Mülk ve Mülkiyet

Mülk ve Mülkiyet (Territory and Territoriality), 2021

Territory and territoriality are key concepts in several fields of science such as ethology, ecology, politics, law, sociology, psychology, anthropology and geography. The use of these two concepts may vary due to both concepts being included in different disciplines and due to semantic changes with time. The fact that they serve numerous scales and objectives from the daily lives of people to global forms which are the ultimate levels of political organizations complicates methodological approaches and analyses of these concepts. Understanding the substance of these concepts in terms of the formation of political, economic, socio-cultural, personal and spatial textures in geographical contexts of these concepts is vital for the accurate conducting of spatial analyses. Within this framework, in the literature part of this study, these concepts are discussed through approaches in different fields, primarily geography. Therefore, this study is written in an interdisciplinary and holistic approach based on literature regarding territory and territoriality in several scientific fields and geography. At the outset of the study, the etymology of the territory and territoriality concepts is examined. It is followed by the ontological connection of the concepts to the concepts 'mülk' (territory) and 'mülkiyet' (territoriality), which are argued to be their Turkish equivalents. Territory and territoriality are analysed in different disciplines and their interdisciplinary dimension are examined. The quality of these concepts which is observed in three different forms in spatial terms is presented in the final part of this study. The concepts, which materialize in spatial terms, as spatial behaviours, political formations and socio-cultural areas, are analysed with examples.

Mülkiyet, Özel Mülkiyet ve Mülksüzleştirme, 2023

Bu çalışma Karl Marx’ın ‘insanların hareket halindeki mülkiyeti’ olarak tanımladığı özel mülkiyete dair düşüncelerini mülksüzleştirme söyleminden hareketle tartışabilmeyi amaçlamaktadır. Marx için mülkiyet ve özel mülkiyet emek aracılığıyla birbirlerini içeren, ancak yabancılaşmış emek dolayısıyla birbirini dışlayan modern toplumun önemli iki olgusudur. İlk bakışta bireylerin doğada verili olan her şeyi bireysel emek ya da irade aracılığıyla mülkiyeti kılabilmeleri olağan ve özgürce bir eylem biçiminde görünürken, kapitalist üretim tarzı ile birlikte emeğin yabancılaşması, emeği kendi için etkinlik olmaktan çıkararak bir başkasının özel mülkiyetine dönüştürmektedir. Bu nedenle Marx için özel mülkiyet yalnızca bir meta ya da fiziksel nesnelerin cismi görünüşleri olarak düşünülmez, emeğin kendisi de özel mülkiyetin bir başka biçimidir. Bu sebepledir ki, özel mülkiyet aynı zamanda ‘mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesi’ biçimindeki diyalektik yasadan hareketle idealize ettiği yeni toplum biçiminde kaldırılarak- içerilmesi (Aufhebung) gereken bir aşamayı temsil etmektedir.

ViraVerita E-Dergi: Disiplinlerarası Karşılaşmalar, 2022

Özet Bu sunuş yazısında ViraVerita E-Dergi: Disiplinlerarası Karşılaşmalar'ın 16. sayısının dosya konusu olan "Mülkiyet" başlığı altındaki makale, söyleşi, kitap değerlendirmesi ve çevirilerin yanı sıra dosya dışı çalışmalar tanıtılmıştır.

2007

Hz. Mevlânâ; XIII. yuzyilda yasamis olan, buyuk bir Islâm alimi, gonul insani ve Allah dostudur. Hz. Mevlânâ, yasamis oldugu donemde, ogretilerini anlatma ve halka ulastirma konusunda basta siir ve Musiki olmak uzere sanatsal unsurlari ziyadesiyle kullanmis ve on plana cikarmistir. Bundan dolayi, O’nun hayatini, ogretilerini anlatmak ve nesillere aktarmak maksadiyla kendisinden sonra kurulmus olan Mevlevi Tarikati da musikiye Hz. Mevlânâ’nin teveccuhu uzere gereken onemi vermis, zaman icerisinde ve gunumuzde de hala etkilerini gordugumuz yakin tarihimizin en kaliteli san’at okullari olmuslardir. Mevlevilik Tarikati icin cok onemli bir yer tutan san’atkârlik ve san’at hayâti, Hz. Mevlânâ’nin ornek yasami ve ogretileri ile kendi icerisinde dillerden dillere, gonullerden gonullere tekke terbiyesi ve mesk usulu ile aktarilmis, zaman icerisinde demlenmis, olgunlasmis ve ozellikle Dede Efendi, Şeyh Galip, Zekai Dede gibi san’at tarihine ismini altin harflerle yazdirmis san’atkârlari ile b...

ÖZEL MÜLKİYET VE EŞİTSİZLİK GİRİŞ Dünyamızın bugünkü haline baktığımızda bir tarafta açlıktan ölen insanları bir tarafta da içtiği bir şişe şaraba binlerce dolar para ödeyen insanları görüyoruz. Bugün işsiz sayısı ve bununla bağlantılı olarak suç oranlarının gün geçtikçe arttığına şahit oluyoruz. Brezilya'da, Endonezya'da birileri günlük 1doların altına çalışırken kimileride 100 bin dolarları geçen düğünlerde şık takıları ve elbiseleri ile boy göstermektedir. Hindistan'da insanlar açlıktan kırılırken bir Hintli ise milyon dolar bütçe ile İstanbul'da sarayda düğün yapabiliyor. Bu insanları birbirlerinden ne farkı var? Her ikisi de aynı soydan gelen, düşünebilen, fikir üreten insanlar değil mi? Kırılma noktası nedir? Dünya nimetlerinden neden her ikisi de aynı şekilde faydalanamıyor? Herkesin aklına ilk gelen "ama birisi zengin diğeriyse fakir" olduğudur. Bu noktada insanları zengin-fakir diye ayırmamıza neden olan nedir? İçinde var olduğumuz global dünyanın öğrettiği kavramlar ve ekonomik kriterlerle, var olan mülkiyet anlayışına göre böyle bir sınıflama yapmaktayız. Peki, bu denli belirleyici olan mülkiyet nedir, bu sorununun yanıtını aramalıyız öncelikle.

al-ibar publushing, 2018

There is a serious relationship between the Müslümanlik religion and the anxiety known as "fear." But no professional researcher has researched this relationship yet. However, it will gradually emerge from now on that this religion is a product of fear. The increased speed and communication of our time will help eliminate this topic dilemma even if it takes time. Indeed, this hidden connection is not easy to define and highlight. Because almost no one today (except for professional researchers) has accurate and detailed information about the "great fear" that gave birth to the Müslümanlik religion some 800 years ago. Before everything; It is not possible for us to encounter anyone other than the Orientalists who know how the religion of Muslumanlik was invented from the values of Islam, whom we might call them the "fifth column". But these experts try to hide the attempts to distort Islam (as we will explain later), because that is one of their tasks that they have devoted themselves to. We wonder why we stress that this religion arose out of fear. What is the nature of this fear? Who invented this religion and for what purpose. How did this religion take its present form, which almost everyone believes to be exactly Islam itself?! Do all Muslumans, even today, still feel the fear that gave birth to this religion? Unfortunately, however, it is not possible to find adequate answers to these questions in an independent, original and clear source in light of convincing evidence and documents ... Because there is a gang of Sufists as long as they conceal their secrets with their games and the picturesque propaganda that helps them convince the masses and the local orientalists help them. Therefore, hardly anyone understands the background of this religion spread among Turks in the name of Müslümanlık. In this article, I discuss the relationship between Muslumanism (Müslümanlik) and the phenomenon of fear that gave rise to its emergence nearly eight centuries ago.

MEVLÂNÂ VE MÛSİKİ, 2022

Ulusal Kimlik ve Dil, 2022

Bilişsel yaklaşımlar açısından ulusu açıklar. ✓ Sembolik yaklaşımlar açısından ulusal kimliği açıklar. ✓ Yapısal-İşlevsel yaklaşımlar açısından ulusal kimlik ve dil ilişkisini açıklar. ✓ Semboller sistemi olan dili tanımlar.