Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, TEORİDEN PRATİĞE ULUSLARARASI ÇATIŞMA
…
49 pages
1 file
Bilinen en eski petrol yataklarından birine ev sahipliği yapan Azerbaycan toprakları özellikle 1800'lü yıllarda bölgeyi elinde tutan devlet için önemli bir ekonomik güç sağlamaktaydı. 1813 Gülistan ve 1828 Türkmençay Antlaşmaları sonucunda Güney Kafkasya'nın büyük bir bölümünün Çarlık Rusya'nın egemenliği altına girmesiyle, Hazar kıyıları ve Karabağ bölgesi petrol rezervlerine yakın konumda olmasının yanında bereketli tarım toprakları nedeniyle Rusya için stratejik önem taşımaya başlamıştır. Müslüman ve Türk nüfusunun yoğun olduğu bu bölge, Türk-Müslüman Kaçar Hanedanlığından, Rusya'nın bölgeyi ele geçirmesiyle Slav ve Hristiyan kimliğinin ağır bastığı bir yönetim altına girmiş; bu durum da etnik-dinsel çatışmayı beraberinde getirmiştir. Zengin petrol rezervleri ve stratejik konumu Rusya için Güney Kafkasya'yı vazgeçilmez kılarken, etnik-dinsel çatışmalar bölgenin kontrolünün Rusya'ya tamamen geçmesini engellemekteydi. Bu engeli ortadan kaldırmak için
Çalışma ana hatlarıyla Ermenistan ve Azerbaycan arasında SSCB’nin dağılması sürecinden başlayıp günümüze kadar süregelen Dağlık Karabağ Sorununun tarihsel arka planını, günümüz durumunu ve gelecekte oluşabilecek durumlarda göz önünde bulundurularak Nitel Araştırma yöntemlerinden kaynak taraması şeklinde kaleme alınmıştır. Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarında işgalci durumda olduğu, BM’nin ilgili kararlarının olup işletilmediği, Rusya Federasyonu, Fransa ve ABD’nin konuya taraflı yaklaşması, soruna taraf olan ülkelerin farklı tezlerinin olması, AGİT Minsk grubunun sorunu çözmekte yetersiz kalması sorunun çözüm aşamasında sıkıntılara neden olmaktadır. Ermenistan’ın bölgede soyutlanması, önemli ölçüde ticaret ve bölgesel işbirliklerinden uzak kalmasının sebebi Dağlık Karabağ sorunun çözülmemiş olmasıdır. Bu sorunun çözülmemiş olması ayrıca Ermenistan’ı ekonomik ve askeri olarak Rusya’ya bağımlı kıldığı düşünülmektedir.
Kanayan Yara Karabağ, 2016
Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir yüzyılı aşkın bir süredir devam eden Dağlık Karabağ sorunu, muhtelif boyutları olan bir meseledir. Bu sebeple sorun, değişik açılardan pek çok çalışmanın konusunu teşkil etmiştir. Öte yandan Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle uluslararası ilişkilerde kurulan yeni denklemlerden bu bölge de nasibini almıştır. Sorunun doğrudan tarafları yanında, gerek Dağlık Karabağ’ın gerekse Güney Kafkasya’nın stratejik önemi dolayısıyla Karabağ meselesi, dolaylı pek çok yeni aktörün de rol aldığı veya almaya çalıştığı bir anlaşmazlığa dönüşmüştür. Bu sebeple Dağlık Karabağ sorunu, yalnızca bölgeyi ve bölgedeki güçleri değil yeryüzünün önemli bir kısmını ve bölge dışı önemli aktörleri de ilgilendirmektedir. Karmaşık ilişkiler yumağının bir parçası olan Dağlık Karabağ sorunu ele alınırken bahsettiğimiz çok değişkenli denklem, göz önünde bulundurulmalıdır. Bu bağlamda çalışmamızda öncelikle sorunun çerçevesi belirlenecektir. Daha sonra sorun, kuvvet kullanma ve onunla yakından ilgili olan self determinasyon hakkı çerçevesinde ele alınacaktır. Bu değerlendirme yapılırken Dağlık Karabağ sorununda yer alan asıl tarafların yanında, soruna doğrudan müdahil olan diğer devletlerin ve uluslararası örgütlerin tutumu da gözden uzak tutulmayacaktır.
Karabağ Sorunu ve Türkiye-Ermenistan İlişkileri, 2015
Eserde Güney Kafkasya`da azınlık haklarının durumu, özel olarak da Azerbaycan`da azınlık hakları Karabağ sorunuyla ilişkili olarak analiz edilmiştir.
2016
Dağlık Karabağ sorunu özellikle Azerbaycan ve Ermenistan’ın bağımsızlıklarını ilan etmelerinden ve Avrupa Konseyine üye olmalarının ardından AGİT’in yakından ilgilendiği ve BM’nin de üzerinde kararlar aldığı bir sorun olmuştur. Sorunun çözümüne ilişkin günümüze kadar çabalanan girişimlerin ciddi bir sonuç vermediği ortadadır. Sadece 1997 yılı sonlarına doğru barışa ilişkin umutlar yeşermişse de barış planına sıcak bakan Ermenistan Devlet Başkanı Ter-Petrosyan’ın Ermenistan’ da yaşanan iç politik süreç sonrasında görevinden ayrılmak zorunda kalması ve yerine savaş yanlısı Robert Koçaryan’ın gelmesi bu umutların sona ermesine neden olmuştur. Günümüzde Azerbaycan ve Ermenistan kamuoylarının soruna bakış açılarının tamamen ters noktalarda olduğu da göz önünde bulundurulunca konuya ilişkin çözüm bulunmasının zorluğu daha rahat anlaşılmaktadır. Dağlık Karabağ sorunun çözümü sadece büyük devletlerin isteği doğrultusunda gerçekleşebilir.
IV. ULUSLARARASI TÜRKLERİN DÜNYASI SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU, 2020
Özet Karabağ meselesinde lider konuma gelmek, tarihin öğretici derslerinden doğru sonuçların çıkarılması meselesini gündeme getirdi. Karabağ sorununun 10 Kasım 2020'den sonra çözüldüğünü düşünürsek, ancak tarih olarak edebiyat tarihimizde unutulmaz bir sayfa olarak her zaman kalacaktır. Karabağ savaşına adanan şiir örnekleri iki kısma ayrıldı: 1) Birinci Karabağ Savaşı'na adanmış şiir; 2) İkinci Karabağ Savaşı'na adanmış şiir. 2001-2020 yıllarının basınında Karabağ konusuna akademisyenler tarafından literatürde yer verilmiştir. Dr.Elçin Mehraliyev, Prof. Dr. Elnara Akimova, Prof. Dr. Merziya Necefova, Dr. Nargiz Cabbarlı, Prof. Dr. Asif Rüstemli ve diğerlerinin çeşitli çalışmaları var. Ancak Karabağ meselesi 2001-2018 yıllarında basında kapsamlı bir şekilde araştırılmamıştır. İyimserlik, zaferin nedeni, gelecekteki zafer için umutlar - Avaz Süleymanoğlu'nun "Zafer Meselesi", Fikret Goca'nın "İstedim", Mazahir Mazhar'ın "Bayrağım Sallaması!" şiirlerinde, vatan özlemi ve şehitlik teması Hüseyn Kürdoğlu'nun "Vatansız mı olacak?" bulundu. Şiirde isyan, ermeniler karşı – düşmana olan nefretin nedenidir (Huseyn Kürdoğlu'nun "Karabağ gözümden ve kalbimden geçer", Matlab Mısır'ın "Kremalı Soyu", Davud Nasib'in "Bu topraklar nerede", Şovkat Zarin (Horovlu) "Ermeniler benden korkuyor", Zaur Vedili'nin "Şuşa Dağları" , Zalimkhan Yagub "Shusha Shikestasi" ye sahiptir. Mülteci acısı, şiirde sürgünün acısı (Kamala'nın "Mülteci güzeldir", Farida Hacıyeva'nın "Mülteci", Sabir Yusifoğlu'nun "Şuşa'yı anma gecesi", Rafig Yuşifoğlu'nun "Karabağ geçersiz" teması Karabağ temasına dayanmaktadır. Makalede amaç dünyanın en çok dikkat çektiyi Karabağ savaşının şairlerin şiirlerinde nasıl yansıması, I ve II Karabağ savaşı konulu eserlerdeki mukayiseleri somut örnekler esasında araştırmaktır. Araştırmada konu hakkında daha çok yazılmış bilimsel çalışmalardan kulanılacaktır. Makalede mükayiseli-analitik ve tarhihsel tahlil yönteminden kulanılacaktır. Anahtar kelimeler: Karabağ, politika, şiir, dergi, gazete, Azerbaycan. Abstract Gaining a leading position on the Karabakh issue has raised the issue of drawing the right conclusions from the instructive lessons of history. If we take into account that the Karabakh problem was resolved after November 10, 2020, but as a history, literature is an unforgettable page in our history. Samples of poetry dedicated to the Karabakh war were divided into two parts: 1) Poetry dedicated to the First Karabakh War 2) Poetry dedicated to the Second Karabakh War In the press of 2001-2018, the subject of Karabakh was covered in the literature by fil.e.d. Elchin Mehraliyev, Ph.D. Elnara Akimova, Ph.D. Marziya Najafova, Ph.D. Nargiz Jabbarli, Professor Asif Rustamli and others have various studies. However, the issue of Karabakh was not comprehensively investigated in the press in 2001-2018. Fil.e.d. Elnara Akimova, Ph.D. Marziya Najafova conducted research only in the field of poetry, Ph.D. Elchin Mehraliyev paid attention to the works written in the field of poetry, prose and drama in 2001-2018. Optimism, motive for victory, hopes for future victory - Avaz Suleymanoglu's "Question of Victory", Fikret Goja's "I Wanted", Mazahir Mazhar's "Waving, my flag!" found in his poems. There is high optimism in Zalimkhan Yagub's poem "I am waiting for that day". The theme of longing for the homeland and martyrdom is reflected in Huseyn Kurdoglu's poems "Will he be stateless?" It is reflected in Huseyn Kurdoglu's poem "Will he be stateless?". Rebellion in poetry is the motive of hatred for the enemy (Huseyn Kurdoglu's "Karabakh passes through my eyes and heart", Matlab Egypt's "Cream of Sorrow", Davud Nasib's "Where is this land", Shovkat Zarin (Horovlu) "Armenians are afraid of me", Zaur Vedili's "Mountains of Shusha" , Zalimkhan Yagub has "Shusha Shikestasi" and etc. The aim of the article is to investigate the reflection of the Karabakh war, which attracted the most attention in the world, in the poems of the poets and the comparisons in the works on the I and II Karabakh war on the basis of concrete examples. In the research, more scientific studies written on the subject will be used. In the article, the method of competitive-analytical and historical analysis will be used. Key words: Karabakh, politics, poems, journal, newspaper, Azerbaijan.
Ortaçağdan beri Ermeniler dünyanın dört bir yanında dağınık bir şekilde yaşadıkları için hem diasporadaki hem de Ermenistan’daki Ermenilerin sosyo-ekonomik yapısı farklıydı ve ulus-devlet inşasında farklı yapıya sahip olan Ermenileri nasıl birleştirmek söz konusu olmuştur. Ayrıca Ermenistan, Rusya’nın çıkarına göre oluşturulmuş devlet olduğu için ulus-devlet inşası için gereken efsaneyi nasıl sağlamak önemli konuydu. Bu bağlamda diasporanın kimliği içinde önemli rol oynayan “Ermeni Meselesi” ve “Hay Dat (Ermeni Davası) doktrini Ermenilerin ulusal kimlik inşasında önemli rol oynamıştır. Karabağ Sorunu da “Ermeni Meselesi” ve “Ermeni Davası” bağlamında tartışıldı ve “Ermeni Meselesi” ve Karabağ Sorununun devam etmesi Ermenistan’ın ulus-devlet olarak meşruiyetinin son derece önemli kaynağı olmaktadır. Fakat son zamanlarda Ermenistan’ın kötü sosyo-ekonomik durumu, Ermenistan Ermenilerin bilincinde bu iki unsuru ikinci plana itmekte ve Ermenistan’ın ulus-devlet olarak meşruiyeti de sallanmaya başlamıştır.
Artık çeryek asırdır ki, Yukarı Karabağ sorunu adlandırılarak ortaya atılmış olan bu problem, Azerbaycan halkının ve Azerbaycan devletinin ekonomik ve toplumun refah düzeyinin kalkınmasında çok önemli bir engel olmakta ve bölgenin normal şekilde dünyaya entegrasyonuna imkan vermemekte ve genellikle tüm Kafkasya bölgesinde güvenlik sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Dağlık Karabağ Azerbaycan’ın tarih boyu ayrılmaz, bölünmez bir hissesi olmuş ve şimdi de hissesidir. Dağlık Karabağ Özerk Cumhuriyyeti, Azerbaycan devleti sınırları içinde otonom bir bölgedir. 1923 yılından bu yana Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti tarafından yönetilmiştir. Karabağ’ın yeni başkenti Hankenti, eski başkenti ise yüksek dağ tepesinde, bir doğu şehri olan Şuşa şehri olmuştur.
Ermeni Araştırmaları , 2015
Su dünyada yaşam döngüsünün temel yapıtaşı olan elementtir. Kıt bir kaynak haline gelmeye başlayan su kaynakları, enerji ve gıda üretiminde önemli bir rol oynamaktadır. Bu özelliği ile su, fosil kaynaklar kadar önemli bir hale gelmiştir. Su, savaşlarda veya devletlerin ikili ilişkilerinde bir önşart, tehdit veya silah olarak kullanılmaktadır. Azerbaycan’da bir su sıkıntısı yaşanmaktadır. Bu sıkıntının önümüzdeki yıllarda da artmasından ve ülkenin sosyal ve ekonomik yapısını etkilemesinden endişe edilmektedir. Karabağ, Ermenistan ve Azerbaycan arasında uzun yıllardır varolan bir sorundur. Karabağ sorununun bilinmeyen bir yönü ise sınırları içerisinde yer alan Sarsang Rezervuarıdır. Ermenistan, işgal altında tuttuğu Sarsang rezervuarını Azerbaycan’a karşı bir silah olarak kullanmaktadır. Bu çalışmada suyun politik boyutu ve Azerbaycan’da su kaynaklarının genel durumu değerlendirilirken, Ermenistan’ın Sarsang rezervuarını bir tehdit aracı olarak kullanma süreci ele alınacaktır.
AZERBAYCAN-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE ÖNEMLİ BİR KAVŞAK: İKİNCİ KARABAĞ SAVAŞI, 2021
Azerbaycan ve Türkiye derin etnik, tarihi ve kültürel bağlara sahiptir. Haydar Aliyev tarafından ortaya atılan "Bir Millet İki Devlet" söylemi iki ülke arasındaki etnik ve kültürel bağları vurgulayan bir söylem olarak öne çıkmıştır. 1990'lı yılların başında Ermenistan'ın Azerbaycan' ait olan toprakları işgali ile başlayan Dağlık Karabağ sorunu, yaklaşık otuz yıldır devam eden ve uluslararası kuruluşların çözüm üretemediği bir sorundur. Türkiye, Azerbaycan topraklarını işgal eden Ermenistan'ı işgalci devlet olarak tanımlayan ve sınırlarını kapatan tek ülke olmuştur. Ermenistan'ın işgal ettiği toprakları genişletmek için 27 Eylül 2020'de başlattığı saldırı sonucu İkinci Karabağ Savaşı yaşanmıştır. 44 gün süren savaş Azerbaycan'ın zaferi ile sonuçlanmış ve Azerbaycan işgal altındaki toprakların önemli bir kısmını kurtarmıştır. Savaş boyunca Türkiye siyasi, diplomatik, teknik ve askerî destek vererek Azerbaycan'ın en büyük destekçisi olmuş, Türk yapımı İHA/SİHA'ların savaşta etkin olarak kullanılması savaşın kazanılmasında oldukça etkili olmuştur. Tarihsel ve betimsel bir metodolojinin kullanılacağı bu çalışmada "İkinci Karabağ Savaşında Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği somut desteğin, gelecekte iki ülke arasındaki ilişkilerde stratejik işbirliğine dönüşüp dönüşmeyeceğine" cevap aranacaktır. Çalışma "İkinci Karabağ Savaşı'ndan sonra "Bir Millet İki Devlet" söylemi, ilk defa söylemsel düzeyden çıkarak somut bir çıktıya dönüşmüştür" denencesine dayalı olarak hazırlanmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2007
ULUSLARARASI DİPLOMASİ ARAŞTIRMALARI -I, 2023
Hitit Güvenlik Kongresi, 2022
Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2021
Türk Dünyası Jeopolitiği, 2023
AZERBAYCAN TÜRKÇESİ VE TÜRKİYE TÜRKÇESİ ARASINDA YALANCI EŞDEĞERLER , 2022
AZERBAYCANŞİNASLIK “GEÇMİŞİ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ”, 2015
BAĞIMSIZLIK DÖNEMİNDE AZERBAYCAN-ÖZBEKİSTAN İLİŞKİLERİ, 2019
II. ULUSLARARASI DEVELİ - ÂŞIK SEYRÂNÎ VE TÜRK KÜLTÜRÜ KONGRESİ, 2019
100. Yılında Azerbaycan Cumhuriyeti Uluslararası Kongresi , 2019
Karadeniz Araştırmaları (Journal of the Black Sea Studies, 2019
Asia Minor Studies-Internaional-Journal of Social Sciences, 2016
KARŞILAŞTIRMALI ANAYASA HUKUKU AÇISINDAN TÜRKİYE VE AZERBAYCAN, 2019
YÛNUS EMRE ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-IX, 2021