Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
1995, Kriz Dergisi
…
3 pages
1 file
Genel hastane acil servislerinde önceden ruh sal bir rahatsızlık öyküsü bulunan ya da özkıyım gibi ruhsal bir sorun nedeni ile başvuran hastalar da bazı tanı güçlükleri olmaktadır. Bu tanı güçlük leri kimi zaman vakanın sergilediği durumun kar maşıklığından kimi zaman da doğrudan doğruya acil servis ekibinin ruhsal rahatsızlığı olan bireylere karşı engelleyemedikleri önyargılarından kaynak lanmaktadır. Sunacağımız vaka acil servise özkı yım girişimi ile başvuran ve önceden ruhsal bir so runu nedeni ile tedavi görmüş olma öyküsü olan bir hasta hakkındadır ve yukarıda söylediğimiz iki güç lüğü birden içermektedir.
e-Journal of New World Sciences Academy, 2018
Bu çalışmanın amacı, 8 haftalık aerobik egzersizin sedanter kadınlarda toplam oksidan ve antioksidan kapasite üzerine etkisini araştırmaktır. Araştırmaya 40 kadın gönüllü katılmıştır. Katılımcılar rastgele yöntemle egzersiz (EG) ve kontrol grubu (KG) olarak iki gruba ayrılmıştır (yaş ortalaması, EG:41.05±3.26 ve KG:40.30±4.47 yıldır). Egzersiz grubuna 8 hafta süresince, haftada 3 gün, günde 1 saat aerobikkoş-yürü egzersizleri yaptırılmıştır. Tüm deneklerin çalışma öncesi ve sonrası Toplam Oksidan Kapasite (TOK) ve Toplam Antioksidan Kapasite (TAK) ölçümleri alınmıştır. Mevcut bulgular TOK ve TAK ölçümlerinin tümünde son test ölçümlerinde EG lehine anlamlı farklılık olduğunu göstermiştir (p<0.05). TAK değeri EG'nda 2.10±0.01μmol'den, 2.35±0.06μmol'e çıkarken, KG'nda anlamlı bir değişim oluşmamıştır. TOK değeri ise KG'nda 5.95±1.41mmol'den 5.64±1.67mmol'e düşerken, EG'nda 6.33±1.23mmol'den 3.48±1.94mmol'e düşmüştür (p<0.05). Sonuç olarak 8 haftalık, koş-yürü tarzı aerobik egzersizlerin, sedanter kadınlarda toplam oksidan ve antioksidan kapasite değerlerini olumlu yönde değiştirdiği söylenebilir.
Turkish Journal of Pediatric Disease, 2014
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çocuk ve ergenlerde yaklaşık olarak %5.9-7.1 oranında görülen bir bozukluktur. Merkezi sinir sisteminde presinaptik nörepinefrin taşıyıcılarının seçici bir inhibitörü olan atomoksetin, psikostimülan dışı DEHB ilacı olarak yer almaktadır. Atomoksetin merkezi sinir sistemin-de presinaptik nörepinefrin taşıyıcılarının seçici inhibitörüdür. Özellikle frontal bölgede düşük oranda serotonin ve dopamin taşıyıcılarına da afinitesi bulunmaktadır (1). Prefrontal kortekste presinaptik norepinefrin taşıyıcılarının inhibisyonu ile dopamin ve noradrenalin düzeylerini arttırarak etki göstermektedir (2). Atomoksetinin, eştanılı durumlarda DEHB belirtilerinin yanı sıra depresyon, anksiyete ve tik belirti şiddetini de azalttığı, günde ÖzET Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çocuk ve ergenlerde yaklaşık olarak %5,9-7.1 oranında görülmektedir. Atomoksetin, DEHB tedavisinde kullanılan psikostimülanlara alternatif norepinefrin taşıyıcılarının seçici inhibötürüdür. On bir yaşında erkek hasta dikkati sürdürmede güçlük, çabuk sıkılma, görev ve etkinliklerini tamamlayamama, unutkanlık şikâyetleriyle çocuk psikiyatri polikliniğine getirildi. Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı IV (DSM IV) tanı kriterlerine göre "Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, Dikkatsizliğin Önde Olduğu Tip" tanısı alan olguda uzun etkili metilfenidat tedavisi planlandı. Otuz altı mg/gün uzun etkili metilfenidat tedavisinde iştahsızlık, bulantı gibi gastrointestinal yan etkiler ortaya çıkması ve buna bağlı gelişen ilaç uyumsuzluğu nedeniyle metilfenidat tedavisi kesilerek 1.hafta 25 mg/gün, 2.hafta 40 mg/gün ve idame olarak 60 mg/gün (1,2 mg/kg/gün) olacak şekilde atomoksetin tedavisi planlandı. Atomoksetin 60 mg/gün kullanımında olgumuzda düzen, simetri takıntısı, emin olamama, bir şey yaparken sürekli onaylanma ihtiyacı gibi yakınmalarının başlaması üzerine DSM IV tanı kriterleri dikkate alınarak yapılan klinik değerlendirme görüşmesi sonucunda DEHB ve OKB tanı kriterlerinin karşılandığı görülmüştür. Atomoksetin kullanımı ile OKB gelişen bu olgunun literatüre katkı sağlayacağı düşünülmüştür.
Uygarlıkları insan ve üzerinde yaşadığı coğrafya arasındaki ilişkiler ortaya çıkarır. Yaklaşık yüz yıllık bir tarihi olan jeopolitik bilimi bu ilişkiler üzerinde durmaktadır. İlk kez XIX. Yüzyılın sonunda siyasi coğrafyanın uzantısı olarak ortaya çıkan jeopolitik bilimi, Eski Yunancadaki γῆ ge "yer" ve πολιτική politikē "politika" kelimelerinden türetilmiştir. Kısaca Jeopolitik kavramı, " bir coğrafyanın siyasete verdiği yön " olarak anlaşılmaktadır 1. Burada jeopolitik biliminden faydalanılarak Bozkır çevresinin antik dönemindeki mekân-insan ilişkileri üzerinde durulacaktır. Bu nedenle öncelikle bölgenin jeopolitik özelliklerini ortaya koymak gerekir. İlk olarak bölgenin değişmeyen genel jeopolitik unsurlarından kısaca durarak insan yaşantısı ve uygarlıkların oluşmasındaki katkısına bir giriş yapalım: Bölgenin Jeopolitik Unsurları: 1-Bozkır ilçesi ve çevresi coğrafi konum olarak; Kuzey yarım kürede bulunan Anadolu yarım adasının güneyinde Konya Ovası ile Akdeniz arasında yer alır. Bozkır ilçesi Konya ilinin 129 km. güneyde Akdeniz Bölgesinde yer alır. Orta Toroslarda 10 bin metrekarelik alanı kaplayan bu coğrafya 37 derece 11 dakika 20.22
Journal of …, 2005
ZET Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tanılı olgular Tourette Sendromu ve diğer tik bozuklukları için artmış riske sahiptirler. Metilfenidat gibi psikostimulanlar DEHB'nin tedavisinde temel tedaviyi teşkil etmektedir. Psikostimulan ilaçların var olan tiklerde artışa ya da yeni tik oluşumuna neden olabileceği bilinmektedir. Özgül bir norepinefrin geri alım inhibitörü olan atomoksetinin, DEHB ile birlikte tik bozukluğu olan olgularda alternatif bir tedavi seçeneği olabileceği ileri sürülmektedir. Ancak literatürde atomoksetin tedavisi ile birlikte yeni tik oluşumu olan ya da mevcut tiklerin sıklığında artış bulunan olgu sunumları mevcuttur. Bu yazıda atomoksetin tedavisi ile motor tik oluşumu gözlenen bir olgu tartışılmıştır. Anahtar Sözcükler: Atomoksetin, Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, Tik bozuklukları.
PETROLÜN ABİSAL ABİYOJENİK KÖKENİ
Petrolün abisal abiyojenik kökeni teorisi, hidrokarbonların oluşumuyla ilgilenen modern bilimsel teorilerin önemli bir parçasıdır. Bu teoriler, doğal hidrokarbon sistemlerinin tanımlanmasını, bunların karasal yoğunlaşmasına yol açan fiziksel süreçleri ve bu materyalin jeolojik petrol rezervuarlarına göçünü kontrol eden dinamik süreçleri içerir. Petrolün abisale yakın abiyojenik kökeni teorisi, doğal gaz ve petrolün, Dünya kabuğuna göç etmiş, derin kökenli ilkel materyaller olduğunu kabul eder. Bu makalede sunulan deneysel sonuçlar ve jeolojik araştırmalar, teorinin temel varsayımlarını ikna edici şekilde doğrular ve dünyanın hidrokarbon rezervlerinin yapısını, boyutunu ve yerel dağılımlarını yeniden incelememize olanak tanır. ÇN: Bir yalanın çöküşünün kanıtıdır. Türkiye'mizde de yeterince petrol/gaz vardır. Her arayan bulamaz ancak bulanlar arayanlardır. Devletimize ve insanlarına bilgi vermek amacıyla çevrilmiştir. Amatör çeviridir hataları görmezden gelin. Bağımsız ve en güçlü TÜRKİYE dileği ile 09.2024.
2023
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Yayınevi Seri No: 02 Yayıncılık Hizmetleri ©️ 2023. Telif hakkı yazarlara aittir. Bu kitaptaki bölümler açık erişimli olup Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı altında dağıtılmaktadır. Bu lisans kullanıcılara, bölümleri herhangi bir amaç için indirme, çoğaltma ve yayımlanan bölümler üzerinde çalışma imkânı sunar. Böylece yayınlarımızın en geniş şekilde yayılmasını ve daha geniş bir etkiye sahip olmasını sağlar. Sorumluluk Reddi Kitapta yayımlanan metinlerin/bölümlerin ifadeleri veya görüşleri yazar(lar)ın ve editör(ler)in görüşlerini yansıtır. İÜC Yayınevi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa yazıların içeriğinden sorumlu değildir. Yayımlanan kitaplardaki çalışmaların doğru ve iyi araştırılmış olması ve metinlerde ifade edilen görüşlerin tutarlılığı yazar ve editörlerin sorumluluğundadır. İÜC Yayınevi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, yazarlara çalışmalarını bilimsel toplulukla paylaşmak için bir platform sağlamaktadır.
HEMSIRELERDE OTANTIKLIK ve PSIKOLOJIK DAYANIKLILIK DÜZEYLERI ile ARALARINDAKI ILISKI, 2020
Bu arastırma hemsirelerde otantiklik ve psikolojik dayanıklılık düzeylerini belirlemek ve bu kavramlar arasındaki iliskiyi değerlendirmek amacı ile tanımlayıcı olarak yapılmıstır.
ULUSLARARASI YAPAY ZEKÂ, TRANSHÜMANİZM, POSTHÜMANİZM ve DİN SEMPOZYUMU, 2021
Kriz Dergisi, 2015
Hipertiroidi; huzursuzluk, motor ve algısal hiperaktivite, emosyonel labilite, engellenme eşiğinde düşme, uyku bozukluğu, özellikle distraktibilite şeklinde olan dikkat ve konsantrasyonda bozulma, bellekte dikkat bozukluğuna ikincil bozulmalar, hostil davranışlar, anksiyete, fobi, disfori, paranoid ve referans fikirlerin baskın olduğu psikotik belirtiler ile gidebilen klinik bir tablodur. Bu yazımızda 61 yaşında enkoherans, belirgin dezorganizasyon, gerçeği değerlendirmede bozulma tablosuyla kliniğimize başvuran hastanın hipertiroidi tanısı almasının ardından hipertiroidinin tedavisiyle birlikte psikiyatrik durumunda belirgin düzelme olması üzerinden, hipertiroidiye bağlı psikoz ve seyri literatür bilgileri eşliğinde ele alınmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI ÖZEL, 2018
DOAJ (DOAJ: Directory of Open Access Journals), 2010
Yeni e Dergisi, 2019
Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2018
Konuralp Tıp Dergisi, 2018
Sinan Ateş Armağanı, 2023
Selcuk University Journal of Engineering ,Science and Technology, 2016