Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2007
…
67 pages
1 file
Tämä opinnäytetyö käsittelee markkinointiviestinnän suunnittelua, suunnitelman laatimista ja markkinointiviestinnän osa-alueita. Tavoitteena on selvittää, miten yritys laatii markkinointiviestintäsuunnitelman. Tarkoituksena on löytää vastaus siihen, mitä markkinointiviestinnän suunnitteluprosessi pitää sisällään ja miten se etenee. Teoriaosassa käydään läpi markkinointiviestinnän suunnitteluprosessi tavoitteiden määrittelystä suunnitelman toteutukseen. Markkinointiviestinnällä on aina tietty markkinoinnillinen tavoite, jonka saavuttamiseksi tarvitaan markkinointiviestinnän suunnittelua. Teoriaosuudessa keskitytään tarkastelemaan erityisesti markkinointiviestinnän keinoja. Empiriaosassa laaditaan markkinointiviestinnän vuosisuunnitelma Stand Express Oy:lle. Suunnitelma etenee teoriaosassa esitetyn viestinnän suunnitteluprosessin mukaisesti. Kohdeyrityksen markkinointiviestintä on ollut lähes suunnittelematonta ja tavoitteet määrittelemättömiä. Empiriaosassa laaditun viestintäsuunnite...
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2018
Markaya olan güvenin gerek marka sadakati açısından gerekse de marka tercihi açısından olması gerekeken önemli bir bileĢen olduğu öngörülmektedir. Bu manada çalıĢmamızda kırtasiye kalem sektörü uygulamasıyla marka güveni ile marka sadakati, marka güveni ile marka tercihine ve marka tercihi ile marka sadakati arasındaki iliĢkilerin gösterilmesi amaç edinilmiĢtir. ÇalıĢmada marka güveni ölçeği için Delgado-Ballester'ın (2004:579) çalıĢmasından alınmıĢ dört ifade ile ölçülürken, marka sadakati ölçeği için Özdemir ve Koçak (2012)'ın çalıĢmalarında yer alan tutumsal marka sadakati ve davranıĢsal marka sadakati ölçekleri birleĢtirilerek elde edilen 5 ifadeli ölçek, marka tercihi ölçeği için Chang ve Liu' nun geliĢtirdiği 4 ifadeli ölçek, kullanılmıĢtır. ÇalıĢmada ilk olarak ölçekler güvenirlik ve faktör analizine tabi tutularak ölçekler kullanıma hazır hale getirilmiĢtir. Daha sonra, tüm ölçeklerin ortalama değerleri ölçülmüĢ ve elde değerlerinin ortalamanının bir az üzerinde olduğu tespit edilerek firmaların bu marka bileĢenlerini geliĢtirilmesi gerektiği belirlenmiĢtir. BUndan sonra, marka güveni ile marka sadakati arasındaki iliĢki regresyon analizine tabi tutularak ölçülmüĢtür. Yapılan analiz soncunda marka güveni ile marka sadakati arasında anlamlı ve pozitif yönde bir iliĢki olduğu ortaya çıkmıĢtır. Benzer Ģekilde, marka güveni ile marka tercihi arasındaki iliĢki regresyon analizine tabi tutulmuĢ ve analiz soncunda marka güveni ile marka tercihi arasında yüksek seviyede anlamlı ve pozitif yönde bir iliĢki olduğu ortaya çıkmıĢtır. En son olarak ise marka tercihi ile marka sadakati arasındaki iliĢki regresyon analizine tabi tutularak ölçülmüĢ, analiz soncunda marka tercihi ile marka sadakati arasında anlamlı ve pozitif yönde bir iliĢki olduğu ortaya çıkmıĢtır. Sonuç olarak; marka güveni gerek marka sadakatini gerekse de marka tercihini anlamlı ve olumlu yönde etkilediği ilave olarak marka tercihinin de marka sadakatini istatiksel olarak anlamlı ve pozitf yönde etkilediği ortaya çıkarılmıĢtır.
1. Uluslararası Turizm ve Mimarlık Konferansı, 2018
20. yüzyıla damgasını vuran küreselleşme olgusu ile ülkeler arası mesafelerin ortadan kalkmasıyla rekabet ortamı artmış ve bu durum tüketiciler için pek çok alternatif oluşturmuştur. Gelişen iletişim ve ulaşım teknolojileri insanlara seyahat etme ve bilgi edinme noktasında kolaylıklar sağlamaktadır. Giderek önem kazanan marka ve markalaşma kavramları, sadece ürünler ve firmalar özelinde değil, artık şehirler üzerinden de değerlendirilmektedir. Bu gelişmeler neticesinde bir cazibe merkezi olmayı başararak markalaşan şehirler, diğerlerinden farklılaşarak bir adım öne çıkabilmektedir. Küresel rekabet nedeniyle şehrin üst düzey yöneticileri; turizmi artırmak ve yatırımcıları şehre çekmek gibi amaçlarla şehirlere birer marka değeri yüklemeye ve bu değerleri üst düzeyde tutmaya çalışmaktadırlar. İşte bu noktada pek çok unsurun şekillendirdiği marka şehir kavramı; şehrin kendine özgü kültürel, doğal, beşeri özellikleri, tarihi yapıları vb. olguları ile diğer şehirlerden farklılaşarak özgün bir değer ortaya koyması olarak nitelendirilebilir. Şehir markalaşması ile kentsel kalitenin yüksek olduğu anlayışı hedef kitleye aktarılmaya çalışılmaktadır. Bu amaç doğrultusunda; insanların yaşamlarını devam ettirme, yatırım yapma, eğitim alma ve ziyaret etme isteklerini artırmak amacıyla yapılan faaliyetler bu kapsamda değerlendirilebilmektedir. Bu hedeflere ulaşmak amacıyla geçmiş nesillerden günümüze kadar aktarılan kültürel ve tarihi mirası ön plana çıkarmak atılması gereken adımların başında gelmektedir. Türkiye’de tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri bakımından markalaşma potansiyeline sahip pek çok şehir bulunmaktadır. Bu anlamda şehir markalaşması kavramı mercek altına alınarak, marka şehir oluşturmada tarihi mirası ön plana çıkarmanın önemi Konya şehri bağlamında incelenmiştir. Birçok medeniyetin beşiği olan ve Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapmış Konya’da çok sayıda tarihi yapı bulunmakta ve bu yapılar yerli ve yabancı pek çok turist tarafından ziyaret edilmektedir. Bu çalışmada, Konya şehrinin markalaşmasında önemli bir yeri olan Selçuklu Dönemi eserlerinin rolü incelenmektedir. Bu doğrultuda Selçuklu yapılarının çevresindeki turizmi ve markalaşmayı olumsuz etkileyen mimari ve planlama sorunları; tasarım, ulaşım ve erişilebilirlik, peyzaj ögeleri, yapı malzemeleri ve işçilik, bilgilendirme ve yönlendirme unsurları başlıklar altında incelenerek tespit edilmiş, fotoğraflarla belgelenmiş ve belirlenen sorunlara çözüm önerileri getirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Konya, Marka Şehir, Selçuklu Mimarisi, Şehir Markalaşması.
2002
Bu calismada tek doz sucicegi asisinin etkinligi akut lenfoblastik losemili ve lenfomali 20 hastada degerlendirildi. Tum hastalarda antivarisella antikorlari negatif idi. Tum olgular en azindan 6 ay sure ile remisyonda idiler ve asinin yapildigi gunku lenfosit sayilari 700/mm3 ve uzerinde idi. Idame tedavisi alan hastalarda asidan 1 hafta oncesinden, 1 hafta sonrasina kadar kemoterapiye ara verildi. Antivarisella antikor tayinleri asidan 3 ve 24 ay sonra antikor yanitinin belirlenmesi amaciyla elde edildi. Kanser grubunda antivarisella antikor geometrik ortalamasi 3. ayda 42.8 HU ve 24. ayda 29.3 olarak bulundu. Kontrol grubunda ise bu degerler sirasiyla 42.3 ve 31.8 HU idi. Her iki grupta da 3 ve 24. aylardaki seropozitivite oranlari %90 olarak belirlendi. Sucicegi asisina bagli ciddi olmayan yan etkiler hasta grubunda %40, kontrol grubunda ise %10 olarak belirlendi. Sonuc olarak tek doz varisella asisinin akut lenfoblastik losemili ve lenfomali olgularda etkin ve guvenli oldugunu ...
Journal of International Social Research, 2015
Öz Küresel rekabetin hâkim olduğu günümüzde işletmeler gibi kentler de küresel rakipleri ile mücadele etmektedir. Bu süreçte rakiplerinden farklılaşmak ve benzersiz bir imaj oluşturmak önem arz etmektedir. İmaj, hedef kitlenin bir varlığa karşı algısını ifade etmektedir. Pek çok unsur imaj algısını etkilemektedir. Herhangi bir yer (bölge, kent), sakinleri için memnuniyet verici ve yabancılar için çekici bir konuma gelmek hedefindedir. Sakinleri için fırsatlar sunan ve olumlu imaja sahip bir yer, sakinleri için daha yaşanılabilir ve turist ve yatırımcıyı çekmek için de önemli bir yer olmaktadır. Bu doğrultuda çalışmada temel olarak kent imajı unsurlarının önem ve yeterlilik dereceleri arasında anlamlı farklılık olup olmadığının test edilmesi amaçlanmıştır. Temel amaç çerçevesinde araştırmada anket çalışması uygulanmış ve hipotezin doğruluğunu test etmek için anket sonucunda elde edilen verilere SPSS 21.0 paket programı aracılığıyla t-testi uygulanmıştır.
Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
Bu araştırmanın amacı cep telefonu kullanıcılarının kurumsal sosyal sorumluluk algısının, marka imajı ve marka güveni aracılığıyla marka sadakatine etkisinin incelenmesidir. Bu etkinin belirlenmesi amacıyla hazırlanan anket, Trakya Üniversitesi Havsa Meslek Yüksek Okulu öğrencileri üzerinde uygulanmıştır. 217 anketten elde edilen veriler SPSS 23 ve AMOS 23 paket programı kullanılarak AMOS Yapısal Eşitlik Testi ile analiz edilmiş ve bulgular yorumlanmıştır. Sonuç olarak, kurumsal sosyal sorumluluk algısının tüketiciye saygı ve çalışana saygı boyutlarının marka imajı pozitif etkisi varken marka güvenine de marka imajı aracılığıyla pozitif etkisi vardır. Marka imajının marka güveni üzerinde, marka güveninin de marka sadakati üzerinde doğrudan pozitif etkisi vardır ve marka imajının da marka güveni aracılığıyla marka sadakati üzerinde etkisi bulunmaktadır.
2022
NADİR BİR KLİNİK VAKA: PRİMER OTOSKLEROZA EŞLİK EDEN İNKUS UZUN KOLU DEFEKTİ VE HİDROKSİAPATİT KEMİK ÇİMENTOSU İLE CERRAHİ TEDAVİSİ Otoskleroz, kulak burun boğaz kliniklerinde sık olarak izlenen patolojilerdendir. Bu hastalıkta en yaygın görülen patoloji stapes tabanının fiksasyonudur. Kliniğinde sıklıkla ilerleyici iletim tipi işitme kaybı olarak karşımıza çıkmaktadır. Otosklerozun tanı ve tedavisi amacıyla eksploratif timpanotomi yapıldığında, inkudomalleolar fiksasyon, stapes tendon fiksasyonu, stapes suprastrüktür fraktürleri ve inkudostapedial eklem dislokasyonu gibi nadir patolojiler iletim tipi işitme kaybının nedeni olarak bulunabilir. Bu patolojilerden biri olan inkus uzun kolu (LPI) defektlerine otoskleroz cerrahisi sırasında en sık başarısız stapedektomi operasyonları için yapılan revizyon ameliyatlarında rastlanır. Bu olgu sunumunda daha önce cerrahi, enfeksiyon veya travma öyküsü olmayan ve LPI defekti bulunan bir primer otoskleroz olgusunu sunuyoruz. Sunduğumuz olgu li...
5 th International Congress on Medical Ethics and Law: Ethics and Law in Surgery, 2015
Cerrahi, hastanın ölüm korkusunu en yüksek düzeyde yaşadığı bir alandır.
Journal of International Social Research, 2017
Öz Ötanazi, tıbbın gelişmişlik düzeyine bağlı olarak iyileştiremediği, iyi ve kaliteli bir yaşam sağlayamadığı hastaların yaşamlarına son verilmesi kararıdır. Dünya'da ve ülkemizde etik sorunlara yol açan ötanazi, sağlık çalışanlarının sağlığı koruma, sürdürme ve iyileştirme ilkesine ters düşmekte, bu durumda etik ikilem yaşanmasına neden olmaktadır. Bu araştırmada da geleceğin sağlık profesyonelleri olacak hemşirelik ve tıp fakültesi öğrencilerinin ötanaziye ilişkin tutumlarını incelemek amaçlanmıştır. Araştırma tanımlayıcı-kesitsel nitelikte olup, 695 Hemşirelik, 332 Tıp Fakültesi öğrencisi ile yapılmıştır. Veriler anket formu ve "Ötanazi, Ölüm ve Ölümcül Hastaya İlişkin Tutum Ölçeği" kullanılarak elde edilmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyetlerine göre Ölümcül Hastaya İlişkin Tutum alt ölçeği ile Ölçek toplam puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark saptanmıştır (p<0,05).Öğrencilerin kendilerine ve yakınlarına ötanazi isteme durumlarına göre ölçek toplam ve alt ölçek puan ortalamaları arasında anlamlı fark saptanmıştır (p<0,05). Yakınını kaybeden öğrencilerin Ötanaziye İlişkin Tutum, Ölümcül Hastaya İlişkin Tutum alt ölçeği ve Ölçek toplam puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p<0,05). Tıp ve Hemşirelik Fakültesi öğrenci grupları karşılaştırıldığında; yalnızca Ölüme İlişkin Tutum alt ölçeği puan ortalamalarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmıştır (p=0,01, Z=2,43) (p<0,05). Araştırma sonuçları hem tıp hem de hemşirelik fakültesi öğrencilerinin ötanaziye yaklaşımının olumsuz olduğunu özellikle kendilerine ve yakınlarına ötanazi uygulamasını istemediklerini göstermektedir. Ötanazi uygulamasına ilişkin tutumda daha detaylı bilgi alınması ve nitel araştırma tipinde araştırmaların planlanması önerilmektedir.
Kırsal alanlar, şehirlere kıyasla başta eğitim, sağlık ve kültürel faaliyetler olmak üzere birçok sosyo-ekonomik imkâna erişim konusunda önemli dezavantajlara sahiptir. Kırsal alanlarda istihdam olanaklarının yetersiz olması, tarımsal üretimde girdi maliyetlerinin yüksek olması, üretilen ürünlerin pazara ulaştırılması konusunda yaşanılan güçlüklere karşılık; şehir merkezlerinin sunduğu sosyal, kültürel ve ekonomik çekicilikler, Türkiye'de kırsal sahaların üretimden uzaklaşmasına ve kırsal nüfusun şehirlere göç etmesine yol açmaktadır. 1950 yılından günümüze kadar sürekli artış gösteren dünya nüfusunun, yakın bir gelecekte karşı karşıya kalacağı en büyük sorunun sağlıklı ve yeterli gıdaya erişim olacağı çok çeşitli kaynaklar tarafından sıklıkla ortaya konulmaktadır. Öte yandan, günümüzde etkisini giderek daha çok hissettiren iklim değişikliğiyle birlikte gıda sektöründe çeşitli sorunların ortaya çıkması kaçınılmazdır. "İklim değişikliğinin gıda üzerindeki etkileri yalnızca, gıdanın temini, kalitesi ve gıda güvenliğinin istikrarı konularıyla sınırlı kalmayacak olup, yüksek karbondioksit seviyesine bağlı olarak, buğday, pirinç ve soya fasulyesi gibi çeşitli ürünlerin içeriğinde bulunan minerallerin, normale göre %8 oranında düşeceği ön görülmektedir" (FAO, 2017:43-44). Dolayısıyla hayvansal ve bitkisel gıdaların üretim merkezleri durumundaki kırsal alanlarda, tarımsal üretimin devamlılığı ve verimi son derece önem taşır. "Tarım sektöründe üretimi talebe göre yönlendirmek, tarımsal verimliliği arttırmak, sağlıklı ve güvenilir ürünler üretmek ve tarım ürünlerinin pazarlamasında markalaşmak, Türkiye'nin aralarında yer aldığı gıda üreticisi ülkeler için günümüzde bir zorunluluk olmuştur" (Saner vd., 2014: 1496). Yukarıda bahsi geçen birçok dezavantajı bünyesinde barındıran kırsal alanlarda, yerel kalkınmaya katkı sağlayacak markalaşma faaliyetleri önem kazanmaktadır. Küreselleşmeyle birlikte, dünya pazarlarında yaşanan hızlı gelişme ve ürün çeşitliliğindeki ciddi artış, benzer ürünlerin pazarlarda farklılaşmasını ve rekabet etme gücünü sınırlandırmıştır (Alan ve Yeloğlu, 2013: 14). Bu nedenle bir ürün veya hizmetin, piyasadaki benzerlerinden ayırt edilebilmesi ve rekabet üstünlüğü sağlayabilmesi için "marka" kapsamına alınması bir zorunluluk haline gelmiştir. "Son yıllarda katma değerli, farklılaştırılmış yöresel ürünlere yönelik artan tüketici ilgisi, gelecek nesil tarımsal üretim faaliyetleri ve kırsal kalkınma dinamikleri için yeni fırsatlar yaratan yapı taşlarından birini oluşturmaktadır" (Clark vd., 2021: 186). Çalışma sahasını oluşturan Çukurca, Hakkari iline bağlı bir ilçedir. Çukurca; Hakkari'nin güneybatısında Türkiye-Irak sınırında yer alır. Çukurca'nın güneyinde Irak, doğusunda Yüksekova, kuzeydoğusunda Hakkari merkez ve kuzeybatısında Şırnak yer alır. Yüksek dağlar tarafından kuşatılan ilçe, etrafına göre çukurda kaldığı için "Çukurca" ismini almıştır. İlçenin yine aynı anlama gelen eski ismi, çeşitli kaynaklarda "Çel" veya "Çal" olarak geçmektedir. Bu çalışmada, Hakkari Çukurca Kaymakamlığı tarafından, 2018 yılında kurulan "Zap" markasının ilçenin kırsal kalkınmasına, ilçedeki tarımsal üretimin miktarına ve üretim kalemlerine olan etkisi ele alınmıştır. Marka kapsamına alanın ürünler arasında tahin, bal, ceviz içi, pirinç, maş fasulyesi, börülce, susam, kuru üzüm, kuru incir ve kuru dut yer almaktadır. Markalaştırılan bu ürünlerin, marka kurulmadan önce ve sonraki yılların üretim miktarları incelenerek, markalaşma faaliyetinin Çukurca'da tarımsal üretime olan etkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bunun yanı sıra, markanın kurulmasında temel yapı taşlarından biri olarak, Çukurca Kaymakamlığı ve ilçedeki çiftçiler arasında yapılan "sözleşmeli tarım usulü" üzerinde durularak, sözleşmenin içeriği, kapsamı, sözleşmeden faydalanan çiftçi sayısı ve bu uygulamanın ilçedeki tarımsal üretimin sürdürülebilirliğine olan etkisi üzerinde durulmuştur. Ayrıca markanın üretimde devamlılığı ve kaliteyi sağlamak amacıyla yapılan diğer çalışmalar arasında, 1990'lı yıllarda güvenlik sorunları nedeniyle boşaltılan bir köy ve bir mahallenin
2020
Otomotiv endustrisinde yoldan, motordan ve cevreden gelen sesler kabin ici icin istenmeyen sesler olup surucu ve yolculari etkilemektedir. Araclarda vites kumanda mekanizmasi ile sanziman arasindaki iletisim vites kablolari ile saglanmaktadir ve bu kablolar kabinden motor bolumu tarafina acilmis olan bir acikliktan gecerek gider. Bu acikligin yalitimi icin grommetler kullanilmaktadir. Bu calismada, yalitim icin kullanilan grommet parcalar uzerinde bir fenomen incelenmistir. Havanin dusuk ses iletim hizinin kullanilmasi icin numunelere sesin gecis yonune yatay hava odaciklari konumlandirilmis ve empedans tupu ile hem ses yutma katsayisi hem de iletim kaybi olculmustur. Testlerde EPDM numuneler kullanilmis olup, odaciklar numunelerde 2 farkli cap da (4 ve 6 mm) ve 2 veya 3 odacik olacak sekilde olusturulmustur. Odacik tipleri boydan boya ve kor delik olacak sekilde iki tipte hazirlanmistir. Sonuclar incelendiginde 3 adet kor delik bulunan numune en iyi sonuclari vererek, numuneler ice...
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Social Sciences Studies Journal
Sakarya Medical Journal
Avrasya Turizm Araştırmaları Dergisi, 2021
OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2019
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences, 2010
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences, 2011
2019
JOURNAL OF EDUCATION AND FUTURE, 2017
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences, 2010
Istanbul University - DergiPark, 2014
Social Sciences Studies Journal, 2019
Istanbul University - DergiPark, 2017
DergiPark (Istanbul University), 2022
Bakirkoy Tip Dergisi / Medical Journal of Bakirkoy, 2015
Journal of Health Services and Education
Acta Medica Alanya
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi, 2020
Çeviride Sahneler ve Çerçeveler Teorisi, 2022
EĞİTİM VE BİLİM, 2012
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2011