarlardan kaçınma zorunluluğu, estetik kaygılar gibi ne... more ÖZET Dilde en az çaba ilkesi, gereksiz tekrarlardan kaçınma zorunluluğu, estetik kaygılar gibi nedenlerle iletişim sırasında kimi dil birimlerinin derin yapıda bırakıldığı görülür. Bunun sonucunda yüzey yapıda bazı boşluklar ortaya çıkar. Söz konusu boşlukları gösterirken sözcük / sözcük öbeği için sıfır birim (Ø), ek için de sıfır biçimbirim (-Ø) kullanılır. Yüzey yapıda herhangi bir işareti olmayan ancak dil denen dizge içinde var olduğu ve işlev üstlendiği kabul edilen dil birimlerini ifade eden sıfır birim / sıfır biçimbirim, söz konusu dil birimlerinin ortak göstergesidir. Dolayısıyla her sıfır birim / sıfır biçimbirimin gösterileni ve işlevi farklıdır. Dilde pek çok dil birimi, yüzey yapıda sıfır birim / sıfır biçimbirimle karşılanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, sıfır birim / sıfır biçimbirimin dildeki kullanım alanlarını saptamaktır. ABSTRACT Some language units are left in deep structure during communication due to least effort law in language, necessity of keeping away from unnecessary repetitions, aesthetical concerns etc. and consequently some spaces come up in surface structure. Zero unit (Ø) is used for words / phrases and zero morpheme (-Ø) is used for suffixes for the purpose of showing these spaces. Zero unit / zero morpheme express the language units which don't have any indicators in surface structure but have a function in language system. They are common indicators of these language units. Accordingly the language units that are described by each zero unit / zero morpheme and their functions are different. Many language units are described by zero unit / zero morpheme in surface structure in language. The aim of this study is to determine the areas of usage of zero unit / zero morpheme in language.
Book Reviews by Hasene Aydın
Kurallarla belirlenmiş bir işleyiş düzeni içinde varlık gösteren dil, iletişim işlevini sahip old... more Kurallarla belirlenmiş bir işleyiş düzeni içinde varlık gösteren dil, iletişim işlevini sahip olduğu çeşitli dil birimlerini kullanarak yerine getirmektedir. Söz konusu dil birimlerinden bir
Uploads
Papers by Hasene Aydın
Book Reviews by Hasene Aydın