Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Belleten
Acemhöyük'te son yıllarda yapılan kazılar Hatipler Sarayı'nın batısındaki kuzeybatı açmasında yoğunlaştırılmıştır. Bu alanda, Assur Ticaret Kolonileri Çağı'na ait özel evler bulunmaktadır. 1992 yılında bu açmada saraylarla çağdaş olan III. kata ait yapıların bir kısmı açığa çıkarılmıştır.
Acemhöyük, situated at the southern half of Anatolia, where four main roads intersect, easily communicated with the surrounding regions and beyond, through its easily accessible position. Especially, the Acemhöyük settlers, who had established a strong trading network during the Old Assyrian Age, effectively made use of this suitable position. As a result, the increased wealth was reflected in its pottery along with many other items. In the excavations of Acemhöyük, being conducted for more than 40 years, many pottery finds have been unearthed attesting this situation, which is being discussed in this thesis titled as “Acemhöyük Pottery in the Old Assyrian Trade Age”. In the VIth and partially in the Vth levels of the settlement, the Transition Phase from the Early Bronze into the Old Assyrian Age is observed; and in the IVth level the Early phase of the Old Assyrian Age is observed. These levels have only been investigated in a limited area and for a short period. The most remarkable period of Acemhöyük is the Late Phase of the Old Assyrian Age at the IIIrd level of the settlement. In this level, which can also be named as “The Monumental Buildings Phase”, two palace buildings and one Service Building has been unearthed so far, and in the rooms of these buildings rare and precious finds of the era have been found. In the IInd and Ist levels, the characteristic of the pottery has not changed, eventhough the same can not be told for the monumental architecture. The Lower City/Karum Area of the settlement consists of four levels and has a parallel progress with the top part of the settlement. In the Transition Phase and the Early Phase of the Old Assyrian Age of Acemhöyük, the pottery with painted decoration inherited from the Early Bronze Age, declines significantly and leaves its space to monochrome ceramic. In this phase, the production of the wheelmade painted pottery begins and for the first time, this pottery is observed besides the hand made painted pottery. In the Late Phase of the Old Assyrian Age the bands on painted pottery get narrower. In this phase, the painted vessels reduce in number, however, the variety of the painted decorations increase. Also the area where the painted decoration is applied gets constricted, especially the upper half of the vessels are preferred for applying the decorations. In the Ist level of the settlement, the pottery with painted decoration looses its charm. The predominant pottery group of Acemhöyük in the Old Assyrian Age is monochrome pottery. Among the slipped and slip-polished vessels red (wine red) is the most, and brown is the second most preferred color. The other major group, the buff coloured pottery reflects the color of its dough and is wet-smoothed. The Acemhöyük vessels are metallic bright, due to being well polished. Likewise, the vessel types known to be having rounded body shapes from earlier periods, take a carinated body shape in the Late Old Assyrian Age, and this confirms that these pottery vessels are an imitation of metal examples. Also, many stone vessels found in Acemhöyük are imitated. Ivory vessels are imitated as well. These vessel types, utilized with great admiration, were also depicted in seal impressions. The known vessel types of Acemhöyük and their rich derivatives appear in the IIIrd level. The Acemhöyük vessels have a flat appearance and this the most characteristic feature of the Acemhöyük Late Old Assyrian Age vessels. These vessel types, appearing in the Late Old Assyrian Age levels will be inherited to the Hittite Age. The most important partner of Acemhöyük has been Kültepe-Kaniş. Most of the vessel types recorded in Acemhöyük is found in Kültepe as well. It is obvious that the Kültepe finds are more diverse. The vessel types of the different levels of Kültepe exhibit distinct differences, in Acemhöyük this difference is not as obvious. Acemhöyük also had close relations with the settlements within the Halys arc, its vessel types exhibit similarities especially with the vessel types of Alişar, Boğazköy and Alaca Höyük. The northwestern limit of the Acemhöyük Old Assyrian Age pottery is Polatlı-Karahöyük. There has been a long lasting relation between Acemhöyük and Beycesultan, a settlement in the interior Agean Region. Konya-Karahöyük, situated between these two settlements exhibit a parallel layering, however differ with its vessels having a dim appearance. The eastern frame of Acemhöyük consists of the Middle Euphrates settlements. The Acemhöyük pottery is native, however it is not restricted to Anatolia. Some vessel types in Acemhöyük indicate contacts with Syria through the Amuq Plain. Many vessel types are common with Yumuktepe and Gözlükule, situated in Cilicia. Also many vessel types found in Cyprus, Crete, Agean Islands and Greece are known in Acemhöyük, mostly they are not used earlier than in Acemhöyük.
Bu makale kuzeybatı Afganistan'da, Tilla Tepe'de bulunan ve tarihî devirlerimizin başlangıcına tarihlenen bir dizi mezar kazısından elde edilen materyalleri konu edinmektedir. Bu buluntular, Büyük Kuşhan İmparatorluğu’nun tarihi arka planındaki şaşırtıcı ve muazzam zenginliği ortaya koymaktadır.
Gümüşhane ilinin arazi yapısı şiddetli yağışa karşı hassastır. Mevsimsel yağış kaya düşmelerini harekete geçirmekte önemli bir rol oynamaktadır. Şiddetli yağışla beraber toprak hareketleri Gümüşhane ilini etkilemektedir. Küçük büyük birçok kaya düşmesi, neredeyse her yıl Gümüşhane ilinde yaşayanlar için ciddi zararlar oluşturmaktadır. Şiddetli yağışların tetiklemesiyle meydana gelen heyelanlar 1961 den 2007 tarihine kadar kaydedilmiştir. 144'den fazla heyelan olayı şiddetli yağışların tetiklemesiyle meydana gelmiştir. Bu yazıda heyelan olaylarını tetikleyen yağış incelenerek Gümüşhane ili heyelan olaylarının aktivitesine şiddetli yağışların etkileri incelenmiştir. Yağış ve heyelan etkinlikleri arasındaki ilişki meteorolojik kayıtlar ve heyelan olaylarının meydana geldiği tarihler dikkate alınarak analiz edilmiştir.
2018
Kastamonu Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü IV sınıf öğrencileri tarafından hazırlanan bu dergide, öğrencilerin Azerbaycan Türkçesi I, II, III ve IV dersleri kapsamında katıldıkları sempozyum, kongre, çalıştay, Azerbaycan Büyükelçiliği tarafından düzenlenmiş Haydar Aliyev Kompozisyon yarışması, "Ben Azerbaycan"ı tanıyorum" yarışması kapsamında Azerbaycan gezisi, Azerbaycan takvimindeki özel günlerin anımı ve kutlanması, Hocalı programları, Nevruz kutlamaları, Azerbaycan Türkçesi materyal derslerinde hazırladıkları materyalleri kapsamaktadır.
2021
Yunus Emre’yi anlamak için doğduğu toprakların tarihini bilmemiz gerekmektedir. Dönemin şartlarının oluşturduğu alt yapı göz önüne alınmazsa kavrayışımız eksik kalacaktır. Aşağıda çizilen resimde büyük bir devletin aşama aşama yok oluşuna giden yolda toplumun ekonomik, sosyal ve siyasi olarak deneyimlediği süreçler ve buna bağlı olarak içine girdiği buhran görülmektedir. Varlık ve özgürlükten fakirlik ve esarete geçişte hem fiilen hem ruhen dağılan birlik duygusunun yarattığı psikoloji altında neyi neden yaşadığını anlamaya çalışan, sorgulayan ve içinde bulunduğu durumdan kurtulma arzusunda olan bir toplum vardır karşımızda.
Tarih incelemeleri dergisi, 2022
Öz Bu çalışma, "Eramine-i Acem" olarak anılan İran Ermeni tüccarlarının erken modern dönem Anadolu'sundaki ticari merkezlerin haritalandırılmasını amaçlamaktadır. Çalışmanın gösterdiği üzere 1550-1800 döneminde tüccarlar, Anadolu coğrafyasını kesen uluslararası ticaret yollarının dışındaki küçük kasaba ve kentlerde kendi ticari sahalarını oluşturabilmişlerdi. Arşiv belgelerinden de anlaşılacağı gibi ticari faaliyetlerinin genişlemesi, Acem tüccarlarını hanlarda uzun süre kalmaya ve yerel tacirlerle iş birliği yapmaya itmişti. Ancak bu faaliyetler, tüccarların vergi yükümlülükleri ve yerel unsurların mal alışverişlerindeki ticari öncelikleri hususlarında yerelden sert bir muhalefetle karşılaşmıştı. Özellikle 1550'lerden sonra çıkarılan birçok emir, Acem tüccarının Osmanlı merkeziyle çatışmaktan olabildiğince kaçındığını gösterirken tüccarların gümrük vergisi ödemekten sıklıkla kaçtıklarına ve ticari düzenlemeler için devletle sıkı pazarlıklar yaptıklarına işaret etmektedir. Ancak 1550-1650 döneminde Osmanlı merkezi ile Acem tüccarların aralarındaki ilişkiyi belirleyen asıl dinamik, tüccarların vergi kaçırmasından ziyade Osmanlı-Akdeniz havzasındaki para kriziydi. Bu krizin tam ortasında Acem tüccarları gümüş ve değerli madenleri, Batı ve Orta Anadolu'dan doğudaki gümrük bölgesine ve Safevi sahasına taşımaya çalışmışlardı.
2019
Osmanli para duzeninin tedavul ihtiyacini karsilamasi bakimindan buyuk ehemmiyet arz eden madenler, devletin gelir kaynaklari arasinda bulunmasi nedeniyle de onemlidir. Osmanli Devleti, ilk donemlerden itibaren ele gecirdigi bolgelerdeki madenleri stratejik ve askeri oneme sahip alanlar olarak gormustur. XV. ve XVI. yuzyillarda iyi bir duzeyde olan Osmanli madenciligi, XVIII. yuzyildan itibaren Avrupa’daki gelismelere ayak uyduramayarak zayiflamaya baslamistir. Bu calismada XIX. yuzyilin baslarinda Gumushacikoy madenlerinin durumu incelenmistir. XIX. yuzyilin ilk ceyreginde Gumushacikoy madenleri emanet usulune gore eminler araciligi ile yonetilmektedir. Gumushacikoy’e atanan eminler genel olarak bir yilligina atanmaktadir ve madende ozellikle gumus ve kursun madenleri cikarilmaktadir. Maden ocaginin yakin cevresindeki yoreler maden ocaginin ve burada calisacaklarin ihtiyaclarini karsilamak uzere gorevlendirilmistir. Bu bolgelerin reayasi, hizmetleri karsiliginda cesitli vergilerden...
Geçmişimizi, kültür hazinelerimiz ve tarihi şahsiyetlerimiz üzerinden hatırlamak, geleceğe yön vermenin en sağlıklı ve anlamlı yoludur. Kültürel mirasımızı tanımaya, araştırmaya, korumaya, değerlendirmeye ve yaşamaya her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, hatırlamanın ve korumanın bir adım ötesine geçerek kültür mirasımızı, çağın gereksinimlerini karşılayacak farklı ve bütüncül bir yaklaşımla yeniden ele almak gerekmektedir. Böyle bir bakış açısı, ülkemizin demokratik ve çağdaş medeniyetler arasındaki konumunu pekiştirecek, kültürümüzü ve değerlerimizi daha iyi anladıkça sahip olduğumuz yaratıcılık ve dinamizm de artarak devam edecektir. Bilim çevrelerince eşsiz bir eser olarak kabul edilen Kitab-ı Bahriyye adlı eserin müellifi Pîrî Reis'i, Anadolu kültür mucizesinin örnek ve ufuk açıcı bir şahsiyeti olarak tanımlamak yerinde olacaktır. Pîrî Reis'in şahsında, yaşadığı çağa ilişkin bilginin yayılma hızı, bilgiye verilen değer ve en önemlisi bilimsel düşüncenin başlangıcı gibi konulardaki yerleşik yargılarımızı sorgulamamız gerekmektedir. Yenilikçi bir anlayışla çizdiği bilimsel açıdan kusursuz haritalar ve bu haritalarla bezediği Bahriyye'si ile Pîrî Reis, yalnızca Osmanlı coğrafya yazıcılığında değil tüm dünya haritacılık literatüründe son derece haklı ve yeri doldurulamayacak bir mevki elde etmiştir. Anadolu İslam kültürünün bilim ve teknoloji alanlarındaki zengin mirasının tüm dünya tarafından tanınmasının ve bilinmesinin önemi büyüktür. Bakanlığımız tarafından yapılan başvuru ile Pîrî Reis'in 1513 tarihli dünya haritasının 500. yıl dönümü, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) Yıldönümleri Kutlama Listesinde yerini almıştır. Bu vesileyle tarihi ve siyasi bir değerimiz olan Pîrî Reis'in, kültürel ve akademik platformlarda tartışılması ve yeniden yorumlamasına ivme kazandırılmıştır. Öyle ki tarihimize yönelik bu derinlikli analizler, kültür ve medeniyet dinamiklerimizi çok yakında yeniden hareketlendirecek, dünya tarihine yön verecek nitelikteki özgün çalışmaların önünü açacak ve gelecek nesillere ilham kaynağı olacaktır. Pîrî Reis gibi tarihi şahsiyetlerimizin yol göstericiliğinde, günümüz koşullarını da dikkate alarak geleceğe yön vermek kültür politikalarımızın merkezindeki hedeflerden biridir. Bu hedef, yalnızca kültürel çeşitliliğin devamının değil aynı zamanda bölgesel ve küresel barışın da garantisidir. Bu bağlamda, gelecek nesillerin yerel ve uluslararası düzlemde kültürel zenginliğimizi yaşatarak evrensel kültüre katkı sağlamaları en büyük arzumuzdur. Kendi kültürünü ve kimliğini doğru bir şekilde öğrenen genç nesiller, başka kültürlere de hoşgörü ile yaklaşır. Bu ilke doğrultusunda ve UNESCO Pîrî Reis Haritasının 500. Yıldönümü vesilesiyle tıpkıbasımı hazırlanan Kitab-ı Bahriyye'yi başta gençlerimiz olmak üzere tüm vatandaşlarımızın dikkatine ve bilim dünyasının istifadesine sunarken emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Substack, 2023
İngiliz yazar Olivia Manning’in Balkan Üçlemesi ve Levant Üçlemesi adı altında yayınladığı altı kitaplık Savaş Hazineleri dizisinin yapılamayan çevirisinin öyküsünü yazdı.
Sultan Abdülmecid in Bir Mimarı William James Smith, 2016
European Journal of Science and Technology, 2021
Öz Günümüzde gümüş üretimi geleneksel olarak siyanür yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Üretime alınan gümüş cevheri, siyanür liçinden sonra katı atık barajlarına gönderilmektedir. Barajlardaki bu atıkların gümüş tenörünün oldukça yüksek olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada, atık barajlarındaki yüksek tenörlü gümüşün geri kazanılmasında asit liçi yapılarak verimin arttırılması hedeflenmiştir. Eti Gümüş Maden İşletmeleri'ne (Kütahya) ait gümüş cevheri atık barajlarından temsili olarak alınan harmanlanmış numuneler çeneli kırıcıda öğütülmüş, tane boyutu analizi yapılmış ve ardından yapılan ön denemelerle sülfirik asit liçi uygun görülmüş ve farklı konsantrasyonlardaki sülfirik asit (H2SO4) çözeltileri ile 25 °C ve 100 °C'de ön aktivasyon liçine tabi tutulmuştur. Bu ön aktivasyon işleminden sonraki aşamada sodyum siyanür (NaCN) kullanılacağı için hazırlanan liçin pH'ı kireç ile 10,50-12,00 aralığına ayarlanmış ve daha sonra NaCN liçi uygulanmıştır. NaCN liçi sonrası atomik absorpsiyon spektrometresi (AAS) ile gümüş tayini yapılarak, atıklardan gümüşün % geri kazanım miktarları hesaplanmıştır. Ayrıca H2SO4 ön aktivasyon işleminin, numunelerdeki diğer metalleri uzaklaştırma etkisini görmek için numunelerin önce ham halde daha sonra H2SO4 ve NaCN liçi sonrası kurutulan katılarından indüktif eşleşmiş plazma-optik emisyon spektrometresi (ICP-OES) ile metal tayinleri yapılmıştır. Analiz sonuçlarından H2SO4'in metal kirliliğini büyük oranda uzaklaştırdığı tespit edilmiştir. H2SO4 çözeltilerinin konsantrasyonu arttıkça metal kirliliklerinden uzaklaşan numunelerin, siyanür liçi sonucunda gümüş kazanım veriminde de %17,6'dan %31,7'ye artış sağlandığı görülmüştür. H2SO4 liçinde sıcaklığın artırılmasının geri kazanım verimine etkisi olmadığı, bu artışın sadece H2SO4 miktarındaki artış ile orantılı olduğu sonucuna varılmıştır.
icar 10 bildiri, 2023
Özet Hazine-i Hassa padişahın gelir ve giderlerinin kayıt altına alınıp yönetildiği kurumdur. Abdülaziz döneminde yaşanılan mali sıkıntılar Hazine-i Hassa’nın gelir ve giderlerini de etkilemiştir. Bu çalışmada Osmanlı arşivinde tespit edilen HH.d 00507 nolu ; Hazine-i Hassa’nın zuhurat, emlak, çiflikat vs varidat defteri üzerinden kurumun gelir ve gider grupları tespit edilerek detaylı bilgi verilmiştir. Defterde sarayda bağcıvan, bekçi, zabıtan, eczane memuru, kavas, muhasebeci, ebniyye memuru, zırhlı gemiler mühendisi, terzibaşı, table-kar gibi meslek gurupları tespit edilmiştir. Hazine-i Hassa gelir kaynakları; padişaha ödenen maaş ve Çiftlik-i Hümayun’ dan gelen gelirler ve Hazine-i Hassa’ya ait olan dükkan kiralarıdır. Zamanla masraflar artınca gelir kalemlerine bazı fabrikalar, emlaklar ve madenlerin gelirleri de eklenmiştir. İncelenen defterde de gelir kalemleri ; Hazine-i Hassa’ya ait olan çiftliklerin gelirleri, Ereğli Maden-i Hümayununun talibine ihalesiyle alınan bedel, Hazine-i Hassa malı olan dükkanların kiraları gibi kalemler olmuştur. Hazine-i Hassa gider kalemleri ise; Çırağan sarayı tadilat için gereken harcamalar, Matbah-ı Amire giderleri, Istabl-ı Amire giderleri, Feshane-i Amire giderleri, alınan kömür mağazaları bedeli, aşar malından irad ve masraf, Kileri Hümayun giderleri, Anbar-ı Amire giderleri, Dolmabahçe ve Beylerbeyi sarayına alınan eşya giderleri, Emlak-ı Hümayun giderleri, Hazine-i Hassa’ya ait olan vapurların tadilat ücreti, Maçka’da bulunan Mevlevihane inşası giderleri, Mabeyn-i Hümayun için alınan eşya giderleri,kasır inşa giderleri, Kuşhane-i Amire giderleri gibi kalemler olmuştur. Anahtar Kelimeler: Gelir, Gider, Padişah, Çiftlik, Personel Abstract Ottoman Imperial Treasury is the institution where the sultan's income and expenses are recorded and managed. The financial difficulties experienced during the reign of Abdülaziz also affected the income and expenses of the Ottoman Imperial Treasury. In this study, the number of HH.d 00507 identified in the Ottoman archive; The income and expense groups of the institution were determined and detailed information was given via the income, real estate, farm etc. income book of the Ottoman Imperial Treasury. Occupational groups such as vineyard keeper, guard, policeman, pharmacy clerk, kavas, accountant, ebniyye officer, armored ship engineer, head tailor, table-kar were identified in the book. Ottoman Imperial Treasury income sources; salary paid to the sultan, income from Çiftlik-i Hümayun and shop rents belonging to the Ottoman Imperial Treasury. As the expenses increased over time, some factories, real estates and mines were added to the income items. Income items in the examined book; The income of the farms belonging to the Ottoman Imperial Treasury, the price received by the tender of the Ereğli Maden-i Hümayun, the rents of the shops that are the property of the Ottoman Imperial Treasury . Ottoman Imperial Treasury expense items are; expenditures for the renovation of the Çırağan Palace, kitchen of the Sultan’s Palace expenses, Istabl-ı Amire expenses, Feshane-i Amire expenses, the cost of the coal stores purchased, revenue and expenses from the tithe, storeroom imperial expenses, Anbar-i Amire expenses, Dolmabahçe and Dolmabahçe Palace the expenses of goods bought to Beylerbeyi palace, the expenses of lands belonging to the Sultan, the repair fee of the ferries belonging to the Ottoman Imperial Treasury, the construction expenses of the Mevlevihane in Maçka, the expenses of the goods purchased for the Mabeyn-i Hümayun the construction expenses of the pavilion, the expenses of the Kuşhane-i Amire pens such as. Keywords: Income, Expense, Sultan, Farm, Personnel
Halgent Şelalesi (Gümüşhane) , 2018
Türkiye coğrafyasında jeomorfolojik şekiller açısından her zaman ilgi çeken oluşumlardan bir tanesi de şelalelerdir. Öyle ki ülkemizin birçok şelalesi artık coğrafya ile akademik anlamda ilgilenmeyen insanların dahi hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayacak kadar tanınmış, tanıtılmıştır. Kapuzbaşı Şelaleleri (Yahyalı/Kayseri), Kurşunlu, Manavgat Şelaleleri (Antalya) vb. Ancak halen ülkemizde tanıtımı yapılmamış irili ufaklı birçok doğal şelale de vardır. Bu çalışmada henüz tanıtımı yapılmamış bir şelalenin tanıtımı yapılacaktır. Gümüşhane İl merkezinde yer alan Halgent Şelalesi Eskibağlar mahallesinde yer almaktadır. Yaklaşık olarak 30 metre yüksekten düşen görüntüsü ile izleyicisini etkileyen bu şelale, karayolları(tüneller) çalışması yapılmadan önce daha iç kısımlara doğru ulaşan çok daha gösterişli manzaralar sunan bir görünüme sahip iken bu gün maalesef tünellerin giriş kısmına sıkışıp kalmış durumdadır. Halgent Şelalesi çevresi önemli turistik potansiyele sahip olmasına rağmen maalesef bu potansiyel turizm sektörüne kazandırılamamıştır. Oysa Halgent Şelalesinin ulaşım yollarına, şehir merkezine ve diğer çekiciliklerle nerede ise iç içe olması en büyük avantajıdır. Bu çalışmada, Halgent Şelalesi ve yakın çevresinin fiziki coğrafyası bazı beşeri özellikler ile beraber ele alınarak yöre ekonomisine de katkı sağlayabilmesi için yapılması gereken hususlar dile getirilmiştir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.