Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2014, Türk Kütüphaneciliği Dergisi
…
16 pages
1 file
Dijital çağda küreselleşmenin ve değişimin önemli bir dinamiği bilgidir. Bu çalışma kapsamında alanyazında yer alan dağıtık bulgular özetleme ve sentezleme yapılarak araştırma konusu ile ilişkilendirilmiş; bilginin tanımı, epistemolojisi, işlevsel farklılıkları, bilginin yapısı ve türleri açımlanmıştır. Ayrıca, geçmişten günümüze bilginin evrimi ve ağlar üzerinde nasıl yorumlandığına dair açıklamalarda bulunulmuştur. Son olarak öz-biliş ve meta-biliş kavramları bu bağlamda tartışılmıştır.
Öz Dijital çağda küreselleşmenin ve değişimin önemli bir dinamiği bilgidir. Bu çalışma kapsamında alanyazında yer alan dağıtık bulgular özetleme ve sentezleme yapılarak araştırma konusu ile ilişkilendirilmiş; bilginin tanımı, epistemolojisi, işlevsel farklılıkları, bilginin yapısı ve türleri açımlanmıştır. Ayrıca, geçmişten günümüze bilginin evrimi ve ağlar üzerinde nasıl yorumlandığına dair açıklamalarda bulunulmuştur. Son olarak öz-biliş ve meta-biliş kavramları bu bağlamda tartışılmıştır. Anahtar Sözcükler: Bilgi; bilgi türleri; bağlantıcılık; ağ toplumu; öz-biliş; meta-biliş. Abstract In digital age, knowledge is one of the significant dynamics of the globalization and change. In this paper, the distributed findings in literature concerning with knowledge were associated with research subject through summarizing and synthesizing; and also definition, epistemology, operational differences, structure and types of the knowledge were explored. Additionally, explanations were provided regarding the evolution of the knowledge from past to present and its interpretation on networks. Finally, self-cognition and meta-cognition concepts were discussed within this framework.
Gaile, 24 Mayıs 2014.
Klee'nin, Angelus Novus isimli resminde, bakışlarını ayıramadığı bir şeyden artık uzaklaşmak üzere olan bir melek vardır. Gözleri faltaşı gibi büyümüş, ağzı açılmış ve kanatları havalanmaya hazır şekilde gerilmiştir. Tarih meleği ancak bu şekilde tasvir edilebilir. Meleğin yüzü geçmişe dönüktür. Bizim zincirleme olaylar olarak gördüğümüz şeyleri, o büyük bir felaket olarak görür, bu felaket enkaz üstüne enkaz biriktirip, ayakları dibine savurur. Melek olduğu yerde kalmayı istiyor, ölüleri uyandırmak, parçalanmış herşeyi birleştirmek. Ama cennette bir fırtına kopuyor, melek, bir daha kapatmamak üzere fırtınayı tüm şiddetiyle kanatlarında taşıyor. Enkazlar, önünde göğe yükselirken; fırtına, onu karşı koyamayacağı bir şekilde, arkasını döndüğü geleceğe doğru savuruyor. Bu fırtına bizim ilerleme dediğimiz şeyin ta kendisi. 1 Antik felsefe geleneği için bilgiyi aramak, tartışmak, yorumlamak bütünsel bir eylemdi. Antik Yunan'ın felsefe babalarına baktığımızda; politikadan tıbba, sanattan mühendisliğe, botanikten gökbilime kadar tüm alanlar bir bütün olarak felsefenin kapsamındaydı ki bu dönemde felsefe bilgiyi sevme güdüsüyle, dünyayı bir bütün olarak tanıyıp algılamaya odaklıydı. Modern akademinin, sosyal bilimler ve doğa bilimleri gibi ayrıştırmalara yönelmesi ve çalışma alanını bölünmüş fakülte ve departmanlara göre ayrıştırması bir bakıma Kant'ın kognitif fakülteler ayrımına dayandırılabilir. Bilgi türlerini sınıflama ve eğitimi bu sınıflandırmalar üzerinden müfredatlandırma da Aydınlanma ertesi 'insan-merkezci'likle bağıntılı modernizmin farklı alanlarda ürettiği 'yapıya' dayalı teorilerle direk ilişkilidir. Marx'ın alt-yapı üst-yapı ilişkisinden, Saussure'ün yapısalcı dil teorisine kadar; dikey bir hiyerarşiye dayalı yapısal örgütlenmeler büyük oranda son iki asırın tüm örgütlenme modellerinde kendini gösterir. Devletin organize olma 1 Tarihin Meleği, Walter Benjamin. (Çev: Halil Duranay)
Bilgi ve Bilgi Toplumu " Bilgi nedir? " sorusunu yanıtlamak, neredeyse, ondan da ünlü " Gerçek nedir? " sorusunu yanıtlamak kadar zordur.
ÖZ 1980'li yıllarda başlayan ve giderek ivmelenen küreselleşme süreci hayatın birçok alanında değişimleri de beraberinde getirmiştir. Yaşanan bu değişimlerin sosyolojideki yansımaları "prekarya" sınıfı; iletişimdeki yansımaları ise "katılımcı kültür" kavramlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Küreselleşme süreci ile beraber ortaya çıkan her iki kavram da interdisipliner bir çerçeveden ele alınabilir. Bu bağlamda katılımcı kültür olgusu ile prekarya sınıfı arasındaki ilişki prekarya sınıfının alt demografik sınıflarından birisini oluşturan freelance çalışanların oluşturduğu "Ofissizler" platformunun netnografik analiz yöntemiyle ele alınmasıyla ortaya konulmuştur. Ofissizler platformunun araştırmanın örneklemi olarak seçilmesi ise ülkemizdeki freelance çalışanları bir araya getiren ilk ve tek platform olmasından kaynaklanmaktadır. Yapılan analizler sonucunda katılımcı kültür olgusunun prekaryada sınıf bilinci oluşumu üzerinde etkisi olduğu, katılımcı kültür olgusunun platformların kullanım biçimi ve yapısına göre farklı düzeylerde kendisini sergilediği ve de prekarya sınıfının yaşamış olduğu birtakım zorlukları katılımcı kültür olgusunun merkezi bir konumda olduğu örgütlenmeler aracılığıyla aşma olanağına sahip olduğu ortaya konmuştur.
Ağ Toplumunda Sosyalleşme ve Yabancılaşma, 2014
İnternet’in son 10 yıl içerisinde milyarlarca insana yayılması, ağlar oluşturarak hayatın her alanında kullanılması, mobil iletişimin internet ile yakınsaması sonucu gerçekleşmektedir (Castells, 2007: 246). Bu dönem içerisinde, sosyal ağların popüleritesinin artması her türlü iletişimin bu ağlar üzerinden gerçekleştirilmeye başlanması, yeni bir sosyalleşme süreci olarak görülmektedir. Yaşanan bu gelişmeler bireylerin ilişkilerini, iletişimlerini, sosyalleşme süreçlerini, yaşam biçimlerini çevreyle olan etkileşimlerini etkilemektedir. Her teknoloji, toplumlar üzerinde sosyal ve toplumsal dönüşümler meydana getirmektedir. Özellikle iletişim teknolojileri, toplumların alışkanlıklarında, kültürlerinde, iş yaşamlarında, eğitim sistemlerinde değişimler yaratmaktadır. Modernleşmeyle birlikte ortaya çıkan yaşam tarzları, geleneksel toplumsal düzenin tamamen ortadan kaybolmasına yol açmaktadır. Modernliğin getirmiş olduğu dönüşümler, önceki dönemlere özgü olan değişim biçimlerinden daha etkili olmuştur (Giddens, 2012; s. 12). Bireylerin geleneksel iletişim biçimlerini terkederek; sosyal ağlar üzerinden iletişim kurmaya başlaması, toplumsal yabancılaşma ve yalnızlaşmayı beraberinde getirmektedir. Sosyal iletişimin yaygın hale gelmesiyle, modern insanlar yüzyüze iletişim kurmak için yeterli zaman bulamamaktadır. İletişim teknolojileri ve ulaşım araçlarının gelişmesiyle küreselleşmenin önündeki engellerin ortadan kalktığını belirten David Harvey’e göre; zaman ve mekan kavramlarının önemini yitirmesiyle, iletişim anlık olarak gerçekleşmektedir. Bu durum zaman sıkışmasına neden olurken; bireylerin çevreleriyle ve dünyayla kurdukları iletişim, teknolojiyle aracılanmış bir iletişim biçimine dönüşmektedir. Yaşanan bu gelişmelerle birlikte; alışkanlıklar, düşünceler, duygular da değişerek; sanal yaşam, sanal davranış ve sanal kültür olarak adlandırılan kavramlar ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede, sosyal yaşantıda meydana gelen değişimler, bireyleri yalnızlığa sürükleyerek; yabancılaşma ve yalnızlaşma sürecine götürmektedir. Sosyal ağlar, yüzyüze iletişimin yerini almadığı sürece, sosyal hayatı zenginleştirdiğinden söz edilebilir; ancak gerçek dünyadaki sosyal hayatın önüne geçtiğinde, sanal bir sosyal çevre ve sanal bir iletişim ile sınırlı kalınmaktadır. Zaman kısıtlılığından yakınan modern toplumlar açısından ‘sosyal paylaşım ağları’, bireylerin yeni sosyalleşme ortamları olarak en uygun mekanlar olarak düşünülmektedir. Bireylerin sosyal ağlar aracılığıyla sosyalleşmesi; teknoloji ve toplum arasındaki ilişki bağlamında eleştirel bir bakış açısıyla ele alınacaktır. Bununla birlikte teknoloji karşısında edilgenleşen bir insan modelinin ortaya çıkması üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimeler: Modernleşme, Yalnızlaşma, Yabancılaşma, İnternet Bağımlılığı
Bu makalenin amacı, yükselen ağ toplumunun ışığında, eğitim yöneticilerinin liderlik ettikleri eğitim kurumlarını, bu ağın merkezine yerleştirebilmelerinin önemine dikkat çekmek ve bu konuda bir farkındalık yaratmaktır. Küreselleşen dünyada hızla yükselen ağ toplumu, ekonomide olduğu gibi eğitimde de sınırların kaldırılmasına, birleşmelere ve doğal olarak yeniliklerin yapılmasına olanak sağlamaktadır. Gelişen enformasyon teknolojilerinin oluşturduğu bir ağ şemsiyesi altında Türkiye'de eğitim politikaları ulusal ve küresel analizler yapılarak geliştirilmeli, Avrupa Birliği sürecinde hızlı adımlarla ilerlemek isteyen Türkiye'nin, bu vizyonun gereği olarak eğitim yöneticisi profilindeki değişime ivme kazandırılmalıdır.
Kamusal Alan Bağlamında Ağ Toplumu ve Yeni Kamusal Alan Arayışı, 2014
Özet Uygulama zemini Antik Yunan'a kadar götürülen kamusal alan düşüncesi, feodalizmin çöküşüne zemin hazırlayan burjuva devrimi ve esasında onun hazırladığı ekonomik ve siyasal ortamla ilişkilendirilmektedir. 17. yüzyılın sonu ile 18. yüzyılda hayat bulan kamusal alanın, yine burjuva devriminin bir sonucu olan kapitalist ekonomik sistemin etkisiyle 19. yüzyılda çöküş sürecine girdiği belirtilir. Manuel Castells'in " Enformasyonel Kapitalizm " diye adlandırdığı, Enformasyon Çağı'nın bir çıktısı olan Ağ Toplumu kavramı ise bilgi ve iletişim teknolojilerinin süratli gelişimine paralel olarak ortaya çıkmış ve kamusal alan tartışmalarına yeni bir boyut kazandırmıştır. Klasik kapitalizmin yeni yüzü addedilen Bilgi Çağı'nda yeni medya uygulamalarının, yeni bir kamusal alan oluşturma potansiyeli bu tartışmaların odağında yer alan konulardandır. Buna bağlantılı olarak bu çalışmanın amacı ise, bahsi geçen kavramlar arasındaki ilişkiyi ortaya koyarak yeni medyanın, yeni bir kamusal alan inşa etme potansiyelini tartışmaktır. Anahtar Kelimeler: Kamusal Alan, Enformasyon Çağı, Ağ Toplumu, Yeni Medya. Abstract Public sphere is a notion that can be dated back to ancient Greece. It is also related to bourgeois revolution that triggered collapse of feudalism and economical-political environment brought about by it. The public sphere was in effect at the end of the seventeenth century and during the eighteenth century. In 19th century the notion " public sphere " was pushed into collapse by capitalist system what was a result of bougeois revolution originally. " The network society " is an outcome of information age. It has come up to the surface as a result of swift improvement on information and communication technologies and it has brought a new perspective to the public sphere discussions on the other part. Additionally the notion " network society " has been named as " informational capitalism " by Manuel Castells. The information age is being regarded as the new icon of classical capitalism. In this age new media applications potential for forming a new public spehere has come to the centre of this discussions. Accordingly, the purpose of this study is to present the connection between the notions mentioned above and to discuss the new media's potential for constructing a new public sphere.
Teknoloji doğa değildir, insandır, bir sosyal vetiredir. Teknoloji aletlerle ilgili değildir, insanın çalışma şekli, yaşama şekli ve düşünme şekli ile ilgilidir. Teknoloji insanın bir uzantısı olduğu içindir ki, teknolojideki temel değişme her zaman hem dünya görüşümüzü ifade eder, hem de dünya görüşümüzü değiştirir.
Bilgi, yaşadığımız çağın bir simgesi olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda meydana gelen bilgi patlaması araştırma-geliştirmeye verilen önemin bir sonucudur. Teknolojik gelişmenin bir ürünü olarak evlere kadar uzanan bilgi ağları bilgi çağının özelliği olarak algılanmaktadır. Bu bilgiler bilgi otobanları denen hızlı bilgi ulaşım ağları vasıtasıyla yapılmaktadır. Çağımızda bilginin değeri tüm diğer ekonomik araçların önüne geçmiştir. Daha iyiyi bulma arzusu, teknolojik bilginin ulaştığı sınırsız imkanlarla birleşerek yeni teknolojik imkanlarla küçülen dünyada, toplumların bilgilerini artırarak onları her gün daha ileri noktalara ulaştırmaktadır. İnsanın yaşadığı tüm zaman dilimlerinde bilgi sürekli ön planda yer almıştır. Ancak, bilgi hiç bir dönemde bu kadar öneme sahip olmamıştır. Öyle ki, gelişmişliğin ölçü birimi sahip olunan bilgi, bilginin etkinliği de yeni bir bilgi üretimi olmuştur. Çağımızın en önemli özelliği toplumun bilgi üretme kabiliyetidir. Her ülke kendi potansiyeline göre bilgi üretmek üzere araştırma-geliştirme faaliyetinde bulunmaktadır. Araştırma-geliştirme faaliyetleri ile yeni ürünler elde edilebildiği gibi, hazır bilgilere erişme veya erişilmiş bilgilerin nasıl kullanılacağının öğretilmesi de mümkün olmaktadır. Bu sebeple tüm gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler araştırma-geliştirme faaliyetlerine büyük önem vermektedirler. Bilgi toplumunun amacı, ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye bilim ve teknolojinin etkisinin artırılmasıdır. Bilginin elde edilmesi ve işlenmesi sonucunda, yeni teknolojiler üretilmektedir. Üretilen teknolojik bilgiler insanların hayat standardını yükseltirken bireyin tek başına iş yapması kolaylaşmakta ve hızlanmaktadır. Birey için tüm bu kolaylıklar olurken toplumda yalnızlaşmakta, ancak, yaşama standardı yükselmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2022
Turkish Journal of Business Ethics, 2016
Bilişim Teknolojileri Dergisi, 2015
Alternatif Bilişim: Yeni Medya Çalışmaları V. Ulusal Kongre 4-5 Kasım 2021/Adana, 2021
Anadolu Üniversitesi, 2018
Bilgi Toplumu Tartışmaları (Ed. Mukadder Çakır), Pales Yayınları, İstanbul, 2018
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2015
Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (AKSOS), 2020
PAU Eğitim Fakültesi Dergisi, 2001
İstanbul üniversitesi sosyoloji dergisi, 1991
Yenilikçi İKY Uygulamaları ve Örgütsel İnovasyon (Innovative HRM Practices and Organizational Innovation), 2021