Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2015
…
13 pages
1 file
Sosyoloji disiplininin saglamis oldugu bir tutum olarak sosyolojik dusunme, insanlarin bir zihinsel faaliyet olusturma ve bunu gelistirme cabasidir. Bu zihinsel faaliyet ise suphesiz, toplumsal olay ve olgularin bagli olduklari kurallar butunune iliskin bir faaliyettir. Sosyolojik dusunme...
Universal Journal of History and Culture
oluşuyor. Kitabın "Giriş" bölümünde Kenan Ç agan "sanat sosyolojisiz bir sosyolojininönemli derecede eksik kalacagı"nı söyledikten sonra sanat sosyolojisinin "soluk görünümü"nü şu iki nedenle açıklıyor: a. sanat sosyolojisi sahasında eserler veren sosyal bilimcilerin sosyolog olarak kendilerine yer açamamaları, b. bu sahada verilen eserlerin, sosyolojinin seyriüzerinde tesir meydana getirecek vasıflara ulaşamamış olması. Bunlara ek olarak Kenan Ç agan, "Giriş" kısmının sonlarında bu kitabın, edebî eserlerden hareketle Türk modernleşmesinin istikameti, tahlil ve tenkidi, edebiyat ve sosyoloji münasebeti, edebiyatın ulus inşasındaki rolü, edebiyatın toplumları dönüştürme potansiyeli vd. konulara temas edecegini belirtmektedir. Ç agan, sanat sosyolojisinin, on dokuzuncu asırdaki sosyologlar tarafından alâka görmedigini de kitabın bu ilk kısmında ifade etmektedir. (Hemen ardından da bu umumî kayıtsızlıga iki istisnanın Max Weber ile Georg Simmel oldugunu da dile getirmektedir.) Ayrıca Kenan Ç agan, yine bu bölümde sanat sosyolojisinin dahaöncesindeüç farklı safhadan geçtigini ve halihazırda dördüncü bir safhayı tecrübe etmekte oldugunu belirtmektedir, ki bu tespit sanat sosyolojisi hakkında yeni okumalar yapmaya başlayanlar içinönemli
2017
Kur’an, oncelikle bir insan peygambere, once yakinindakileri olmak uzere herkesi uyarmak, ogretmek, degistirmek, en ust varliga iradi ve akli olarak baglamak uzere gonderilmistir. Muhatabi birey ve toplum olmak uzere kendi deger skalasinin gercekligini bizzat Peygamber araciligiyla pratige donusturmus ve takip edenlerini de benzeri bir yapi icinde tutmanin evrensel ilkelerini onlara Peygamberin derin teblig, aciklama, yasama, acikliga kavusturma ve kisitlamalariyla birlikte miras birakmistir. Sosyoloji ise en temelde toplumu anlama, aciklama, toplumsal grup, kurum ve olaylari sistematik incelemeyi konu ediniyor olmasi hasebiyle Kur’an ile hedef kitleler anlaminda ortak konulara sahip gorunmektedir. Elbette biri ilahi bir kitap, digeri toplumu anlama amacinda kendine has yontemi olan bir ilim dalidir. Bu ikisi her ne kadar kaynak, yontem, amac ve ilkeler bazinda pek cok farkliliklar tasiyorsa da birbirlerine konular itibariyle kaynaklik teskil etmesi de mumkundur. Zira sosyoloji, Mus...
International Workshop on Religious Sciences, 2017
yedi yüzyıl devam eden Endülüs Emevi Devleti, medeniyet konusunda Avrupa'ya öncülük ve rehberlik etmiştir. 7 İnsaniyet-i Suğra ve İnsaniyet-i Kübra Gerçek medeniyet insan nev'ini ilerletir, kemale erdirir, saadete şevk eder. Bediüzzaman, medeniyetin güzellikleri için "insaniyet-i suğra" tabirini kullanır. İslamiyet ise "insaniyet-i kübra"dır. Mehasin-i medeniyet, insaniyet-i kübranın mukaddimesidir. 8 Yani, medeniyetin güzellikleri olan sanayi, teknoloji ve bunların insanlığa getirdiği faydalar, kolaylıklar, insanın diğer canlılardan üstünlüğünün küçük bir göstergesidir. Bunun neticesi olarak insanoğlu, uçaklarla kuşlardan daha sür'atli uçabilmiş, denizde balinaları geçebilmiş, hatta uzayda keşiflere çıkabilmiştir. Bununla beraber, eğer insan, insanlığın en mükemmel şeklini çizen İslâmiyete sarılmazsa, gerçek insanlığı elde edemez. Karga, yerde iken de karga, gökte uçarken yine karga olduğu gibi; kötü ahlâklı birisi de yerde gezerken de o ahlâkı taşır, aya çıksa aynı huyunu oraya da götürür. Nitekim insaniyet-i kübra olan İslâmiyetten ruh almayanlar, insaniyet-i suğra olan medeniyetin iyiliklerini kötüye kullanmışlardır. Yaptıkları uçaklarla masumları bombalamış, uydularla dünyanın her tarafına en müstehcen yayınları yaymış, ele geçirdikleri TV kanallarıyla, rezaletin naşiri durumuna gelmişlerdir. Medeniyetin Artıları Medeniyetin gayesi, topyekûn insanlığın rahata kavuşması ve dünyada mutlu bir hayat yaşamasıdır. 9 Beşeri bilgi tecrübesiyle ulaşılan demokratik devlet, insan hakları, ileri teknoloji, seviyeli sanat gibi değerler, hayatın artılarıdır. Bütün bu artı değerler, hayatı kolaylaştırır, yaşam kalitesini artırır, problemlerinden daha uzak bir hayata ulaştırır.
Gündelik hayatın içerisinde şekillenen ve ortaya çıkan olgulardan biri de ağıttır. Kültüre ve insana ait olan ağıt; ölenin iyi niteliklerini, ölümünden duyulan acıyı dile getiren söz veya ezgi demek olduğu gibi, edebiyatta da ölen bir kimsenin gençliğini, güzelliğini, iyiliklerini, değerlerini, arkada bıraktıklarının acılarını, büyük felaketlerin acılı etkilerini dile getiren söz veya okunan ezgi, yazılan yazı, sagu, mersiye anlamına gelir . İnsanlar, çeşitli sebeplerden dolayı sevdiklerinden ayrılmak zorunda kalırlar. Aslında ağıdın temasını oluşturan şey, acı ve ayrılığın sentezidir. Ölüm, askere gidiş, evlenen kızın evden ayrılması (Çukurova yöresinde kına ağıtları), hastalık, aldatılma üzerine söylenen ağıtlar ayrılığı işlerler. Geleneksellik ifade eden ağıtların da her kültürel olgu gibi tarihleri vardır. İslamiyet öncesinde Öz: Ağıt, yüzyıllardır mekân ve zamanda varlık bulan bir olgudur. Ölüm, yas, büyük felaketler ile birlikte ağlamanın gerçekleş(tiril)mesiyle gözyaşının vücut bulmasıdır. Sesi, sözü vardır; ama her şeyden önce kalıpları yoktur. Ağlama, insanları bağlayan bir unsurdur. Toplumsal birlikteliğe yapılan atıflarda çekilen ortak acılara merkezî bir yer verilir. Toplumsal belleğe işlenen bu acıların vücut bulduğu bir uğraktır ağıtlar. Anadolu'nun çeşitli yörelerinde, farklı renklerde insanların benzer acılara sahip olmasıyla çeşitlenen ağıt, insanları birbirine bağlayan bir gerçekliktir. Ağıt, insanın ve acının varoluşuyla başlamıştır ve insan olduğu sürece devam edecektir. Kimileri bunu mesleki olarak "icra ederken" kimileri de bizzat yaşayarak kelama dökerler. Türkiye' de çeşitli yörelerde, çeşitli ağızlarda, çeşitli dil ve söylemlerle gerçekleştirilen bu eylem (ağıt), kendine ortak bir payda bulur: Acı. Ağıt, "ortak" acının dillenmesidir. Bir duygu arşivi ve tarihi oluşturur. Ağıdın, sosyolojik bilgi yahut muhayyileye değen tarafı, onun toplumsal dayanışmayı, paylaşmayı merkeze almasıdır. Ağıt kolektif bilincin tezahürüdür. Ağıdın cinsiyeti yoktur, fakat ağıt yakıcılar (yananlar) genellikle kadınlar (analar) dır. Ağıt, geleneksel (şifahi) olarak "el alma" ile varlığını devam ettirir. Bu makalede, Durkheim'ın kollektif bilincine atıfla ağıdın toplumsal boyutu ele alınacaktır.
OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2021
Although the history of the views and approaches to understanding and explaining the social life can be traced back to the early periods of human history, the form of understanding of society, which we can call sociological, started with Ibn Khaldun in the 14th century, followed by Western thinkers in the 18th and 19th centuries (Karl Marx Emile Durkheim, Max Weber, etc.) is a product of developed sociological thinking. All forms of understanding, understanding and explaining the social world are valuable in their own historical and social context, whether from a religious, philosophical or scientific point of view. The common point of all these perspectives is the structure, functioning, change, etc. of the society in which we live. to understand the elements and to create a life position or intervention style accordingly. In this respect, the production or discovery of sociological knowledge is aimed at building a better and quality social world and contributing to the possibility of living. As long as one does not end the search for purpose and meaning, which is impossible. Sociological knowledge can also contribute to a more robust belief and worldview consistent with the empirical social world. Sociology or society is a science that works on the interaction of science, society and man. Social (sociological) research extends from the relationships between different individuals who encounter on the street to the global social processes. This discipline focuses on why and how people live regularly in a society as well as how individuals or members of unions, groups or institutions live. The structure, functioning and changes of social phenomena are subject to a regular and regular causal relationship. There is no place for chance in social events. One of the important factors leading to the change of societies is the structure of knowledge in the society in question and the legitimacy of this knowledge. In other words, as the structure and content of knowledge in society change, so do societies. Since knowledge affects individual consciousness and perceptions, it will indirectly affect and direct social behaviors
Sosyolojik Bağlam Dergisi, 2021
This study is concerned with the deciphering of the mental contacts that the students of the sociology department establish with sociology. The founding assumption of the study is to reach the "ghosts" created by sociology in the mind of the individual who is in contact with sociology. The concept of ghost refers to the shadows that sociology creates in the mind. This reference includes the mental patterns of the person after beginning their sociology education. In the data analysis of the study, the interpretive phenomenology approach was preferred. Research data were collected through semi-structured interviews with the participants. First and second-year sociology students who took the Introduction to Sociology and Applied Sociological Studies courses were selected as the sample in the study. In the study, it was aimed to stimulate the information that the participants learned before. During this stimulation, sociologist candidates' belief in sociological knowledge ...
Öz Sosyal sermaye kavramı, modernleşmeyle birlikte başlayan aşırı bireyselliğe karşı tepkiyi ifade etmek adına 20 yy. sonlarından bu yana adını akademik çalışmalarda sıkça duyuran bir kavramdır. Toplumsal alanda ilişki, bağlantı ve ağların birey ve toplum için önemini vurgulama noktasında sosyal ser-maye kavramına atıfta bulunulmaktadır. Sosyal sermayenin varlığının bi-reysel başarı, mutluluk ve sağlık gibi noktalarda olumlu etkilerinin yanın-da toplumsal anlamda da güven, iyi yönetim, yardımlaşma ve sivil toplum katılımları sağlaması noktasında da önemi vurgulanmaktadır. Ayrıca sosyal sermayenin bir kısım akademik çevrelerce ekonomik kalkınmada gizli bir işleve sahip olduğu da ayrıca vurgulanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, sos-yolojik düşüncenin ve sosyolojik analizin enstrümanları arasında önemli bir yer tutan sosyal sermaye nosyonunun James Samuel Coleman ve Pierre Bourdieu'de büründüğü anlam kodlarını karşılaştırmalı bir düzlemde analiz etmektir. Başka bir ifadeyle, toplumsal eşitsizlikler ve elitlerin iktidarına kat-kısı yönüyle sosyal sermayenin Bourdieu'de kazandığı anlam çerçevesiyle; avantaj ve dezavantaj vurguları ile okullardaki akademik başarılar üzerinde-ki etkisini merkeze alan Coleman'cı çizgiyi mukayese etmektir.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi
Bu çalışma, Darülfûnun Sosyoloji Kürsüsünün (1915) kurulmasıyla sosyolojinin bir disiplin olarak kurumsallaşmasından önce Türkiye'de sosyolojik bilgi üretimini tarihsel ve siyasal bağlamda analiz etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada dönemin siyasal ve toplumsal arka planı ile sosyolojik düşüncenin geliştiği düşünce çevreleri ve düşünürler arasındaki örgütlenme ve ilişki biçimleri birlikte ele alınacaktır. Türkiye'de sosyolojik düşüncenin doğduğu evrede hedefi “memleketi kurtarmak” olan farklı sosyolojik perspektiflere sahip düşünce çevreleri arasında yoğun bir siyasi mücadele yaşanmıştır. Mücadelenin tarafları çoğu kez siyasi gerekçelerle sosyolojiyi araçsallaştırırken, sosyolojinin gelişimine de zemin hazırlamış ve gelişim çizgisini belirlemiştir. Bu çerçevede çalışmada; öncelikle 19. yüzyılda sosyolojik düşünceye giden yolu açan gelişmeler ele alınmış ardından sosyolojik düşüncenin gelişim çizgisi 1908 öncesi dönem, 1908-1912 yılları arası ve 1912 sonrası olmak üzere üç dönemd...
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Avrasya terim dergisi, 2022
Future Visions Journal, 2018
Farklı Disiplinlerde Değer Kavramı , 2023
Marmara Coğrafya Dergisi, 2015
Selçuk Üniversitesi edebiyat fakültesi dergisi, 2020
Mediterranean Journal of Humanities, 2021
Türkiye'nin Modernleşme Süreci ve Mekteb-i Mülkiye Sempozyumu , 2019
Araştırma Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü Dergisi (Yayınlanmıyor), 1992
Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, 2022
Akademia Doğa ve İnsan Bilimleri Dergisi, 2021
Sosyoloji Divanı, 2016
NOBEL YAYINEVİ, 2021
Hilmi Ziya Ülken ve Sosyoloji Düşüncesi , 2021