Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2018, International Journal of Language Academy
One of the poets of 18. century Sünbülzâde Vehbî of Kahramanmaraş is best known by his Persian and Arabic poetical dictionaries. Other than his Divan, one of his works is Münşeat which we don't have the whole of it. Only a few of the letters in his Münşeat-which was said it was lost in a fire-are recorded in various works. Totally 12 letters of the poet in his Dîvân, Letâif-i İnşâ and Münşeât-ı Aziziye were found and examined by us. It is possible to get some information about life of Vehbi in these proses which were recorded with the names: Tezkire, Arîza, Kâime, Mektûb. Some of his letters are short, express a situation and have the character of tezkire and some of them are long and have literary content. Vehbi, who wrote almost all of his letters for the elders of the state, used dense and pompous language in his letters. The ironic language he used in some of his letters reveals Vehbi's ability in satire. The short poems by various poets, idioms and expressions in the letters show the literary character of the texts. In this work it will be talked about the contents of the letters, examples will be given about their style, some proses of his work which is known as lost will be presented and will be brought to light.
International Journal of Language Academy International Journal of Language Academy, 2018
One of the poets of 18. century Sünbülzâde Vehbî of Kahramanmaraş is best known by his Persian and Arabic poetical dictionaries. Other than his Divan, one of his works is Münşeat which we don't have the whole of it. Only a few of the letters in his Münşeat-which was said it was lost in a fire-are recorded in various works. Totally 12 letters of the poet in his Dîvân, Letâif-i İnşâ and Münşeât-ı Aziziye were found and examined by us. It is possible to get some information about life of Vehbi in these proses which were recorded with the names: Tezkire, Arîza, Kâime, Mektûb. Some of his letters are short, express a situation and have the character of tezkire and some of them are long and have literary content. Vehbi, who wrote almost all of his letters for the elders of the state, used dense and pompous language in his letters. The ironic language he used in some of his letters reveals Vehbi's ability in satire. The short poems by various poets, idioms and expressions in the letters show the literary character of the texts. In this work it will be talked about the contents of the letters, examples will be given about their style, some proses of his work which is known as lost will be presented and will be brought to light. Öz 18. yüzyılın önemli şairlerinden biri olan Kahramanmaraşlı Sünbülzâde Vehbî, daha çok Arapça, Farsça manzum sözlükleriyle tanınır. Sünbülzâde Vehbî'nin Dîvân, Lutfiyye-i Vehbî, Tuhfe-i Vehbî, Nuhbe-i Vehbî ve Şevk-engiz adlı eserleri vardır. Kaynaklarda Vehbî'nin Münşeât adlı bir eserinden bahsedilse de bir yangında yok olduğu söylenen eserinden günümüze çok az mektup kalmıştır. Vehbî, eşsiz bir eser olarak belirttiği Münşeat'ını, uzun bir zaman aralığında kaleme aldığını ve bunun bir yangında yok olduğunu Divân'ınında dile getirmektedir. Şairin İstanbul Nadir Eserler Kütüphanesinde yer alan Dîvân'ının nüshasında 7, Letâif-i İnşâ'da 4 ve Münşeât-ı Aziziye'de 1 olmak üzere toplam on iki mektubu tespit edilmiştir. "Tezkire, arîza, kâime, mektûb" adlarıyla kayıtlı bu inşa metinlerinde Vehbî'nin hayatına dair bazı bilgiler elde etmek mümkündür. Kimisi kısa ve durum 1 Bu makale, 22 Eylül 2017'de Kahramanmaraş'ta düzenlenen "Uluslararası Sultânu'ş-şuarâ Sünbülzâde Vehbî Efendi Sempozyumu"nda sunulan Sünbülzâde Vehbî'nin İnşâ Tarzı Yazıları (Bahir SELÇUK-Mesut ALGÜL) ile Sünbülzâde Vehbî'nin Mektupları (H. İbrahim HAKSEVER) adlı bildirilerin genişletilip birleştirilmiş şeklidir.
Sünbülzade Vehbi Kitabı, 2018
Şairliği ile ön plana çıkan Sünbülzâde Vehbî, aynı zamanda usta bir münşidir. Münşeât'ı bir yangında yok olan Vehbî’nin bugün için elimizde on iki mektubu bulunmaktadır. Çoğu sanatlı bir dil ve üslupla yazılan bu mektuplar “teşekkür, tebrik, istekte bulunma, sıkıntıları dile getirme” amacıyla kaleme alınmıştır. Vehbî’nin resmî, gayrı resmî, edebî meseleler dolayısıyla kaleme aldığı sınırlı sayıdaki bu mektuplar çerçevesinde baktığımızda Vehbî’nin yaşamış olduğu maddi ve manevi sıkıntılara, dönemin siyasi ve sosyal hayatına, edebî anlamdaki fikir teatilerine şahit oluruz. İletilmek istenen duygu ve düşünce, muhatabın konumuna göre bazen açık ve öz olarak bazen de söz sanatları ve terkiplerle kurulu uzun cümleler ve manzum parçalarla yoğrularak girift bir biçimde verilmiştir. Yine bazı mektuplar yalın ve resmî bir üslupla yazılmışken bazı mektuplar da nükteli ve şiirsel bir üslupla kaleme alınmıştır. Arapça ve Farsçaya hâkim olan Vehbî, pek çok yerde Türkçe manzume/manzum parçaların yanında Arapça ve Farsça ibarelere ve manzum parçalara da yer vererek canlı ve etkileyici bir anlatım ortaya koymuştur.
Sünbülzade Vehbî'nin Mektupları, 2018
Abstract One of the poets of 18. century Sünbülzâde Vehbî of Kahramanmaraş is best known by his Persian and Arabic poetical dictionaries. Other than his Divan, one of his works is Münşeat which we don't have the whole of it. Only a few of the letters in his Münşeat-which was said it was lost in a fire-are recorded in various works. Totally 12 letters of the poet in his Dîvân, Letâif-i İnşâ and Münşeât-ı Aziziye were found and examined by us. It is possible to get some information about life of Vehbi in these proses which were recorded with the names: Tezkire, Arîza, Kâime, Mektûb. Some of his letters are short, express a situation and have the character of tezkire and some of them are long and have literary content. Vehbi, who wrote almost all of his letters for the elders of the state, used dense and pompous language in his letters. The ironic language he used in some of his letters reveals Vehbi's ability in satire. The short poems by various poets, idioms and expressions in the letters show the literary character of the texts. In this work it will be talked about the contents of the letters, examples will be given about their style, some proses of his work which is known as lost will be presented and will be brought to light. Öz 18. yüzyılın önemli şairlerinden biri olan Kahramanmaraşlı Sünbülzâde Vehbî, daha çok Arapça, Farsça manzum sözlükleriyle tanınır. Sünbülzâde Vehbî'nin Dîvân, Lutfiyye-i Vehbî, Tuhfe-i Vehbî, Nuhbe-i Vehbî ve Şevk-engiz adlı eserleri vardır. Kaynaklarda Vehbî'nin Münşeât adlı bir eserinden bahsedilse de bir yangında yok olduğu söylenen eserinden günümüze çok az mektup kalmıştır. Vehbî, eşsiz bir eser olarak belirttiği Münşeat'ını, uzun bir zaman aralığında kaleme aldığını ve bunun bir yangında yok olduğunu Divân'ınında dile getirmektedir. Şairin İstanbul Nadir Eserler Kütüphanesinde yer alan Dîvân'ının nüshasında 7, Letâif-i İnşâ'da 4 ve Münşeât-ı Aziziye'de 1 olmak üzere toplam on iki mektubu tespit edilmiştir. "Tezkire, arîza, kâime, mektûb" adlarıyla kayıtlı bu inşa metinlerinde Vehbî'nin hayatına dair bazı bilgiler elde etmek mümkündür. Kimisi kısa ve durum 1 Bu makale, 22 Eylül 2017'de Kahramanmaraş'ta düzenlenen "Uluslararası Sultânu'ş-şuarâ Sünbülzâde Vehbî Efendi Sempozyumu"nda sunulan Sünbülzâde Vehbî'nin İnşâ Tarzı Yazıları (Bahir SELÇUK-Mesut ALGÜL) ile Sünbülzâde Vehbî'nin Mektupları (H. İbrahim HAKSEVER) adlı bildirilerin genişletilip birleştirilmiş şeklidir.
Edebiyat Dergisi, 2006
Burhaneddin Belhi, İbnül emin'in ifadeslyf e "seyyar şiir" şairi, Abdullah Ceudet'ln değerlendirmesiyle "Neuayf'' denginde bir şair ue ediptir. 1849 yılında Afganistan'ın Belh şehrine bağlı Kunduz'da doğmuştur. Saygın ue köklü bir aileden gelir. Yendbf'u'l-meuedde yazarı Şeyh Süleyman Belhi'nin oğlu, Melami-Hamzaui şeyhi Abdülkadir Belhf'nln kardeşidir. Afganistan Türkistan, bölgesinden olan Belhf ailesi, Afganistan'daki İngiliz işgali ue iç çatışmalar nedeniyle Süleyman Belhi'nin öncülük ettiği kalabalık bir kafile eşliğinde Afgantstan'dan ayrılıp İstanbul'a göç etmiş; aile fertleri hayatlarını İstanbu/'da sürdürmüştür. Burhaneddin Belhi, İstanbul'da Türkçe ue Farsça yazdığı şiirleri ile tanınmış, ancak zamanla unutulmuş bir şairdir. Bu çalışmada, Belht ailesi kısaca tanıtılacak, Burhaneddin Belhf'nin dostlarına yazdığı ue kendisine gönderilen Türkçe mektuplar, yeni harflerle sunulacaktır.
International Language, Literature and Folklore Researchers Journal, 2017
515) şeklindeki bir künyede kısaltmadan sonra verilen şiir, eğik çizgiden sonraki beyit, virgülden sonraki ise sayfa numarasını vermektedir. İlgili künye, beyit örneklerinin yanında yay ayraç içerisinde gösterilmiştir.
Akademik Platform İslami Araştırmalar Dergisi
Fıkıh ilminin olgunlaşmasıyla birlikte fıkhî miras, farklı bakış açılarıyla incelenmeye başlamıştır. Kavâid, fürûk, eşbâh ve’n-nezâir, tahrîcü’l-fürû ‘ale’l-usûl, nevâzil, vâkıat, gibi konuları ele alış tarzı, amaç ve işlevleri hem muhtevâ yönünden hem de teknik açıdan birbirinden farklı yazım türleri ortaya çıkmış ve zamanla kavâid düşüncesini ele alan zengin bir literatür meydana gelmiştir. Ortaya çıkan bu alt edebî türlerin, fıkıh ilminin dinamik yapısına işaret etmekle beraber, hükümlere ulaşmada büyük bir kolaylık sağlayarak fıkıh ilminin ilkesel yönünü göstermesi açısından büyük bir önemi haiz olduğu söylenebilir. Fer’î mes’eleler arasındaki benzerlik ve farklılıkları konu edinen el-Eşbâh ve’n-nezâir ilmi de bu yazım türlerinden biridir. Fıkıh ilmi açısından Şâfiî fakihlerin öncülüğünde ortaya çıktığı bilinen el-Eşbâh ve’n-nezâir isimli çalışmalar, kavâid düşüncesine yeni bir boyut kazandırarak fıkıh ilminin gelişimine katkı sunmuştur. Kavâid düşüncesine kazandırılan bu boyutu...
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2021
Bu makale iThenticate programında taranmış ve intihal içermediği tespit edilmiştir.
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2003
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 2019
Fatih Emirhan 19. asrın sonu ve 20. asrın başlarında Tatar edebiyatının özellikle nesir türünde ön plana çıkmış isimlerinden birisidir. 20'li yaşlarında felç geçirmiş, ömrünü tekerlekli sandalyede sürdürmüştür. Emirhan, gazetecilik faaliyetleriyle de ön plana çıkmış, birçok yazar ve şairi desteklemiştir. Yazar medreseden arkadaşı Rizvan İbrahimov'a (Aluşi), İsmail Aitov'a, Mecit Gafuri'ye ve çeşitli kişilere pek çok mektup yazmıştır. Emirhan'a ait bu mektuplar SSSR Fenler akademisinin Kazan, dil, edebiyat ve tarih enstitüsü arşivinde saklanmaktadır. Yazarın doğumunun seksenci yılı münasebetiyle H. Hismetullin bu mektuplardan bazılarını Kazan Utları dergisinin 1966 yılı Ocak sayısında yayımlanmıştır. Fatih Emirhan'ın yakın çevresine gönderdiği bu mektuplarda yazarın hayatı ve edebi faaliyetleriyle ilgili pek çok bilgi bulunmaktadır.
SÜNBÜLZÂDE VEHBİ'NİN GAZELLERİNDE MEYHÂNE VE MEYHÂNEYE AİT UNSURLAR, 2016
Öz Divan şiiri, gerçek hayatta karşılaşılan ve ruh dünyasında yeri olan her türlü olayı, kavramı, bilgiyi geniş bir şekilde içerisine alır, üç dilin imkânlarından yararlanarak işler, zengin bir estetik değer katar ve kullanıma kazandırır. Ayrıca Divan Edebiyatı şairleri, günlük hayat sahnelerini, gördükleri reel unsurları kendi zihinlerinde belagatın imkânlarını kullanarak ve muhayyileleri yardımıyla işlerler. En olmadık sıradan sayılabilecek bir metaforu bile şiirlerinde görebiliriz. Bunu yaparken ele aldığı metaforu değiştirme yoluna gitmeden günlük hayattan akisleriyle şiirlerinde yer verir. Bundan dolayı rahatlıkla, Divan Edebiyatı gerçeklikten kopuk değildir, bilakis gerçek hayata dayanır diyebiliriz. Bu makalede de on sekizinci yüzyıl şairi Sümbülzâde Vehbî'nin Divan'ındaki gazellerinde yer alan-Divan Edebiyatı şairlerinin en sık kullandığı-meyhane kavramı ele alınmış, meyhanede bulunan unsurlar Divan'daki gazellerden seçilen örnek beyitlerle belirtilmiştir. Anahtar Kelimeler: Klasik Türk Edebiyatı, Meyhane, Sümbülzâde Vehbi, Gazel. Abstract Divan Literature includes every phenomenon and every notion and every knowledge in life that has a place in spirit, and process these using the three languages, adds aesthetic value and makes it ready to use. Besides, the poets of Divan Literature process daily life situations in their minds using their imagination. We can see even the most ordinary metaphors in their poems. While doing this, they wouldn't change the metaphor and use it with its reflections in daily life. Thus, Divan literature is not isolated from reality. In this article, tavern and properties related to tavern-often used by Divan poets-in ghazals of 18 th century poet Sünbülzâde Vehbi were discussed and the properties in tavern were shown on couplets chosen Keywords: Classical Turkish Literature, tavern, Sümbülzâde Vehbi, Ghazals. GİRİŞ Sanatkârlar her dönemde eserlerini meydana getirirken döneminin yaşayışına ait gelenek-görenek, örf-adet, yaşayış şekilleri, günlük hayata dair eşyaları kullanarak eserlerine şekil vermişlerdir. Divan şairleri de eserlerini oluştururken kendi duygu dünyasını döneminin birçok unsurlarını kullanarak kâğıda dökmüşlerdir. Klasik Türk Edebiyatı uzun bir dönem halka hitap etmediği ve yüksek zümreye hitap ettiği gerekçe gösterilerek eleştiri yağmuruna tutulmuştur. Fakat son dönemlerde yapılan araştırma ve incelemelerle bu edebiyatın sanıldığı gibi sadece yüksek zümreye hitap etmediği, aksine halkın yaşayışlarını şiirlerde sıklıkla kullanıldığı görülmüştür. Fakat bunları kullanmaktaki amacı toplumun yaşantısını şiirlere yansıtmak değildir. Zaten Divan Edebiyatı'nın da yaşantıyı yansıtma gibi bir amacı yoktu. Fakat hayatı ve günlük unsurları beyitlerde görmek mümkündür (Çakır, 2011: 105-124). Bu çalışmada öncelikle Sünbülzâde Vehbi'nin yaşantısı hakkında bilgi verip daha sonra gazellerinde yer alan meyhane ve meyhaneye ait kavramların beyitlerde kullanımını göstermeye ve o sosyal hayatın o dönemine ait kimi izleri görmeye çalışacağız. I. SÜNBÜL-ZÂDE VEHBÎ EFENDİ 1 1. Hayatı Asıl adı Mehmed bin Râşid bin Mehmed olan şairin mahlası Vehbî'dir. Osmanlı'nın sancağı olan Maraş'ın Sünbülzâdeler adıyla bilinen köklü bir ailesine mensuptur. Eski kaynaklarda doğum tarihiyle ilgili bilgi bulunmayan şairin 1718 yılında doğduğu tespit edilmiştir (Beyzadeoğlu, 2000: 13). Vehbî'nin doğumundan itibaren Maraş'ta ne kadar kaldığı bilinmiyor. Çocukluğunun ve gençliğinin bir kısmını Maraş'ta geçiren Sünbül-zâde Vehbî Efendi memleketinde mükemmel bir tahsil gördükten sonra kendisine şöhret kapılarını açacak olan İstanbul'a gelmiştir. Yazdığı tarihler ve kasideler sayesinde devrin önemli şahsiyetlerinin meclislerine kadar girdi. İstanbul'daki eğitim hayatı ve kadılık mesleğine ne zaman başladığı hakkında kaynaklarda bir bilgi bulunmamaktadır. Sarayda tesis ettiği güven neticesinde ve Farsçaya olan vukûfiyeti de göz önüne alınarak Bağdat valisi Ömer Paşa ile 1189 (1775)'te Basra'yı kuşatarak Doğu Anadolu'yu yağmalattıran İran hükümdarı Zend • Okt., Abant İzzet Baysal Üniversitesi; Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Öğrencisi. 1 Sünbül-zâde Vehbî'nin hayatı hakkındaki bilgilerde Ahmet Yenikale'nin Sünbül-zâde Vehbî adlı çalışmasından yararlanılmıştır.
2017
Klasik Turk siirinde kadeh sunmasi ile one cikan sâki, eglence meclislerinin en onemli kisisidir. Meclisler, cesitli mekânlarda kurulan eglence ortamlaridir. Bu eglence meclisleri, evlerde, meyhanelerde, saraylarda, sahralarda tertip edilirdi. Eglence etkinliklerinde icki disinda sâzendeler, gazelhânlar, rakkaseler ve cesitli musiki unsurlar bulunurdu. Ayrica meclisi renklendiren mumlar, buhurdanliklar ve tutsuler gibi unsurlar da dikkat cekiciydi. Sunbulzâde Vehbi Efendi divaninda eglence meclislerinin aktoru olan sâkinin cesitli goruntu duzeyleriyle karsilasilmaktadir. Sâki mecliste icki sunan ozelligi yaninda sevgili anlaminda da kullanilir. Ayrica sâki meclis duzenini saglar, âsiklara nese ve huzur verme gorevini icra eder. Bu calismamizda, III. Selim doneminin Sultanu’s-Şu’arasi (sairler sultani) unvaniyla anilan XVIII. yuzyil sairlerinden Sunbulzâde Vehbi Efendi’nin divaninda gecen “sâki” tipi uzerinde durulmustur. Meclisin bas aktoru olan sâki, cesitli yonleriyle tanitilmist...
The saint legend is a genre which tells the miracles shaping around saints. The works in which the saint legend the saint legend are collected named as "menakibname". The saint legends that are read in the various meeting places and in dervish lodges have fascinated the heart of listeners for centuries. The main reasons in writing of saint legends are that training disciples and creating the unity of the religious sect. In addition to this, the important information about historical figures and historical events can be acquired from saint legends and the narratives of them can be based on the historical facts. One other importance of the saint legend is their contribution to cultural studies. Much information about sufist culture, social life, traditions and traditional life style can be reached through saint legends. The saint legend that is subjected in this essay, namely Menâkıb-ı Şa'bân-ı Velî, includes the narratives about Hz. Pîr Şeyh Şabân-ı Velî and his four caliphs who take his place after his death. Menakibname was written by fifth sheikh Ömer Fuâdî in 1604. In this study, the mentioned saint legend is examined according to cultural element. The places, individuals, jobs and professions, goods, apparels, eating, folk medicine, economy, the concepts of time, metrology, social life, folk believes, features about culture of dervish lodge, proverbs and idioms, collocations and relation phrases, salutations, miracles motives and names are detected. Menâkıb-ı Şa'bân-ı Velî is a very important resource in general, for Turkish culture and in particular for the culture of Kastamonu during the 16th and 17th centuries. The dervish lodge that Sheikh Şabân-ı Velî takes place in the center, is understood from Menakibname that a very important place where needy people find solution for their sorrows and ill people find cure for their illnesses. Everyone was welcomed in the dervish lodge, it seems that not only Muslims but also non-muslims. Therefore the dervish lodge plays a uniting role and this role is remaining.
Mim Yayınları, 2020
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE Dergisi
sküdârlı Sâfî, 1862 yılında Yanya’da dünyaya gelmiş, 1901 yılında Halep’te vefat etmiştir. Devrin ünlü edipleri tarafından beğeniyle söz edilen Sâfî’nin biri yazma halinde, altısı basılı toplam yedi eseri vardır. Eserlerinden Nev-bâve-i Kavâid-i Fârsî, Ezhâr-ı Gülistân ve Şîve-i Lisân-ı Fârisî adlı eserleri dışında bütün eserleri Âlim Yıldız tarafından çeviri yazı ile neşredilmiştir. Farsça muallimliği de yapan Üsküdârlı Sâfî’nin yazma halinde bulunan Dîvânçe-i Sâfi adlı eserinde biri terkîb-bend, diğeri kaside formunda iki naat; terkîb-bend formunda Regaip gecesini anlatan bir manzume ile bir mersiye; 50 gazel, 16 kıt‘a, bir mesnevi olmak üzere 71 müstakil şiir ile 10 müfret mevcuttur. Ölmeden iki yıl önce basılan ve divançesinden seçme şiirlerinin yer aldığı Şi‘r-i Sâfî adlı eserinde altısı yeni, 23’ü de Dîvânçe-i Sâfî’den seçilme 29 şiiri bulunmaktadır. Şairin bu eserleri dışında nazmen kaleme aldığı Cidâl-i Sa‘dî Bâ-Müddeî ve İslâm-ı Hazret-i Ömer Yâhud Bir Hârika adlı iki mesne...
2011
Burada "Mûsâ b. Ukbe'nin Meğâzî'si" 1 ile, Eduard Sachau tarafından ilk defa 1904 yılında önsöz yazılarak Almanca'ya çevrilip tahkik edilmek suretiyle yayımlanan ve Berlin'de bulunan Ahlwardt, 1554 numaralı kısa "yazma parça" anlaşılacaktır. 2 Söz konusu yazma parça (fragman)-aslında
The Necessity of Keeping Away from Pleasure-Inducing Substances: The Example of Sunbulzade Vehbi’s Masnavi Al-Lutfiyyah, Being the intellectual individuals of the society they are grown up in, poets write up high-order poems in terms of aesthetics as well as educational and didactic texts, and they contribute raising generations equipped with religious, moral and cultural values. They have written nasihatnamehs in verse and pros based on education in this regard. The masnavi called “Lutfiyyah” which is written by a poet of the 18th century, Sunbulzade Vehbi, is remarkable in this respect. Sunbulzade Vehbi aimed to write up this work to educate his twenty one years old son with a particular sense of a father’s compassion and as a sensitive intellectual of the era to train the Ottoman youth in general sense. He also tried to reduce the effects of moral corruption arosen in the social life. This study expounds the chapter of “Der-Tahzîr Ez-Mukeyyifât (Of Making Someone Refrain From Pleasure-Inducing Substances) in the work of Sunbulzade Vehbi’s Masnavi verse “Lutfiyyah”. The author expresses how to avoid from the substances that cause addiction (such as alcohol, wine, tobacco, coffee) and narcotics (opium, opium syrup, marijuana) justifiedly and leans his thoughts to the citations of ayats (verses of Qoran) and hadiths (Prophet’s sayings). He exemplifies the negative effects of pleasure-inducing substances to the body and reveals the damages caused when someone joins place of entertainment and establish closeness with the habitants. I aim to draw attention to the wrongness of approaching pleasure-inducing substances based on a historical and literary text written up in 1790 (Hijri 1205). İçinde yetiştiği toplumun entelektüel bireyleri olarak şairler, estetik değeri yüksek şiirler yazmanın yanı sıra eğitici ve öğretici metinler kaleme alarak dinî, ahlaki ve kültürel değerlerle donanmış bir neslin yetişmesine katkı sağlamışlardır. Bu bağlamda öğreticiliği esas alan manzum ve mensur nasihatnâmeler yazmışlardır. Bu konuda 18. yüzyıl şairlerinden Sünbülzâde Vehbî tarafından yazılan “Lutfiyye” adlı mesnevi dikkate şâyândır. Vehbî’nin yirmi bir-yirmi iki yaşındaki oğlu Lutfullah’a ithafen kaleme aldığı eserinde özel anlamda bir baba şefkatiyle çocuğunu, genel anlamda ise bir entelektüel hassasiyetiyle Osmanlı gençliğini eğitmeyi amaçlamıştır. Bunun yanı sıra toplumsal hayatta baş göstermeye başlayan ahlaki yozlaşmanın etkilerini azaltmaya çalışmıştır. Bu çalışmada, Vehbî’nin mesnevi nazım şekli ile kaleme aldığı “Lutfiyye” adlı eserinin “Der-Tahzîr Ez-Mükeyyifât (Keyif Vericilerden Sakındırma Hakkında)” bölümü şerh edilmiştir. Bu bölümde şair, bağımlılık yapan bazı içecek (içki, şarap, tütün, kahve) ve uyuşturuculardan (afyon, afyon şurubu, esrar) niçin sakınılması gerektiğini gerekçeleriyle ifade etmiş; ayet ve hadis iktibaslarıyla düşüncelerini dinî temellere dayandırmıştır. Keyif veren maddelerin insan bünyesi üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiyi örneklerle anlatmanın yanı sıra, eğlence muhitlerine katılmanın, öyle çevre sakinleri ile dostluk etmenin kişiye verdiği zararı nazara sunmuştur. Bu çalışmayla H 1205 / M 1790 yılında kaleme alınan tarihî ve edebî bir metinden hareketle, keyif veren maddelere iltifat etmenin yanlışlığına dikkat çekmek amaçlanmıştır.
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2019
Doğu edebiyatlarında içkili eğlence meclislerini ve bunlarla ilgili unsurları gerçek ve mecazi anlamlarıyla ele alan sakinamelerin ilk örnekleri Arap edebiyatında karşımıza çıkar. Fars şiirinde müstakil bir hüviyete kavuşan bu tür 14. yüzyıldan itibaren Türk edebiyatında da yerini alır. 16. yüzyıl şairi Lâmiî de pek çok sakiname parçasına mesnevilerinde yer vermiştir. Şairin mesnevilerinde ilk olarak muhtevaya katkı sağlayan sakiname parçaları dikkati çeker. Bu parçalar meclis tasvirlerinin temel unsurlarındandır ve sıklıkla karşımıza çıkar. İkinci olarak Ferhâd u Şîrîn ve Veyse vü Râmîn'in özellikle bölüm sonlarında yer alan bazı sakinameler tutarlı bir tahkiye özelliğini yansıtır. Şair bölüm geçişlerinde sakinamelerden ustaca yararlanmıştır. Son olarak Lâmiî'nin mesnevilerindeki sakinamelerin ahenge sağladığı katkı dikkati çeker. Sakiye ve mutribe seslenerek başlayan sakinameler nida ve tekmile-i sadr gibi sanatlarla ahenkli bir anlatım ortaya koymuştur. Bütün bunlar Lâmiî'nin mesnevilerinde sakiname türüne ayrı bir hususiyet yüklediğini göstermektedir.
DergiPark (Istanbul University), 2022
Dilimizde yazılış ve okunuşları bakımından farklı, anlamca aynı olan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir. Eski ifadeyle buna müteradif (1. Birbirine tâbi olan, birbiri ardınca giden. 2. dilb. Yazılışları ayrı, anlamları bir olan (kelimeler), eş anlamlı, sinonim(Batı dillerinde)) denilmekteydi. Bu tür kelimeler ifade içerisinde birbirlerinin yerini tutabilir. Anlamdaş kelimelerin birisi veya birkaçı genelde yabancı kökenlidir. Eş anlamlı kelimeler, cümlede birbirleri ile yer değiştirdikleri zaman cümlenin anlamında herhangi bir değişiklik, daralma veya bozulma olmaz. Kelimelerin eş anlamlı olup olmadıkları cümle içindeki kullanımlarından belli olur. Bir kelimenin farklı cümlelerde değişik anlamları da olabilir. Bu durum Kânî"nin Münşeâtı"nda açıkça görülmektedir. Bu sebeplerden dolayı Ziya Gökalp"in işaret ettiği doğrultuda "müteradif kelimelerden Türkçesini almalı"yız.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.