2016, Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi
Halk bilgeliğinin, gözlem ve tecrübelerinin mahsulü olan atasözlerindeki güzellik ve meziyetler, birçok edebî şahsiye-tin dikkatini çekmiştir. Şair ve yazarlarımızın, manzum yahut mensur eserlerinde Türk atasözleri ve tabirlerini çe-şitli oranlarda kullandıkları, edebiyat tarihimizin en eski eserlerinden beri görülen bir gerçektir. Hatta bazı divan şairlerinin atasözlerini, deyimleri fazlaca ve ustaca kullan-malarından dolayı, şuara tezkirelerinde " mesel-gûy " , onla-rın bu tarzdaki şiirlerinin de " mesel-âmîz " şeklinde vasıf-landırıldığı malûmdur. Bunlara ek olarak Türk edebiyatı tarihinde Güvâhî, Muhammed bin Ahmed, Levnî gibi bazı şair ve yazarların atasözlerimiz, deyimlerimiz vasıtasıyla okuyucuya dinî, ahlâkî, sosyal ve kültürel konularda öğütler verdiği de bilinmektedir. 16. asrın ikinci yarısında hayatta olduğu anlaşılan muta-savvıf şair, yazar Cemâlî de bazı Türk atasözleri ve halk ta-birlerini konularına göre sınıflandırarak manzum bir nasi-hat kitapçığı meydana getirmiştir. Onun " Risâle-i Durûb-ı Emsâl " (Atasözleri Kitapçığı) başlığını taşıyan bu eserinin büyük bir kısmı " mefâîlün mefâîlün feûlün " kalıbıyla yazıl-mış olup 380 beyitten ibarettir. Mukayeseler sonucunda anlaşıldığına göre şair, selefi Güvâhî'nin Pend-nâme'sinden geniş ölçüde faydalanmış ve onun birçok beytini bazı değiş-tirmelerle kendi eserine almıştır. Bu makalede, hayatı hak-kında malûmat bulunamayan Cemâlî'nin eserlerine dair kısa bilgi verildikten sonra Risâle-i Durûb-ı Emsâl'i tanıtıl-mış ve adı geçen kitapçığın metni iki yazma nüshasına daya-nılarak sunulmuştur.