Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, The Journal of Social Sciences
…
21 pages
1 file
Kukla, geçmişten günümüze Türk dünyasında ve dünya milletleri arasında kendisine yer bulan seyirlik halk sanatlarındandır. Kökeni itibariyle insanlık tarihi kadar eskilere dayanmakla birlikte ilk kimler tarafından kullanılmaya başlandığı ve yayılma alanı hakkında ittifak yoktur. Kuklanın, insanlığın tabiat ile olan ilişkisi neticesinde animizmin de etkisiyle ortaya çıkışı, doğal bir sürece dayandırılmaktadır. Bu üç boyutlu nesneler, geçmişte daha çok dini amaçla ve eğlence amacıyla kullanılmakla birlikte son yüzyıllarda sanatsal kimliğine kavuşmuştur. Doğu ve Batı medeniyetlerinde farklı boyut ve yapılarda, farklı amaçlar için kullanılan kukla, önemli bir kültür ögesidir. Türk toplumunda kuklanın uğur getirdiğine inanılmış, hastalıkların iyileştirilmesinde ve türlü eğlencelerde kullanılmıştır. Özellikle şamanlar tarafından yuğ törenlerinde insanları etkilemek için kullanılmıştır. Tarihsel gelişiminde varlığını daima sürdürmüş olan kukla, günümüzde toplumsal hayatta ritüellerde, eğitimde, sağlıkta, festival ve eğlencelerde kullanılmaktadır. Bu çalışmada kuklanın kimliği, gelişimi, Türk ve dünya milletlerindeki yeri ve kukla çeşitleri incelenmiştir.
ODÜ Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi (ODÜSOBİAD)
Kültür bir toplumun sahip olduğu maddi ve manevi değerler bütünüdür. Bir toplumun gelenekleri ve görenekleri, halk inanışları, mani, masal, türkü, efsane, destan vb. ürünleri, yemekleri, halk hekimliği uygulamaları o toplumun kültürünü oluşturur. Kuşburnu, halk edebiyatı ürünlerindeki kullanımıyla, çevresinde gelişen halk inanışlarıyla ve bir besin kaynağı olarak Türk kültürü içinde kendine bir yer edinmiştir. Anadolu'nun birçok yerinde çoğu zaman kendiliğinden yetişen kuşburnu, soğuğa karşı dayanıklı ve pek çok rahatsızlığa şifa olarak görülen bir bitkidir. Kuşburnu mitolojik bir ağaç olmasının yanı sıra çeşitli halk anlatılarına konu olan, etrafında pek çok inanış ve ritüelin gerçekleştiği bir meyvedir. Hıdırellez'e, nazara, cine, büyüye, türbelere ve çocuk yetiştirmeye dair halk inanışlarında sıkça karşımıza çıkar. Anadolu'nun birçok yerinde kuşburnu üzerine türküler yakılıp maniler söylenir. Aynı zamanda dallarına bez, kurdele, çamaşır, ip vb. nesneler bağlanarak dilek ağacı fonksiyonu görür. Kuşburnu günümüzde çayı, reçeli, meyve suyu, marmelatı, çorbası, pestili, kompostosu ile Türk mutfağının eşsiz lezzetlerinden birini oluşturur. Mucizevi bir bitki olarak görülen kuşburnu bu yönüyle halk hekimliğinde sıklıkla kullanılır. Bugün besin ve ilaç sanayisi için de önemli bir hammaddedir. Bu çalışmada kuşburnu kültürel yönden değerlendirilecektir. Mitolojik yönü ele alındıktan sonra geçmişten günümüze kuşburnuya dair inanış ve uygulamalardan söz edilecek ardından halk hekimliğindeki yeri ve önemi üzerinde durulacaktır. Kuşburnuya dair halk edebiyatı ürünlerinden örnekler verilip Türk mutfağında kuşburnu ile hazırlanan lezzetler anlatılacaktır.
2022
Bozkır kültürü çevresinde gelişen Türk insanının tabiata ve hayvanlara karşı verdikleri mücadeleler, onları zaman zaman yenik düştükleri hayvanlara, tabiata ve sosyal yaşantılarındaki eşyalara kutsallık atfedilmeye başlanmıştır. Bir toplumun sosyal yaşantısında kutsallık atfettiği bir takım varlıkların olması o toplumun bir kültüre, inanca, manevi değerlere sahip olduğunun göstergesidir. Türkler evreni manevi olarak anlamlandırmaya başlamış ve her şeyin tek bir varlıktan geldiğine inanmışlardır. Türklerin tarih sahnesine çıkışlarıyla beraber kutsallık anlayışları da gelişmeye başlamıştır. Türkler tabiatı Gök Tanrı'nın yarattığına inanıyordu. W. Eberhard'a göre; geleneksel Türk dini, "Güneş ve Ay kültlerinden oluşmuş Türk Gök Dini" şeklinde tanımlamıştır. Dolayısıyla Türkler tabiatta bir takım güçlerin olduğuna inanmakta ve onları kutsallaştırmaktaydı. Bu inançlar yer-su adı altında bulunan dağ, ağaç, su, kaynak vb. varlıklar ile ilgili inançlar olup bunların her birinin ruhunun olduğu düşünülmekteydi.1 Tanrı daima kutsal sayılan ikinci dereceden yan varlık inançları ile çevrilmiş ve eski Türk inançlarında yer alan yıldız, güneş ve ayda bu kutsallardandır.2 Güneş, Türk düşüncesinde birinci sırayı almıştır bunun sebebi ise Türkler her dönemde, güneşli yerlerde yaşamışlardır. Hunlarda, "hem güneşe ve hem de aya ayrı ayrı saygı gösteriliyordu. Kurbanlar da veriliyordu. Güneş, doğunun, ay ise batının sembolü idi."3 Türklerde genellikle güneş doğunun, ay ise batının sembolü haline gelmiştir. Yani şu şekilde açıklamak mümkündür; ay, karanlıklar diyarını, güneş ise, gündüzler diyarının sembolü haline gelmiştir. Altay destanlarında ise bu durum şu şekilde söz edilmektedir: ''…Teleüt Türklerine göre: Ay kuzeyin; güneş de, güneyin sembolü idiler. Çünkü Gök kartalının, sol kanadı ayı, sağ kanadı ise güneşi örtüyordu.
2020
Türk dünyasının farklı bölgelerinde sarın, tahpah, toyuk gibi isimlerle anılan halk ezgileri, Anadolu'da Türk'e ait anlamını içeren "türkü" kelimesi ile karşılanır. Türküler binlerce yıldır Türk insanı ile birlikte gelişmiş ve değişmiş; tüm duyguların, durum ve olguların dili olmuşlardır. Düğünlerde, savaşlarda ve hatta ölümde yaşanan duygular, tarih içinde cereyan eden olaylar, türkülerle nesilden nesile aktarılmıştır. Melodik ve ritmik yapıları kadar bilhassa sözleri ile türküler, pek çok bilim dalı için eşsiz veri hazinesi niteliğindedir. Türkülerde kullanılan kelimeler, çoğu kez rastgele olmayan, özel anlamlar barındıran, kimi zamansa yan anlamlara sahip sözcüklerdir. Göstergebilimsel açıdan yan anlama sahip kelimelerin incelenmesi, toplumun değer verdiği hususların keşfi açısından önemlidir. Bu çalışmada türkülerde düz ve yan anlamsal boyutları ile büyük bir yere sahip olan kuş ve çiçek isimleri incelenmiştir. Anadolu türküleri ile büyük yakınlık gösteren ve Misak-ı Milli sınırlarımız içinde yer alan Kerkük türküleri de inceleme kapsamına dahil edilerek toplamda, tesadüfi örnekleme yöntemi ile seçilmiş 3400 türküde yer alan kuş ve çiçek isimleri, kullanılma alanları, varsa taşıdıkları yan anlam, tekrar sıklığı gibi açılardan incelenmiştir. Genel türkü külliyatı hakkında bilgi vermesi amacıyla örnekleme dahil olan türkülerin ses alanı, makam dizisi, ölçü anahtarları da tespit edilerek tablolaştırılmıştır.
Human beings transformed into birds, this change obviously possesses a symbolic meaning. The bird-woman motifs in the legends later become fairies. After Turks adopted the Islamic faith, these fairies and birds who came from the sky began to be considered as negative figures and bearers of misfortune. However, the female motif of the transforming bird has continued in fairy tales. The theme of bird-women and lakes derives from shamanic beliefs and it indicates a belief about fertile spirits who came from the sky, conceived in water and went back to the sky after having their babies. While both flying and swimming birdwomen are elements of sky and water in mythology, their children who live in earth are the element of earth and they complete the air-water-earth elements of mythology.
Abant Izzet Baysal University Graduate School of Social Sciences, 2013
ran after dead and looked for remedies for it on behalf of all human beings. Throughout the human history, belief in afterlife has always been present among people. Imaginations of the other world in Turkish cultures have always been rich and systematic. Some of these beliefs are in compliance with Islamic belief. The universe consists of three parts being heaven, earth and underworld. The life goes on in the middle world. The periods before birth and after death are experienced in the other world. Soul comes from the other world and goes back there. In the pre-birth processes and after-death processes, souls of underground and heavens are involved. In folk beliefs, it is seen that there are some souls making birth difficult and facilitating it. After death, the mediator person comes to the scene once more. It helps the journey of the soul. As-sirat (the straight bridge) has been mentioned in the Muslim religion and soul should be helped to pass over it. There are many rituals performed among the folk to please the soul of the dead. There are many precautions taken based on beliefs in afterlife.
2011
Turk Avrasya’si olarak da bilinen, Ulug Turkistan’dan guney-bati Asya’ya uzanan cografya, farklilasabilen anadilleri ve dogma dinleri ile uzerinde tarih boyunca birlikte yasaya gelen halklarla bir kultur cografyasi olusturmustur. Bu cografyaya adini demografik yapidaki yuzde dagilimlari ve ortak kulturel hayata yaptiklari katki vermistir.Turk halk tefekkurunun arka planina dair ozel bilgi verdikten sonra dul kadina gelince adeta bilhassa kirsal kesimde lanetlenmis kabul edilirdi. Sozlu kulturun ozlu sozlerinde, tekerlemelerinde alkis ve kargislarinda bu teshisi rahatlikla ornekleyebilirsiniz. Bu tanimlama Azerbaycan Turk kultur cografyasinda “Dul Avrat” olarak bilinir. Ondaki ugursuzlugun temas halindeki yakin uzak cevresine zarar verecegi inanci oldugunu gosteren cok sayida inanma ornegi vardir. Ornekler arasinda kiz istemeye bu tur hanimlar goturulmezler. Bunlarin gelin yengesi olmasi istenilmez. Gelin kinasini bunlarin karismasi uygun bulunmaz. Bu ornekleri hayatin diger kesimler...
Toplumların hayatında bazı hayvanlar günlük yaşamda çeşitli sebeplere bağlı olarak kuşkusuz büyük bir tutmaktadır. Tarım işleri, besin, ulaşım, giyim, av, taşıma gibi faaliyetlerde insanlarla iç içe olan bu hayvanlar inanç dünyasında da önemli bir yer edinmiştir. Bu çalışmada fiziksel özellikleri ve yaşam biçimleriyle halk edebiyatı ve müziğine ilham kaynağı olan göçmen kuşlardan leylek seçilmiştir. Mimari süsleme ve el sanatlarında çeşitli kavramları karşılamak üzere tasvir edilen leyleğin, tarih boyunca çeşitli toplumlardaki anlamı ve sanat eserlerine yansıma biçimleri; ardından Anadolu dışında İslam coğrafyasında üretilmiş örnekleri kronolojik olarak ele alınmıştır. Ardından asıl olarak Osmanlı toplumunda farklı malzeme ve tarihlerde üretilen sanat eserleri üzerindeki tasvirleri ve ikonografisi sosyokültürel ortamla ilişkilendirilerek değerlendirilmiştir. Türk Kültüründe nazar, bereket, iyi-kötü şans, doğum-ölüm, kıtlık-bolluk, dindarlık, doğruluk, iyilik, saflık, neşe gibi kavramlarla ilişkilendirilen leylek, tasvir edildiği esere / yüzeye göre anlam taşımıştır. Ancak günümüze ulaşan örnekler leyleğin halk kültürünü derinden etkilemesine karşın halk sanatına bu yoğunlukta yansımadığını ve nispeten daha seçkin bir çevrenin eserleriyle sınırlı kaldığını gösterir.
Türk Kültür Dünyasından Portreler, 2013
Kendi sahasında yapmış olduğu değerli araştırmalarıyla tanınan ve can alıcı konuların özüne yönelik yaptığı tespitleriyle dikkati çeken Kurtuluş Kayalı, 20. yüzyıl Türkiye'sinin sosyal tarihi, düşünce tarihi, sinema tarihi ve matbuat tarihi üzerine bugün de çalışmalarını yoğun biçimde sürdüren bir araştırmacıdır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Folklor Akademi Dergisi, 2023
Uluslararası uygur araştırmaları dergisi, 2014
Din, Edebiyat, Kültür Bağlamında Yılan ve Tavus Kuşu Metaforu, 2024
Aydın Türklük Bilgisi, 2019
Turk Kulturu Ve Hacı Bektas Veli Arastırma Dergisi, 2001
YUMUŞAK GÜÇ VE KAMU DİPLOMASİSİ ÜZERİNE AKADEMİK ANALİZLER Türkiye ve Dünyadan Örnekler, 2018
Journal of History School-Tarih Okulu Dergisi, 2013
Journal of the Faculty of Forestry Istanbul University, 2010
Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, 2015