Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
14 pages
1 file
Dünyada kültür mirası ve bu mirasın kültürel turizm aracılığıyla değerlendirilmesi önem kazanmaktadır. Kültür mirasının çok önemli bir bölümüne sahip olan ülkemizin de, söz konusu alanda çalışmalar yapması kaçınılmaz gözükmektedir. Bu bağlamda temel yaklaşımımız; büyük bir potansiyele sahip olduğu halde hızlı bir yok olma sürecine giren ve gereği gibi değerlendirilemeyen kültürel varlıklarımızı koruma-kullanma-yaşatma ilkeleri doğrultusunda ’turistik ürüne’ dönüştürerek kültürel turizm aracılığıyla değerlendirmek olmalıdır. Türkiye’de müze ve ören yeri ziyaretleri ile sınırlı tutulan kültürel turizm etkinliklerine bakarak konunun önemini gözler önüne sermek daha yararlı olacaktır. Son yıllardaki müze ve ören yeri ziyaretçi sayıları (2000-2003) irdelenmiş ve yaklaşık olarak her yıl 6-7 milyon kişinin müze ve ören yeri ziyaretlerinde bulunduğu belirlenmiştir. Bunun %58.5’i yerli, % 41.5’i yabancıdır. Ülkemiz müzelerini gezenlerin %38’i İstanbul, %10.5’i Nevşehir, %8’i Ankara, %5’i Konya, %4.5’i İzmir, %3.3’ü Antalya, %3’ü Muğla, %2’si de Bursa illerindeki müzeleri gezmiştir. Ören yerlerini gezenlerin ise %32.7’si yerli, % 67.3’ü yabancıdır. Ören yerlerinde toplam en fazla ziyaretçiyi Antalya (1.8 milyon), İzmir (1.3 milyon), Nevşehir (900000 milyon) illeri çekmiştir. Görülüyor ki ülkemizin tarihsel ve kültürel değerleri hakettiği ilgi ve desteği görememektedir. Bu bildiride Türkiye’nin kültürel turizm açısından potansiyelini ortaya koyarak, müze ve ören yeri ziyaretleri ile sınırlı tutulan kültürel turizm etkinliklerini artırmak, kültür mirasının kültürel turizm aracılığı ile değerlendirilmesine katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
Detay Yayıncılık , 2021
ÖZET Arkeolojik kültür varlıkları turizmi (arkeoturizm), kültürel miras turizmi faaliyetlerinin önemli bir kısmını oluşturması esasıyla dünya turizm endüstrisi için belirleyici bir faktördür. Ülkemiz dünya kültür turizm atlası içinde hem iç hem dış turizm açısından önemli bazı arkeoturizm destinasyonları ile dikkat çekse de mevcut ünik potansiyeline göre istenilen çekicilik düzeyine erişebilmiş değildir. Son yıllarda dünyada önemli bir çekicilik haline dönüşen arkeodestinasyonlar, Türkiye’de turizm odaklı tipolojik bir çalışma şeklinde yürütülememiş, bu alanlar arkeologların turizm ve iletişim (sadece reklam) bilgi ve becerilerine terk edilmiştir. Bu çalışma, bir arkeolog, bir turizmci ve bir iletişim bilimci bakış açılarıyla hazırlanmış, Türkiye’deki arkeodestinasyonların arkeolog korumacılığı hassasiyetinin, iletişimci konumlandırmasının ve bir turizm planlamasının ürünü olarak teorik, kavramsal ve uygulama altyapısını oluşturacak literatüre katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Türkiye’de arkeoturizmin bir turizm formu olarak ayrıca çalışılması, her türlü arkeolojik çalışma ekibinin içinde mutlaka bir arkeoturizm uzmanının bulundurulması, aksi halde yüzey araştırmalarına ya da bilimsel kazılara izin verilmemesi çalışmanın önerisidir. Anahtar Kelimeler: Turizm, Arkeoloji, Arkeoturizm, Arkeodestinasyon, Arkeoturist.
Turizm, küreselleşme, bölgeselleşme ve yerelleşme akımlarından oldukça çok etkilenmekte, ayrıca kendisi de her birinin oluşumunda yer almaktadır. Dünyada, ulaşım teknolojisindeki gelişmeler, seyahatle ilgili organizasyonlar, boş zamanların artması, turizm sektörü üzerinde önemli etkiler yaratmıştır. İnternet kullanımı turizmin her alanında yaygınlaşmış, özellikle ülkeler hakkında bilgi sahibi olmak için, gidilecek yer seçiminde interneti çok önemli yapmıştır. Öte yandan günümüzde turist, daha bilinçli, kaliteyi sorgulayan ve tatilden beklentisi yüksek bir profil kazandırmıştır. Turizmin küreselleşmesi birbirine zıt iki sonuç yaratmaktadır; birincisi turizmin ekonomik, sosyal ve kültürel yararlarının uluslar arası boyutlara ulaşması, ikincisi de bu sektöre bağlı sorunların küresel yayılımıdır. Çünkü, turizmin ana hammaddesi olan doğal ve kültürel kaynaklar tek bir ulusun değil, insanlığın malıdır. Onlar üzerinde oluşacak her olumsuz etki uluslar arası boyut kazanacaktır. Nitekim, turizmin toplumların sosyo-kültürel yapılarını bozduğu görüşleri vardır. Turizmden beklentilerin ne olduğu, politikaların tam olarak belirlenmediği durumlarda yukarıdaki görüş çoğu kez haklı çıkmaktadır. O nedenle, küreselleşmenin toplumu evrensel normlara ulaştıran yanları benimsenmeli, yerel otantizme uymayan yanları devre dışı bırakılmalıdır. Buna kısaca “muhafazakar globalleşme” denilmektedir
Akademisyen Kitabevi A.Ş., 2019
2000'li yıllarda düşünce ve değer yargılarında meydana gelen değişmeler turizmi de etkilemeye başlamıştır. Dünya nüfusunun artması, refah düzeyinin yükselmesi ile birlikte, gelişen eğitim ve haberleşme olanakları turizme duyulan ilgiyi artırmaktadır. Dinlenme ve eğlenme talebinin yanında farklı gereksinimler doğrultusunda eski ya da yeni kültürleri tanıma isteği ön plana çıkmaya başlamıştır. Doğa-çevre-insan ve kültür arasındaki ilişki farklı turizm türlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Yaşanabilir, temiz bozulmamış bir çevre isteği her zaman önemini korumaktadır. Bu durumda eski ve yeni uygarlık ürünleri, mimari eserler, kültürel temaslar, tarihi kalıntılar, gidilen ülkenin yaşam tarzı, inanç sistemleri, el sanatları doğal güzelliklerle birlikte ilgi çekmektedir. Çünkü turistler, eğitim düzeyleri yükseldikçe, ekonomik gelirleri arttıkça turizmin tarihi ve kültürel önemini daha iyi kavramaktadır. Yapılan araştırmalarda turistlerin asıl aradıklarının ulusal kültür ve bu kültürle tanışma, yaşama, bu kültüre ilişkin deneyim kazanma olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun yanısıra doğa ile bütünleşme, geçmiş kültürün izlerini yerinde görme, kültürel temaslar, ilginç alış-veriş ortamları, eğlence biçimleri her zaman ilgi çekici bulunmaktadır. Anonimleşen, her yerde olabilen standart kimliksiz ürünler ve yerler ilgi çekmemekte, itici bulunmaktadır. İnsanlar seyahatlerinde aktif bir araştırıcı olarak özellikle gittikleri yerlerde kültürel olaylara katılmak, o ülkenin kültürünü yerinde çeşitli aktivitelere katılarak öğrenmek, yaşamak istemektedirler. Turizmin tarihsel gelişimine bakıldığında eğitim ve kültürün önemli olduğu görülmektedir. İletişim ve ulaşım alanındaki gelişmelere bağlı olarak insanlar içinde yaşadıkları dünya dışındaki yerlere ilgi göstermektedirler. Kültürel turizm bu açıdan yükselen bir değere sahiptir. Deniz-kum-güneş önemli bir çekicilik olsa da Akdeniz ülkelerinin tümünde bu potansiyel mevcuttur. Bunun yanında diğer çekiciliklerin devreye sokulması ve rekabetin artırılması için kültür çok önemli bir avantaj ve çekiciliktir. Çünkü kültürler birbirleriyle kıyaslanmaz, avantaj ve dezavantajları araştırılmaz. Türkiye turizm alanında kendine rakip olabilecek Akdeniz havzasındaki ülkelerle hemen hemen aynı iklim, kıyı, dağ, yaban hayatı, orman gibi doğal değerlere sahiptir. Ancak ülkemiz kültürel alanda rakiplerinin büyük bir bölümünde bulunmayan niteliklere sahiptir. Antik döneme ait kültür kalıntılarının yanısıra, İslam kültürü ve Osmanlı gibi gizemli bir imparatorluğun varisi olması ülkenin çekiciliğini artırmaktadır. Fakat bu değerlerin hiç biri tam anlamıyla turistik ürüne dönüştürülememektedir. Bizde bu amaçla dünyada ve ülkemizde yeniden değer kazanan kültür turizmine ilişkin bir başlangıç çalışması yapmayı planladık. Bu makalede amaç, kültür turizmini tanımlamak, önemini belirlemek ve İzmir'deki kültürel turizm potansiyeline dikkat çekmektir.
Ula'i1m seyehati mumktm krlar ve bu sebepten turizmin onemli hir par~a srdrr. Ulasrm herseyden once turizmin geli §iminin sebehi ve sonucudur: Ula Ilm sistemlerinin gelisimi turizmi canlandn-rr, turizmin yayrlmasr da ulasrrm gelietu-ir. Karayolu ulasimr, Tiirkiye'de pekeok sayfiyenin, tarihi ve kiiltiirel merkezin dogmas] ve gefismesinde Snemfi bir ro! oynamrstu-, Tiirkiye'de pek cok §ehire hava ulasnnmm saglanmasl uzak yerlere ulasmn kolaylastrrnnsnr.
2017
Sustainable development grounds on global approach with economic, environmental and social aspects “from micro effect to the macro effect” compatibly actualise change-progress phase. In this regard, United Nations (UN) with co-desicions and common goals in global sustainable development on the point of international cooperation and consensus, play an important part in creating right environment for global sustainable development. In this context, between 25th and 27th of September at New York, United Nations Sustainable Development Summit 2015 came true. At this summit, 193 member Country of UN accepted agreement of “Transforming Our World: 2030 Sustainable Development Agenda” which mainly consists of 17 global sustainable development goals. In this study, 17 sustainable development goals which affirmed by 193 UN Countries are examined on account of tourism and contribution of tourism in Turkey to these goals is also revealed by numeric data.
Türk Kültüründe Ziyaret Olgusu -Bolu ve Düzce Örneği-, 2022
Bu çalışmada, Çanakkale ilini ziyaret eden yerli turistler aracılığıyla, Çanakkale ilinin kültür turizm potansiyeli belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma, Çanakkale ilinin sahip olduğu değerler ile önemli bir kültür kenti olarak anılması açısından önem arz etmektedir. Araştırma verileri, 15 Nisan-15 Mayıs 2017 tarihleri arasında, Çanakkale Arkeoloji Müzesi, Çanakkale Deniz Müzesi, Askeri Deniz Müzesi, Çanakkale Şehitleri Müzesi, Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, Truva Antik Kenti, Çanakkale Truva Heykeli ve Kilitbahir Kalesi’ni ziyaret eden 410 yerli turiste yapılan anket uygulaması sonucunda elde edilmiştir. Araştırma sonucunda, Çanakkale’yi ziyaret eden yerli turistlerin ağırlıklı olarak genç yaş grubunda, yüksek eğitim almış, aylık gelir durumları açısından ise düşük düzeyde oldukları görülmüştür. Katılımcıların, Çanakkale iline yönelik kültür turizmi algılarının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca katılımcılar, kültürel ve tarihi yapıların korunması ve iyileştirilmesinin, Çanakkale’nin turistik geleceği açısından olumlu olacağını belirtmişlerdir. Araştırma sonuçlarının, kültür turizmi bağlamında destinasyon pazarlamacıları ve yöneticileri açısından faydalı olacağı düşünülmüş ve birtakım önerilerde bulunulmuştur.
SOSYAL BİLİMLERDE ALTERNATİF YORUMLAR, 2018
Toplumların siyaset kurumuna ait pratiklerini ne şekilde oluşturup gerçekleştirdikleri onların modernleşme sürecinden bağımsız değildir. Bundan dolayı toplumların siyasal pratikleri ancak onların kültürel yapı ve süreçleri içerisinde değerlendirilebilir. Toplumlar ve onların siyasal pratiklerinin kaynağı arasındaki ilişkiyi kavramsallaştırma noktasında siyasal kültür kavramı devreye girmektedir. Bu bağlamda Türkiye toplumunun da siyaset kurumunu düzenleme şekli sahip olduğu egemen siyasal kültüründen bağımsız düşünülemez. Türkiye’deki egemen siyasal kültürün oluşmasında etkili olan faktörler arasında modernleşme süreci, muhafazakarlık eğilimleri, devam eden patrimonyal ilişkiler, muhalefet kültürünün eksikliği gibi sosyal olgular sayılabilir. Bu çalışma, öncelikle Tanzimat’tan başlayıp günümüze kadar uzanan süreçte Türkiye’de oluşan egemen siyasal kültürün kaynaklarının sosyolojik arka planını ele alarak, bu bağlamda ortaya çıkan egemen siyasal kültürü modernleşme, çağdaşlaşma, otoritarizm, muhafazakarlık ve toplumsal değişim gibi kavramlar çerçevesinde ele alarak ve konuyla ilgili gözlem ve literatür taramalarından hareketle açıklamayı hedeflemektedir. Anahtar Kelimeler: Modernleşme, Çağdaşlaşma, Muhafazakarlık, Demokrasi, Otoritarizm, Totalitarizm.
Bu bildiride, Türkiye’de içgöç-kırsal kalkınma-kırsal turizm ilişkileriyle, kalkınma ve turizm stratejilerindeki son eğilimler, yürürlükteki bazı kalkınma projeleri kapsamında, eleştirel bir bakışla değerlendirilecektir. Türkiye’de bölgelerarası dengesizlikler, geçmişten bugüne içgöçü beraberinde getirmiştir. Büyük ölçüde ekonomik gerekçelerle ortaya çıkan içgöçlerin, kırsal alanlardan kentlere, “az gelişmiş yörelerden gelişmiş yörelere” yöneldiği bilinmektedir ve bu durum kırsal kalkınmanın önemine işaret etmektedir. Kırsal kalkınma, kırsal nüfusu yerinde kalkındırmayı, göç ve istihdam sorunlarını yerinde çözmeyi amaçlayan politik bir tercihtir ve bölgelerarası dengesizliklerin giderilmesinde stratejik öneme sahiptir. Avrupa’nın kırsal alanlarındaki sorunların çözümünde kırsal turizm, uzun yıllardır bir “kalkınma aracı” olarak kullanılmaktadır. Nitekim AB’nin Ortak Tarım Politikasıyla bağlantılı olan kırsal kalkınmanın ana hedeflerinden biri “turizm altyapısının geliştirilmesidir”. Kırsal turizm, kırsal kalkınma stratejilerinin toplumsal, ekonomik ve çevresel boyutlarıyla ilişkilidir ve mesleki eğitimi, kırsal mirasın korunmasını, tarımın iyileştirilmesini, yerel halkın örgütlenmesini, üretimde kalitenin artırılmasını ve çevrenin korunması bilincini teşvik etmektedir. Bu açıdan kırsal turizm, Türkiye’nin de kırsal kalkınmasına ve turizm sektörüne büyük destek verecektir. Kırsal kalkınma projelerinde başarıyı yakalayabilmek ve tarım dışı istihdam olanakları yaratabilmek için, projelerin kırsal turizm ile bütünleştirilmesi gözetilmelidir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2020
TÜRKİYE’DE CİNSİYETE DUYARLI BÜTÇELEME YAKLAŞIMI, 2020
Uluslararası Marmara Fen ve Sosyal Bilimler Kongresi (BAHAR 2019) SOSYAL BİLİMLER BİLDİRİLER KİTABI, 2019
MÜSLÜMAN-DOSTU TURİZM VE TÜRKİYE DENEYİMİ: Kavramsal Tartışmalar Eleştiriler ve Öneriler, 2022
Art Up: Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye'de Medya Sanatları, 2013