Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, Din-Felsefe-Tarih Yazıları
…
26 pages
1 file
Kötülük problemi üzerine yazılan yazıların ve öne sürülen görüşlerin sürekli gündemde kalmasına bakacak olursak, çözülemeyen veya çözüm önerilerinin tatmin etmediği bir problemle karşı karşıya olduğumuzu görürüz. Antik Çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ ve içinde bulunduğumuz küresel çağ, problem hakkında tartışmayı çoğaltan ve çözümde konsensüs sağlayamayan filozoflarla ve onlara ait argümanlarla doludur. Bu çözümsüz durum; belki argümanların zayıf ve yetersiz olması ile veya bu problemle ilgili argümanların süreç içerisinde eleştiriye açık yönlerinin bulunmasıyla ilgilidir. Kötülük problemi hakkında akademik ve aktüel çabalar daima olmaktadır.
HOCA AHMET YESEVİ ULUSLARARASI BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ, 2019
Teodise, mantıksal olarak ilk defa Epikuros tarafından formüle edilmiştir. İkinci yüzyılda bir kilise babası olan Lactantius, Epikuros’un kötülük problemini, Tanrı eğer kötülükleri kaldırmak istiyor ama bu kötülükleri kaldıramıyorsa güçsüzdür, kaldırmayı istiyor ve kaldırmıyorsa(gücü yettiği halde) kıskançtır şeklinde açıkladığını söylemiştir. David Hume Epikuros düşüncesini esrarlı(gizemli) bir sabuna benzetir. Çünkü Epikuros henüz kötülük problemi üzerine soruları cevaplamamıştır. Hume ise Tanrı ya güçsüzdür ya da Tanrı kötü niyetlidir, şeklinde ifade ederek Tanrının kötülüğü isteyip istemeyişini açıklamaktadır. Hume bu düşüncesiyle gaye ve nizam delilinin(teizmdeki) geçersizliğini gösterir. Ancak bu yolla ateizme gidilebileceğini düşünmemiştir. Yeryüzünde var olan bu kadar kötülüğün olması ve bunun yanında sözü edilen sıfatlara sahip olan Tanrının varlığının aynı zamanda kabul edilmesi mantıksal olarak açık bir tutarsızlık ve çelişki içermektedir. Bu nedenle tanrının varlığıyla ilgili ortaya konulan bütün deliller de saçma ve ya yetersiz görülmektedir. Dolayısıyla bu durum karşımıza teodise kavramını çıkarmaktadır. Böylece eğer her şeye gücü yeten, her şeyi bilen ve mutlak anlamda iyilik sahibi olan tanrı varsa, yeryüzündeki bu kadar yaşanan kötülükler nereden geliyor? sorusu temel bir problem olmuştur. Ancak kötülük problemi ne teizmin geçersizliğini göstermek için ne de ateizmi oluşturmada bir temel olmak gibi önemli bir görevi yüklenmemiştir ve bunu yerine getirecek güce de sahip olmamıştır. Günümüzde var olan dinler ve inançlarda aslında kötülük problemi bir problem değildir. Çünkü inançlarda herhangi bir çelişki yoktur. İnanan insanlar açısından her şey açık ve seçiktir. İnanç inanan insanların dışındaki insanlar için ifade edilemez ve açıklanamaz. Bununla alakalı olarak elimizde inançları ölçecek hiçbir ölçek de yoktur. Bu yüzden inanan insanlar açısından kötülük probleminin olması bir çelişki değildir. Çünkü böyle bir çelişkinin olması inanan insanlarda inancın ve dinin olmamasını gerektirmektedir.
TEORİDEN PRATİĞE ULUSLARARASI ÇATIŞMA , 2022
pa'da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldırı olursa BM Antlaşmasının 51. Maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerleri ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan taraf ya
ÖZET: Tanrı'nın varlığına ilişkin pek çok argüman söz konusudur ancak bunları kökünden sarsan bir itiraz onları tümüyle tahrip etmekte ve ikna edici bir biçimde cevaplanamamaktadır. 1 Mutlak bir Tanrı (aynı zamanda mutlak iyi bir Tanrı) anlayışı felsefede de, teolojide de, kelamda da cevaplanması zor birtakım soruyla bizi baş başa bıraktı. "Mutlak iyi bir Tanrı varsa o Tanrı yeryüzündeki bu kötülüklere nasıl izin verir?", ya da "Tanrı gerçekten iyidir ama kötülükleri durduracak güce sahip değildir. O halde ona nasıl mutlaklık atfedebiliriz?" gibi sorular bu konuda Tanrı anlayışlarını da, teologları da ciddi ölçüde zorluyor. Kelamın da konusu olan bu sorun Gazali, Farabi, İbn-Sina gibi filozoflar tarafından da farklı yaklaşımlarla ele alınmıştır. Ayrıca Hume, Kant, Leibniz ve Hegel gibi filozofların da ele aldığı bir sorun olarak "kötülük problemi" muhtemelen felsefenin en evrensel sorunlarından biridir.
FELSEFE DÜNYASI (Sayı: 56), 2012
Bu makalede, Roma Stoası temsilcilerinden biri olan Epiktetos’un (55-135), kötülük problemi (teodise) hakkındaki görüşleri değerlendirilecektir. Bunun için önce, din felsefesinde kötülük probleminin genel anlamda açıklaması yapılacak ve bu bağlamda, son yıllarda din felsefecilerinin yaptığı teodise ve savunma ayrımına dikkat çekilecektir. Daha sonra, insanlık tarihinde öne çıkan bazı destan ve dinlerde geçen ve batı felsefe geleneğinde ortaya konan kötülük konusundaki yorumlar ele alınacaktır. İşte bu tarihi zeminde Epiktetos’un, Tanrı’nın varlığı ve adaletini hedef alan eleştirilere karşı geliştirdiği bir nevi savunma olan mutluluk öğretisi onun eserlerinden yapılan alıntılara dayanarak işlenecektir. Makalenin sonuç bölümünde ise Epiktetos’un theodise görüşünün din felsefesine ne gibi katkılar sağladığına ve ayrıntılarının neler olduğuna işaret edilecektir.
2020
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and confirmed to include no plagiarism.
Öz: Ebû Hâmid el-Gazzâlî farklı bilgi ve konularda görüşlerini ifade etmiş çok yönlü bir bilgindir. Çok yönlü olmasının yanı sıra velut bir yazardır. Yeri geldiğinde hakkında görüş belirt-mek için farklı eserlerine müracaat etmek gerekir. Ayrıca siste-matik ele almadığı birçok konunun ihmal edildiğine işaret edilmelidir ve kuşkusuz bunlardan birisi her ilmin eylem olma-sına karşın her eylemin ise bilgi olmayışı öğretisidir. Bu öğreti-nin etraflıca incelenmemesinin en önemli sâikleri arasında Gazzâlî'nin bilgi-eylem öğretisinin ciddi bir biçimde analize edilmemesidir. Bilgi-eylem ilişkisi hakkında Gazzâlî'nin İhyâu-Ulûmid-dîn eserinde ciddi bir malzeme vardır. Oysaki Gazzâlî felsefesi bağlamında genellikle onun Bağdat dönemi eserlerinin incelemeye tabi tutulduğu gözlenmektedir. Gazzâlî, eyleme bil-gi, bilgiye ise fikir yoluyla ulaşıldığı görüşündedir. Bununla be-raber Gazzâlî, bilgiden direkt eyleme geçilemeyeceğini ifade eder ve bilgi ile eylem arasına adını hal verdiği üçüncü bir un-sur ihdas eder. Netice itibariyle bilgi, hal ve eylem fikrin üç se-meresi olacaktır. Gazzâlî, tüm bu unsurların birliğinde ısrar edecektir zira o bir vahdet düşünürüdür.
Bu yazı da Tanrı’nın sıfatlarının birliğinin mümkünlüğü, kötülük problemi ve kavramı, sınırlı Tanrı kavramı, insanın özgür iradesi ve determinizm konuları işlenmiştir. Tanrı’nın mükemmelliği, kudreti ve birliği meselesi teizme karşı sunulan genel argüman olan “kötülük problemi” ile karşı karşıya kalmış ve düşünce tarihinde önemli filozofların bu konu ile ilgili fikirleri ile incelenmiştir. İkinci kısımda ise insan hürriyeti ve determinizm konusu işlenmiş “Tanrı’nın her şeyi bilmesi ve her şeyin yaratıcısı olması bir determinizm doğurur mu?” sorusu cevaplanmaya çalışılmıştır.
ÖZET Problem çözme, matematik ve fen müfredatının odak noktasıdır ve dolayısıyla bütün müfredatı etkilemektedir. Bu nedenle, problem çözme becerisinin kazanılamaması veya eksik kazanımı ciddi sıkıntılar doğurabilir. Problem çözme, bir sonuç değildir aksine bir süreçtir. Bu yüzden, problem çözmede başarı, öğrencilerin ilgi, beceri, motivasyon ve kendilerine olan güvenlerine bağlıdır. Bunun yanında, öğrencilerin problem çözme süreciyle ilgili adımları bilmeleri ve bunları problem çözümlerinde uygulayabilmeleri de önemlidir. Matematik ve fen problemlerinde, öğrencilerin bilgiyi ezberleme yerine kavrayarak öğrenmeleri çok önemlidir. Bu nedenle, bu becerinin kazanılması diğer becerilerin kazanılmasında da anahtar role sahiptir.
2008
Öğretim programı öğretmenlerin ilgili alandaki öğretimleri ile ilgili düzenlemeleri içerir, fakat uygulanma şekli ile yeterince ilgilenmez. Bu yüzden öğretmenlerin uygulamaları ve deneyimiyle oluşturduğu pratik kuramları hakkında yapılan araştırmalar önem arz etmektedir. Bu araştırmada öğretmenlerin planladıkları öğrenme ortamları ile sınıf içi uygulamaları dikkate alınılarak pratik kuramları ve oluşumu hakkında bilgi edinmek amaçlanmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
KİMLİK SİYASETİ: KÜRT SORUNU ÖRNEĞİ, 2020
ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK FRAGMANLARI
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2007
İlahiyat Tetkikleri Dergisi, 2017
Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2023
Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2016
Cihan Kaymaz, 2021
DergiPark (Istanbul University), 2022
A Kültepe Text about Slave Transportation, 2020