Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2013
…
15 pages
1 file
Mahmut Şevket Pasha was the grand vizier for a short time after holding important official positions during the Ottoman Empire. He was assassinated during this mission. The tomb of Mahmut Şevket Pasha, who played a major role in suppressing the 31 March Riot and re-declaration of the constitutional monarchy, was built next to Abide-i Hurriyet Monument which had been built in consequence of those events. The tomb was designed by Architect Kemalettin and it represents all features of National Architecture Period in terms of its plan, foundation and decoration. The burial chamber and double-wall dome of the tomb differentiate the tomb from other tombs in the same period.
2020
Bu calismanin amaci ulkemiz arkeolojisi ve birlikte yakin faaliyet yuruttugu diger disiplinlerin baslangicindan bugune ulastigi noktayi ve Milli Mucadelemizin 100. yilinda ulkemiz kulturel mirasinin arastirilmasinda buyuk emek verenleri bir kez daha hatirlamak ve saygiyla anmaktir. Bu dogrultuda “Ideolojilerin 19. ve 20. Yuzyilda Arkeoloji’ye Yansimalari”, “Milli Mucadele Donemi’nde Anadolu’da Yurutulen Arkeoloji Calismalari”, “Cumhuriyet’ten Gunumuze Arkeoloji”, “Cumhuriyet’ten Gunumuze Muzecilik”, “Cumhuriyet’ten Gunumuze Antik Numismatik”, “Cumhuriyet’ten Gunumuze Eskicag Tarihi ve Dilleri”, “Arkeometri ve Cumhuriyet’ten Gunumuze Arkeometri Calismalari” ve “Cumhuriyet’ten Gunumuze Kulturel Mirasa Iliskin Yasalar,” basliklari altinda ulkemizde Milli Mucadele Donemi ve oncesinde yurutulen calismalar ozetlenerek; ozellikle Cumhuriyet’in ilaninin ardindan Mustafa Kemal Ataturk’un onculugunde bu alanda atilan adimlar; arkeolojinin ulkemizdeki gelisimine buyuk katki saglayan oncu bilim...
Kardelen, 2023
GÜREL, Cemal Necip, “100. Yıldönümünde Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Uşakizade Köşkü'ne Gelişi", Kardelen 2023, 2023, ss. 24-27.
Özet XX yy. başları Azerbaycan edebiyatında muharebe mevzusundaki edebi eserlerin neredeyse tümüne Osmanlı Ordusu’nun zafer ve yenilgilerinin yansıdığını görebiliriz. Bu dönemde, emperyalist güçlerin dünyaya ve insanlığa verdiği zararları daha çok bedii - felsefi yönden konu eden eserler yazılıyordu. Böyle eserlerden biri de XX. yy Azerbaycan edebiyatının klasiklerinden Hüseyin Cavid’in (1882-1941) “İblis” eseridir. “İblis” (1918) piyesi Azerbaycan edebiyatında I. Dünya Muharebesini konu eden ilk manzum faciadır. Eserdeki olaylar Bağdat civarında, İstanbul’un işgali ve Osmanlı’nın Irak’tan çekildiği arifede cereyan etmektedir. Zamanlama itibariyle bu dönem hem de Azerbaycan’da Ermeni Taşnaklarının ve Rus Bolşeviklerinin kanlı olaylarının, Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin ilanı, Osmanlı’nın yardımıyla Bakü ve çevresinin kurtuluşu dönemine, dolayısıyla 1918 yılına denk gelmektedir. Osmanlı’nın I. Dünya Muharebesindeki yenilgisinin koca Şark’ın, dolayısıyla Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin de çöküşüne neden olacağının farkında olan Cavid, “İblis” faciasını bu ruh haliyle yazarak belki de sırf bu yüzden hadiseleri Şark’ın merkez noktası olarak gördüğü Irak’ta cereyan ettirir. Eserde, Arabistan’da karışıklık yaratmak için İncil adı altında Ermenistan’a kurşun taşıyan papaz, Fransa casusu bir Yahudi haham, İran’da İngilizlere casusluk eden Müslüman din adamı, bulaşıcı hastalık taşıyan Müslüman kadın ve oğlunun bir araya getirilmesi sahnesi, eserin kilit noktası olarak içinde Osmanlı’yı, dolayısıyla Şark’ı çökerten sebepleri barındırmaktadır. Tarih boyunca siyasi, kültürel ve dini yönden oldukça stratejik bir bölge olan Orta Doğu, I. Dünya Muharebesi sürecinde olduğu gibi bugün de büyük çatışmalara sahne olmakta ve siyasi coğrafya yeniden şekillendirilmektedir. Bu yüzden “İblis” eseri güncel konusu ile günümüzde bir başka önem arz eder. Makalede, Hüseyin Cavid’in “İblis” piyesindeki Turan ve Şark meselesi, dünyamızın 100 yıl önceki hali bugünüyle bağdaştırılarak tetkik edilmiştir. Anahtar kelimeler: İblis, Turan, Şark, Hüseyin Cavid.
Journal of Turkish Research Institute, 2012
1855 İstanbul'da doğdu. Çok iyi bir eğitim alarak devlet kademelerinde önemli görevlerde bulundu. Padişah II. Abdülhamit'in güvenini kazandı. Abdülhamit'e yapılan başarısız suikast teşebbüsünde bulunmaktan cezalandırıldı. Daha sonra suçsuz olduğu anlaşılsa da Mahmut Paşa Abdülhamit'e kırıldı ve ülkeyi terk etti. Paşa, Avrupa'da ki Abdülhamit aleyhtarı Jöntürklere katıldı. Mahmut Paşa, uzun süredir rahatsız olduğu hastalığı nedeniyle Avrupa'da fazla yaşamadan vefat etti. Mahmut Paşa'nın Avrupa'da vefat etmesi, mezarının nerede olacağı hakkında yeni bir diplomatik sorun ortaya çıkardı. Abdülhamit ısrarla cenazeyi İstanbul'a getirmek istedi. Fakat Prens Sabahattin Bey'in direnmesi üzerine Mahmut Celalettin Paşa Paris'e defnedildi. Ancak II. Meşrutiyet ilan edildikten sonra Prens Sabahattin, cenazeyi beraberinde getirerek Eyüp'te aile kabristanlığına defnetti.
100. YILDA ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARLIĞININ ‘İÇ’SELLEŞTİRİLMESİ: SEYFİ ARKAN VE FLORYA ATATÜRK KÖŞKÜ, 2020
Çağdaş bir ulus olma düşüncesi siyasal, toplumsal, sosyal, ekonomik ve kültürel yapıda birçok yenilikleri de beraberinde getirirken mimarlık ve iç mimarlık alanlarında da etkisini göstermiştir. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte ülkede modern ve yenilikçi bir mimari anlayış söz konusu olmuştur. Erken Cumhuriyet Dönemi ise bu anlayışın en belirgin hissedildiği dönemdir. Çalışma kapsamında Erken Cumhuriyet Dönemi'nin öncü temsilcilerinden biri olan Seyfi Arkan ve onun en önemli yapılarından Florya Atatürk Deniz Köşkü ele alınmıştır. Köşkün mevcut durumunda iç mekân ve mekânlara ait mobilya tasarımları tablolar oluşturularak ele alınmış ve o dönemin özellikleri ile ilişkileri incelenmiştir. Bu doğrultuda Florya Atatürk Köşkü örneklemi üzerinden dönemin iç mekân ve mobilya anlayışında öne çıkan kavramların ortaya konması hedeflenmektedir. ABSTRACT While the idea of becoming a modern nation brought many innovations in the political, social, economic and cultural structure, it also showed its effect in the fields of architecture and interior architecture. With the proclamation of the Republic, a modern and innovative architectural understanding has come into question in the country. The early Republic period is the period in which this understanding is felt most prominently. Within the scope of the study, Seyfi Arkan, one of the leading representatives of the Early Republican Period, and Florya Atatürk Marine Mansion, one of his most important buildings, were discussed. In the current state of the mansion, the interior and furniture designs of the spaces were created with tables and their relations with the characteristics of that period were revealed. In this direction, it is aimed to reveal the prominent concepts in the interior and furniture understanding of the period through the sample of Florya Atatürk Mansion.
Türk Serbest Mimarlar Derneğindeki dostlar benden, Cumhuriyetin 100'nci yılında Cumhuriyetin mimarlık ve şehircilik öyküsü konusunda bir konuşma yapmamı istediler. Sevinerek kabul ettim. Özellikle TRT'nin yüzüncü yıl kutlamalarını geriye attığını duyduktan sonra, bu toplantıya verdiğim önem daha da arttı. Bu sunuşum "Long Dureé" bir anlatı olacak. Bir makale boyutunda kalacak. Tabii ki, bunu yapabilmek için başlangıçta kurulacak anlatının yapısı konusunda bir çerçeve oluşturmak gerekiyor.
Bireyi Sağaltan Toplum: Mitat Enç Hikâyelerinde Yerlilik The Society that Heals and Preserves: Nativeness in the Stories of Mitat Enç, 2023
Place and time are the fundamental components of the concept of nativeness, playing a crucial role in understanding the experiences, traditions, behavioral patterns, and social phenomena of a nation. These two elements not only contribute to the significance of the concept of nativeness but also serve as crucial variables shaping cultural identity, history, and societal structures within the framework of time and lands. Initiating with a focus on place, an attempt is made to define the terms, revealing a thought sequence concerning the notions of land, home, city, country, and homeland in the context of nativeness. Emphasizing that the space where individuals reside is a living entity filled with emotions and thoughts about the world, the concept of time further enriches the depth of the concept of nativeness. The notion of time, supported by concepts of history and tradition, establishes a connection with place, and this unity forms the emotional foundation of the concept of nativeness. Thus, the term “nativeness” gains a broader significance by encompassing cultural, historical, and traditional concepts, deriving its roots from the notions of land, soil, and homeland. Nativeness, extends its semantic breadth by including aspects of culture, history, and tradition. Nativeness, encompasses not only the cultural characteristics of the land a community considers its homeland but also tangible physical conditions such as adaptation strategies to life, the perception of the world and civilization, as well as climate and environmental factors. Therefore, the meanings attributed to nativeness are cultural, ideological, religious, and historical. Nativeness as a concept represents the entirety of cultural, historical, and structural (sociological) features that can respond to the homogenizing moves of modernity. Consequently, nativeness ensures the continuous vitality of initiatives progressing from the local to the universal, harboring the energy to resist the monopolistic structure of universality. Within the realm of modern thought, locality takes on the meaning of being an indicator of the reaction to an environment alienated from society or as a response to the alienation itself. In this sense, it stands in contrast to modern situations such as social and cultural alienation. Generally country and local geography; It has the ability to reflect the positive and negative aspects of the culture of living together that the people living on it have created over many years and the solutions they have developed against social problems. The multifaceted personality of Mitat Enç is evident in his work Uzun Çarşının Uluları (The Elders of Uzun Çarşı) which consists of stories that realistically depict the social and cultural structure of Gaziantep. These stories are remarkable because they focus on the reconciliation and conflicts between human psychology and social structure. The central characters in all the stories are, in various ways, non-conformist and unable to fit into the social structure. These non-conformities, sometimes stemming from physical and sometimes from psychological reasons, live in Uzun Çarşı, Mitat Enç's idealized vision of society. Uzun Çarşı positions these personalities within society through various strategies without deviating from social reality. This position is devoid of romanticism and forms a panoramic structure that extends from war to murder. In the stories, Uzun Çarşı, which serves as a symbol of Gaziantep and a memory space, carries the characteristics related to the locality with its historical and cultural connections. Therefore, Uzun Çarşı can be defined as a psycho-social literary work written about the susceptibilities of the land, from individuals to society. These susceptibilities can generally be interpreted in terms of the concept of locality. This paper will attempt to conduct a societal analysis of Mitat Enç's work “The Elders of Uzun Çarşı.” This study aims to provide a framework through literary texts to understand how the concepts of place, time, and nativeness shape the identity, culture, and history of a nation.
Beykoz 2020 Sempozyumu Tebliğler Kitabı, 2021
Bir Boğaz köyü olan Paşabahçe, Beykoz’un da önemli yerleşimlerinden biridir. Deniz seviyesinden doğudaki tepelere doğru yükselen eğimli bir coğrafyaya sahiptir. Merkezde sık bir kent dokusuna sahipken, tepelere doğru bahçeler içindeki ahşap köşklerin oluşturduğu yazlık bir yerleşim yeri nitelikleri göstermektedir. Ülkemizin önemli endüstri geleneği ve mirasını da barındıran semtin tarihî konutları ve geleneksel dokusu günümüze ulaşabilmiştir. Endüstri tesisleri, kilise, çeşmeler ve külliye dışında özellikle geniş bahçeler içinde yer alan ve Boğaz’a yönelen nitelikli köşkler ve ahşap konutlar, Paşabahçe’nin kültür envanterini teşkil etmektedir. Ancak günümüz kent dinamikleri içinde hızla kaybolan tarihî sivil mimarlık örnekleri, Paşabahçe’de de çağdaş yaşamın gereklerini yerine getiremedikleri ve/veya bakım zorluğu nedenleri ile kaybolma tehlikesi altındadır. Semtin nitelikli sivil mimarlık örneklerinden biri olan Mahmut Bey Köşkü de bu korunması gerekli kültür varlıklarından biridir. Kültür mirası niteliğindeki tarihî ve özgün anıtsal yapılar ve pek çok sivil mimarlık örneği ile endüstri mirası niteliğindeki sanayi yapıları özgün dokuları içinde korunmalıdır. Bunun için geniş bir belgeleme çalışmasının ardından Paşabahçe, Beykoz ve İstanbul genelinde gerçekleştirilecek bütüncül koruma politikaları ile bu yapıların korunarak geleceğe aktarılmaları sağlanmalıdır.
Art-sanat dergisi, 2021
Bu çalışma, İstanbul Suriçi'nde bulunan (Deli) Hüsrev Paşa Türbesi'ni konu edinmektedir. 16. yüzyıl İstanbul'unun vükelâ semti ve kadim kentsel mekânlarından olan Yenibahçe'de Mimar Sinan tarafından mesleki kariyerinin başlangıcında tasarlanan (Deli) Hüsrev Paşa Türbesi, İstanbul'da aynı dönemde yapılmış saray erkânı mezar anıtlarıyla gerek tasarım gerekse süsleme açısından yarışacak düzeydedir. Günümüzde ise apartmanların arasında sıkışmış kalmış olan bu anıt eserin etrafında geçmişte türbe merkezde olacak şekilde çarşı, mektep ve bir kahvehane bulunmaktaydı. Ancak bu yapılar, günümüze ulaşmamıştır. Yapı, Türkiye akademik yazın tarihinde 1955 yılında Ekrem Hakkı Ayverdi tarafından kaleme alınan Hüsrev Paşa Türbesi isimli bir makalede incelendikten sonra, Sinan'ın mimarlığı hakkında günümüze kadar yapılan yayınlarda, daimî olarak bir alt başlık olarak incelenmiştir. Bu çalışmalarda, (Deli) Hüsrev Paşa Türbesine dair özellikle de tarihlendirilmesinde ciddi hatalar ve muğlak ifadeler söz konusudur. Eski haritalar, yazmalar ve yazılı kaynaklarda varlığını tespit ettiğimiz Hüsrev Paşa Türbesinin yanında yer alan tekkeye ilişkin yanlışlıklar, birbirini tutmayan ifadeler, türbenin doğru bir mekânsal tarihini yazmayı da olanaksız kılmaktadır. Buradan hareketle, ulaşılan kaynaklarda yapıya ilişkin tüm veriler incelenerek bu metinde Mimar Sinan'ın (Deli) Hüsrev Paşa Türbesi, sanat tarihi ve mimarlık tarihi disiplinleri çerçevesinde monografik bir bakış açısıyla çözümlenmiştir. Yapıya ilişkin çeşitli kaynaklarda tekrarlanan tarihsel ve mekânsal yanlışların tespitiyle, mimarlık tarihi yazımında, (Deli) Hüsrev Paşa Türbesi için güncel kaynaklar ile şahsi ve tüzel arşivler de metne dâhil edilerek doğru bir yazım kurgusu oluşturmak amaçlanmıştır.
Sosyal Bilimlerde Cumhuriyetin Birikimi ve Pamukkale Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, ISBN: 978-625-393-184-1, 2023
Cumhuiriyetin 100. kuruluş yılı için hazırlanan bir kitabın parçası olan bu çalışmada, Türkiye'de cumhuriyetin kuruluş aşamalaarında arkeolojinin ve ilişkili disiplinlerin birer bilim olarak kendilerini var etme süreci ile Cumhuriyetin çeşitli kurumlarının bundaki rolü ve katkısı üzerinde durulmaktadır. Çalışma, tarihsel belgelerin derlemesinin yanında yazarın taraflı değerlendirmelerini de içermektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Restorasyon Dergisi, 2023
YAZILI KAYNAKLAR IŞIĞINDA TUNÇ VE DEMİR ÇAĞLARINDA YESEMEK VE ÇEVRESİNİN TARİHİ, 2023
100. YILINDA SOVYET İHTİLALİ VE TÜRK DÜNYASI, 2018
Nevşehir Hacı Bektaş Veli üniversitesi sbe dergisi, 2020
MİLLÎ MÜCADELE’DEN 21. YÜZYILA TÜRKİYE CUMHURİYETİ, 2023
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2019
Mahmut Paşa Camii ve Restorasyonu, 2023
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2019
Karabük Üniversitesi Yayınları, 2024
Lozan’dan Cumhuriyet’e Türk Basınında “Yeni Türkiye” Vurgusu, 2024
TÜRK Dünyası Tarih Kültür Dergisi, 2023