Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
10 pages
1 file
Sibir Hanlığı'nın 16. asrın sonunda Çarlık Rusya tarafından işgal edilmesinin ardından Ruslara uçsuz bucaksız toprakların kapıları açıldı. Başta Sibirya'nın batısı olmak üzere Ruslar bölgeye hızlı bir şekilde kurdukları kale/şehirlerle birlikte yerleşmeye başladı. Ruslaştırılmaya başlanan bölge Petro'nun 18. asırda başlattığı reform hareketleriyle birlikte dikkatleri üzerine çekti. Petro ve akabinde Katerina zamanında birçok bilim adamı ve kâşifin katıldığı Sibirya ekspedisyonları Rusların hayal edemeyecekleri coğrafyaları keşfetmesini sağladı. Ancak Sibirya coğrafya olarak çok geniş bir alana sahip olduğundan Moskova, Petersburg ve Kazan gibi merkezi konumdaki şehirlere oldukça uzak bir mesafede yer alıyordu. 19. asrın ortalarına kadar kara ve nehir yoluyla bölgeye ulaşıldı. Fakat bölgeye ulaşmak için aylarca süren yolculuklar artan ihtiyaçlara cevap veremez hale geldi. Bu sebeple Sibirya'ya demiryolu kurulması fikri ilk defa 19. asrın ortalarında gündeme geldi. Ancak Sibirya'ya demiryolu yapılması o dönemde fazla gerekli görülmedi. 1884 yılına gelindiğinde Rus demiryolları doğuda Urallara kadar ulaştı. Daha sonra bölgede hızlı gelişen ekonomik ve stratejik sebepler Sibirya'da demiryolu kurulmasını zorunlu hale getirdi. Şubat 1891'de Çar III. Aleksandr Sibirya'ya demiryolu kurulması kararı aldı. Bu görev için oğlu Nikolay Aleksandroviç'i görevlendirdi. Sekiz zaman diliminden geçecek bu dev proje iki uçtan batıda Miass doğuda ise Vladivostok'tan inşa edilmeye başlandı.
Marmara Türkiyat araştırmaları dergisi, 2018
Avrasya'nın neredeyse yarısını kaplayan Sibirya, hem tarihi cihetten hem de coğrafi konumundan dolayı Türk tarihi ve kültürü açısından önemli bir yere sahiptir. Sovyet döneminde yapılan arkeolojik kazılar, buradaki tarihi kültürün, Türk kültürüyle bağlantılı olduğunu göstermektedir. Sibirya, bölgede yaşayan Türk kavimlerinin yanı sıra, Türk halk ve topluluklarına komşu bir coğrafya olması hasebiyle de büyük bir önem arz etmektedir. Buna rağmen, kanaatimizce, Türkoloji alanında en az çalışılan alanlardan birisidir. Özellikle Türkçe çalışma, yok denecek kadar azdır. Bu bakımdan İlyas Topsakal'ın Sibirya Tarihi adlı eseri, Sibirya araştırmaları için başlangıç sayılabilecek mühim çalışmalardan biri olarak görülebilir.
Afyon Kocatepe Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2022
Buhar gücünün makinalara uygulanması sonucunda geliĢen demiryolu ulaĢımı zamanı ve mekânı değiĢtirmiĢtir. Daha önce günler, haftalar ve aylarla ifade edilen seyahat süreleri dramatik bir Ģekilde düĢmüĢ, mesafeler kısalmıĢ ve pek çok yere daha kolay eriĢilebilir hale gelmiĢtir. Bu değiĢimden ticari, siyasi ve askeri süreçler de faydalanmıĢ, daha büyük miktardaki ticari meta ve askeri güç daha hızlı ve maliyet etkin Ģekilde taĢınabilir hale gelmiĢtir. Bu değiĢim, Orta Asya ve havalisini de etkilemiĢtir. Daha önce dünya ticaretinin kıta içlerinden geçen ticaret yollarından kıta kenarlarına ve deniz alanlarına kayması nedeniyle eski önemini yitiren ve ekonomik, kültürel ve siyasi olarak atalete düĢen Orta Asya da demiryolu ulaĢımının etkileri ile yüzleĢmiĢtir. Bu değiĢimin taĢıyıcılığını Akdeniz istikametindeki ilerleyiĢi Kırım SavaĢı ile kesilen Çarlık Rusyası yapmıĢtır. Orta Asya'da Çarlık idaresi tesis edildikten sonra, bölgenin Rusya'nın geri kalan kısmı ile dönemin en geliĢmiĢ ve hızlı ulaĢım Ģekli olan demiryolu ağı ile birleĢtirilmesi konusu Çarlık idaresinin nezdinde tartıĢılmıĢtır. Bu konuda uygunluk kararı verilmesinden sonra imalatı yapılan ilk demiryolu hattı ticari amaçlı değil de askeri amaçlıdır. Bunun da temel sebebi Rus keĢif kollarının bölgenin iç kısımlarına, coğrafi Ģartların da zorluluğu sebebiyle, ilerlemekte zorlanmasıdır. Ġlk baĢta tamamen askeri amaçlara hizmet eden demiryolu, kısa sürede sivil amaçlı da kullanılır hale gelmiĢtir.
Erzurum Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2025
Öz Bu çalışma, Sibir Hanlığı topraklarından geçen ticaret yollarını belirlemeyi, Sibir Hanlığı'nın sosyoekonomik yapısına dair çalışmalara katkı sağlamak ve ticari ilişkilerini anlamayı kolaylaştırmayı hedeflemektedir. Sibir Hanlığı topraklarından geçen ticaret yollarının geçmişini ve evrimini detaylı bir şekilde ele almaktadır. Çalışmada, bu yolların gelişim sürecini ortaya koymak adına 10. ve 11. yüzyıllardan itibaren Kuzey İpek Yolu'ndaki ticaret rotaları, seyyahların yazdıkları eserler ve arkeolojik bulgular incelenmiştir. Yine bu minvalde Moğol dönemi akınları ve siyasi karışıklıkların ticaret üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Altın Orda döneminde ticaretin canlanması, tüccarların ayrıcalıkları ve ticaret yollarının gelişimi de bu açıdan değerlendirilmiştir. 14. yüzyılın ortalarından itibaren, bilhassa Batı Sibirya'dan geçen yolların öneminin, çeşitli siyasi, toplumsal ve ekonomik faktörlerle arttığı, önceki dönemin ticaret politikaları ile yollarının Sibir Hanlığı'na miras kaldığı ve hanlığın kuruluşuyla birlikte ticaret yollarının daha da değer kazandığı sonucuna varılmıştır. Bunların haricinde Batı Sibirya'da, ticaret yolları üzerinde Türk-Tatar şehirlerinin geliştiği görülmüştür. Bu sonuca ulaşmak için döneme ait kaynaklar, kronikler ve arkeolojik bulgular detaylı bir şekilde incelenmiş ve Sibir Hanlığı döneminde Batı Sibirya topraklarından geçen üç ana güzergâh olduğu tespit edilmiştir.
In this article are completed researches about Turk folks in Siberia. Obviously since 1990 years Siberia researches in Turkey are widespreaded. This resarches are realized almost at universties and connected with languages of this groups.
XVII. Türk Tarih Kongresi, 15-17 Eylül 2014, Ankara (V. Cilt-I. Kısım), 2018
Özet Sibirya, tarihte kadim dönemlerden beri üzerinde birçok halk, boy, soy, kavim ve kabilenin yaşadığı ve çok defalar hâkimiyet mücadelelerine sahne olmuş bir coğrafyadır. Bu hâkimiyet mücadelelerinin en önemlileri hiç şüphesiz Ruslar ile bu bölgede yaşayan yerli ve konar göçer halklar arasında yaşanmıştır. Bu halklar arasında soy olarak Türk olan birçok halk ve akraba toplulukta ta bulunmaktadır. Tatarlar ve Moğollar kadim dönemlerden Rus hâkimiyetine kadarki geçen sürede bu bölgenin önemli unsurlarından olmakla birlikte Kırgızlar, Başkurtlar, Samoyedler, Yakutlar, Tunguslar, Kalmıklar, Ostyaklar, Permiyaklar, Vogullar, Hakaslar, Yakutlar ve Tuvalar gibi halklar bu coğrafyada yaşamışlardır. Bu itibarla Sibirya hem Türk tarihi açısından hem de Rus tarihi açısından büyük öneme sahip bir bölgedir. Sibirya’ya açılan topraklar üzerinde hüküm sürmekte olan Altın Orda Devleti’nin yıkılma sürecine girmesi Moskova Knyezliği’nın elini güçlendirmiş ve Altın Orda Devleti’nin yıkılma sürecinde Kırım Hanlığı, Kazan Hanlığı, Astrahan Hanlığı, Nogay Hanlığı, Sibirya Hanlığı adı altında hanlıklar ortaya çıkmış ve bu hanlıklar Moskova Knezliği tarafından ele geçirilmiştir. Böylece Sibirya’da Rus hâkimiyetinin başlaması ile beraber Sibirya halkları da boş durmamışlar ve Rusya’nın bu topraklardaki egemenlik hareketlerine karşı koymak için baskınlar, savaşlar ve birçok mücadeleler ortaya koymuşlardır. Fakat Sibirya toprakları nihayetinde Ruslar’ın hâkimiyeti altına girmiştir. Bu çalışmada Altın Orda’nın dağılması sonrasında ortaya çıkan hanlıkların ve sonrasında Sibirya’nın Ruslar tarafından ele geçirilme süreciyle ilgili bilgiler verilerek bu sürece bir nebze olsun ışık tutulmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Sibirya, Sibirya Tarihi, Türk Tarihi, Rus Tarihi, Altın Orda, Moskova Knezliği
Trovit yaylasındaki damgalar hem binlerce yıllık tarihin ürünü oldukları için, hem de ilk örnekleri Türk kültür coğrafyasında karşımıza çıktığı için bizim açımızdan son derece önemlidir. Trovit yaylasındaki damgalardan üç tanesi Orhun alfabesindeki harfleri meydana getiren damgalarla birebir aynıdır. Konuyu anlamak için ilgili fotoğraflara bakılabilir. Bazıları Orhun Alfabesi’ndeki keskin hatlardan dolayı yanılabilir. Çünkü aslında keskin hatlı olmayan harfler zamanla o hali almıştır.
Türkiye Türkolojisinde Sibirya coğrafyası üzerine yapılan çalışmalarının büyük bir bölümü dilbilim, folklor, arkeoloji gibi konularda olmuş; bu disiplin-lerde makale hacminde olduğu kadar kitap hacminde çalışmalar da verilmiştir. Geçmişi, homo sapiens'in mevcudiyetine kadar götürülebilecek ve dünya kültür tarihine altın harflerle yazdırılabilecek önemli olaylara sahip olan Sibirya coğ-rafyasının tarihi ise Türkiye'deki literatürü takip edebildiğimiz kadarıyla farklı zaman dilimlerini ele alan çalışmalardan ibarettir. Tanıtımını yapacağımız bu ki-tap başlangıçtan itibaren ancak özellikle de XV. ve XVI. yüzyıllardan itibaren 1917 İhtilali'ne kadarki olan Sibirya tarihini işlemektedir. Türk tarihine olan olumsuz yansımalarıyla birlikte Sibirya'nın tarihi bir Türk tarihi olmakla birlikte özellikle XVI. yüzyıldan itibaren aynı zamanda bir Rus tarihidir. Üç farklı rejim altında bölge siyaseti nüanslar yaşamışsa da olağan Rus millî siyasetinden her-hangi bir sapma olmamıştır. Söz konusu çalışmada bunun belirtilerini bariz bir şekilde görmek de mümkündür.
Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Tanzimat'tan Günümüze Türkiye'de İşçi Sınıfı Tarihi 1839-2014, 2015
Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi
Süleyman Demirel Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2024
Kahramanı Yaratmak: Yermak ve Batı Sibirya Seferi, 2023
Sibirya Çalışmaları-II, 2024
Tanzimattan Günümüze Diyarbakır, 2019
Sibirya’daki Uzak Akrabalar: Nenetslerin Kökenleri ve Siyasi Tarihleri, 2023
Tehlikedeki Diller Dergisi, 2022
Bitig Türkoloji Araştırmaları Dergisi, Bahar 2022 / 1: 139-141., 2022
Haydarpaşa Kitabı Kent, Mekan, Mücadele, 2022
Ankara Araştırmaları Dergisi, 2021
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi , 2019
Mediterranean Journal of Humanities
11. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, 2022
Workshop on Turkish Dialects II Orient-Institut Istanbul, 18-19 November 2005 Türk Dilleri Araştırmaları, 2009