Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2007
Inceleme alanimizi olusturan Kirkpinar Beldesi; Marmara Bolgesi’nin Catalca-Kocaeli Bolumunde, Sapanca Golu’nun guney kiyisinda yer almaktadir. Belde kuzeyden Sapanca Golu, guneyden Samanli Daglari ve batidan Kurtkoy deresi ile sinirlanmistir. (Şekil 1)Bu calismada Kirkpinar’da yerlesmenin evrimi, bu evrim sonucundan beldenin degisen mekânsal ve fonksiyonel kullanimi ile belde de degisimin gerceklesmesinde etkili olan sayfiyeciligin nitelikleri incelenmistir.Idari olarak Sapanca ilcesine bagli bir belde olan Kirkpinar’in yuzolcumu 80 km² olup, ilce merkezine 5 km, il merkezine ise 24 km uzakliktadir. 19. Yuzyilin sonlarinda Kafkasya ve Balkanlardan gelen gocmenler tarafindan kurulmus bir kir yerlesmesi olan Kirkpinar dogal guzellikleri ve buyuk merkezlere olan ulasim kolayligi nedeniyle gunumuzde bir sayfiye yerlesmesi haline donusmustur. Ayrica beldenin fonksiyonlari ve farkli arazi kullanislari incelendiginde kirsal bir yerlesmede olmayan sehirsel fonksiyonlarin gelistigi gorulmek...
From past to present, substitution in urban areas that started with modernization and industrialization, as well as the phenomenon of voluntary or compulsory leaving the settlement that is lived in rural areas and migration for different reasons has also been experienced. Migration movement from rural areas to cities-especially during the industrialization processhas gained new dimensions. The deportations experienced in various periods affected the social and cultural values in a very important way, as much as the migration to the cities or the abandonment of rural settlements on the grounds of increasing social and economic living conditions. Processes of change experienced due to reasons such as migration, abandonment, exchange and deportation; have also caused the people, relations, cultural values unique to the region, living environments and all spatial values in the region of immigration and relocation to undergo significant changes. Individuals who have moved or had to change places for various reasons have made an effort to re-exist and maintain their socio-cultural structure in every geography they go. These living environments, which have been shaped by new requirements as a result of displacement, have jeopardized the existence of values and cultural integrity, especially in traditional rural settlements. In rural settlement areas, physical changes, which can be described as obsolescence and extinction, have also occurred in residential structures, common interaction areas, street textures, religious and cultural structures due to user abandonment. The settlement patterns shaped according to their living habits, and the housing and religious structures that enrich them; and their unique building craftsmanship techniques were also bequeathed to the region as much as the cultural heritage values belonging to the communities that left the settlement area. New communities that came to rural settlements, may have abandoned the existing socio-cultural structure reflections later on the grounds that they do not fit their own cultural structures, religious and spiritual traditions. With the reference of ignoring these values, they changed the centers of rural settlements in accordance with their religious, residential and public structures shaped according to their own cultural values and tended towards new constructions. Preferences and usage values shaped in line with new needs have also caused significant changes in existing cultural heritage values. The protection and preservation of the traditional rural environment is important in terms of transferring values and cultural integrity to future generations. In this context, Günpınar settlement of Malatya Province Darende District, which has undergone significant socio-cultural changes after the forced migration due to the Armenian relocation, was chosen as the study area. When the literature about Günpınar were examined, it has been observed that there is very little information about the settlement; and there has not been a detailed study on what happened due to the relocation. For this reason, interviews were made with the people living in the Günpınar settlement area to get information about the subject; while the settlement process and the social, cultural and spatial transformations that have taken place since then have been analyzed at the same time, with on-site observations. The study was also supported by the data obtained, field researches and the literature available about the settlement area. In this sense, it is aimed to determine the changes in the socio-cultural and spatial structures of the region after the new requirements due to the population displacements such as migration, abandonment and population exchange in the Malatya Günpınar settlement area.
Pamir Kırgızlarının Vana Yerleşme Süreci.
Türkiye'de Coğrafya II, 2019
Beşerî faaliyetlerin en çarpıcı örnekleri olan yerleşmeler ve bunları oluştu-ran meskenler açısından Türkiye âdeta bir açık hava müzesi görünümündedir. Ülkemizin özel konumu, uzun tarihî geçmişi, çeşitli kavimlere ev sahipliği yap-masından kaynaklanan kültürel birikimi, sosyo-ekonomik özellikleri vb. beşerî faktörler yanında, yöreden yöreye değişen ve her yörenin kendine has belirgin özelliklerini yansıtan iklimi, yeryüzü şekilleri, jeolojik yapısı, bitki örtüsü vb. fizikî coğrafya faktörleri Türkiye'de görülen yerleşme ve mesken (konut) çeşitliliğinin nedenlerinden sadece bazılarıdır. 1 Bu muhteşem zenginliğe karşılık Türkiye'de kırsal yerleşmelerin ve bunları oluşturan meskenlerin ekonomik, sosyal, kültürel, tarihî ve coğrafî özelliklerinin tam olarak araştırıldığı ve bunların bütün yönleriyle ortaya konulduğunu söyle-mek güçtür. Diğer yandan ülkemizde yüksek öğretim kurumlarının ülke geneline yayılması ve sayı olarak artışına bağlı olarak 40'tan fazla üniversitede Coğrafya Bölümü bulunmakta, bunlara ek olarak yüze yakın Eğitim Fakültesinin Sosyal Bilimler Eğitimi bölümlerinde de çok sayıda coğrafya bilim insanı görev yapmaktadır. Bazı imkansızlıklara rağmen araştırma ve yayın faaliyetleri bütün hızı ile devam etmekte, söz konusu eksiklikler giderilmeye çalışılmaktadır.
Journal of Geography, 2019
Bu çalışmada İstanbul'da yer alan kırsal yerleşmelerin varlığına dikkat çekerek; kırsal yerleşimlerin İstanbul için öneminin ortaya konulmasını amaçlanmıştır. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda İstanbul, genellikle kentsel sorunlar temelinde ele alınmıştır. Kentsel fonksiyonlarının ön plana çıkması nedeniyle İstanbul'un kırsal yerleşimleri daima gölgede kalmıştır. Özellikle 2012 tarih ve 6360 Sayılı büyükşehir yasasıyla 30 büyükşehirde, ilin tamamının kentsel alan olarak temsil edilmesi; İstanbul'daki kırsal yerleşimlerin durumunu daha karmaşık hale getirmiştir. 1927-2018 sürecinde İstanbul'daki kırsal yerleşimlerin sayısı sürekli değişmiştir. Bu değişimin sebebi İstanbul'da köyden mahalleye evrilen kırsal yerleşimlerdir. Köyden mahalleye evrilen kırsal yerleşimler iki farklı kategoriye ayrılmaktadır. Birincisi İstanbul'un makroform alanın genişlemesiyle kırsal yerleşim birimlerinin bazıları kentsel alanla bütünleşip mahalleye dönüşmüştür. İkincisi ise somut anlamda köy niteliğini koruyan; ancak 6360 sayılı yasa kapsamında idari olarak mahalle statüsüne dönüştürülen köyleri kapsamaktadır. Bu çalışmada 6360 sayılı yasa kapsamında köyden mahalleye evrilen kırsal yerleşmeler ele alınmıştır. 2012 TÜİK verilerinde 151 olarak açıklanan İstanbul'un köy sayısının 173 olduğu tespit edilmiştir. 2012 TÜİK köy listesi ve Google Earth uydu görüntüleri esas alınarak oluşturulan İstanbul'un köy listesi saha çalışmalarıyla teyit edilmiştir. İstanbul'un su havzaları ve orman örtüsünün korunması için öncelikle kırsal mahallerin yerleşim dokusunun koruması gerekmektedir.
Hollanda modernizmin yaşanılır yeni bir dünya kurma iddiasının modernleşmenin yıkıcılığı ile uzlaştığı nadir ülkelerden biri. Bir yanda modern dünyanın hemen yanı başında, tüm sarsıcı modernleşme süreçlerini barındırırken, diğer yanda modern dünyanın ilk bakışta kavranamaz değişkenliği içinde her şeyin planlandığı, ilk kastedildiği şekliyle yapılması mümkün olabiliyor.
Kazı Sonuçları Toplantısı, 2024
Beşerî faaliyetlerin en çarpıcı örnekleri olan yerleşmeler ve bunları oluşturan meskenler açısından Türkiye âdeta bir açık hava müzesi görünümündedir. Ülkemizin özel konumu, uzun tarihî geçmişi, çeşitli kavimlere ev sahipliği yapmasından kaynaklanan kültürel birikimi, sosyo-ekonomik özellikleri vb. beşerî faktörler yanında, yöreden yöreye değişen ve her yörenin kendine has belirgin özelliklerini yansıtan iklimi, yeryüzü şekilleri, jeolojik yapısı, bitki örtüsü vb. fizikî coğrafya faktörleri Türkiye'de görülen yerleşme ve mesken (konut) çeşitliliğinin nedenlerinden sadece bazılarıdır. 1
OLBA, 2017
Çatıören is an important settlement in Eastern Rough Cilicia which has been discussed by many researchers. In this article Çatıören will be evaluated as a settlement model based on the historical and economical background that provides a new perspective about the regions's rural settlements. Çatıören's ancient roads connects the region's rural settlements with each other and with the coastal settlements. During our study new data has been provided on the temple, gable roofed aedicula tomb, rock cut tombs, monumental columns, farmhouse and presses. According to our new proposals and the suggestions of some researchers, the informations on the structures in the settlement have been revised. The settlement's plan shows that the topography was very effective on the settlement pattern. Most of the identified structures appear to serve to a common purpose. This common purpose is to protect the settlement, valley roads and agricultural products which belonged to the settlement in the Hellenistic period. In particular, the farmhouse having polygonal masonry, towers, and being located near the equipment for wine pres, supports this view. In addition to newly discovered structures in the south slope of the settlement there are constructions such as olive oil workshops and wine presses, which they are very related with the rural economy of the settlement and the region. In the Roman period the settlement continued this character and new structures were added. Sarcophagi, gable roofed aedicula tomb, olive oil workshops and many houses belong to this period. In this perspective Çatıören has become a more complex settlement in the Roman period. Çatıören developed also in the Late Antiquity. During this period, olive oil workshops, church and many houses were reused or added to the settlement. Çatıören was affected from the economic recovery and diversification of agricultural products in the Late Antiquity. For this reason Çatıören had become a village of small or medium size in this period.
International Journal of Social and Humanities Sciences Research, 2024
yılında Hasan Ali Yücel'in Maarif Vekilliğine atanması, Cumhuriyet dönemi eğitim tarihinde önemli dönüm noktalarından biri olmuştur. Bunun en temel sebeplerinden biri Atatürk döneminde temelleri atılan ve İnönü döneminde gerçekleştirilme imkanı bulan Köy Enstitüleridir. Türkiye"de ülkenin her yerine ulaşan bir eğitim ağını meydana getiren 21 adet Köy Enstitüsü yerleşkesi bulunmaktadır. Sivas'ta Yıldızeli ilçesi kırsalında inşa edilerek 1943 yılında eğitime başlayan Pamukpınar Köy Enstitüsü, dönemin "canlandırma" politikası çerçevesinde ülke genelinde uygulanan Köy Enstitülerinden biridir. İnşa edildiği dönemde Sivas, Erzincan ve Tunceli üçgeninde bir etkileme alanı bulunan Pamukpınar Köy Enstitüsü, bu bölgelerde dönemin "eğitimde kalkındırma" misyonunu üstlenmiştir. Pamukpınar Köy Enstitüsü, öğrenci ve eğitmenlerin de dahil olduğu inşa sürecini, yerel malzeme ve yapım tekniği kullanılarak kolay, çabuk ve mali açıdan daha mütevazi seçimler ile tamamlamış bir eğitim kompleksidir. Araştırmanın amacı, Sivas-Pamukpınar Köy Enstitüsü"ne ait binaların mimari özelliklerinin tespit edilerek dönemin "eğitim mimarisi" içerisindeki yerini ortaya koymaktır. Araştırmada nitel yöntem kullanılmış olup, literatür taraması yapılmıştır. Araştırma verileri, konuyu içeren ulusal ve uluslararası makaleler, kitaplar, internet kaynakları, görsel kaynaklar ve konu ile ilgili eserlerin incelenmesiyle elde edilmiştir.
Bu makalenin konusunu oluşturan Akçapınar Nekropolü, Çürüksu/Lykos Vadisi'nde, Denizli'nin 70 km. kadar kuzeyinde Akçapınar Mahallesi yakınlarında yer almaktadır. 2012 yılında gerçekleştirilen ağaçlandırma çalışmaları sırasında bir grup mezarın tespit edilmesi üzerine söz konusu alanda Denizli Müze Müdürlüğü tarafından kurtarma kazısı yapılmıştır. Bu çalışma sonucunda on dört adet mezar yapısı ortaya çıkarılmıştır. Nekropol alanı yamaç üzerine kurulduğu için toprak tabakası ile kaplanmıştır. Söz konusu alanda kaya oygu mezar, kaya oygu panel tekne mezar ve basit panel tekne mezar tipleri görülmektedir. Mezarların yapımında doğal kaya ve panellerde ise traverten bloklar kullanılmıştır. Traverten bloklar, nekropol alanı yakınlarında bulunan Thiounta antik kentinden getirilmiş olmalıdır. Mezarlarda inhumasyon gömü şekli uygulanmış ve bazı mezarlarda birden fazla gömü yapıldığı tespit edilmiştir. Hierapolis kazı ekibi tarafından 2005-2006 yıllarında yapılan yüzey araştırmalarında ve Roma Dönemi yazıtlarından, Akçapınar ve çevresinin Hierapolis'e bağlı topraklar olduğu ortaya konmuştur. Bu veriler sonucunda Akçapınar Nekropolü, tarım ile uğraşan küçük bir yerleşime ait olmalıdır. Mezar hediyeleri olarak; pişmiş topraktan yapılmış kase, kandil, unguentarium, testi, biberon, fayans boncuk; cam unguentarium; kemik saç iğnesi; mermer ağırşak; metal mızrak ucu, balta, çivi ve çan formlarında buluntular ele geçmiştir. Bunlar dışında iki adet şehir sikkesi de buluntular arasındadır. Söz konusu buluntular, nekropolün MÖ 1. yy. ile MS 3.yy. larda kullanıldığını ortaya koymaktadır.
İlk yerleşim alanlarının geçmişi eski çağlara dayansa da yerleşim alanlarının kuruldukları yerde büyüyerek etrafa doğru yayılmaları özellikle Sanayi Devrimi'nden sonraki süreçte gerçekleşmiştir. 19. yüzyılda yaşanan sanayileşme süreci şehirlerin makro formunu değiştirmiştir. Sanayi tesislerinin kurulması insanların çalışmak için şehirlere göç etmesine yol açmış, şehirlerde yaşanan bu yoğunluk da şehrin kurulduğu yerden etrafa doğru yayılmasında etkili olmuştur. Yaşanan bu süreçte ham madde ve işçilerin sanayi tesisine, mamul maddenin de pazara taşınmasında ulaşım faaliyetleri önemli rol oynamıştır. Bu nedenle şehirlerde farklı ulaşım faaliyetleri hızla gelişmeye başlamış, yaşanan bu gelişmelerde insanların daha uzak olan yerlere ulaşmalarını kolaylaştırmıştır. Zamanla teknolojik alanda yaşanan gelişmelerle birlikte bu süreç hızlanarak şehirlerin tarihte hiç görülmediği kadar geniş alanlara yayılmasında etkili olmuştur. Dünya'nın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul'da yerleşim alanları 19. yüzyılda sanayi ve ulaşım alanında yaşanan gelişmelerle etrafa doğru yayılmaya başlamıştır. Bu dönemde özellikle deniz yolları ve raylı sistemlerde yaşanan gelişmeler yerleşim alanlarının etrafa doğru yayılmasında etkili olurken 20. yüzyılda yaşanan gelişmelerle birlikte karayolları yerleşim alanlarının yayılmasında önemli rol oynamıştır.
2011
Kırsal yerleşimle ilgili olarak yöresel düzeyde yapılan bu araştırma, Tunceli-Ovacık yöresindeki mevcut kırsal yerleşimlerin fiziki planlamalarıyla ilgili özellikleri belirlemek, yöredeki yerleşim sorunlarını ortaya koymak ve bu sorunların çözümüne yönelik önerilerde bulunmak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada incelenen kırsal yerleşimler dağ, orman ve ova köyleri şeklinde sınıflandırılmıştır. Araştırma bölgesinde dağ ve orman köyleri plansız dağınık yerleşim, ova köyleri ise plansız toplu yerleşim şeklindedir. Üç farklı yerleşim yerinden üçer köy tespit edilerek, bu köylerden üçer işletme olmak üzere toplam 27 işletme üzerinde araştırma yürütülmüştür. Araştırma sonucunda yerleşim yerlerinde önemli kırsal altyapı sorunları tespit Anahtar kelimeler: Kırsal yerleşim, Tarımsal işletme, İşletme binaları, Tunceli-Ovacık. Rural Settlements in Tunceli-Ovacık District In this study is aimed determining of characteristics and problems about physical planning of the rural settlements in Tunceli-Ovacık district and suggestions for solution of these problems. Investigated villages in this study are classified as mountain, forest and lowland. The mountain and forest villages are unplanned dispersed settlements and lowland villages are unplanned collected settlements. Three villages were determined in the three different settlements and three farms were selected in every village. The total 27 farms were investigated. As a result of this study, the substructures problems of the settlements were determined social service buildings as school, village clinic in the settlements didn"t exist.
Colloquium Anatolicum
Pisidia Bölgesi’nin kuzeybatısında yer alan Erenler Tepe yerleşmesi, Seleuokoslar Dönemi’nde kurulan koloni kentlerinden biri olan Apollonia Antik Kenti territoriumu içerisinde yer almaktadır. Apollonia Antik Kenti’ne ulaşan ana ve ara arter yolları kontrol altında tutan konumu, bölgede bilinen yol ve ticaret ağlarının güvenliğini sağlamak amacıyla kurulan kale yerleşimlerinden biri olduğunu göstermektedir. Yerleşiminin etrafını çevreleyen sur hattı ve yerleşimin yüksek noktasına konumlandırılan kule yapısı da bu görüşü desteklemektedir. Buluntular, Erken Demir Çağı’nda başlayan yerleşimin Geç Hellenistik Dönem’e kadar devam ettiğini göstermektedir. Bu çalışmada ele alınan Erenler Tepe Yerleşmesi bölgede varlığı bilinen ancak az sayıda çalışmaya konu olan kale yerleşmelerinden biri olması bakımından önem taşımaktadır.
Türkiye Yerleşme Coğrafyası, Yanlış kullanılan Terimler, Divan
Tandırbaşı Dergisi, Kurtuluş Özel Sayısı, sayfa: 25-28, 13 Şubat 2011
Dogu Cografya Dergisi, 2002
Araştırma sahasındaki geçici kır yerleşmelerinin başlıcaları, bu yöreye has yerleşmeler olan bağ evleri, ulaklar. sayvanlar ve değirmenlerdir. Bu yerleşmeler genellikle köyden uzakta, ekonomik faaliyetin niteliğine göre bir veya birkaç yerleşme çekirdeğinden oluşmaktadır. Hemen hepsi hayvancılıktan çok ekip-biçmefaaliyetlerine bağlı olarak ortaya çıkmış olan bu kır yerleşme lerinde, yapısal benzerlik oldukça azdır. Nitekim bağ evleri ve sayvanlarda meoeimlik: yerleşme söz konusu iken, değirmenlerde yıl boyunca faaliyet gösterilir. Mülkiyet bakımından bu geçici yerleşmelerintanıamı şalısa aittir. Genellikle tek evden oluşan söz konusu yerleşmelerin konutları, yakın çevreden sağlanan malzemeyle yapılmış konutlar olup, konutların inşa tarzları oldukça basittir. Ancakzamanla sosyo-ekonomik yapının ve ulaşı mın gelişmesiyle birlikte, bu yerleşmelerin yapı vefonksiyonlarında da önemli değişiklikler meydana geimiştir. Nitekim günümüzde bağ evleri ve sayvanlar daha çok çağdaş yapı malzemeleri kullanılarak inşa edilmektedir. Öte yandan eskiden yılın yaklaşık yarsının geçirildiği sayvanlar, bugün sadece ilkbahar ve yaz aylarında günübirlik olarak kullanılmakta, ayrıca tarımsal araç-gereçlerin saklanması için depo görevini de görmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.