Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
4 pages
1 file
Bu kitabın Türkiye'deki basım, yayın ve satış hakları Anı Yayıncılık Eğitim ve Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri herhangi bir bilgi depolama ve erişim sistemiyle, mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik veya başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, aktarılamaz, dağıtılamaz.
2018
Küreselleşmenin kaçınılmaz sonucu olan rekabette avantaj yakalamak isteyen firmalar bir takım enstrümanlara ihtiyaç duymaktadır. Bu enstrümanların hiç kuşkusuz en etkilisi inovasyondur. İşletmeler süreklilik esasına göre hareket eden yapılardır. Süreklilik sağlamak her geçen gün işletmeler için daha da zor hale gelmektedir. Bu durumunda işletmeler ayakta kalarak, kendilerine mavi okyanus stratejileri kazandıracak ilave güçlerin peşinden koşmaktadırlar. Alan yazın tarandığında inovasyonun dünyada artan şöhreti görülmektedir. Sektörün adı her ne olursa olsun inovasyonla ilgili ciddi arayışların olduğu aşikardır. Yenilikçilik olarak bilinen inovasyon sürdürülebilir rekabette anahtar rol oynamaktadır. Yeni dünya düzeni sahip olunan kaynakların en etkin şekilde varlığa dönüştürülmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Kaynakların korunarak varlığa dönüşebilmesi de klasik anlayışlarla değil, inovatif düşünce sistemini kültür haline dönüştürmekle mümkündür.
İnovasyon Yönetimi, 2020
Teknolojik (bilgi, bilişim, iletişim vb.) gelişim, küreselleşme, pazarlama stratejilerinin değişmesi, dünya ekonomilerinin hızla büyümesi ve bunun sonucunda tüketici ihtiyaç ve taleplerinde yaşanan değişimler rekabeti uluslararası bir boyuta taşımıştır. İşletmeler günümüzde pazar konumlarını koruyabilmek ve uzun dönemli karlılıklarını artırabilmek için mevcut stratejik ve pazarlama planlarını değiştirmek zorunda kalmaktadır. İşletmelerin uluslararası boyutta yaşanan bu değişimlere uyum sağlayabilmesi için kreatif düşüncelere öncelik vermeleri ve inovatif çalışmalara yönelerek yeni ürünler ortaya çıkarmaları gerekmektedir (Hancıoğlu ve Yeşilaydın, 2016: 106). İnovasyon ve/ veya yeni ürün, tüketicilerin yeni ve farklı olarak algıladıkları olguları temsil etmektedir. Yeni ürün geliştirme çalışmaları zor, maliyetli ve riskli bir süreç olmasına rağmen işletmelerin pazarda faal olabilmeleri ve rekabetin gerisinde kalmamaları açısından mecburidir. Yeni ürün kavramı var olan ürünün değiştirilmesi veya örgüt bünyesinde olmayan bir ürünün meydana getirilerek pazara arz edilmesi olarak ifade edilmektedir. Yeni ürün geliştirme sürecine geçilmeden önce inovatif ürün fikirlerinin oluşturulması gerekmektedir. Yeni ürün fikirlerinin uzun dönemli olabilmesi için fikirler etkin bir şekilde planlanmalı ve test edilmelidir. Bu nedenle işletmeler yeni ürünü test ederken; ürünün arz edileceği pazarı iyi bir şekilde analiz etmeli, teknolojik gelişmeleri yakından takip etmeli ve tüketici ihtiyaçlarını/ taleplerini belirlemelidir (Paksoy, 2017: 68). Özetle işletmelerin, inovasyon çalışmalarının önemini algılaması pazarda var olabilmeleri açısından önem arz ederken; inovasyon çalışmaları sonucu ortaya çıkarılan yeni ürünlerin müşterilere yarar sağlayacak formda geliştirilmesi işletmenin rakiplerine fark atabilmesi ve üründen verim elde edebilmesi açısından büyük önem arz etmektedir. İnovasyon ve yeni ürün kavramlarının son yıllarda işletmeler açısından bu denli önem hale gelmesi ve ulusal/ uluslararası çalışmalara konu olması bu çalışmanın ortaya çıkmasına kaynak olmuştur. Bu nedenle çalışmanın asıl amacını; inovasyon ve yeni ürün geliştirme kavramlarının tanımlanması ve bu iki kavram arasındaki ilişkinin gün yüzüne çıkarılması oluşturmaktadır. Bu bağlamda çalışma üç adımda tamamlanmıştır. Birinci adımda; yeni ürün geliştirme ve inovasyon kavramları açıklanarak aralarındaki ilişki ortaya konulmuştur. Devamında ise, yeni ürün geliştirme sürecinin aşamaları incelenmiştir. İkinci adımda; inovasyon yeteneğinin yeni ürün geliştirme başarısına etkisi araştırılmış ve araştırma ulusal ve uluslararası literatürde yer alan çalışma sonuçları ile desteklenmiştir. Çalışmanın son adımında ise; inovatif ürünlerde tüketici yayılımı araştırılarak bilgi verilmeye çalışılmıştır.
2018
The foundation of the capitalist economic system is based on innovation. Thus, from the first industrial revolution to the industry 4.0, innovation is the basis of the expansion of capitalism. Innovation has become the key to competition and productivity in the global economic system. Countries or firms that hold this key can survive in the market economy. Countries such as Japan, South Korea, Germany, and Italy, which are leading in innovation activities, have increased their productivity and competitiveness as of the 1970s and have become the leading actors in today's economies. On the other hand, it can be said that similar factor efficient to unbalanced distribution of global innovation activities with unbalanced distribution in domestic of innovation activities. We see that these countries have aglomeration in certain regions of domestic innovation activities and even regional specializations have occurred. For
International Journal of Management and Administration, 2017
İnovasyon ya da anlam olarak tam karşılamasa da dilimizdeki karşılığı olan yenilik kavramı son yıllarda birçok alanda araştırma yapan bilim adamlarının en fazla ilgisini çeken kavramlardan biri olmuştur. İnovasyon kısaca farklı, değişik, yeni fikirler geliştirerek değer katan, özgün ürün ve hizmetler ortaya koymaktır. Yoğun rekabet şartlarında işletmelerin ayakta kalabilmeleri ürün ve ya hizmetlerinde inovasyon yapmalarıyla mümkün olmaktadır. Öyle ki günümüzde şirketler ancak yenilik yaparak tüketicilerin hızlı bir şekilde gelişen ihtiyaçlarına cevap verebilir ve rakiplerinden her zaman için bir adım öteye geçebilir. Bu doğrultuda çalışmanın amacı, inovasyonla ilgili literatür özeti yaparak konuyla ilgili kavramsal bir çerçeve oluşturmak ve inovasyon hakkında ilgili çevrelere yönelik farkındalık oluşturmaktır.
METAVERSE: Yeni Gerçeklik Paradigmaları, 2023
Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Nobel Akademik Yayıncılık, 2011 yılından beri "tanınmış uluslararası yayınevi" statüsündedir.
Dijitalleşen Dünyada Yönetsel Yaklaşımlar, 2022
2019
Bu makalede, inovasyon, icat, teknoloji ve bilim kavramlari acikliga ve seciklige kavusturulmaya ve aralarindaki iliskiler gosterilmeye calisilmistir. Ozellikle inovasyon kavramina odaklanilmistir.
STRATEJIK İŞLETME YÖNETIMINDE TEKNOLOJININ ENDÜSTRIYEL SÜRECI, 2022
Metaverse son yıllarda gündeme girmiş olmasına rağmen teknolojik açıdan pek de yeni olmayan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilgisayar ekranında yaşadığımız iki boyutlu (2D) sanal tecrübenin artık üç boyutlu (3D) olarak yaşanması ve bu bağlamda oluşturulmak istenen dijital evren diye ifade edebiliriz. Daha basit bir örnekle anlatacak olursak akşam işten evimize geldik, bilgisayarınızı açıp web adresini girdikten sonra ekrandan dünya kupası finalini izliyoruz. Bu normal şartlarda bizim iki boyutlu bilgisayar ekranında tecrübe ettiğimiz sanal dünya. Aynı tecrübeyi Metaverse olarak düşünecek olursak; akşam işten evimize geldik VR gözlüklerimizi takıp evimizin kanepesinde otururken stattaymış gibi, gözlükler vasıtasıyla üç boyutlu olarak dünya kupası finalini yaşıyoruz. Yani maçı ekrana bakarak değil dijital dünyada oluşan yansımasına (dijital ikiz) girerek izliyoruz. Bu deneyimi de dijital evrendeki avatarımız vasıtasıyla gerçekleştiriyoruz. Ekrandan izlerken fiziksel ve algısal olarak aynı yerdeyken, Metaversede fiziksel olarak yerimizdeyken algısal olarak değiliz. Tabi bu durum Metaverse’i değil orada yaşanan deneyimi anlatıyor. Metaverse ise bahsettiğimiz örnekteki gibi internetin yaşanacağı ortak evren olarak düşünülebilir. Tüm dünyadaki insanların aynı oyunu oynadığını düşündüğümüzde olacak şey; herkes aynı oyun içerisinde ama oyunun kurduğu dünyada farklı yerlerde farklı işlerle meşgul olduğu bir sanal evren. Tıpkı gerçek yaşamımız gibi; aynı dünyadayız ama etkileşimimiz sınırlı bir çevrede sürüyor. Aradaki fark bu yenidünyada sanal kolaylıklarla yaşayacak olmamız. Yani bilet ücreti ödemeden, uzun ve yorucu yolculuk zahmetine katlanmadan Sumela Manastırı’nın dijital ikizini (fiziksel bir varlığın sanal modeli) gezebileceğiz. Tabi bu durum gezinin tamamen ücretsiz olacağı anlamına gelmiyor. Muhtemelen içeri giriş için küçük bir meblağ ödememiz gerekebilir. İlerleyen dönemde sanal turizm gibi yeni bir iş kolu oluştuğuna şahit olabiliriz belki de.
İnovasyon Ekosistemi 2, 2024
Bu bölümde, inovasyon kavramı felsefi ve diyalektik bir bakış açısıyla ele alınmaktadır. İnovasyonun, yalnızca teknolojik ya da ekonomik bir süreç değil, toplumsal ve felsefi boyutları olan karmaşık bir yapı olduğu açıklanmaktadır. Bu bağlamda, inovasyonun hem ilerlemeyi hem de çatışmaları barındırdığı, yeni fikirlerin ortaya çıkmasının mevcut sistemdeki çelişkilerden kaynaklandığı belirtilmektedir. Özellikle diyalektik inovasyon, sürekli bir yenilik döngüsü yaratarak eski ile yeni arasında bir sentez oluşturma süreci olarak betimlenmektedir. Bölümde, inovasyonun evrimsel gelişiminin incelenmesi ve diyalektik yöntemle ele alınmasının daha eksiksiz ve başarılı sonuçlara ulaştırabileceği savunulmaktadır. Aynı zamanda inovasyonun felsefi boyutları tartışılarak, kapitalist sistemin bu süreç üzerindeki etkisi eleştirilmektedir. İnovasyonun, kapitalizmin itici gücü olarak sermaye tarafından şekillendirildiği ve bu durumun felsefi olarak sorgulanması gerektiği ileri sürülmektedir. İnovasyonun diyalektik yöntemle yeniden düşünülmesi ve ele alınması gerektiğinin vurgusu yapılmaktadır.
Türkiye ve benzeri kişi başı gelir sahip ülkelere son yirmi senedir fikri mülkiyet korumasının yasalaştırılması ve uygulanması yönünde yoğun bir baskı mevcut. Türkiye, bu baskıya direnmek bir tarafa, kendi gelir grubu içinde bu sürecin öncülüğünü üstlenmiş bir ülke. Bu sürecin Türkiye’ye verdiği bu yazıda ele alamadığımız zararların yanı sıra yukarıda sunulan veriler, fikri mülkiyetin kurumsallaşmasının Türkiye’deki üretim ilişkilerine olumlu bir katkıda bulunmadığını göstermekte. Konuya bu açıdan bakıldığında, bu dönemde olanlar ithal-ikameci dönemde Türkiye’ye “montaj sanayi kur ve kalkın” nasihatiyle benzerlik gösteriyor. Bu nasihatlerin Türkiye’yi dünya ortalamasının üstünde bir refah seviyesine taşımadığını bugün artık açık şekilde görebiliyoruz. Dünya ortalamasıyla benzer büyüme oranları ile dünyanın geri kalanı kadar “kalkınan” Türkiye bu kısıtlı birikimi de büyük oranda 2000’li yıllardaki kısa erimli politikalar ile kaybettiği zaman neticesinde eritti. 2008 krizinden sonraki durgunluk döneminde de 2000’lerin başında sağlanan kısmi ve kısa süreli gelir artışı da aşınarak, Türkiye ekonomisi yarım asırdır çakılı kaldığı konuma geri döndü.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
CIDA International 2022 Bildiri Özetleri, 2022
Toros Üniversitesi İİSBF Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Istanbul University - DergiPark, 2022
Journal of Life Economics, 2020
İnovasyon Ekosistemi 1, 2024
Özgür Yayınları eBooks, 2023
Journal of Social Research and Behavioral Sciences
Journal of social, humanities and administrative sciences, 2022
Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dergisi, 2024
İktisadi İdari ve Siyasal Araştırmalar Dergisi, 2018
Necmettin Erbakan Universitesi Siyasal Bilgiler Fakultesi Dergisi, 2021
SAVUNMA KAYNAKLARININ PLANLANMASI VE YÖNETİMİ, 2021