Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, Görünüm
https://doi.org/10.5281/zenodo.7678532…
12 pages
1 file
Bu çalışmanın amacı farklı prensiplerce incelenen dramatik gösteri göstergelerini tek bir potada eritmeye çalışarak sanat-izleyici iletişimi bağlamında birer güçlendirici olarak ele almaktır. Tasarlanmış ve tasarlanacak performans sanatlarına dair sahne alanlarını, okumayı ve anlamlandırmayı önermektir. Bu sebeple, ilk bölümde dram-gösterim izleyicisi ilişkisi temel kavramları irdelenip bu ilişkinin kurulma yöntem ve prensipleri algı psikolojisi çerçevesinde açıklanmaya çalışılacaktır. İkinci bölümde çevreyi algılama sürecinin parametreleri ve izleyicinin alımladığı iletinin isabetli kurgulanabilmesi için çevreyi örgütlemenin dayandığı bileşenler açıklanacaktır. Üçüncü bölümde ise çevre-mekân, mekân-sahne bağlantısı üzerinden algının alımladığı sahne kurgusunu oluşturan göstergeler derlenerek açıklanacaktır. Bu çalışmanın; izleyici ile kurulan ilişkiye yönelik dramatik mekânı oluşturma ve ileti aktarımını sağlayan göstergelerin kurgu aşamasındaki önemi ve olması gereken yerin anlamlandırılması beklenmektedir. ________________________________________________________________________________________________________ The purpose of this paper is to trying to melt in the same pot the dramatic show signs examined by different principles to treat them as empowerers in the context of art-audience communication. And to aim to read and make sense of the stage spaces regarding performative arts both the designed and to be designed. Therefore, in the first chapter, the basic concepts of the drama-performance-audience relationships will be examined, and the methods and principles of this connections will be explained within the framework of perception psychology. In the second chapter, the parameters of the process of perceiving the environment and the principles of the components on which organizing the environment is based will be explained in order to accurately construct the perception that the viewer has perceived. In the third chapter, the signs that constitute the organization of the stage through the perception between environment-space, space-stage will be compiled and explained. Whis study; It is expected to make sense of the importance of the signs that provide the dramatic space for the relationship established with the audience and to convey the message.
Drama is a teaching method based on the revival of a theme, an event or an idea by way of play. Since dramatic activities depend on merely experiences of students, this method ensures them to learn by doing and living. Experimential learning has a crucial role in making the learning easy and permanent. Drama is an effective way of learning in the development of creative and critical thinking ability in students; in getting the skills of decision making, problem solving and influental communication. The aim of the thesis is to establish how to use effectively and productively the method of drama in the courses of the Religious Culture and Ethics. With the use of the method of drama in the courses of Religious Culture and Ethics, learning, we believe, will become enjoyable and throughout the course, the extent of motivation and interest of students is to be high in degree. Where the method of drama is used in the courses of Religious Culture and Ethics, it has an important function as the development of the abilities of students integrally and the realization of affective objects involved in the program of Religious Culture and Ethics in primary schools.
Artfulliving, 2014
1960'lı yıllardan itibaren, tüketim toplumunun gelişmesiyle giderek hissedilen krizlerin, gelişen teknolojinin, dönemin gelişmiş ülkelerinde çoğu insan ve sanatçılar tarafından daha yoğun kullanılır hale gelmesi ve cinselliğin özgürleşmesi hareketlerinin çıkışı gibi etkenlerle sanatta büyük dönüşümlerin yaşandığı, sanatın alt türlerinin çoğaldığı, yeni sanat akımlarının ortaya çıktığı bir döneme girilmiştir. Bu süreçte, bedenin sanat objesi ya da nesnesi olarak baş konumda olduğu sanat akımları da daha fazla gündemde olmuştur.
Art-e, 2022
Çağdaş sanatta ev, fiziksel bir imge olarak mecazi anlamı ve buluşma noktası olma özelliği ile hassas bir yerde durmaktadır. Birçok yapıtta ev; dağılmış, kırılgan, tereddütlü, olanaksız bir yerleşim mekânı olarak betimlenmiştir. Ev, kayıpların ya da eksik kalan şeylerin sessiz, yarım ve değişken bir tanığı olarak katmanlara ayrılıp sunulmakta ve insan hafızasını koruma konusunda duyarlı bir dileği iletme durumunu da içermektedir. Yapıtlardaki ev, deneyim olarak aktarıldığı gibi kişisel ve ruhsal geçmişin incitici durumları arasında hayata geçirilmektedir. Ev'in özne ve nesne ilişkisi içinde ele alınması, kavramın sanat alanında varlık bulan bir imge olarak incelenmesini kolaylaştırmaktadır. Bu bağlamda araştırmada sanatçı-sanat eseri ve ev-mekân ilişkisi üzerine yapıt üreten sanatçı ve yapıtları ile örneklendirilerek incelenerek değerlendirilmiştir.
DergiPark (Istanbul University), 2016
Barla, geçmişten günümüze Isparta ili içerisinde küçük fakat önemli bir mekândır. Eğirdir Gölünün kıyısına yakın, sarp dağların yamaçlarında kurulu olan bu belde güzelliğiyle ve kültürel yönüyle de önemlidir. Tarihsel olarak birçok devletlerin elinde Isparta'yla birlikte el değiştiren Barla, toplum yapısı ve yaşam biçimi, mekânsal özellikleriyle dikkate değerdir. Bu çalışmada Barla'nın Isparta çevresiyle birlikte tarihsel olarak geçirmiş olduğu değişimlerden ve kısa tarihinden, geçmişteki sosyal ve kültürel yapısından ve farklı mekânsal özelliklerinden bahsedilecektir. Çalışmada Barla'nın önemli değerleri ve kültürel simgelerine de yer verilip bu mekân ile olan ilişkileri değerlendirilecektir.
2020
Mimarlik ve sinema etkilesimini fenomenolojik olarak inceleyen bu calisma, mekânin sinema araciligiyla temsili baglaminda bedenin kentsel mekânla girdigi etkilesimi konu almaktadir. Sinemada fiziksel olarak hareketsiz olma durumunda kalan izleyicinin, gorme duyusu uzerinden mekânla nasil ozdeslesebilecegi sorusunun cevabi aranmistir. Bu baglamda sinemada kentsel mekânin sunum bicimleri sorgulanmistir. Deneyime olanak taniyan kentsel mekânin, sinemada yasamin icinden ‘oldugu gibi’ aktarilmasiyla, izleyici katilimciliginin artacagi hipotez olarak belirlenmistir. Gorme duyusunda dokunsal bir bilesenin gizli oldugu savi ile hipotez iliskilendirilmistir. Bu baglamda bedenin kentsel ve sinemasal mekân deneyimi incelenmistir. Sinemada bedenin mekâni izleyerek deneyimlemesi, gorme duyusu ile iliskilendirilirken kentte bedenin mekâni fiziksel olarak deneyimlemesi ise dokunma duyusu ile iliskilendirilmistir. Arastirmada yontem olarak beden, mekân, sinema kavramlarinin dolaysiz ve birbiriyle o...
Yaratıcı Drama Dergisi
Türkiye'deki gelişimi "sanat yoluyla eğitim" anlayışına dayanan eğitimde yaratıcı dramaya yönelik çalışmaların gerek akademik alanda gerekse MEB eğitim programlarında önemli bir yeri bulunmaktadır. Bu çalışmada, temel olarak Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı'nca hazırlanan belgelerde nasıl göründüğünün ortaya konması hedeflenmiştir. Çalışma sırasında Yüksek Öğretim Kurulu öğretmenlik alanları ile farklı lisans programlarının ders içerikleri ikinci grup belgeler olarak incelenmiştir. Böylece Milli Eğitim Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu tarafından sunulan belgeler tutarlılık ve bilimsellik açısından değerlendirilmiştir. Tarama modelinde betimsel olarak tasarlanmış olan çalışmaya ilişkin bulgular, belgeler arası tutarsızlıkların ve bilimsel olmayan bazı ifadelerin belirlenmesi yönündedir. Çalışmanın sonunda yaratıcı drama dersinin yürütülmesine ilişkin önerilere yer verilmiştir.
Gastroia: journal of gastronomy and travel research, 2023
Miksoloji, içeceklerin tarihçesi, hazırlanış yöntemleri ve kullanılan malzemeleri derinlemesine inceleyerek insanların ilgisini çeker ve lezzet deneyimini ön plana çıkarır. Kökenleri eski uygarlıklara dayanan bu sanat formu, 19. yüzyılda gerçek bir meslek haline gelmiş ve kokteyl kültürünün altın çağına denk gelmiştir. Günümüzde ise miksoloji, yenilikçi teknikler ve malzemelerle yeni ve benzersiz içeceklerin yaratılması sürecidir. Bu araştırma, miksoloji ve miksologların bar arkasındaki rolünü incelemek ve anlamak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada yarı-yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılarak kartopu örneklem yöntemiyle online mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Miksologlar, mesleki gelişim, yaratıcılık, örnek alma ve sosyal bir meslek olması gibi sebeplerle bu kariyeri seçmektedirler. Kendilerini miksolog olarak tanımlarken, tat, koku ve ürün bilgisi, iletişim becerileri ve yaratıcılık gibi yeteneklerini vurgulamaktadırlar. Ayrıca, müşteri kitlesi, maliyet hesabı, trendler ve inovasyon gibi faktörlerin yanı sıra estetik ve iletişim becerilerinin önemli olduğu, sürekli öğrenme ve bilgi paylaşımının da önemli olduğu ortaya çıkmıştır.
Felsefe dünyası, 2004
Medeniyetler bilim ve sanatla kıymetlenir." Poincare İnsanın iki ayrı eylem alanı olarak bilim ve sanatın zaman zaman ortak özelliklere sahip olduğu bazen de birbirinden çok ayn uçlarda durduğu gözlemlenir. Bilim ve sanat, diğer bazı disiplinlerde de olduğu gibi hayata, insana, topluma, doğaya ilişkin bilgi verici fonksiyonlarıyla dikkat çeker. Ama bu bilgilendirici fonksiyon bilim ve sanatta farklı nitelikler taşımakla özgünleşir. Bu çalışmamızda temel sorun olarak görülen sanatbilim ilişkisini, bu ilişkinin nereden başlayıp, nerede bittiğini, bilimin ve sanatın benzerlikleri ve farklılıklarını, iki alanın amaçlarını, fonksiyonlarını, işleyişlerini, imgelerini, fenomenlerini, ürünlerini, suje-obje ilişkisini, karşılıklı etkileşimini, tarihiyle ilişkisi gibi özellikleri ele alacağız. Doğal olarak, bilim ve sanatın bütün yönlerini bu çalışmada derinliğine incelemek mümkün değildir. Bu nedenle biz daha çok yukarıda söz edilen sorunların bazılarında biraz daha yoğunlaşarak derinliğine, bazılarını da tespitler yaparak tartışmaya çalışacağız. Her iki eylem alanı da bizi kapsayan gerçekliğin çeşitli yönleri ve özelliklerini araştırıp inceleyerek bize derin bilgiler sunmaktadırlar. Bilim akli karakter taşırken sanat daha çok duygusal karakter taşımaktadır. Bilim varolan olguları sistemli, nedensel ilişkilere dayalı ve deneme, ölçme, gözlem gibi tekniklerle araştırır. Onun amacı kesinlik oranı en yüksek bilgiye ulaşmaktır. Sanat ise insan yaşamından sezişler, esintiler, duygular ve idealleri ifade etme çabasındadır. Biri (bilim) doğa olaylarını daha çok inceleyip gerçekliği açığa çıkarmaya çalışır. Diğeri (sanat) ise insanın iç dünyası, istek, arzuları ve heyecanlarını, duygularını ifade etmekte eşsiz bir araçta-. Fakat bu durum akli olanda duygusal, duygusal alanda da akli öğeler olmadığını düşündürmemelidir. Çünkü "estetik yargılarda, duygusal algılanışa, yerine göre akılsal algılanışın da ortaklaşa katkıda bulunabileceğini unutmamak gerekir." 1 Duygusallık, heyecan, merak, ilgi yoksa gerçekliği aramak bilim içinde imkansızdır. Sanatta da aynen akli düşünce tarzı yansıtılan olaylara, rasyonel, mantıki bir şekilde yaklaşma hiçte yadsınacak bir şey değildir. Bu özelliği sanatın bütün türlerinde izlemek mümkündür. Özellikle bu konuya değinen sanat adam
JOURNAL OF ARTS, 2020
Sanat ve sanatçı; çağlar boyunca insanın ilgi alanında olmuş, klişe tabirle mağara devrinden günümüze ve her alanda olmak üzere hiç eksilmeden etkisini sürdürmüştür. Güzel sanatlar, mimarlık, edebiyat ya da müzik dalında olsun, ortaya konan bu eserler; insanlık tarihini biçimlendirme konusunda yadsınamaz bir öneme sahiptirler. Sanatın önemi konusunda hemfikir olsak da sanat nedir? nasıl anlaşılır? veya neye hizmet eder? türü soruların cevabını vermek zordur. Sanatı tanımlama konusunda nerdeyse tamamen muğlak kriterler söz konusudur ve gerçekte, sanatın kendisi de bu belirsizliği kullandığı için, olasılıkla böyle kalmaya da devam edecektir. İdealist yaklaşım, sanatın maddi çıkarlara değil; yalnızca sanata hizmet etmesi gerektiğini iddia eder. Bu sebeple, 'halk için sanat', sanat olarak bile kabul edilmez. Sanatsal gelişim için, idealist tavrın yeterli olmadığı herkes tarafından bilinip kabul edilmesine karşın; 'sanat yoluyla kazanç elde etme' konusu gündeme geldiğinde, insanlar genellikle suskun kalmayı tercih ederler. Halbuki sanat eserinin paraya dönüşmesi, diğer her şey için olduğu gibi, sanat için de çok önemlidir. Bu makalede, etik olarak kabullenmekte zorlanıyor olsak da paranın, sanat ve sanatçının gelişimi üzerindeki etkisi ele alınmaya çalışılmıştır.
DergiPark (Istanbul University), 2023
Sosyal medya, toplumsal yaşamın tüm dinamiklerine yön veren güçlü bir öge olarak değerlendirilebilir. Sosyal medyanın toplumun tüm katmanlarıyla entegre olabilen yapısı bir yanıyla kullanıcı sayısını artırırken bir yanıyla da yeni bir kültürlenme ve iletişim biçimi yaratmaktadır. Bu anlamıyla, sosyal medya aracılığıyla yazısız kurallar bütünüyle çerçevelenen yeni bir kültürden söz etmek mümkündür. Bu kültür, bireylerin aktif olarak içerik ürettiği, daha çok kişiye ulaşmak için çabaladığı; bunun karşılığında kimi zaman haz ya da statü kimi zaman ise maddi gelir sağladığı performansları da beraberinde getirmektedir. Seyirlik birer gösteri şeklinde sunulan bu performanslar, sosyal medya platformlarının kullanıcılarına sunduğu yenilikler ve uygulamalar yoluyla da sürekli desteklenmektedir. Kullanıcılarına kendilerinin kurgulayabildiği estetize edilmiş bir yaşam alanı sunan sosyal medyada, bireyler kendilerini tamamen kendi istekleri doğrultusunda, idealize ettikleri bir biçimde sergileyebilme imkânına kavuşmaktadır. Bu çerçevede çalışma kapsamında, sosyal medyadaki gösteri olgusu ve bu olgu karşısında sosyal medya platformlarının ve kullanıcıların konumlanışı hakkında bir bağlam oluşturulmaya çalışılmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Sobider Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Sciences, 2019
İdil Dil ve Sanat Dergisi, 2017
Mimarlık, 2020
JOURNAL OF ARTS, 2019
Turk Eğitim Bilimleri Dergisi, 2010
Art-e Sanat Dergisi, 2019
Journal of International Social Research, 2020
Yaratıcı Drama Dergisi, 2007
Folklor Akademi Dergisi, 2023
Erciyes İletişim Dergisi, 2013
Erciyes İletişim Dergisi, 2018
International Language, Literature and Folklore Researchers Journal, 2015
Yaratıcı Drama Dergisi, 2020
Düşünen Şehir Dergisi, 2020
DergiPark (Istanbul University), 2022
International journal of interdisciplinary and intercultural art, 2021
The Journal of Academic Social Science Studies, 2021