Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
1998, Journal of Turkish Research Institute
…
24 pages
1 file
Turkish Studies, 2009
The first hamse in the classical literature was written by Nizamî-i Gencevî in XII. century. the nazires written for these writings called Penc-genc by the poet gave way to the formation of a hamse tradition. ın the last researches releated to the subject, it is expalined that the first hamse in Turkish literature was written by Ahmedî in XV. century. yet, the five mesnevis written by Şeyyad Hamza place the first hamse in our literature into approximately 100 years ago, XIV. century.
Klasik Türk Edebiyatında Mizah Aşı, 2022
Klasik Türk Edebiyatı. Mizah. Yemek Kültürü.
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2020
Journal of Turkish Studies, 2014
Osmanlı Devleti'nde kadı, görevleri genişlemiş önemli bir âmir, otorite ve hukuk adamıdır. Kadı olarak atananlarda aranan, belirli hususiyetler vardır. Ancak XVII. asırda Osmanlı Devleti'nin idarî ve siyasî yapısında görülen çözülmeler, adalet sistemine de yansımıştır. Artık kadılar eskisi kadar titizlikle seçilmemekte, seçilip başa gelen bazı kadılar da işlerinin gereğine aykırı davranmaktadır. Makalemizin konusu olan manzume, bu bozulmaya ışık tutar niteliktedir. Çalışmamızda, öncelikle "kadı" kelimesinin kökeni hakkında bilgi verilmiş; Kur'ân-ı Kerîm'de ve hadis-i şeriflerde geçtiği kadarıyla kadılıktan söz edilmiş; kadılık mesleği ile ilgili geniş bilgiler sunulmuş; daha sonra Klasik Türk Edebiyatında ve Türk Folklorunda öne çıkan kadı tipinin özelliklerine yer verilmiştir. İncelenen eserlerde kadılar, insanların mallarını alan; hukuku çiğneyen; yanlış fetvalar vererek hakka bâtıl, bâtıla hak diyen; sarhoş, esrarkeş; hükümleri rüşvet karşılığı satan; adaleti sağlayamayan, verdiği hükümlerle halka zulmeden kişilerdir. Aynı husus, çalışmamıza konu olan eserde, Muhyiddin'in şiirinde de geçerlidir. Zamanın uleması da okuduğu ilim ile amel etmeyen, bu sebeple ahirette ilmin şefaatini ummaması gereken, kendi aklından söz söyleyip kitaba başvurmaya tenezzül etmeyen, kendini hikmet sahibi zanneden, Allah'tan korkmayan, şeriat ile amel etmeyen kişilerdir. Şair, bu şahsiyetleri sert bir biçimde eleştirir ve onlara nasihat eder. 17. yüzyılda yazılmış olan bu şiir, dönemin siyasî olayları dolayısıyla bozulan ictimaî yapıyı çok açık bir biçimde gözler önüne sermektedir.
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, 2022
ÖZ Farklı, özgün olma endişesi ve tanınma uğraşılarına rağmen şairlere ait eserler, şiirler hatta hayat hikâyeleri birbirine karışabilmektedir. Mahlas, şair(ler) veya kaleme alınan eser (ler)de farklılık ve özgünlük bağlamında ayırıcı görev üstlenebilir. Klâsik Türk Edebiyatında şairlerin neredeyse tamamı mahlas/müstear isim kullanmışlardır. Ancak çeşitli sebeplerden ötürü bazı mahlasların daha önce başkaları tarafından da kullanılabildiği durumlar söz konusu olmuştur. Bu durum bir dizi karışıklığı da beraberinde getirmektedir. Bir diğer ifade ile aynı mahlas ile şiir yazma, şairlerin şiirlerinin karışmasına yol açabilmektedir. Biyografik eserlerde, tezkirelerde olduğu gibi birleştirilmiş eser ve/veya şiir seçkisi olan mecmularda aynı mahlası taşıyan şiirler/şairler bulunmaktadır. Şiirlerin varlığı edebiyata katkı bağlamında olumlu olmakla birlikte bazen hangi şaire ait olduğu noktasında karmaşaya da sebebiyet vermektedir. Kaynaklarda ve tezkirelerde belirtildiği kadarıyla, Klâsik Türk şiirinde, 15 veya 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar, eserlerinde ve şiirlerinde Fasîhî mahlasını kullanan bazı şairler bulunur. Bu şairlerden birine ait tespit edilen Türkçe Divan bulunmaktadır. Diğer şairlerden bazılarının ise divanları, henüz tespit edilmemiştir. Bir kısmının ise şiir mecmualarında şiirlerine rastlamak mümkündür. Ayırıcı bir özellik taşımadığı sürece mecmualardaki şiirlerin hangi Fasîhî'ye ait olduğunu belirlemek güçtür. Ancak karşılaştırmalı bir analiz sonucu, mümkün mertebe bazı sonuçlara ulaşılabilmektedir. Çalışmamızda kaynaklarda ve akademik çalışmalarda tanıtılan Fasîhî mahlaslı şairler üzerinde durulacak ve Hasan Fasîhî'ye atfedilen Divan'ın değerlendirilmesi yapılacaktır. Elde edilen verilerin/bulguların kendi arasındaki, birbiriyle olan alakaları ve
Özet-Ashāb-ı Kehf kutsal kitaplarda, bazı dinì metinlerde ve mitoslarda anlatıla gelmiştir. Konuyla ilgili yaptığımız araştırmalar neticesinde kanaatimizce, geçmişi yüzlerce yıl geriye giden "Ashāb-ı Kehf" kıssası, Divān Şiirinde, çoğu kez beyitlerde telmih yoluyla, kimi kez de müstakil bir eserde karşımıza çıkmaktadır. Nitekim XV. yy. şairlerinden İslāmì'nin yazdığı bir mesnevide kıssa bütünüyle anlatılmıştır. Söz konusu metin, kıssanın Türk kültürü ve edebiyatında aldığı biçimi yansıtmaktadır.
SÖZLÜKLER‹N, ana hatlar›yla, bir toplumu, toplumun yap› tafl› olan bireyleri, onlar›n davran›fllar›n›, inan›fllar›n›, kusurlar›n›, alayl› bir üslupla tenkit et-mek… fleklinde tan›mlad›¤› hicvi, ‹ngilizcede ve Frans›zcada satire [yergi] kelimesi karfl›lamaktad›r. Türkçeye Arapçadan geçmifl olan "hiciv" kelimesinin, "(…) Türkçesini bulma çabalar›, Eski Anadolu Türkçesi'nde de bulunan ve 'zemmetmek, kötülemek, be¤enmemek, hor görmek, çekifltirmek' anlam›na gelen ve hicvin kavram alan› içinde de¤erlendirilebilecek bir anlama sahip bulunan 'yermek' fiilinden 'yergi'nin türetilmesine yol açm›flt›r. Ancak hiciv konusunda yazan kimi araflt›rmac›lar, 'yergi'nin hiciv kavram›n› tam olarak kar-fl›lamad›¤› kan›s›ndad›r." 1 Hiciv, her ne kadar mizah›n bir alt dal› olarak de¤erlendirilse de aralar›nda kullan›lan üslubun yan› s›ra insanlar üzerinde b›rakt›-¤› etki ve bunu yazan kiflinin niyeti aç›s›ndan da birtak›m farklar›n oldu¤u bilinmektedir. Ço¤unlukla, latife, mutayebe ve mülatafa, flaka, flakalaflma, mizah, hezl, nükteyle kar›fl›k alay, flaka aras›nda k›nama anlamlar›na gelmesine ve birini ötekinden ay›ran özellikler bulunmas›na ra¤men" yine de hepsinde "alaya alma, muhatab›n› küçük düflürme" fleklinde ortak bir payda söz konusudur. Klâsik edebiyat›m›zda, "(…) yergi karfl›l›¤› yaln›zca hiciv, sataflma ve tafllama karfl›l›¤› ta'riz, alay ederek küçük düflürme karfl›l›¤› tehzil, k›nama kar-fl›l›¤› zemm ve sövme karfl›l›¤› olarak da fletm ve kadh›n kullan›lm›fl oldu¤u görüflünün yan› s›ra, günümüzde hiciv karfl›l›¤› kullan›lan yerginin, hiciv kavra-m›n› tam olarak karfl›lamad›¤› görüflü de vard›r." 2
Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2020
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2016
Söylem Filoloji Dergisi, 2020
2. ULUSLARARASI DERGİ KARADENİZ SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU SEMPOZYUM BİLDİRİLER KİTABI 21-23 HAZİRAN 2019 - GİRESUN, 2019
Turkish Studies, 2011
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı:20, 2006
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (SAUIFD)
Al Farabi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 2018
SATIRES FOR CLERKS IN CLASSICAL TURKISH POETRY, 2019
folklor / edebiyat, 2021
Journal of Turkish Research Institute, 2018
Journal of Turkish Research Institute
Tefsir Araştırmaları Dergisi, 2022
Abant İzzet Baysal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2021
Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2019