Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, Baykuş Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi
…
3 pages
1 file
Baykuş Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi'nin 19. sayısında yayınlanmış, İstanbul'un kalbinde geçen bir mağara öyküsü
Journal of Turkish Studies, 2023
Edebiyat tarihimizde beş hececiler olarak bilinen grubun içerisinde yer alan Faruk Nafiz Çamlıbel, bu özelliği dolayısıyla hece şairi olarak tanınmaktadır. Bunun bir neticesi olarak Çamlıbel’in aruz vezninde verdiği eserler yeterince konuşulmamaktadır. Çamlıbel’in bu yönünü ortaya çıkartmak amacıyla bu makalede Han Duvarları aruz vezni açısından incelenmiştir. Bu inceleme neticesinde eserde yer alan 125 şiirden 77’sinin aruzla yazıldığı tespit edilmiştir. Bu sayı Çamlıbel’in hece şairi olduğu kadar bir aruz şairi olarak da tanınmayı hak ettiğini gözler önüne sermektedir. Faruk Nafiz Çamlıbel, who is in the poet group known as "beş hececiler (five poets of the syllable)" in Turkish literary history, is known as a poet of syllable due to this feature. As a result of this, Çamlıbel’s works which he used aruz prosody are not studied sufficiently. In order to reveal this aspect of Çamlıbel, Han Duvarları was examined in terms of aruz prosody in this article. As a result of this study, it was found that 77 of 125 poems in the work were written in aruz prosody. This number displays that Çamlıbel deserves to be known as an aruz prosody poet as well as a poet of syllable.
Dil ve Edebiyat Araştırmaları/Journal of Language and Literature Studies, 2023
Yol veya yolculuk edebiyatın en verimli temlerinden biridir. Gerçek veya hayali, somut veya soyut gelişimsel süreçleri anlatan her edebî metnin bir yolculuğu içkin olduğu öne sürülebilir. Bu bakımdan yol, edebiyatın en büyük metaforlarından biridir aynı zamanda. Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin bir yolculuk şiiriyle başladığı ileri sürülebilir. Bir bakıma mektepten memlekete veya İstanbul’dan Anadolu’ya açılan Türk şiiri, ilk büyük ürününü Anadolu içlerine yapılan bir yolculuğu anlatan “Han Duvarları” şiiriyle verir. Bu şiir aynı zamanda Anadolu realizmi diye nitelendirilebilecek Anadolu coğrafyasının ve Anadolu insanının gerçekçi bir görünüşünü verir bize. İstanbul’dan Anadolu’ya gelen aydın, ihmal edilmiş ve yüzyıllar boyunca taşra olarak önemsenmemiş Anadolu coğrafyası ve insanıyla karşılaşır. Bundan sonra yazılan iki farklı yol şiiri de Faruk Nafiz’in açtığı yolu kendi dönemlerine ve şiir anlayışlarına paralel olarak farklı biçimlerde sürdürürler. Bunlardan biri Orhan Veli’nin “Y...
Özet Her sanatkâr uğraş alanı olduğu sanatının görülmesini ve eserinin en güzel eserler arasında anılmasını görmekten bir yerde mutluluk duyar. Resim ile uğraşan ressam, yapmış olduğu çalışması en güzel ayrıntısına kadar işler ve zihnindeki soyut düşünceleri yapmış olduğu resmine yansıtmaya çalışır. Edebi sanat ürünlerinde her daim güzelin peşinden koşmaya çalışan sanatçı gerek bir ressam gözü ile gerek bir heykeltıraş ustası ile her zaman eserlerinde hayal dünyasında gezinen düşünceleri güzel bir şekilde diğer insanlara yansıtmak ister. Her sanat alanında olduğu gibi edebiyat alanında da her yazar veya şair güzeli göstermek ve sanatının ön plana çıkarmak istemektedir. Resim de renkler, romanda kurgu ve üslup, heykelde canlandırma gibi unsurlar önemlilik arz etmektedir. Edebi ürünler içinde şiirin içindeki kelimelerin de şair için önemli bir yeri bulunmaktadır. Her kelime, şairi duygularındaki, hayal dünyasındaki, düşüncelerini soyutluktan kurtarıp diğer okuyan insanların önüne somut bir şekilde ortaya çıkarmaktadır. Bir eseri edebi güzelliğe ulaştıran, edebi güzellik içinde değerlendirmemizi sağlayan kelimelere yüklediğimiz anlamlardır. Kelimelerin derin anlamlarına bakıldığında edebi eserleri incelerken kullandığımız söz sanatları içinde ‘’betimleme’’ sanatı diğer adı ile ‘’tasvir’’, edebi metinlere güzellik katmaktadır. Geçmişten günümüze kadar birçok şairin şiirinde kullandığı ‘’betimleme’’ sanatı Faruk Nafiz Çamlıbel’in ‘’ Han Duvarları’’ adlı eserinde bir manzaranın resmini kelimelerle anlatır gibi göze çarpmaktadır. Çalışmamızda Faruk Nafiz Çamlıbel’in Han Duvarları adlı şiirindeki ‘’betimleme’’ sanatının şiire katmış olduğu değerler hakkındaki görüşler incelenmiştir. Bir başka açıdan şiir için ‘’betimleme’’ sanatının, şairin duygularındaki soyutluk bağlamı ile kelimelere kattığı somutluk değer incelenmiştir. Anahtar Kelime: Faruk Nafiz Çamlıbel, Han Duvarları, Betimleme, şiir
Meyhane Kitabı, ed. Emine Gürsoy Naskali, İstanbul: Kitabevi, 2019, s. 39 -48.
Tarih Dergisi / Turkish Journal of History, 2021
Şeybani soyundan gelen Küçüm Han, 1563 yılında Sibir Hanlığı'ndaki Taybuga hâkimiyetine son vermiştir. İktidarının ilk yıllarını ağabeyi ile birlikte paylaşmasından dolayı daha çok devletin iç meselelerine yoğunlaşan Küçüm Han, ağabeyinin ölmesiyle birlikte devletin dış meseleleriyle de uğraşmaya başlamıştır. Böylece Moskova'nın 1552 yılında Kazan Hanlığı'nı işgal etmesiyle birlikte Sibirya'ya doğru hız kazanan Rus ilerleyişini durdurmayı kendisine amaç edinmiştir. Bu amacını gerçekleştirmek için ise, Buhara ve Kazan'dan gelen din adamları başta olmak üzere, Sibirya'nın yerli kabilelerinin yardımına ihtiyaç duymuştur. 1573 yılından itibaren din adamlarının ve yerli kabilelerin desteğini alan Küçüm Han, 1582 yılına kadar Sibirya'da son derece başarılı mücadeleler vermiştir. Ancak mücadelelere Stroganovların ve Kozakların dahil olması durumu tersine çevirmiştir. Kozakların, İsker'i işgal etmesi sonucu şehri terk etmek zorunda kalmıştır. 1584 yılında Kozak Ataman'ı Yermak Timofeyeviç'i öldürmeyi başarsa da şehri geri alamamış; ama buna rağmen Yermak Timofeyeviç'in ölümünden sonra Sibirya'ya gelen merkezi Rus birlikleriyle 1598 yılına kadar mücadele etmeyi sürdürmüştür.
Mediterranean Journal of Humanities, 2019
Osmanlı İstanbul'unda müdavimlerine konaklama ve çeşitli ticari imkânlar sunan şehiriçi hanlar, aynı zamanda bazı 'yabancı'lar için hayatın sona erdiği yerlerdi. Şehirde yabancı olarak yaşayan bir han sakini han odasında yalnız başına ölebilirdi. Uzunca süre ikamet edilen han odalarında son nefesini veren bu kişilerden bazıları geriye bıraktıkları eşya ve malî miraslarıyla kayıt altına alınmaktaydılar. Vefat edenlerin geriye kalan her türlü menkul, gayr-i menkul, eşya ve paralarının tespit edilip kayıt altına alındığı tereke kayıtları han sakinlerinin maddi kültürü ve gündelik yaşam pratiklerine dair önemli ipuçları sunmaktadırlar. Her şeyin ötesinde bu malzeme, 18. yüzyılın ikinci yarısında bir han müşterisinin servetinin karakteristik özelliklerini anlama imkânı verir. Bu belgeler, han odasında ölen şehrin 'yabancı'sının maddi dünyasının detaylarını, yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan uyku seti, keyif verici maddelerle ilgili tiryakiliğini gösteren kahve ve duhan takımları, mesleği ile ilgili aletler (asker için silahlar, kumaş tüccarı için top top kumaşlar vs.), giyim ve kuşam unsurları, sahip olduğu nakit para, kimlere borç verdiği ve kimlere borçlu olduğu gibi detayları görme imkânını sunar.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
DergiPark (Istanbul University), 2014
ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLERDE KADIN ÇALIŞMALARI SEMPOZYUM BİLDİRİ KİTABI, 2022
Osmanlı İstanbul I, İBB Kültür AŞ Yayınları, 2014, s. 511-524
Uluslararası Üsküdar Sempozyumu X, Bildiriler, II, 2019
Renk Kitabı, 2017
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, 2022
FARSÇA VE ARAPÇA KAYNAKLARDA TÜRK VE MOĞOL DEVLETLERİ TARİHİ II, ed. Ahmet ÖZTURHAN, 2024
Europan journal of science and technology, 2023
Türk İslâm Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi Journal of the Academic Studies of Turkish-Islamic Civilization, 2021
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2020
Cappadocia Journal of History and Social Sciences
Yalova Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2015
FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2014
Bir Ömür Tarihle Yaşamak: Prof. Dr. Refik Turan, 2022
The Journal of Academic Social Science Studies, 2013