Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2015, Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi
Bu makale, 2011 yılında Gazi Evrenos Bey üzerine tamamladığım doktora tezimin ardından yayınlanan diğer makalelerimde tekrar ettiğim bazı yeni bulgular üzerine tarihçi Heath W. Lowry ile başlayan polemik ve iddialarımı içermektedir. Yayınlarımda ilk defa bahsettiğim, Gazi Evrenos Bey'in etnik menşei üzerine yeni bulgu ve belgelerin yanı sıra ulaştığım sonuçların da söz konusu tarihçi tarafından intihal yoluyla çeşitli vesilelerle yayınlandığını tespit ettim. Bunun üzerine aramızda başlayan akademik tartışma, son olarak kendisinin yayın kurulunda olduğu dergide yazdığı cevapla devam etti. Burada hem kendi iddialarım hem de söz konusu tarihçinin kimi iddialarına karşı bilim camiasını mesele hakkında aydınlatmak amacıyla detaylı bir cevap kaleme alınmıştır.
Moynihan, şu meşhur sözün sahibidir: "Her şahıs kendi görüşlerini yaratabilir, fakat hakikatleri kendine göre değiştiremez."
U.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2015
Ignoring the Rules of the Game: Reply to Heath W. Lowry This article contains some of my claims and the polemics between historian Heath W. Lowry and I, which started on by publication of some of my articles containing the new evidences regarding Gazi Evrenos Bey, that I mentioned about before in my PhD thesis, completed in 2011. I detected that Mr. Lowry has plagiarized and published some material based upon the findings, documents, and conclusions that I mentioned first in my publications. The academic discussion on that matter between me and Mr. Lowry has continued with the current article which he wrote as a response to my claims and published in the journal where he is a member of the editorial board. There I present a detailed response to elaborate my claims, to enlighten the scientific community about the matter, and to answer some claims made by Mr. Lowry. Özet Bu makale, 2011 yılında Gazi Evrenos Bey üzerine tamamladığım doktora tezimin ardından yayınlanan diğer makalelerimde tekrar ettiğim bazı yeni bulgular üzerine tarihçi Heath W. Lowry ile başlayan polemik ve iddialarımı içermektedir. Yayınlarımda ilk defa bahsettiğim, Gazi Evrenos Bey’in etnik menşei üzerine yeni bulgu ve belgelerin yanı sıra ulaştığım sonuçların da söz konusu tarihçi tarafından intihal yoluyla çeşitli vesilelerle yayınlandığını tespit ettim. Bunun üzerine aramızda başlayan akademik tartışma, son olarak kendisinin yayın kurulunda olduğu dergide yazdığı cevapla devam etti. Burada hem kendi iddialarım hem de söz konusu tarihçinin kimi iddialarına karşı bilim camiasını mesele hakkında aydınlatmak amacıyla detaylı bir cevap kaleme alınmıştır.
(Not aşağıdaki yazımı yayınlanması için benim ilk makalemin çıktığı Yedikıta dergisine gönderdim. Yedikıta dergisi yayın kurulu polemik konularında yazılar yayınlamadıklarını belirterek yazımı yayınlamadılar. Daha sonra Lowry’nin Yayın Kulunda bulunduğu Osmanlı Araştırmaları dergisine gönderdim. Dergi ise bana verdiği cevapta “İçeriğinde ileri sürülenlerin yeterince iyi organize edilmediği gerekçesi ile maalesef dergimizde yayınlanamayacağına karar verildi.” diyerek yayınlamayı reddetmiştir. Konu ile alakalı 2 dergininde çeşitli sebeplerle yayınlamayı reddetmeleri üzerine Barabros Hayrediin Paşa’nın hayatı ile ilgili soruların ve suçlamaların cevapsız kalmaması için Tarih ve Düşünce dergisine yayınlamak üzere gönderilmiştir. )
TİAD- Türkiye İlahiyat Araştırmaları Dergisi, 2019
Richard Rorty'nin felsefesi, Wittgenstein'ın dil oyunları nosyonunu kendi düşüncesine adapte ettiği "söz dağarcıkları" kavramı çerçevesinde anlamını bulur. Rorty'nin dil anlayışı iki görüşün sentezinden oluşur. Bunlardan birincisi dilin insanın çevresiyle başa çıkmak için geliştirdiği bir alet olarak ele alındığı pragmatist görüş. Diğeri ise Wittgenstein'in dili kendi kuralları olan bir oyun olarak ele aldığı görüş. Bu iki görüş çerçevesinde oluşturulan Rorty'nin düşüncesi, insanın sadece kendi çevresiyle uyum ve iletişim kurduğu değil, kendisini, çevresini ve hatta Varlığı anlamlandırdığı düşünsel bir çerçeveyi ifade eder. Bu noktada bir dilin içine doğan insan, çevresiyle olan bütün ilişkileriyle beraber ahlaka dair yargılarını ve değerlerini bu dili konuşmaya başlayarak elde eder. Bir dili öğrenmek, bir oyunu öğrenmektir. Bu çerçeve içinde ahlak, toplumsal dayanışma ve bir aradalığın gereği olarak ortaya konulan dil oyununun kurallarından ibarettir.
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2020
Oyunlarının merkezine çoğunlukla tarihsel ve politik olguları taşıyan İngiliz tiyatro yazarı Howard Brenton, İkinci Dünya Savaşı sonrası İngiliz tarihinden beslenen oyun yazarları arasında yer alır. Brenton, oyunlarında İngiltere'nin başarısız iç ve dış siyasetinin sebepleri olan tarihsel ve siyasal sorunları açığa çıkarma amacı güder. Yazarın İngiliz siyasetini eleştirdiği "bir kahramanın trajikomedisi" (Brenton, 2016b) olan Arabistan Ardından Lawrence isimli oyunu da bir istisna değildir. Oyunun Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde geçmesi, Türk tarihinden izler taşıması ve coğrafi sahnesinin Osmanlı'nın Büyük Dünya Savaşı'nda kaybettiği Orta Doğu toprakları olması oyunu ilginç kılan unsurlardır. Arabistan Ardından Lawrence, ilk kez 28 Nisan 2016 tarihinde Hampstead Theatre'da sahnelenmiştir. Bu tarih, Arap isyanının ve Sykes-Picot Antlaşmasının yüzüncü yıl dönümü olmasından dolayı gözardı edilmemelidir. Yeni yüzyılda Orta Doğu'daki çatışmaların, Arap baharı isyanlarının, Suriye'deki gelişmelerin olumsuz etkilerinin sürmesi, oyunu daha da ilginç hale getirir. Yazarın, oyunda İngiltere'nin terörle ilişkili güncel sorunları çözmede geçmişte yaptığı yanlışları görmesi gerektiğini savunduğu söylenmelidir. Ancak, bu çalışma, Arabistan Ardından Lawrence'ı başka bir açıdan ele alır; oyunun başkahramanı olan Lawrence'ı ideoloji kavramıyla inceler. Bu bağlamda, Fransız filozof Louis Althusser'in özellikle Marx İçin, İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları ve Felsefi ve Siyasal Yazılar I isimli çalışmalarından faydalanır. Başkahramanının karmaşası, Althusser'in ideoloji kavramı ışığında ve onun sanat ve edebiyat üzerine görüşlerinden yararlanılarak incelenir. Çalışma, Howard Brenton'ın kahramanını oluştururken, bir tiyatro hammadesi olarak ideolojiden nasıl yararlandığını ve İngiltere'nin politik yanlışları nedeniyle Lawrence'ın içine doğduğu bu ideolojiden nasıl olumsuz bir şekilde etkilendiğini, Althusserci bir yaklaşımla açıklığa kavuşturur.
Oyuncu, oynayacağı karakteri, kendi kişiliği içinde mi yaratmalı; yoksa kendi kişiliği dışında mı aramalıdır? Karakter, oyuncunun kişiliğinin bir varyasyonu mudur; yoksa oyuncunun kişiliği ile bağlantısı olmayan münferit bir varlık mı? Karakter yaratımına ilişkin bu gibi sorular, günümüzde halen geçerliliğini korumakta ve birbirine zıt iki karakter yaratma yaklaşımını ortaya koymaktadır. Bu makalede, söz konusu karakter yaratma yaklaşımlarının incelenmesi amaçlanmaktadır.
İnönü Üniversitesi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
18. Yüzyılın en önemli ve etkili düşünürlerinden biri kuşkusuz İskoç filozof David Hume’dur. Hume yaşadığı dönemin epistemesine uygun olarak bir felsefe inşa etmeye çalışmıştır. Bu epistemenin en belirgin özelliği doğa temelli bilimselliktir. Hakikatin doğada ve doğal yöntemlerle aranması gerektiği biçiminde özetleyebileceğimiz bu yeni paradigmanın etkisinde kalan Hume, aynı metodolojinin moral (insanî) konulara da uygulanması gerektiğine inanmıştır. Bu düşünceden hareketle Hume, insanı bilişsel ve eylemsel durumunu analiz etmeye kalkışmış, insan zihni ve edimlerinin nihai ilkelerini tespit etmeye çalışmıştır. Doğal olarak bu yaklaşım, felsefi çevrelerde çokça söze konu edilmiştir. Bu çalışma Hume’un bu temelde kurmaya çalıştığı moral teorisine ilişkin yapılan kimi değerlendirmeleri analiz etmeyi amaçlamaktadır.
Gri Alan: Tasarım, Norm, Karmaşa, 2019
In the book chapter, the narrative was formed by blending theoretical vision with historical perspective. After giving a piece of short information about the brief history and essential characteristics of video games, "identification models" were determined, leading to a general comparison between video games and cinema. Meanwhile, the narrative was supported by some of the most crucial video games' themes and video game linguistic competence contributions, portraying them as "art pieces." In the following chapter, the ontological meaning of playing games was reassessed through general knowledge and cultural history. The identifier concepts of this chapter were the desire for joy, recovering the lost, self-actualization, testing the limits in a safe environment, discovering the unreal need for knowledge, and mental exercise. In the final chapter, the perception of Turkish Society was criticized upon "fiction culture" by a multi-dimensional perspective to establish an argument that Turkey will not have AAA game productions soon.
Çeviribilim ve Uygulamaları Dergisi, 2023
Tongue twisters, which are created regardless of whether words consisting of similar sounds are meaningful or not, can be considered as a type of game that involves pronouncing difficult sentence patterns. Tongue twisters can be utilized as teaching materials in foreign language teaching and translation studies. In the "Introduction to Translation I" course, which is compulsory for first-year students studying translation at Marmara University at the undergraduate level, the main objective is to develop translation competence. The course focuses on providing instructive translation practices and concrete suggestions that can contribute to the advancement of the field of translation studies. Throughout the course, tongue twisters are used to enhance students' translation skills and proficiency. The source used in the present study is the book titled "100 unpronounceable sentences" written in French by Paul Jampert (2020). The study is limited to 30 French tongue twisters randomly compiled from the respective work. A total of 28 students, 12 in the fall semester of the 2021-2022 academic year and 16 in the fall semester of the 2022-2023 academic year, voluntarily participated in the study. The tongue twister translations were evaluated critically on the basis of Jiří Levý's (1967) game theory, which embodies the principle of the search for reasonable solutions. Through such an evaluation, the study aimed to contribute to the advancement of the field of translation studies in practice. Tongue twisters are also analyzed in terms of transcreation and untranslatability. The present study is an attempt to present a pioneering research that will enable the advancement of both the theoretical and practical fields of translation studies. The study concludes that the translator candidates are able to create new tongue twisters in the target language, make conscious translation decisions in this regard. The tongue twister translations improved learners' problem-solving skills.
Game theory is one of the most significant theories developed in the field of behavioral economics. Especially after the release of the Hollywood movie “ A Beatiful Mind” which tells the story of the Nobel (economics) prize winner John Nash, Game theory, which has a wide range of application in social and natural science, has became much more familier among the society. In this study we will discuss the basic elements of the game theory briefly and then an example will be illustrated for the dominant strategy in simultaneous games.
Oyun Kuramının Sanata Yansımaları, 2023
Sanat; insanlığın var olduğu çok eski zamanlardan günümüze dek süregelen, sanatçının sanat eserini hayal gücüyle oluşturmasıyla ortaya çıkan bir ifade biçimidir. Oyun; hemen herkesin deneyimlediği, hayatın gerçeklerinden uzaklaşarak haz alma durumunun oluştuğu bir aktivitedir. Oyunla beraber insan, ayrı bir boyuta geçerek orada özgürlüğünün tadını çıkarır ve hayal gücünün sınırlarına dek uzanan bir yolculuğa çıkar. Sanatta da bu durumun benzer olduğu gözlemlenmiştir. Birçok unvanının yanı sıra öncelikle bir filozof olan Friedrich Schiller’in dikkatini çeken bu durum, onun; “İnsanı gerçek özgürlüğe ancak sanat kavuşturabilir” mottosuyla “oyun kuramı”nı ortaya çıkarmasına sebep olmuştur. Oyun kuramı bizlere en kısa tabiriyle; “sanat da, oyun da insanı gerçekliğin ötesinde hayal gücünün zenginlikleriyle oluşturulan özgür bir dünyaya kavuşturur” anlayışına dayanır. Bu çalışmamızda bu anlayış; “sanat, oyun ve sanat ilişkisi, oyun kuramı” gibi başlıklar altında incelenecektir.
IJSS, 2020
Bu çalışma güncel olayların toplumsal gerçekliği ile oyunların kuşatıcı özelliklerini bir araya getiren haber oyunları konu edinmektedir. Haber oyunların, vermeyi amaçladığı politik mesajı oyuncuya deneyim ve empati yoluyla aktarmasının etkisi sorgulanmaktadır. Suriyeli mültecileri konu edinen The Refugee Challenge ve 1000 Days Of Syria adlı iki haber oyun seçilerek, biçimsel analizi yapılmıştır. Araştırmanın bulguları haber oyunların mültecilerin yaşadıkları hak ihlallerini oyuncuya deneyimleterek empati kurulmasında etkili olduğu yönündedir.
Marmara Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi, 2000
1960'ta çağda § İslami yasamçı.nın problemleri üzerine yayımlanmı § olan bir makalede Joseph Schacht İslam hukukunun kanunlaştırılmasını tartı §ıyordu. Kanunlaştırmalarla ilgili olarak şu gözlemi yapmıştı:
İletişim Çalışmaları Dergisi, 2022
Günümüzde dijital oyunlar kuşkusuz boş zaman etkinliklerinin başında gelmektedir. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisinde, karantina uygulamaları sürerken birçok birey zaman geçirebilmek adına dijital oyunlara yönelmiştir. Gerçek yaşam pratiklerinden bağımsız bir dünya sunan dijital oyunlar, baktığımızda gerçek yaşamın kaygılarından çok da uzak değildir. Ev ortamında dijital oyunların tüketiminin giderek artması ile oyun başında geçirilen zaman dijital oyunların etkisi üzerine olan kaygıları artırmaktadır. Bugün, dijital oyunlar yaratıcı endüstri içerisinde büyük bir paya sahipken ve e-spor olarak birçok turnuva yapılırken ülkemizde dijital oyunlara karşı beslenen korku ve panik dijital oyun konusunda çalışılması gereken bir nokta olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda, yapılan çalışmada sivil toplum kuruluşlarının ve devlete bağlı yapıların dijital oyun üzerine yayımladığı 6 sosyal medya paylaşımı irdelenmiştir. Bu 6 sosyal medya paylaşımı ise çalışma için en uygun olan özellikler doğrultusunda amaçlı örneklem şeklinde belirlenmiştir. Belirlenen paylaşımlar, eleştirel söylem analizi yöntemi ile çözümlenmiştir. Yapılan çalışma ile; kurum ve kuruluşların dijital oyun konusunda yaptığı uyarıların genel itibariyle belli bir çerçevede yapıldığı, bu uyarıların özellikle bağımlılık kavramı üzerinden şekillendiği ve hâlihazırda var olan korkuların yeniden üretildiği görülmüştür. Dijital oyunların spor olarak değerlendirilemeyeceği ile birtakım bağımlılıklara da yol açabileceği uyarıların önde gelen başlıkları olmuştur.
The Necessity of Keeping Away from Pleasure-Inducing Substances: The Example of Sunbulzade Vehbi’s Masnavi Al-Lutfiyyah, Being the intellectual individuals of the society they are grown up in, poets write up high-order poems in terms of aesthetics as well as educational and didactic texts, and they contribute raising generations equipped with religious, moral and cultural values. They have written nasihatnamehs in verse and pros based on education in this regard. The masnavi called “Lutfiyyah” which is written by a poet of the 18th century, Sunbulzade Vehbi, is remarkable in this respect. Sunbulzade Vehbi aimed to write up this work to educate his twenty one years old son with a particular sense of a father’s compassion and as a sensitive intellectual of the era to train the Ottoman youth in general sense. He also tried to reduce the effects of moral corruption arosen in the social life. This study expounds the chapter of “Der-Tahzîr Ez-Mukeyyifât (Of Making Someone Refrain From Pleasure-Inducing Substances) in the work of Sunbulzade Vehbi’s Masnavi verse “Lutfiyyah”. The author expresses how to avoid from the substances that cause addiction (such as alcohol, wine, tobacco, coffee) and narcotics (opium, opium syrup, marijuana) justifiedly and leans his thoughts to the citations of ayats (verses of Qoran) and hadiths (Prophet’s sayings). He exemplifies the negative effects of pleasure-inducing substances to the body and reveals the damages caused when someone joins place of entertainment and establish closeness with the habitants. I aim to draw attention to the wrongness of approaching pleasure-inducing substances based on a historical and literary text written up in 1790 (Hijri 1205). İçinde yetiştiği toplumun entelektüel bireyleri olarak şairler, estetik değeri yüksek şiirler yazmanın yanı sıra eğitici ve öğretici metinler kaleme alarak dinî, ahlaki ve kültürel değerlerle donanmış bir neslin yetişmesine katkı sağlamışlardır. Bu bağlamda öğreticiliği esas alan manzum ve mensur nasihatnâmeler yazmışlardır. Bu konuda 18. yüzyıl şairlerinden Sünbülzâde Vehbî tarafından yazılan “Lutfiyye” adlı mesnevi dikkate şâyândır. Vehbî’nin yirmi bir-yirmi iki yaşındaki oğlu Lutfullah’a ithafen kaleme aldığı eserinde özel anlamda bir baba şefkatiyle çocuğunu, genel anlamda ise bir entelektüel hassasiyetiyle Osmanlı gençliğini eğitmeyi amaçlamıştır. Bunun yanı sıra toplumsal hayatta baş göstermeye başlayan ahlaki yozlaşmanın etkilerini azaltmaya çalışmıştır. Bu çalışmada, Vehbî’nin mesnevi nazım şekli ile kaleme aldığı “Lutfiyye” adlı eserinin “Der-Tahzîr Ez-Mükeyyifât (Keyif Vericilerden Sakındırma Hakkında)” bölümü şerh edilmiştir. Bu bölümde şair, bağımlılık yapan bazı içecek (içki, şarap, tütün, kahve) ve uyuşturuculardan (afyon, afyon şurubu, esrar) niçin sakınılması gerektiğini gerekçeleriyle ifade etmiş; ayet ve hadis iktibaslarıyla düşüncelerini dinî temellere dayandırmıştır. Keyif veren maddelerin insan bünyesi üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiyi örneklerle anlatmanın yanı sıra, eğlence muhitlerine katılmanın, öyle çevre sakinleri ile dostluk etmenin kişiye verdiği zararı nazara sunmuştur. Bu çalışmayla H 1205 / M 1790 yılında kaleme alınan tarihî ve edebî bir metinden hareketle, keyif veren maddelere iltifat etmenin yanlışlığına dikkat çekmek amaçlanmıştır.
İnönü Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi
1887-1976 yılları arasında yaşayan İngiliz ressam Laurence Stephen Lowry, doğduğu ve yetiştiği yer olan İngiltere’nin kuzey bölgesindeki kent görünümlerini resimlerine konu olarak seçmiştir. Lowry’nin, resimlerinde yer verdiği bu görünümler; dönemin genel özelliklerini yansıtan kent hayatı, fabrikalar, tüten bacalar ve çoğunlukla işçilerden oluşan kalabalık figür gruplarıyla günlük yaşamdan sahneleri yansıtmaktadır. Bu sahneler incelendiğinde, Lowry’nin endüstriyel peyzajlarının; Kuzey İngiltere’nin içinde bulunduğu durum, çağın genel atmosferi, değişen yaşam koşulları, bu koşullar karşısında bireyin yaşadığı dönüşüm ve özellikle 20. yüzyıl Avrupa’sını tümüyle kuşatan modernite gerçeğiyle sıkı bağlara sahip olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Bu sebeple, kalabalık gruplar halinde gidiş gelişleriyle resme ritim kazandıran işçiler üzerinden anlatılan ve bu araştırmanın konusunu oluşturan “Paydos Saati” isimli eserin; Kuzey İngiltere’nin endüstrileşme serüveni ve bu serüvenin günlük...
Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
including mobile, VR glasses, simulations, consoles, etc. The development of technology not only changes computer games but also the of reality. The concepts such as constructed reality have been revealed along with the development of digital games and technological tools. The virtual world that emerged with digital games allows users to experience other world experiences without breaking away from the real world. While users, who have these experiences through digital games, extend their communications and ties on the virtual world, they may also get away from the concrete concepts brought by the real world. Communication takes place in a mediated manner, not face-to-face in these virtual environments. These digital games to which especially the young are addicted can make them asocial by breaking them away from the sociality of real life and get them away from reality by allowing them to establish virtual social worlds. In this study, the addiction caused by digital games and virtual reality will be discussed based on Baudrillard's theory of simulation and simulacras. In the study, it will be focused on how digital games have changed along with technology within the history, and the concept of game addiction and its effects will be examined.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.