Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, Türkiye Mimarlığında Modernizmin Yerel Açılımları XVIII, DOCOMOMO Türkiye Ulusal Çalışma Grubu Poster/Bildiri Sunuşları
…
1 page
1 file
Abide sitesi, konut bloklarının yanı sıra sergi binası, kulüp, kreş, sinema ve konser salonu, spor tesisleri, ilkokul, ortaokul, lise gibi birimleri de içeren bir yaşam merkezi olarak tasarlanmıştır. Uygulaması 1970’lerde başlamış olup, yalnızca iki adet konut bloğu ve çarşı yapısı inşa edilmiştir. Yapı grubunun mimarı bilinmemekle birlikte bir dönem Sevinç Hadi, Abide Sitesi için proje hazırlamıştır ancak farklı bir projenin uygulaması söz konusu olmuştur. Projenin yüklenicisi ve yatırımcısı Yaşat A.Ş. firmasının sahibi Mimar Yaşat Manav’dır. 1950’lerin ortalarına kadar kent dışı alan olarak değerlendirilebilecek Mecidiyeköy, zamanla yakın çevrede sanayi faaliyetinin ortaya çıkmasına bağlı olarak konut alanına dönüşür. İstanbul Belediyesi ve Türkiye Emlak Kredi Bankası’nın ortak girişimi olan İstanbul İmar Limited Şirketi tarafından inşa edilen Mecidiyeköy Evleri ve işçi sendikalarına ait yapı kooperatiflerince inşaatı gerçekleştirilen Mecidiyeköy Bira İşçi Evleri yakın çevrede bulunan ilk konut gruplarıdır. Bu planlı yerleşmelerin yanı sıra çok sayıda gecekondu birimi de yakın çevrede görülür. 1970’li yıllarda ise resmi kurumlar veya yapı kooperatiflerinden ziyade bireysel girişimlerle gerçekleşen toplu konut inşaatının ilk örnekleri de yine Mecidiyeköy’de ortaya çıkar. Abide Sitesi sözü edilen bireysel girişimlerden biri olup konut fonksiyonuna ek olarak bünyesinde sunduğu sosyal imkanlarla öne çıkan bir proje olmuştur. Dönemin gazetelerine verilen çok sayıda ilanlar aracılığıyla projenin tanıtımı yapılmıştır. 2 adet 15 katlı, toplam 108 daireden oluşan apartman blokları ile birlikte çarşı binası Abide Sitesi projesinin hayata geçen sayılı birimleridir. Apartman blokları dönemin teknolojik koşulları paralelinde gerekli servis sistemlerine sahip olacak şekilde tasarlanmıştır. Bloklardan biri (B Blok) zaman içinde PVC esaslı malzeme ile kaplanmış olup diğeri (A Blok) halen özgün cephe özelliklerini taşımaktadır. Çarşının plan kurgusunu bir avlu etrafında sıralanan dükkân dizileri oluşturur. Bazı birimleri ön cephede eğrisel bir çıkma yaparak kütle estetiğine katkıda bulunur. Bugün özgün tasarımına oldukça yakın olan çarşının mimarisi Konstrüktivist bir tasarım çizgisi taşımakta aynı zamanda avlu etrafında çevrelenen kurgusuyla yerel mimari unsurları da bünyesinde barındırmaktadır.
Öz: Bu makale Çanakkale Şehitleri Abidesi'nin inşa edilmesi için atılan adımları proje yarışmasından, abidenin açılışına kadar inceleyerek, yapım aşamasında ortaya çıkan maddi sorunların yardım kampanyası ile halktan toplanan yardımlarla atlatıldığını ortaya koymaktadır. Abide ancak halktan toplanan yardımlar ile tamamlanabilmiştir. Abstract: This article examines the construction process of the Çanakkale/Gallipoli Martyrs' Memorial from the project competition to the opening ceremony and presents that financial obstacles of the construction were overcame with a donation campaign. The Memorial was completed with the donations collected from people. Anahtar Kelimeler: Çanakkale, Çanakkale Şehitleri Abidesi, Gelibolu, şehitlikler, yardım kampanyası
1974 yılında yayınlanan üç ciltlik "Abideleri ve Kitabeleri ile Niğde Aksaray Tarihi" kitabı, bugüne kadar daha iyisi yapılamamış bir Aksaray ansiklopedisidir. İbrahim Hakkı Konyalı’nın bizzat gezerek ve yerinde belgeleyerek hazırladığı bu eser Aksaray ilinin sanat tarihi için de çok değerli belgeler ve bilgiler içeren nadide bir çalışmadır. Aksaray ve ilçelerindeki tarihi eserleri tek tek dolaşarak fotoğraflayan ve derin arşivcilik tecrübesi ve Osmanlıcaya hakimiyeti ile Osmanlı vakıf belgelerini ve kaynaklarını inceleyen Konyalı Hoca, günümüzde bilim ve sanat adamlarından oluşacak bir grubun zor yapabileceği akademik bir çalışmayı tek başına yapabilmiştir. Zaman içerisinde yıkılarak yok olan ya da restorasyonu sırasında orijinal özelikleri kaybolan pek çok tarihi yapı hakkında günümüzde tek bilgi kaynağı Konyalı’nın bu eseri olmuştur. Ayrıca Aksaray’da gezdiği bütün ilçe ve köylerin tarihi eserleri yanı sıra kültürel, coğrafi, sosyal ve ekonomik durumları hakkında da kitabında bilgiler vermektedir. Ancak bu araştırmalarında çekilen fotoğrafların tasnifi ve yayınlanması sırasında bazı hataların da olduğu daha sonra fark edilmiştir. Bu eser Konyalı’nın yazdığı kitaplar arasında en kapsamlı olanı olarak tanımlanır. Zira bu en son hazırladığı eser olduğu için tüm birikimi bu esere yansımıştır. Çalışmalarından Konyalı’nın tarihçi ve sanat tarihçisi olması yanı sıra, sosyoloji, arkeoloji, arşivcilik ve hatta halkbilimcilikte de yeterli birikime sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu çalışmada İbrahim hakkı Konyalı’nın üç ciltlik "Abideleri ve Kitabeleri ile Niğde Aksaray Tarihi” kitabı tanıtılacak ve Aksaray tarihi, kültürü ve sanatı açısından önemi incelenecektir. Anahtar Kelimeler: İbrahim Hakkı Konyalı, Aksaray Tarihi, Aksaray. Presentation of "The History of Niğde Aksaray with Monuments and Inscriptions as a Work Prepared on Aksaray Art History" Abstract The three volumes "The History of Niğde Aksaray with Monuments and Inscriptions " published in 1974 is an encyclopedia of Aksaray that has not been done so far. This work, which is prepared by traveling personally and documented on the spot, is a rare work which contains valuable documents and information for the art history of Aksaray. Konyalı, who studies the historical monuments of Aksaray and its districts one by one and experiences deep archival studies and Ottoman domination and examines the Ottoman foundation documents and resources, has been able to do an academic work alone which can be done by a group of scientists and artisans today. Today, the only source of informatio nabout many historical buildings which have been destroyed over time or whose original features have disappeared during the restoration has become this work of Konyalı. Inaddition, he gives information about the cultural, geographical, social and economic situations of all districts and villages he visited in Aksaray, as well as historical monuments. However, it was later noticed that there were some mistakes during the sorting and publication of the photographs taken in these investigations. This work is described as the most comprehensive of the boks written by Konyalı. Because this is the last work that you have prepared, all your experience is reflected in this story. In addition to being historians and art historians of Konyalı, it is understood that these studies have sufficient accumulation in sociology, archeology, archival science and even folklore. In this study, three volumes of "History of Monuments and Inscriptions and Niğde Aksaray "book will be examined and Aksaray will be examined in terms of history, culture and art.
Weber temelde dinin doğasıyla değil, toplumsal eylemin belirli bir çeşidinin koşul ve etkileri bağlamında ilgilenir. Ona göre dini anlamak ancak öznel deneyimler, düşünceler, bireylerin amaçları vb. üzerinden anlam yönünden olabilir. Çünkü dini (eylem)dışsal yönden çok çeşitlilik gösterir. Dinsel veya büyüsel motifli eylem temelde bu dünyaya yöneliktir. Dini veya büyüsel motifli eylem ilk tezahüründe de görece rasyonel eylemdir. Weber'e göre dini veya büyüsel eylem ya da düşünce gündelik amaca yönelik eylem çevresinden ayrı tutulamaz çünkü dini veya büyüsel eylemin hedefleri ağırlıklı olarak ekonomiktir.(Weber, 1922:227-240) Bourdieu Weber'in yukarıda zikredilen dinsel ve büyüsel motifli eylemin temelde bu dünyaya yönelik olması yaklaşımı ve 'rahip, peygamber 1 ve rahip olmayanlar arasındaki karşılıklı ilişkilerinin incelenmesinin gerekliliği' fikrinden hareket etmiştir. 2 (Weber,1922:257) Weber, selamet ürünlerinin kullanım tekeline sahip olma mücadelelerinden söz etmiştir. Bourdieu, Weberin kavramlarıyla özel sermayeleriyle donatılmış tamamen kendilerine özgü çıkarlarıyla üreticilerin rekabetçi pazarını ve bu pazarda üreticilerin arzları ile tüketicilerin talebinin karşılaşması olarak yorumlayarak dini alan kavramını geliştirmiştir. (Shultheiss,2005:4) Bourdieu, Weber'in ekonomik terminolojisini zirveye taşıyıp dini alandan üreticilerin mücadele pazarı olarak söz etmiştir. Üreticilerin arzları ile tüketicilerin talepleri toplumsal olarak yapılandırılmış alanda karşılaşır. Bourdieu'nun sembolik malların ekonomisi fikri bu şekilde gelişmiştir. (Egger, & Schultheis,2014: 245) 1 Buradaki 'peygamber' kavramı Allah tarafından semavi dinlerin inananlarına gönderilen anlamda kullanılmayıp olgu, olay ve ilişkileri daha iyi açıklayabilmek için sosyolojik bir kavram olarak kullanılmaktadır.Gördüğüm kadarıyla Bourdieu için peygamber kavramı dini alanda ortaya çıkan üç aktörden birisi olup dini alanı kendi teorisi çerçevesinde daha iyi açıklayabilmek için kullandığı bir kavramdır. 2 Weber Wirtschaft und Gesellschaft adlı eserinin Religionssoziologie adlı bölümünde (227-240)dini meslekler(rahip, peygamber, büyücü ve bunların hedef kitleleri (Laien))üzerinde durmuş ve karşılaştırma yapmıştır. Weber, Wirtschaft und Gesellschaft,227)
ARCHITECTURE AND DECORATIONS OF ÜFTÂDE MOSQUE AND TOMB Üftâde Mosque and Tomb is located in Hisar, the oldest settlement of Bursa, which holds many historical periods from the beginning to the present. Located in Osmangazi District, Kavaklı Neighborhood, both structures are located side by side in the east-west direction. There is also a burial ground to the north of Üftâde Mosque and to the north of Üftâde Tomb to the east of the mosque.
2015
Uluslararası Bakalorya Diploma Programı, A1 Dersi Uzun Tezi olarak hazırlanan bu çalışmada Tezer Özlü’nün Yaşamın Ucuna Yolculuk adlı yapıtının temel izlekleri incelenmiştir. Tezin amacı arayış ve başkaldırı izleklerini ve odak figürün dünya görüşünü oluşturan temel değişkenleri birbirleriyle bağlantıları bağlamında incelemektir. Çalışma odak figürün dış gerçeklikle ilişkisini ve iç dünyasını temel almaktadır. Birinci bölümde odak figürün arayışının ve başkaldırışının nedenleri iki başlık altında incelenmiştir: “Toplumsal Etmenler” ve “Bireysel Etmenler”. Bu bölümde odak figürün algıladığı dünyaya nasıl tepki verdiği üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise odak figürün edebiyata okuyarak ve yazarak sığındığı kanıtlanmaya çalışılmıştır. Odak figürün yapıtta sıkça adı geçen yazarlarla bağları üzerinde durulmuş ve figürün yazar kimliği irdelenmiştir. İncelenen yapıtta bireyin ve iç dünyasının önemi vurgulansa da bu kişisel dünyanın yaşamı anlamlandırmak için yeterli olmayacağı sonucun...
Haliç Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi
Amaç: Bu çalışma ile ebelik birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerinin aşı ve aşı reddi ile ilgili görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Kesitsel tanımlayıcı tipteki araştırma birinci ve dördüncü sınıf 286 ebelik öğrencileriyle ebelik bölümlerinde yürütülmüştür. Veriler literatür taranarak oluşturulan 18 soruluk anket ile alınmış ve SPSS 21.0 programında tanımlayıcı ve ilişki arayıcı analizler ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Öğrencilerin %92’sininaşıların koruyuculuğuna inanmaktadır. Ret nedenleri arasında %46,9 ilaç firmalarına karşı güvensizlik, %43,7 aşının zararlı içeriği, %39,5 doğal bağışıklığın daha güçlü olduğu gibi nedenler yer almıştır. Gelecekte aşı reddi ile karşılaşması durumunda %63,6’sı bilgilendirme yoluyla aşıya teşvik edeceklerini belirtmiştir. Sınıflara göre, aşı reddini bireysel hak olarak görme, yan etkilerin gizlendiği görüşü, aşı reddine saygı duyma, ret durumunda aydınlatılmış onam alma birinci sınıfta yüksek bulunurken (p
2021
İslâmiyetle birlikte ortaya çıkan İslâmî ilimlerin hemen hepsinde mahâretini ortaya koyan Osmânlı ulemâsı, aklî/felsefî ilimleri de dikkate alan genel bir eğilim içerisinde olmuş, iki alanı birbirinden keskin çizgilerle ayırmak yerine tedris ve telif faaliyetlerini ikisinde de sürdürmüştür. Bahsedilen bu özelliği şahsında somutlaştırmış düşünürlerin başında XVI. yüzyılda yaşamış ve Bahâeddinzâde olarak şöhret bulmuş Muhyiddin Mehmed b. Bahâeddin (v. 952/1545) gelmektedir. Şer‘î ilimlere olan vukufiyeti yanında aklî ilimlerde de otoritesini akranlarına kabul ettiren Bahâeddinzâde, telif ettiği eserleriyle yaşadığı asırdan başlayarak Osmanlı düşüncesini derinden etkilemeyi başarmıştır. Bu kitap, hakkında bilgi veren biyo-bibliyografik kaynaklar, çağdaşlarının tanıklıkları ve kendi eserlerinden hareketle Bahâeddinzâde’nin entelektüel biyografisini sunmaktadır. Ayrıca onun eserlerinde merkezî bir yer işgal eden ve Kemalpaşazâde eleştirisini de içeren kader sorununa yaklaşımını, Risâletü’l-kazâ ve’l-kader ile Risâle fî isbâti’l-vâcib ve’t-tevhîd adlı eserlerinin ilk kez yapılan tahkikli neşri, tercümesi ve detaylı incelemesi eşliğinde ortaya koymaktadır.
Amasya Şairleri Bilim Şöleni, 2019
Özet Şehirler tarih, edebiyat, kültür ve sanatın oluşumuna imkân sağlamanın yanı sıra medeniyet tasavvurunun biçimlenmesinde de etkili olmuştur. Şehirler bazen kendi ruhu ile medeniyet oluşturur bazen de şehirdeki kültür ve sanat faaliyetleri o şehrin medeniyet ruhunu biçimlendirir. Osmanlı Devleti de medeniyet sahnesinde şehirleri ile var olmuştur. Her şehir de kendine has kültürel faaliyetleri meydana getirmiştir. Bu bakımdan Osmanlı döneminde medeniyetin oluşumunda bazı şehirlerin payı diğerlerine nazaran daha fazla olmuştur. Başta İstanbul olmak üzere Bursa, Edirne, Amasya, Diyarbakır gibi kültürel faaliyetlerin yoğun olarak yaşandığı şehirler Osmanlı medeniyetinin inşasına daha fazla katkı sunmuşlardır. Bu bakımdan Amasya şehri, Osmanlı kültür ve medeniyet havzasında önemli bir etkiye sahip olmuştur. Amasya'nın yaklaşık iki yüz yıl boyunca şehzadelerin yetişme alanı olmasıyla şehir sanat yuvası halini almıştır. Şehzadeler ile birlikte şehre ilim ehli ve sanatçılar toplanmıştır. Böylece Amasya, kültürel anlamda gayet önemli kazanımlar elde etmiştir. Çalışmamızda Amasya'nın bu kültür ve sanat kaynağından beslenen, 16. yüzyılda yaşamış olan Muhibbî adlı/mahlaslı bir şâiri tanıtmaya çalıştık. Kanûnî Sultân Süleymân dönemi şâirlerinden olan şairin, Tuhfetü'l-Ahyâr adlı bir eserini de edebiyat dünyasına tanıtmayı amaçladık. Dinî-tasavvufî ve didaktik bir eser olan Tuhfetü'l-Ahyâr adlı eserde asıl gayenin Hak için halka bazı uyarı ve niyazları aktarmak olduğu görülmüştür. Bu çalışmamızla daha önce edebiyat dünyasına tanıtılmamış olan, Amasya edebî havzasında yetişen Muhibbî ve eserini istifadelere sunduk. Çalışmamız ile Amasya'nın kültür tarihine ve bilim dünyasına az da olsa bir katkı sunmayı amaçladık. Anahtar Kelimeler: 16. yüzyıl, Amasya, Muhibbî, Tuhfetü'l-Ahyâr. Abstract Cities are efficient in formation of concept of civilisation along with providing opportunity to generation of history, literature, culture and art. While sometimes cities generate a civilisation with their own spirits, sometimes culture and art activities in city form civil spirit of the city. Ottoman Empire has been in existence with its cities in the stage of civilisation, as well. Each of this cities have created idiosyncratic cultural activities. From this point of view, in the Ottoman period, share of some cities have been more than the others in the generation of civilisation. Cities, in which cultural activities have been done intensely such as Bursa, Edirne, Amasya, Diyarbakır and most notably İstanbul, have contributed to the construiction of Ottoman civilisation more. From this point of view, the city of Amasya has had an important impact in the basin of Ottoman culture and civilisation. Amasya's being the upbringing zone of the sultans' sons approximately through two hundred years, has made the city heart of art. Pundits
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Journal of Turkish Studies, 2015
SOSYAL BİLİMLERDE GÜNCEL ARAŞTIRMALAR, 2022
Journal Of History School, 2018
Uluslararası İbnü’l Arabi Sempozyumu İnsanlığın Hakikat Arayışı ve İbnü’l Arabi, 2018
Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
DergiParkErciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Arşiv Cilt 1, Sayı 18, 2005
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research , 2014