Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
İzmir Barosu Dergisi, 2019
İş sözleşmesinin kurulmasından sonra, zamanla değişen koşullar neticesinde bu sözleşmenin koşullarında da değişikliklere gidilmesi gerekebilir. Tarafların karşılıklı anlaşmasıyla işçinin çalışma koşullarının değiştirilmesi her zaman mümkün olabilir. Buna karşın işverenin çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapmak istemesi halinde bunu gerçekleştirebilmesi, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesindeki şartları gerçekleştirmesiyle mümkündür. Kanundaki prosedüre uygun şekilde yapılan değişiklik önerisinin, işçi tarafından kabul edilmemesi halinde işveren, değişikliğin geçerli nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedeni bulunduğunu yazılı olarak işçiye bildirerek, iş sözleşmesini sona erdirebilir. İşverenin bu şekilde sözleşmeyi sona erdirmesi değişiklik feshi olarak ifade edilmektedir. İşçi bu durumda İş Kanunu’nun 17-21. maddelerine göre dava açabilir. Anahtar Kelimeler: Değişiklik feshi, çalışma koşulunda değişiklik, esaslı değişiklik, çalışma koşullarında değişikliği saklı tutma kayıtları, çalışma koşulları
Uluslararası Hukuk Kongresi: Güncel Temalar & Başlıklar International Law Congress: Current Themes & Topics, Legal Yayınevi, Aralık 2018, 2018
Çalışma hayatında esnekliği daha da çok artırmak amacıyla mevzuatımızda son dönemde özellikle 4857 sayılı İş Kanunu ile bu Kanuna dayanılarak hazırlanan yönetmeliklerde pek çok değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikler ile yeni istihdam modelleri ve çalışma usulleri öngörülmüş, işin düzenlenmesi açısından bazı sektörlerde çalışma süreleri, denkleştirme dönemleri ve gece çalışmalarına ilişkin değişiklikler yapılmıştır. Çalışmamızda bu değişiklikler genel olarak özetlendikten sonra turizm sektöründe denkleştirme sürelerinin uzatılmasını öngören değişiklik ile turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmeti yürütülen işlerde gece çalışmalarında çalışma süresini uzatan değişiklik ayrıntısı ile ele alınmış, değişikliğin sebepleri ve sonuçları farklı hukuk sistemleri ve uluslararası hukuktaki düzenlemeler çerçevesinde karşılaştırmalı olarak ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Esneklik, denkleştirme dönemi, gece çalışması, turizm işleri, sağlık işleri, özel güvenlik işleri
Konya Barosu Dergisi, 2023
Rekabet yasağı iş ilişkisi içerisinde tabi olarak işverenin işletmeye dair sırlarını öğrenen işçinin bu bilgileri kullanarak işverenini zarara uğratmasının önüne geçilmesi amacıyla gündeme gelir. İş akdi taraflara birbirlerine yönelik sadakat yükümlülüğünü de yükler. Ancak bu yükümlülük iş akdi sona erdiği anda sona erecektir. Bundan sonra taraflar aralarında yapacakları sözleşme ile işçiye rekabet etmeme yükümlülüğü getirebilirler. Çalışmada rekabet yasağının iş akdi sona erdikten sonraki rekabet kısıtlamaları işlenmiştir. Rekabet yasağı iş hukukunda genellikle zayıf taraf olan işçinin ekonomik geleceğini önemli ölçüde etkilediğinden hukuk sistemleri bu konuyu detaylı şekilde düzenlemiştir. Bu çalışmanın amacı uygulamada detaylı olarak bilinmeyen rekabet yasağı düzenlemelerinin iş hukukunun süjelerine ve uygulayıcılarına tanıtılarak iş ilişkisinin taraflarından hiçbirisi haksızlığa uğratılmadan iş ilişkisinin sonlandırılmasını sağlamaktır.
2011-2012 eğitim öğretim yılı, Malatya ve Bingöl illerinde görevli il eğitim denetmen ve yardımcılarının katılımıyla gerçekleştirilen araştırma nitel araştırma yaklaşımı çerçevesinde yürütülmüştür. Araştırmanın amacı, 14.09.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 652 sayılı KHK ile görev tanımları yeniden yapılan il eğitim denetmen ve yardımcılarının, yapılan bu değişikliklerin iş doyumu ve motivasyonlarına olan yansımaların belirlenm esidir. Araştırmanın verileri, açık-uçlu dört sorudan oluşan görüşme formu ile toplanmış ve içerik analizi tekniği ile analiz edilmiştir. Araştırmanın bulgularına göre görüşleri alınan il eğitim denetmen ve yardımcıları, (1) artan iş yükünü özlük haklarında kayıp, yasal eksiklik, olumsuz bir durum ve kaos şeklinde ifade etmişlerdir. (2) İl eğitim denetmen ve yardımcıları, yapılan değişikliklerin iş doyumu ve motivasyonlarını olumsuz etkilediğini belirtmişlerdir. (3) İl eğitim denetmen ve yardımcıları artan yetki alanı ve iş yükü nedeniyle yeterli zaman bulamadıklarını ifade etmişlerdir. (4) İl eğitim denetmen ve yardımcılarından beklenen verimlilik için yönetsel düzenlemelerin yapılması, eğitim programlarının düzenlenmesi ve özlük haklarında iyileştirmelerin yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Türk İş Hukukunda analık durumunda kadın işçiye ve gerektiğinde babaya tanınan haklar ve izinlerin neler olduğuna dair ufak çaplı bir araştırmanın ürünüdür.
Bu çalışmanın amacı, kişilik-iş uyumunun, iş ve yaşam doyumu ve duygusal tükenmişlik düzeyi üzerine etkisini incelemektir. Çalışmada muhasebeci olarak çalışan 154 kişi üzerinde bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde, frekans dağılımı, korelasyon ve regresyon analizi kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, kişilikleri ile yapmış oldukları meslekleri uyumlu olan bireylerin iş ve yaşam doyumlarının yüksek olduğu görülmektedir. Ayrıca kişilikleri ile meslekleri uyumlu olan bireylerin daha az duygusal tükenmişlik yaşadıkları tespit edilmiştir. Elde edilen bu sonuçlar doğrultusunda, bireylerin kişiliklerine uygun iş veya meslek seçmelerinin yaşam kalitesini ve yapmış olduğu meslekteki başarısını etkileyeceği söylenebilir.
2023
Farklı dönemlerde yaşamış, farklı kültürlerin ve farklı yaşam olaylarının etkisi altında kalmış bireyler arasında kişilik ve davranışsal özellikleri açısından da farklılıklar olduğu görülmektedir. Bireyler arasındaki bu farklılıklar özellikle çalışma hayatında ortaya çıkmaktadır. Bugünün çalışma ortamı, ortak ekonomik ve ticari hedefler doğrultusunda yan yana çalışan beş farklı kuşağı içinde barındırmaktadır. Her kuşağın beklentileri, iletişim şekilleri ve bakış açıları farklı olabilmektedir. Bu farklılıklar göz önünde bulundurulduğunda, işletme sahipleri ve yöneticiler için çalışma ortamında birden fazla kuşağı yönetmek önemli bir konu haline gelmektedir. Bu araştırmanın amacı, çalışma hayatındaki kuşak farklılıklarının insan kaynakları yönetimi üzerindeki etkisini analiz etmektir. Bu doğrultuda Bencsik vd. (2015) tarafından geliştirilen Kuşak Farklılıkları Ölçeği çalışmanın amacına uygun bulunmuş ve soru formunda kullanılmıştır. Araştırmaya Türkiye'de çalışma hayatında yer alan X, Y ve Z kuşağına mensup 546 kişi katılmıştır. SPSS programı kullanılarak, ANOVA ve Ki-kare testleri ile alt örneklem grupları arasındaki farklılıklar analiz edilmiştir. Araştırma kapsamında Z kuşağının yetkinlikleri değerlendirildiğinde, ifadelerin tamamı için verilen yanıtların kuşaklar arasında anlamlı bir şekilde farklılaştığı saptanmıştır. Araştırmaya göre, Z kuşağına mensup bireyler; yaratıcı, uyumlu, kibar, özgün düşünceleri ile güçlü kariyer hedefleri olan ve problem çözme becerisi yüksek bireylerdir. Ayrıca katılımcıların %43,9'u farklı yaş grupları arasındaki kuşak farklılıklarının çalışma ortamında sorun oluşturduğunu düşünmektedir. Nihayet kuşaklar arasındaki çatışmanın en önemli nedenlerinin; iletişim problemleri, düşünme biçimi ve çalışma tarzı olduğu görülmektedir.
Bu yazının tüm hakları saklıdır. Yazının telif hakkı TASAV'a ait olup kaynak gösterilerek yapılacak makul alıntılamalar dışında önceden izin almadan kullanılamaz ve çoğaltılamaz.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 10’uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan hükümde tüzel kişiliği bulunan şirketler tarafından, ortaklardan birine ait iş deneyim belgesinin kullanılabilmesine ilişkin koşullar düzenlenmiştir. Ancak 19.01.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7161 sayılı “Vergi Kanunları İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 30’uncu maddesiyle bu koşullarda bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler halen yürürlüğe girmemiş olmakla birlikte, yürürlük tarihinde yaşanabilecek mağduriyetlerin önüne geçebilmek adına, ortağa ait iş deneyim belgesini kullanan şirketlerin ana sözleşmesinde ivedilikle değişiklik yapılması gerekmektedir.
Özet Bu çalışmanın amacı; ödül sistemi, örgütsel yapı, örgütsel iletişim ve iş tatmini gibi örgütsel faktörlerin, işgörenlerin iç girişimcilik davranışlarına etkisini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda, kuramsal tartışmalar ve görgül araştırma bulguları da dikkate alınarak araştırmamın hipotezleri oluşturulmuştur. Araştırma hipotezleri, Ankara'da kamu ve özel sektörde faaliyet gösteren işletmelerde çalışan 236 beyaz yakalı işgören üzerinde sınanmıştır. Yapılan analizler sonucunda, örgütsel faktörlerin, işgörenlerin iç girişimcilik davranışlarına etkilediği tespit edilmektedir. Ayrıca, iş tatmininin örgütsel faktörler-iç girişimcilik davranışları ilişkisinde kısmi aracılık etkisinin olduğu saptanmıştır.
2015
ÖZET Bu çalışmanın temel amacı hemşirelerin örgütsel bağlılık ile iş tatmini düzeylerini tespit etmek ve iki tutum arasında ilişkiyi incelemektir. Bu bağlamda öncelikle örgütsel bağlılık ve iş tatmini kavramları ayrı ayrı açıklanmış; daha sonra aralarındaki ilişkinin ele alındığı çalışmalardan örnekler verilmiştir. 250 hemşire ile yapılan çalışma sonucunda içsel tatmin ve dışsal tatmin boyutlarının örgütsel bağlılıkla önemli ölçüde ilişkili olduğu ve bu ilişkilerin pozitif ve anlamlı olduğu görülmüştür.
İş doyumu, insanın yaptığı işten zevk almasını, tatmin olmasını ve hayat kalitesini ifade etmektedir. Bu araştırmanın temel amacı, hem çalışanlar ve hem de örgütler açısından önemli bir unsur olan iş doyumu üzerindeki cinsiyet değişkenin etkisini incelemektir. İnsan kaynaklarının işi hakkında hissettiği duygu olarak tanımlanan iş doyumu; iş verimliliği, çalışan devamlılığı, performans gibi örgütlerin başarısını etkileyen birçok kavram arasında önemli bir yere sahiptir. Bu çerçevede, Karabük ilindeki bir kamu kurumunda çalışan insan kaynaklarının, iş doyum durumları, iş doyum ölçeği ile ölçümü ve cinsiyetin iş doyumu üzerindeki etkileri incelemiştir. Bu inceleme anket yöntemiyle elde edilen verilerin analiz edilip yorumlanması ile gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçlarına göre iş doyum ölçeğinde yer alan bazı yargıların cinsiyet ile anlamlı olarak farklılaştığı görülmüştür. Anlamlı bulunan yargıların yöneticilerce dikkate alınması, insan kaynaklarının moral ve motivasyonlarını arttırarak örgütsel etkinliğe katkıda bulunacak ve daha yaşanabilir örgütlerin oluşturulmasına hizmet edebilecektir.
İŞLETME EKONOMİ VE YÖNETİM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2023
Çalışma sermayesi yönetiminin her işletme açısından önemli olmakla birlikte ayrı özellikler barındırmaktadır. Bu çalışmanın amacı, çalışma sermayesinin karlılığa etkisini ölçülmektir. Veriler, Kamuyu Aydınlatma Platformu dijital sayfalarından alınmıştır. BIST XKOBI endeksinde verilerine ulaşılabilen 14 işletmenin 2019-2021 yılsonu değerleri ile 2022 yılının dokuz aya ait dönem sonu değerleri kullanılmıştır. Kullanılan yöntem, panel veri regresyon analizidir. Bağımsız değişkenler olarak, alacakların tahsil süresi, cari oran, finansal kaldıraç oranı, çalışma sermayesi finansman politikası oranı ve çalışma sermayesi yatırım politikası oranı kullanılmıştır. Net kâr marjı oranı ise, kontrol değişken olarak kullanılmıştır. Bağımlı değişkenler ise, aktif kârlılık oranı ve öz sermaye kârlılık oranlarıdır. Sonuç olarak, sadece FKO, WCFP bağımsız değişkenlerinin aktif kârlılığı üzerinde negatif etkisinin olduğu belirlemiştir. Diğer ATS, CO ve WCIP bağımsız değişkenlerin aktif kârlılığı üzerinde etkisini görülmemiştir. Hiçbir bağımsız değişkenin öz kaynak kârlılığına etkisinin olmadığı gözlemlenmiştir. NKM kontrol değişkeninin ise aktif kârlılığı ve öz kaynak kârlılığı üzerinde az da olsa pozitif etkisinin olduğu söylenebilir. Çalışmayla ulaşılan sonuçların literatürdeki birçok çalışmayla örtüştüğü söylenebilir. Aktif kârlılığı ölçmede finansal kaldıraç oranı ve çalışma sermayesi yatırım politikası oranı kullanılabilir. Kullanılan oran ve işletmelerle sınırlı olan bu çalışma daha başka oran ve işletmeler üzerinde uygulanabilir.
Istanbul Universitesi Hukuk Fakultesi Mecmuası, 2003
Örgütlerde çalışanların işten ayrılma niyetine sahip olmaları, örgüte getirdikleri maliyetler açısından önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışanlar arasındaki kuşak farklılıkları ve işgücünde giderek gençleşmeye başlayan kuşak yapısı, bu konunun daha detaylı incelenmesi gerekliliğini doğurmuştur. Bu çalışmada, diğer kuşaklara kıyasla farklı iş alternatiflerini değerlendirmeye daha açık ve sadakât duygusu daha az olduğu bilinen Y kuşağının örgütsel bağlılık ve iş tatminlerinin işten ayrılma niyetlerine etkisi incelenmiş, bu etkinin sektörlere göre farklılık gösterip göstermediği üzerinde durulmuştur. Çalışmada tanımlayıcı istatistiklerden yararlanılmış, korelasyon ve regresyon analizleri gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, örgütsel bağlılık ve iş tatmin düzeylerinin işten ayrılma niyetlerine etkisinde sektörel farklılıklar bulunduğu görülmüştür.
Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2020
Bu çalışmada; evli ve çalışan bireylerin çalışma yaşam kalitesinin evlilik uyumuna etkisi araştırılmıştır. Çalışma Yaşam Kalitesi Ölçeği, Evlilik Uyum Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, evli ve çalışan 206 erkek ve 194 kadın olmak üzere toplam 400 kişi oluşturmuştur. Veriler SPSS programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, araştırmaya katılanların çalışma yaşam kalitesi ortalama puanı 75,705 (%67,59) olarak belirlenmiş olup katılımcıların %20,3‟ ü evliliklerinde uyumlu, %79,7‟ si ise evliliklerinde uyumsuzdur.Ayrıca araştırmaya katılanların çalışma yaşam kalitesi ölçeği alt boyutlarından, sağlık ve güvenlik ihtiyaçları (r=0,135>0) (p=0,007<0,01), ekonomik ve ailevi ihtiyaçlar (r=0,204>0) (p=0,000<0,01), sosyal ihtiyaçlar (r=0,158>0) (p=0,002<0,01), gerçekleştirme ihtiyacı (r=0,147>0) (p=0,003<0,01) ile evlilik uyumu arasında düşük düzeyde pozitif yönlü, istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu saptanırken, çalışma yaşam kalitesi ölçeği alt boyutlarından, saygınlık İhtiyacı (p=0,393>0,01), bilgi ihtiyacı (p=0,060>0,01), estetik ihtiyaçlar (p=0,122>0,01) ile evlilik uyumu arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olmadığı saptanmıştır.
2017
Devletler zaman zaman ekonomiye ivme kazandırmak amacıyla çalışmalar yapıp, işletmeleri desteklemeyi uygun görmüşlerdir. Böylelikle bazen doğrudan yardım, bazen de teşvik politikalarıyla ekonominin itici gücü olan işletmelerin güçlenmesi hedeflenmiştir. Bu bağlamda ülkemizde de özellikle KOSGEB ve benzeri diğer kurumlar aracılığıyla birçok maddi ve manevi destek programları hayata geçirilmiştir. Bu programlardan bir tanesi de “İş Geliştirme Merkezleri (İŞGEM)” kurmak suretiyle; işletmelere işyeri mekânı, ortak kullanım donanımı, danışmanlık ve benzeri hizmetleri sunmayı ve işletmelerin başarısını artırmayı amaçlamıştır. Ülkemizdeki uygulamasıyla İŞGEMLER; kuluçka dönemi diye adlandırılan, işletmelerin ilk kuruluş yıllarındaki karşılaştıkları büyük zorlukların üstesinden gelebilmelerini kolaylaştırmayı hedeflemiştir. Kuluçka dönemindeki işletmelerin başarılı bir şekilde yollarına devam edebilmesindeki önemli unsurlardan bir tanesi de yenilikçi bir kültür yapısına sahip olmaktır. Özellikle günümüz rekabet koşullarında bilgi, teknoloji, pazarlama ve yönetimsel açıdan inovasyonu uygulayan işletmelerin hem rakiplerine karşı avantaj sağlaması hem de bulunduğu çevreye uyum sağlaması kolaylaşacaktır. Bu çalışmaya ilham veren durum da tam olarak budur. Araştırmada, İŞGEM’lerde faaliyette bulunan işletmelerin nasıl bir inovasyon hedefi koydukları ve nasıl bir inovasyon performansı sergiledikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda araştırmaya veri toplamak amacıyla çeşitli İŞGEM’lerden seçilen yöneticiler ile mülakatlar yapılmıştır. Araştırmayla elde edilen verilerin konunun aydınlatılmasına olanak sağlaması beklenmektedir.
GENEL İŞLEM KOŞULLARINDA İSPAT YÜKÜ, 2016
Çalışmamızda genel işlem koşullarında ispat yükü hususu incelenmiştir. Ayrıca konunun daha iyi anlaşılabilmesi adına genel işlem koşullarının tanımı, unsurları, genel işlem koşullarının yargısal denetimi ve özellikle yürürlük denetimi incelenmiş, ispat yüküne ilişkin hususlar açığa çıkarılmaya çalışılmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.