Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, Istanbul University - DergiPark
…
10 pages
1 file
59. Aydüz, S., (2012), “Sultanların Bilim Adamı Ali Kuşçu”, Yedikıta, sayı 49, pp. 62-69.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ, 2013
Journal of Turkish Research Institute, 2009
Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Dekanı. Doktora ön çalışmasını teslim etmiş doktora aşamasına gelmişim (O dönemde yüksek lisans / master yerine doktora ön çalışması hazırlanıyordu.).
Şimdiye kadar Ali Kuşçu üzerine yapılan çalışmalarda iki önemli eksik göze çarpmaktadır. Bunlardan birincisi bu çalışmaların hemen hepsinin onun hayatını konu alması, bilimsel çalışmalarına ve düşüncelerine yer vermemesi, ikincisi ve en önemlisi ise, bu çalışmalarda orijinal kaynaklar yani Ali Kuşçu'nun kendi eserlerinin kullanılmamış olmasıdır. Ali Kuşçu her şeyden önce bir bilim adamıdır ve ona ilişkin değerlendirmelerde bu kişiliği ön planda tutulmalıdır. Zira ancak böyle bir çalışmayla onun bilim tarihimizdeki yeri belirlenebilir. Bu ikinci eksiklik bilimsel metinlere nüfuz etmenin zorluğundan kaynaklanmaktadır. Bu doğaldır, çünkü bir bilimsel metni hele hele eski kavram ve kuramlardan oluşan bir bilimsel metni anlayıp yorumlamak hayli zordur. Yüzyıllar önce yaşamış bir bilim adamına ilişkin bir çalışma yapmak tarihsel bir hazırlığı gerektirdiği gibi bilimsel bir hazırlığı da gerektirmektedir. O halde bir bilim tarihi çalışması iki yönlü hazırlanmalıdır: 1) Üzerinde çalışılan bilim adamı, düşünce ya da kuramsal dizgenin çevresine yönelik bir çalışma. 2) Üzerinde çalışılan bilim adamı, düşünce ya da kuramsal dizgenin kendisine yönelik bir çalışma. Birinci türdeki çalışmalar nispeten ikinci türdeki çalışmalara göre daha kolaydırlar ve tarihsel donanım dışında bilimsel donanım gerektirmezler. Ancak ikinci türdeki çalışmalar ek bir bilimsel donanıma ihtiyaç gösterirler ve ancak bu türü de içeren çalışmalar bilim tarihi çalışmaları içerisine girebilirler. Ali Kuşçu on beşinci yüzyılın önemli bir simasıdır. Osmanlı bilim hayatı onun Osmanlı'ya gelmesinden sonra canlanmış ve gelişmeye başlamıştır. Ali Kuşçu'nun hayatına ilişkin bilgilerin hemen hemen tümüne sahibiz. Ancak onun bilimsel eserleri henüz tam olarak incelenmemiştir. O halde onun bilimsel eserleri incelenmeden bilim tarihi açısından öneminin tam olarak kavranacağı söylemek olanaksızdır. İşte bu makalede, Ali Kuşçu üzerine yapılmış olan çalışmalar da göz önünde tutularak onun üç önemli bilimsel eseri (el-Muhammediyye, el-Fethiyye ve Risâle fî Hall Eşkâl el-Mu'adil li'l-Mesîr) değerlendirilecek ve bu değerlendirmeler ışığı altında Ali Kuşçu'nun Osmanlı bilim tarihi açısından önemi belirlenmeye çalışılacaktır. Hayatı 14. yüzyıl ile 15. yüzyılın ilk yarısında, Anadolu'nun dışındaki İslâm ülkelerinde (ve özellikle de İrân, Mâverâünnehr, Suriye ve Mısır'da) ilmî çalışmaların düzeyi, Anadolu'daki ilmî çalışmaların düzeyine nispetle daha yüksekti; ancak 15. yüzyılın ikinci yarısından itibâren bu durum yavaş değişmeye başladı; gerek Anadolu'nun dışında yetiştikten sonra Anadolu'ya dönen ve gerekse çeşitli 1 Kutbeddîn el-Şîrâzî'nin (ölümü 1311) el-Tuhfe el-Şâhiyye adlı meşhur astronomi eserinin muhtasar yorumudur ve eserin başından daireler bahsine kadardır. 6 Arapça olan kitaplar (A) ile Farsça olan kitaplar ise (F) ile gösterilmiştir. 7 OALT, s. 36. 8 OALT, s. 20-27.
Istanbul University - DergiPark, 2022
Bu yıl başında kaybettiğimiz değerli bilim insanı Prof. Dr. Aynur Durukan, mesleğine tutkun bir sanat tarihçisi, mükemmel bir araştırmacı, gerçek bir entelektüel ve aydındı. Öğrencisi olarak burada birikiminden yayınlarına aksedenleri ve çalışmalarında izlediği yolu paylaşmayı manevi bir borç ve görev addediyorum. 08.07.1951 tarihinde New York'ta dünyaya gelen Prof. Dr. Aynur Durukan, 1957 yılında Ankara Ayşe Abla İlkokulu'nda öğrenim hayatına başlamış, orta ve lise tahsilini 1962-1970 yılları arasında Türk Eğitim Vakfı Ankara Koleji'nde tamamlamıştır. 1970 yılında Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'ne kaydolmuş, Prof. Dr. Oluş Arık danışmanlığında hazırladığı "Ortaçağ Kayseri Türbeleri" başlıklı bitirme teziyle 1974 yılında bu bölümden mezun olmuş, aynı yıl içinde yüksek lisans eğitimine başlamış ve Kültür Bakanlığı Tescil ve Arşiv Şubesi'nde çalışma hayatına atılmıştır. Prof. Dr. Günsel Renda'nın danışmanlığında hazırladığı "Kuzey Batı Anadolu Bölgesindeki Ahşap Tavanlı Camiler" başlıklı yüksek lisans tezini 1976 yılında tamamlamış, 24.01.1977 tarihinde Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'ne asistan olarak girmiştir. 1978 yılında başladığı doktora tez çalışmalarının on aylık bölümünü Prof. Dr. Victor Ménage'ın
ORKUN HAMZA KAYCİ NEOLITHIC PERIOD IN THE ÇUKUROVA PLAİN AND MİDDLE TAURUS REGİON: NEW RESEARCH AND RELATIONSHİP WİTH THE SURROUNDİNG REGİONS Recent archaeological researches regarding Neolithic Age in the Near East, indicate that Neolithic Age was emerged mainly in the area starting from South Eastern Anatolia to Middle Euphrates Valley. Many important social organisation components were emerged, such as architecture, burial practice, paleo-lithic sculpture made by specialists, who had accumulation of knowledge handled down, right before the domestication of plant and animals in the region. After this formation process, all stages of Neolithic Age from PPNB, in which plant and animal domestication were carried out, to the end of Half Period can well be tracked. Therefore, it is clearly understood the presence of a cultural continuity from Epi-Palaeolithic to the end of Neolithic in Central Anatolia. One of the components of the Neolithic Age was obsidian. Its existence in various places demonstrate that there were an information transfer and interregional connection through networks. In fact, obsidian was an important raw material of strategical tools and developing its production technology, before the Neolithic Age and its formation process. The existence of Palaeolithic products made in Cappadocia in North of Taurus Ranges and Eastern Anatolia continued nearly all Near East over the 6000 years, beginning with Taurus mountain edge and gradually proceeded to the south. The fact that Central Anatolian obsidian has been discovered in Levant region in caves at West Taurus during the Epi-Palaeolithic period, 15000 BP, points out the connection through the East Mediterranean. Mediterranean originated sea shellfishes that were using for ornaments, proves that the contacts were dual. In addition, the connection was reached to overseas destination such as Cypriot Island after the 10 th millennium BC. thanks to evidence of obsidian, settlement system, architecture, domesticated fauna and flora in the Neolithic sites of Cypriot. vii The only data about the Neolithic Age of Middle Taurus and Çukurova region, located centre of the above-mentioned geography, come from Yumuktepe, located to the west of Çukurova, Tarsus-Gözlükule excavations. Yumuktepe data shows Neolithic with pottery without interruption which can be dated to 7000-5800 BC. The researches shows that it has a similar structural assemblage with Amuq. In the Middle Taurus, however, there is no data about Neolithic Age. In this general framework, although formation process and presence of uninterrupted connection in the Neolithic Age at neighbouring areas of Çukurova and Middle Taurus has been proven, it should be lightened that how this region played a role during the connection process and the formation of the Neolithic Age. The unidentified status of the region originates from the lack of prehistoric studies and movable geomorphological nature of the region. As stated above, the absence of information on Neolitization of the region necessitate to initiate of this dissertation entitled "Neolithic Age in the Çukurova and Middle Taurus: Recent Researches and relationship with the Surrounding Regions". Thus, the dissertation aims to examine the following subjects: a) to be able to relationship between natural geographical settings and settlement system b) to fill the chronological gap resulted from paucity of research. With these targets surface surveys were carried out in the region in order to better understand and analyze the current problems to be solved. In addition to the data derived from surveys, materials obtained from former and ongoing excavations as well as surveys were examined and two sets of data were compared. Furthermore, this study designated to be basement for further studies to be realized regarding prehistory in the region.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Yeditepe Fatih Kültür Sanat Yaşam Dergisi, 2022
Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları, 2021
Cihannüma: Tarih ve Coğrafya Araştırmaları Dergisi, III/2, (Aralık 2017), 2017
Düşünen Şehir Dergisi, 2019
Prof. Dr. Cengiz Akbulak'ın Ardından, 2019
Mersin üniversitesi tıp fakültesi lokman hekim dergisi, 2023
Osmanli Mirasi Arastirmalari Dergisi, 2018
Fiziki Coğrafya Araştırmaları, Sistematik ve Bölgesel, Prof. Dr. M. Yıldız Hoşgörene Armağan (ed, Ekinci, D.), 2011
Nazariyat Dergisi, 2024
Yeniden Sebilürreşad, 2021