Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, Medeniyet Sanat
https://doi.org/10.46641/medeniyetsanat.803883…
16 pages
1 file
Bu çalışmanın amacı, tarihi konutların müze olarak işlevlendirilmesindeki uygunluk düzeyinin ortaya konulmasıdır. Konutların müzeye dönüştürülmesinde uğradığı müdahale şekli ve düzeyi çerçevesinde problem ele alınmıştır. Tarihi yapıların işlevlendirilmesinde mevcut yapının sahip olduğu değerlerin korunması ile yapının yeni işlevini karşılaması arasındaki dengenin kurulması önemli bir noktadır. Çalışmada, yeniden işlevlendirmede, konutlara yapılan müdahaleyi tespit etmek için görüşme, mekân analizi ve yerinde gözlem çalışması yapılmıştır. İstanbul’un Beyoğlu ilçesi içerisinde bulunan ve konuttan müzeye dönüştürülmüş Adam Mickiewichz, Masumiyet, Orhan Kemal ve Doğançay Müzeleri çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Müze ev işlevinin konut yapılarının sürekliliği açısından uygun olduğu, sanat evi ve koleksiyon evi olarak kullanıldığı noktada mevcut yapıya müdahalelerin arttığı ve aslının daha az korunduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak tarihi yapının korunmasında bir yöntem olan yeniden işlevlendirmede mevcut konutun mekânsal boyutları ve birim sayısı dikkate alınarak işlev önerilmesi, müdahale düzeyini en aza indirmekte ve böylece mevcut daha iyi korunabilmektedir.
İDEALKENT
Bu çalışma, geçmişte kentin çeperleri ve gelişme alanları olan ancak günümüzün mevcut konut alanlarından bir mahallenin işlevsel ve morfolojik dönüşümünü araştırmaktadır. Kentleşme süreçlerinde yaşanan işlevsel dönüşüm, çok merkezlilik, desantrilizasyon ve alt merkez oluşumları kavramsal çerçeveyi oluşturmaktadır. Araştırmada ticari firmaların konut çevrelerinde yer seçmeyi tercih etmeleri Beysukent-Planlamacılar Sitesi üzerinden sorgulanmakta; işlevsel-fiziksel dönüşüm süreci ve alt merkezleşme eğilimleri ile işlevlerin kümelenmeleri araştırılmaktadır. Adını 1980li yıllarda Devlet Planlama Teşkilatı bürokratları konut kooperatifinden alan Planlamacılar Sitesi, orta-üst gelir grubuna hitap eden, bahçeli konutlardan oluşan Beysukent mahallesindedir. 1980ler’de planlanan ve 1990lı yılların başında konut çevresi olarak yaşam başlayan Planlamacılar Sitesi, hızla gelişen Çayyolu’na geçiş aksı Angora Bulvarı’ında yer almasıyla ticari işlevlerin yoğun tercihine maruz kalmış, işlevsel-fizik...
Art-e Sanat Dergisi
Sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan yaşanan değişimler, değişen ihtiyaçlar, nüfus artışı gibi çeşitli etkenler tarihi çevrede yeni yapıların yapılmasını zorunlu kılmıştır. Bu bağlamda tarihi çevrede yeni yapı tasarımı korumacılık olgusunun ortaya çıkışından bu yana sürekli tartışılan bir konu olmuştur. Özellikle mevcut dokuya uygun olmayan yeni yapıların yapılması tarihi çevreyi büyük oranda tahrip etmiş, var olan değerler yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Bütün bunların bir sonucu olarak tarihi çevrede yeni yapı konusunda uluslararası tüzükler, bildirgeler, ilkeler yayınlanmış, çeşitli ülkeler konu ile ilgili standartlar oluşturmuştur. Bu çalışmada, Türkiye ve Avrupa’dan toplam beş adet tarihi çevrede yapılan yeni müze yapısı; tasarımsal başarısı ile içinde bulunduğu tarihi dokuyla olan ilişkisi ve uyumu açısından, uluslararası tüzük, bildirge, ilke ve standartların yol göstericiliğinde değerlendirilmiştir. Bahse konu standartlarda tarihi çevrede yeni yapı ilkeleri a...
In recent studies, it has been revealed that building art forms and especially housing formations are affected by many variables. In the architectural pattern, the form is developed by following the function, which arises from the socio-cultural need of the human being. For this reason, housing formations have emerged not only as a result of physical effects or factors but also as a result of the suppression or manipulation of all social life factors. The traditional Anatolian house is the product of material culture accumulation formed by the determination of the lifestyle experienced for many years. It is a reflection of the individual's personality and worldview with its material, form and equipment. The "middle space", which is the focus of all the activities of the home life in the Anatolian residence, has a reference volume; It became the main determinant of the plan by transforming into an outer courtyard in warm climates, life in temperate regions, and a tandoori house in cold climates. The rich historical culture of the geography where the house was built has also been one of the shape determinants of the formal structure. The division of the harem-salon, which is formed due to the religious sensitivity brought by the belief in privacy, is also the agent of the furnishing of the interiors of the rooms and the shaping of the room elements. The structure of Anatolian houses, which were created with the principle of the generality of a single form and a single structure, is simple and can be read from the outside. The Anatolian house is built with an architectural style that is suitable for life, nature and environmental conditions, and instead of struggling with nature, it adapts to it and participates in the life cycle of nature. The construction methods of the Anatolian house are based on the principle of convenience and the dimensions are determined on the basis of human dimensions. In Anatolian housing construction, where the direction of the facades is determined by considering even the direction of the wind, the houses face the sunrise. Anatolian residences, built with the nobility of simplicity, have captured the aesthetics on the facades with the contrast of occupancy-space, gradation and depth of projection. This study aims to increase the recognition of traditional Anatolian residential architecture, which has emerged as a result of long historical experiences, and to create exemplary applications for future residential building designs. The study questions the function factor that determines the formation of the building elements, including the selection and planning of the place where the traditional Anatolian house will be built, and its relations with life. In addition, in the study, an answer is sought to the question of why the traditional Anatolian house is the type of building desired by the society.
Tarihi geçmişi neolitik döneme kadar geriye giden Konya ve çevresi tarihi süreç içerisinde birçok devletin hakimiyetine girmiş bir bölgedir. Gerek toprak altında gerekse toprak üstünde bulunan farklı kültürlere ait sanat eserleri bunun en önemli delilidir. Konya’nın özellikle Selçuklular tarafından fethedilmesi ve akabinde devletin başkenti olmasından sonra önemli mimari yapılar vücuda getirmişlerdir. Başta Sultan ve ailesi olmak üzere, vezirler, devlet adamları, varlıklı kimseler tarafından başta cami ve mescit olmak üzere, saray, medrese, tekke, zaviye, türbe, kervansaray, hamam gibi anıtsal eserler yaptırarak Konya ve çevresini bir Türk-İslam şehrine dönüştürmüşlerdir. Bu mimari eserleri içerisinde cami ve mescitlerin ayrı bir yer vardır. İl merkezinden köylere varıncaya kadar İslamiyet’in yayıldığı bölgelerde farklı malzeme ve plan şemalarında çok sayıda ibadet mekânı inşa edilmiştir. Bunlar içerisinde taşıyıcı sistemi ve üst örtüsü ahşap olan, ahşap destekli/direkli olarak adlandırılan yapılar ayrı bir grubu oluşturur. İlk örneklerini Karahanlı ve Gazneliler devrinden itibaren görmeye başladığımız ahşap camiler Anadolu’da Selçuklulardan başlayarak Beylik ve Osmanlı döneminde ülkenin her tarafına yayılmıştır. Bunun sebebi Orta Asya’dan gelerek Anadolu’yu yurt edinen Türklerin geleneklerini buralarda da devam ettirmiş olmalarındandır. Türklerin ilk yerleşme bölgesi ve başkentleri olması nedeniyle de Konya çevresi bu geleneğin en yaygın uygulandığı merkez olmuştur. Konya dışında Ankara, Kastamonu, Niğde, Afyon ilinde aynı geleneğin izleri görülür. Konya’da Bozkır, Hadim, Taşkent, Seydişehir, Doğanhisar bölgelerinin yanı sıra özelliklede Beyşehir ve çevresinde bu geleneği 13. yüzyılın sonlarından başlayarak 19. Yüzyıla kadar yapımı artarak devam etmiş olup Emen Camii de bunlardan birisidir. Kitabesine göre 1622 yılında inşa edilen camii, moloz taş duvarlı, mihraba dik olarak uzanan üç sahınlı plan şemasına sahiptir. Üzeri ahşap düz tavan örtülüdür. Emen Camii’ni önemli kılan mukarnaslı sütun başlıkları ile ahşap profilli yastıklar üzerinde yer alan kalemişi süslemeleridir. Bu çalışmada Emen Camii plan, mimari, süsleme özellikleri açısından tanıtılarak ahşap direkli camiler içerisindeki yeri ve önemi ortaya konulacaktır.
Türkiye Bilimler Akademisi Kültür Envanteri Dergisi, 2020
Kültür eksenli kentsel dönüşüm politikalarının bir parçası olarak müze kavramı yapı sınırından kente yayılmış ve kentsel dönüşümün önemli bir bileşeni haline gelmiştir. Müzeleşme olarak adlandırılan bu dönüşümün sonucunda; kentsel alanların bazı nitelikleri kasıtlı olarak öne çıkartılıp, korunup, sunulurken; diğer nitelikleri ihmal edilmiştir. Bu nedenle müzeleşme, çoğunlukla yaşayan bir kent parçasının turistlere yönelik kurgulanmış bir sahne olmasına neden olur. Günümüzde, kültürün somut ve somut olmayan pek çok özelliği müzelerde sunulmakta, terkedilmiş yapıların çoğu müzeye çevrilmekte ve tarihi alanlar müze alanları veya açık hava müzelerine dönüştürülmektedir. Türkiye göz önüne alındığında ise; Sultanahmet Bölgesi, Aya İrini’nin 1846’da sergi mekânı olarak düzenlenmesinden günümüze kadar, kent ölçeğinde değişen müzeleşme yaklaşımlarının izlendiği en önemli alanlardan biridir. Bu bağlamda makale, Sultanahmet Bölgesi üzerinden müzeleşmenin yapı sınırlarından çıkıp kente nasıl yayıldığı ve değişen ideoloji ve kültür politikalarıyla geçmişin müzeleşme yoluyla kent formunda yeniden nasıl oluşturulduğu ve kavramsallaştırıldığını tartışmaktadır.
İnönü Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi, 2019
Günümüzde bilginin hızla çoğalması beraberinde birçok sorunu getirmiştir. Bunlar; algılama, akılda kalıcılık, görsel kirlilik ve kent kimliği gibi sorunlardır. Bu sorunlar bilginin tasarlanması ihtiyacını doğurmuştur. Bu bilgiler için yapılan tasarımlar, bilgilendirme tasarımları olarak tanımlanmaktadır. Teknolojinin sürekli ve hızlı bir şekilde gelişim göstermesi her alanı etkileyip gelişmesine sebep olacağı gibi bilgilendirme tasarımı alanında da değişikliklere sebep olacaktır. Bu düşünceden yola çıkarak araştırmada ele alınan bilgilendirme tasarımlarında kimlik, algılama, anlaşılma ve görsel kirlilik gibi sorunları ortadan kaldıracak yeni, modern bilgilendirme tasarımı oluşturulmuş ayrıca, tarihi kültürel varlıkların bilgilendirme tasarımlarında yeni bir uygulama olacak QR kod sistemi kullanılmıştır. Bunun yanı sıra bilgilendirme tasarımı üzerinde bir öge olarak kullanılan QR kod şifrelemesi içerisinde mobil web site tasarlanmıştır. Bu sayede kullanıcıların web site içerisinde ta...
6th International Symposium on Natural Hazards and Disaster Management 21-23 October 2022 (ISHAD2022 Bursa - Turkey), 2022
Çalışmada afet nedeniyle hasar gören yapıların müze kapsamında sergilemenin bir parçası olarak kullanımı incelenmiştir. Afetlerin ardından afet etkilerini toplumla doğrudan paylaşmaya yönelik birçok müze ve afet hatıra salonları kurulmaktadır. Afetten etkilenen yapılar, geçmiş afetin somut izlerini taşımanın yanında anı değeri de taşımaktadır. Hasarlı yapıların korunarak sergilenmesi, afet deneyimlerinin ziyaretçilere aktarılmasında önemli bir görev üstlenmektedir. Deprem, heyelan, sel su baskınları, tsunami, volkanik patlama gibi farklı tehlikelerle ilişkili afetlere odaklanan müzelerin toplum afet bilinci geliştirmeye de katkısı bulunmaktadır. Çalışmada afet harabeleri hasarlı yapıların müze kapsamında sergilendiği örnekler; afet bilgisi, sergi unsuru olarak kullanılan yapı özellikleri ve sergileme biçimleri açısından ele alınmıştır. Değerlendirmede literatürden elde edilen verilerden yararlanılmıştır. Başta Japonya olmak üzere deprem kaynaklı afeti kapsayan çok sayıda afet müzesi bulunmaktadır. Afet harabelerinin sergilenmesi sürecinde sürdürülebilirliğin sağlanması önemlidir. Afet nedeniyle hasar gören yapıların somut bir kanıt olarak ziyarete açılmasının toplum afet bilinci geliştirmeye katkı sağladığı söylemek mümkündür.
Üç aşama içinde geliştirilecek olan "Tarlabaşı Rehabilitasyon Projesi"nin araştırma grubu, Tarlabaşı semti ile ilgili olarak, 1999 yılından itibaren çalışmalarını sürdürmektedir ve semtin gerek fiziksel ve gerekse sosyokültürel tabanı ile ilgilenmişlerdir.
Türkiye Bilimler Akademisi Kültür Envanteri Dergisi
Kültür eksenli kentsel dönüşüm politikalarının bir parçası olarak müze kavramı yapı sınırından kente yayılmış ve kentsel dönüşümün önemli bir bileşeni haline gelmiştir. Müzeleşme olarak adlandırılan bu dönüşümün sonucunda; kentsel alanların bazı nitelikleri kasıtlı olarak öne çıkartılıp, korunup, sunulurken; diğer nitelikleri ihmal edilmiştir. Bu nedenle müzeleşme, çoğunlukla yaşayan bir kent parçasının turistlere yönelik kurgulanmış bir sahne olmasına neden olur. Günümüzde, kültürün somut ve somut olmayan pek çok özelliği müzelerde sunulmakta, terkedilmiş yapıların çoğu müzeye çevrilmekte ve tarihi alanlar müze alanları veya açık hava müzelerine dönüştürülmektedir. Türkiye göz önüne alındığında ise; Sultanahmet Bölgesi, Aya İrini'nin 1846'da sergi mekânı olarak düzenlenmesinden günümüze kadar, kent ölçeğinde değişen müzeleşme yaklaşımlarının izlendiği en önemli alanlardan biridir. Bu bağlamda makale, Sultanahmet Bölgesi üzerinden müzeleşmenin yapı sınırlarından çıkıp kente nasıl yayıldığı ve değişen ideoloji ve kültür politikalarıyla geçmişin müzeleşme yoluyla kent formunda yeniden nasıl oluşturulduğu ve kavramsallaştırıldığını tartışmaktadır.
Üç aşama içinde geliştirilecek olan "Tarlabaşı Rehabilitasyon Projesi"nin araştırma grubu, Tarlabaşı semti ile ilgili olarak, 1999 yılından itibaren çalışmalarını sürdürmektedir ve semtin gerek fiziksel ve gerekse sosyokültürel tabanı ile ilgilenmişlerdir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015
Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Yaşam Dergisi
Uluslararası 19 Mayıs Multidisipliner Çalışmalar Kongresi, 2019
Toplumda ve Mekanda Adalet Bildiriler Kitabı, 2023
MEGARON / Yıldız Technical University, Faculty of Architecture E-Journal, 2019
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yayınları 856, 2017
Arredemento Mimarlık, 2017
10. Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Kongresi (UBAK), 2021
Mimarlık, 2021
Mimarlık Fakültesi dergisi, 2011
DergiPark (Istanbul University), 2022
MEGARON / Yıldız Technical University, Faculty of Architecture E-Journal, 2023
Tasarim + Kuram
Tasarım + Kuram, 2016
Yusufeli Barajının İlçeye Etkileri, 2015
Karadeniz Araştırmaları, 2021