Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020
The concepts related to the concepts of education and training can be shown as teacher, student and undergraduate programs. Teacher training has been a phenomenon that was scrutinized and criticized in the history of the Republic and before. In particular, training Turkish teachers has a special importance. An undergraduate program with a solid mission / vision is needed to train qualified Turkish teachers. Until today, many undergraduate programs related to Turkish teaching have been carried out. The first of these undergraduate programs can be considered as the 1998 program. Afterwards, the process was tried to be developed with the 2006 program designed with the philosophy of constructivism. With its pros and cons, with the 2018 Turkish Language Teaching program, it was aimed and targeted to train qualified teachers. In this study, 1998, 2006 and 2018 Turkish Language Teaching programs were examined and the application problems in these programs were examined both qualitatively and quantitatively, and solutions were offered to the problems. Descriptive research steps were applied and data were determined through document analysis. As a result of the study, considering the teacher training practices in the world, a new undergraduate program proposal with elective courses www.inciss.com Volume V/ Issue II Hakan YALAP-Sercan DEMİRGÜNEŞ-Ahmet AKAY 231 was made in accordance with the field education, vocational knowledge and general culture.
Duygu ve düşüncelerini sözlü ve yazılı olarak anlatabilen bir toplumun üyeleri miyiz? İlk, orta hatta yüksek öğrenimden geçmiş insanlarımızın büyük bir kısmı Türkçeyi doğru, güzel ve etkili olarak kullanabiliyorlar mı? Türkçeyi doğru ve etkili kullanmak sadece Türkçe öğretmenlerine mi özgüdür? Yazmak ve konuşmak yeteneği doğuştan mı gelir? Öğrencilerimize duygu, düşünce ve hayallerini ifade etme imkânı, yani katılımcı bir ders ortamı oluşturabiliyor muyuz? Öğrencilerimiz soru soruyor mu? Öğrenci, bilgi verilen değil; bilgiyi alan ve inşa eden konumdadır.
TÜRKÇE ÖĞRETİM PROGRAMINDA BAĞLILIK, 2019
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi (Yüzüncü Yıl University Journal of Faculty of Education), 2009
CURRICULUM EVALUATION IN EDUCATION AND EXAMINATION OF THE CURRICULUM EVALUATION STUDIES IN TURKEY Abstract: Curriculum development is a process that includes designing, developing, testing, implementing, evaluating and revising a curriculum. Curriculum evaluation studies play a crucial role in determining the effectiveness and success of the curricula implemented in schools. In this study, the concept of curriculum evaluation, the functions of curriculum evaluation in curriculum development and learning-teaching process and the main program evaluation approaches and models adopted in the literature are examined in a comparative manner. This study also investigates the curriculum evaluation studies carried out in Turkey from the proclamation of the republic to today, predominantly the evaluation process of 2004 elementary curricula and the studies related to these curricula, and accordingly some suggestions to be considered in curriculum evaluation are presented to determine the effectiveness and success of curricula implemented in Turkey. Key words: Curriculum, curriculum development, curriculum evaluation, curriculum evaluation approach and models, curriculum evaluation studies in Turkey.
In the last decade, a significant rise has been seen in Turkish language teaching as a foreign language and new disciplines such as " Turkish teaching to Turkic speakers " and " Turkish teaching to bilingual Turkish children " has emerged. Moreover, Turkish is being taught as a foreign language in Turkish language centers at universities and special courses in almost all the cities in Turkey, and also more than 40 Turkish Cultural Centers established by Yunus Emre Institute and Turkology departments abroad. Qualified teachers is import in Turkish teaching like all the other branches of teaching. However, today the strong need for Turkish teachers are satisfied by the teachers with different backgrounds. Even it is observed that teachers with different backgrounds ranging from foreign language graduates to philology graduates are teaching Turkish. It is a known fact that Turkish and Turkish Literature Education departments are not specially designed for Turkish teaching to foreigner or Turks living abroad. Despite the fact that the teacher needs were attempted to be satisfied by certificate programs in universities for the last few years, the quality of these certificate programs are seriously questioned. Therefore, considering the current needs, educating Turkish teachers as a foreign language is becoming a must rather than a need. In this sense, the aim of this work is to present a proposal for an undergraduate program for " Turkish Teaching as a Foreign Language Major Field " to raise qualified Turkish teachers as a foreign language. Moreover some proposals are presented to solve the current problems in the field. Keywords: Raising teachers, Turkish as a Foreign Language, Undergraduate Program. ÖZET Son on yılda Türkçenin yabancılara öğretimi alanında dikkate değer mesafelerin kat edildiği ve bu disiplinin " Türk soylulara Türkçe öğretimi " , " Ġki dilli Türk çocuklara Türkçe öğretimi " gibi alt disiplinlere ayrılmaya baĢladığı görülmektedir. Ayrıca Türkiye'de hemen hemen her Ģehirdeki üniversiteler bünyesinde kurulan Türkçe öğretim merkezleri ve özel dil kurslarında, Türkiye dıĢında ise Yunus Emre Enstitüsü tarafın açılan 40'dan fazla Türk Kültür Merkezinde ve Türkoloji bölümlerinde de Türkçe yabancı dil olarak öğretilmektedir. Eğitimin her alanında olduğu gibi yabancı dil olarak Türkçe öğretimi alanında da nitelikli öğretmen unsuru önemlidir. Ancak günümüzde ciddi bir Ģekilde hissedilen yabancı dil olarak Türkçe öğretmeni ihtiyacı oldukça farklı altyapılara sahip öğretmenler tarafından karĢılanmaktadır. Öyle ki yabancı dil bölümleri mezunlarından dil bilim bölümü mezunlarına kadar pek çok farklı branĢta öğretmenin yabancı dil olarak Türkçe öğrettiğine Ģahit olunmaktadır. Türkçe ve Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği gibi mevcut lisans programlarının da yabancılara veya yurt dıĢında yaĢayan Türklere Türkçe öğretebilmek amacıyla kurulmadığı veya süreç içerisinde bu ihtiyaca cevap verecek Ģekilde yapılandırılmadığı bilinmektedir. Söz konusu öğretmen ihtiyacının özellikle son birkaç yılda üniversitelerce açılan kısa süreli yabancı dil olarak Türkçe öğretimi sertifika programlarıyla kapatılmaya çalıĢıldığı görülse de, bu sertifika programlarının niteliği ciddi Ģekilde tartıĢmaya açıktır. Bu nedenle mevcut ihtiyaçlar göz önünde bulundurulduğunda yabancı dil olarak Türkçe öğretmeni yetiĢtirmek bir ihtiyaçtan ziyade zorunluluk haline gelmektedir. Bu doğrultuda bu çalıĢmanın amacı, nitelikli yabancı dil olarak Türkçe öğretmeni yetiĢtirmek üzere ileride
çalışmayı planlayan katılımcılar üzerinde olumlu etki bıraktığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca ulaşılan sonuçlar doğrultusunda, alana katkı sunacağı düşünülen bazı öneriler ifade edilmiştir.
Duvar Yayınları, 2024
nde tamamlanmış olan bir yüksek lisans tezinin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır (This research is a part of a Master's ABSTRACT Language is the most important instrument for people to communicate with each other. The most important task of the school, through training programs is to enable students to achieve the outcomes within various aspects of the language. Depending on the basic philosophy that has the nature of a curriculum it is very closely related to what can be applied in real life. This research was based on the descriptive survey model containing quantitative and qualitative data, collected through a researcher made questionnaire and interview form from Turkish teachers in 30 schools in the city Aydın. The number of the participants responded to the questionnaire was 98. In depth information regarding the functionality of the Turkish curriculum in schools and in service training needs of teachers were also collected from the teachers.
Uluslararası Türkçe Öğretimi Araştırmaları Dergisi, 2022
Araştırmanın amacı güncel Türkçe Dersi Öğretim Programı’nı (2019) kendi iç devinimsel yapısı bağlamında inceleyip yorumlamak ve program geliştirme basamaklarına göre değerlendirmektir. İlgili araştırmada temel nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırma kapsamında güncel Türkçe Dersi Öğretim Programı, program geliştirme kuramları ve modelleri, bu model ve kuramların yaslandığı hem uygulayımsal hem de düşünsel temellere yönelik tarama yapılmış, bu tarama yapılırken kaynak tarama tekniğinden faydalanılmıştır. Kaynak tarama yapılırken öncelikle program geliştirme ve Türkçe Dersi Öğretimi Programı’na içkin biçimde yüzeysel bir kaynakça çıkarılmış ardından araştırmada yararlanılabilecek çalışmalar derinlemesine incelenmiş ve özgün bir yorum getirilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede kaynak taraması aracılığıyla toplanan veriler belge incelemesi yöntemi ile çözümlenmiş, güncel Türkçe Dersi Öğretim Programı’nın program geliştirme basamakları ve program geliştirme kuramları ile ilişkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmada, sarmallık, yapılandırmacılık ve tematikliğin, var olan Türkçe Dersi Öğretim Programı kapsamında tarihî ve düşünsel ilerleyişi ele alınmış, programın yaslandığı program geliştirme yaklaşımları açımlanmıştır. Var olan program, program geliştirme yaklaşımlarından “Akılcı Planlama Modeli”, “Süreç Yaklaşımı Modeli”, “Yenilikçi/Durumsal Model” ve “Sistem Yaklaşımı”nın kaynaştırılmasıyla oluşturulmuş olsa da program bireyi merkeze alması ve yapılandırmacılığa yakın konumlanmasıyla daha çok “Süreç Yaklaşım Modeli”ne yakın gözükmektedir. Ancak programa tümüyle yapılandırmacı, öğrenci merkezli de denilemez. Programda bu anlayışlara aykırı maddeler de bulunmuş ve ilgili çalışmada bu durum açıklanmıştır.
Turkish Studies, 2013
ÖZET Bu çalışmada, küresel gelişim süreci içerisinde önemli bir yer alan eğitim politikalarına bağlı olarak Türkiye ve Avusturya’da uygulanmakta olan müzik öğretmeni yetiştirme programlarının benzerlik ve farklılıklarının incelenmesi amaçlanmaktadır. Çalışmanın, bu konuda yapılacak yeni çalışmalara ışık tutması ve yeni program hazırlama çalışmalarına bir alternatif model sunması açısından önemli ve yararlı olacağı düşünülmektedir. Çalışma, konusu gereği karşılaştırmalı bir eğitim araştırması olup, nitel bir çalışmadır. Doküman analizi ile elde edilen bulguların analizi sırasında ise sayısal verilerden yararlanılmıştır. Veri toplama aracı olarak iki ülkeden random olarak belirlenen Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ve Graz Üniversitesinin yürürlükte olan Müzik Eğitimi Lisans programlarından yararlanılmıştır. Çalışma, Avusturya’da merkezi olmayan bir sistem uygulandığı için Türkiye ve Avusturya’dan birer üniversite ile sınırlı tutulmuştur. Karşılaştırma yapılırken daha önce yapılmış olan çalışmalar göz önünde bulundurularak veriler seçilmiş, sınıflandırılmış, konu ile ilgili tez, makale, dergi ve kitaplar irdelenmiş, programların benzer ve farklı yönleri ortaya konulmuştur. Araştırmada elde edilen verilerin sınıflandırılmasında ve karşılaştırılmasında, daha önce yapılmış olan çalışmalardan da yararlanılarak, karşılaştırma parametreleri belirlenmiş ve üç ana başlık altında müzik öğretmenliği lisans programı derslerinin incelemesi yapılmıştır. Bu ana başlıklar; müzik (genel ) alanı dersleri, pedagoji alanı dersleri ve bu derslerin dışında kalan diğer dersler olarak belirlenmiştir. Bu tür araştırmaların müzik eğitimi öğretmeni yetiştirme programlarının gelişimine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Avusturya, karşılaştırmalı eğitim, müzik öğretmeni yetiştirme programı, müzik eğitimi, Türkiye. A COMPARATIVE STUDY OF THE MUSIC TEACHER TRAINING PROGRAMS OF TURKEY AND AUSTRIA ABSTRACT This study aims at presenting the comparative study of the music teacher training programs of Turkey and Austria in deference to the education policies that reserve an important place in the process of global progression. Different data gathering tools will be utilized, including: music education programs in effect: both Mehmet Akif Ersoy University in Turkey and Graz University in Austria. The study had been limited with one university of two countries, because the system is not central in Austria. The studies made before, had been regarded while making comparison. Coupled with the study of relevant dissertations, papers, journals and books. As parameters of comparison the program includes constructional adjustments and major area courses of music. This program will consider various teaching practices in detail. In view of the findings obtained from the existing research, similarities and differences are identified. These similarities and differences exist between Turkey and Austria for the study of Music at the undergraduate level. The current study will take the existing changes and developments into consideration. It proposes to bring into prominence researches with regard to the feasibility of national and international education policies. It is anticipated that such researches shall contribute to the improvement of music teacher training programs. Key Words: Austria, comparative education, music teacher training, music education,Turkey.
2023
2019 yılında ise YÖK Üniversitelerarası Kurul Başkanlığından Eğitim Programları ve Öğretim bilim dalında doçent unvanını aldı. Eğitimde program değerlendirme, eğitimde ölçme ve değerlendirme, genellenebilirlik teorisi, ölçek geliştirme, öğretmen eğitimi ve eleştirel pedagoji alanlarında akademik araştırmalar yapmaktadır. Bu alanlarda başta ULAKBİM, SSCI ve ESCI indekslerinde taranan bir çok makalesi vardır. Özder evli olup 2 çocuk babasıdır.
ANI YAYINCILIK, 2015
Bu çalışmada, Türkiye'de uygulanmakta olan öğretmen yetiştirme programlarının incelenmesi ve değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Çalışma günümüzdeki programların toplumsal beklentileri ve ihtiyaçları karşılamada ne kadar başarılı olduklarına ilişkin araştırmalar içermektedir. Bu çalışma, konuya öncelikle kronolojik çerçevede bakış açısı getirmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kurulan eğitim kurumları öğretmen yetiştirme programlarının gereksinimlerini karşılamadaki etkinlikleri yönüyle sorgulanmaktadır. Öğretmen yetiştirme programları, temelde 'cumhuriyet öncesi dönem, erken cumhuriyet dönemi ve güncel dönem' olarak üç başlık altında incelendikten sonra günümüzdeki durum 'öğretmen yetiştirme programlarının bugünü' başlığı altında irdelenmektedir. Eğitim politikalarının, toplumun sosyal gereksinimlerinin yanı sıra siyasi tercihlerine göre de değişiklik gösterme eğiliminde olduğu açıktır. Eğitim tarihimizde derin bir etkisi olan 'Köy Enstitüleri' bu varsayımın önemli bir yansımasıdır. Çalışma, tarihsel değerlendirmenin bir adım ötesine geçerek 1994-1998 yılları arasında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Dünya Bankası işbirliğiyle gerçekleştirilen yenilik çalışmalarına da uzanmaktadır. Yükseköğretim sistemine ve öğretmen yetiştirme programlarına pek çok yenilikleri ve yenileşmeleri getirmesine rağmen, bu yenileşme projesi bazı açılardan eleştirilmektedir. Örneğin, eğitim bilimleri lisans programlarının kapatılması bu eleştiriler arasındadır. Ülkemizde uygulanan öğretmen yetiştirme programlarının diğer ülkelerin uyguladığı programlarla karşılaştırıldığı bazı araştırmalara da değinilmektedir. Çalışmanın son bölümü, tanımlanan sorunlara genel çerçevede bazı çözüm önerileri sunmaktadır. Çalışma ülkemizde yenilikçi ve çağdaş bir öğretmen yetiştirme programı oluşturulması için dikkate alınabilecek bazı çıkarımlar sunmaktadır.
Ekonomi ve Finans Konularına Teorik Yaklaşımlar , 2022
Bütçeler, devlet anlayışında meydana gelen değişimler ile paralel bir şekilde geçmişten günümüze farklılaşmıştır. Devlete yüklenen yeni görev ve sorumluluklar bütçe sistemlerinin değişmesini sağlamış, klasik bütçe sistemi uygulamaları zamanla yerini modern bütçe sistemlerine bırakmıştır. Performans bütçe sistemi ile başlayan bu süreç son yıllarda çok sayıda Batılı ülkenin kamu harcamalarının sonuçlarına odaklanmak amacıyla yaptıkları reformlarla Performans Bazlı Program Bütçe Sistemi uygulamasına geçilmesi ile sonuçlanmışken, ülkemizde Program Bazlı Performans Bütçe Sistemine geçilmiştir. Bu farklılığın nedeni, 2000’li yıllarda çok sayıda Batılı ülke program bazlı harcama sınıflandırmasına geçerken, ülkemizde performans esaslı bütçe sistemi (PEB) ve analitik bütçe sınıflandırılmasına geçilmesidir Program Bazlı Sınıflandırmayı Performans Bütçe Sistemine iyi entegre eden İngiltere, Hollanda, Fransa ve Avustralya gibi ülkeler oldukça başarılı sonuçlar almışlardır. Ülkemizde ise 1973 yılından 2004 yılına kadar uygulanan program bütçe sisteminden, stratejik plânlamaya dayalı performans esaslı bütçe sistemine geçilmiş ve söz konusu sistem 2020 tarihine kadar uygulanmıştır. Nihayet stratejik plânlamaya dayalı performans esaslı bütçe sisteminden elde edilen deneyim ışığında çıktı odaklı, şeffaf ve performans göstergelerinin dahil edildiği program bazlı performans esaslı bütçe sistemine geçilmesi üzerinde durulmuş ve 2021 mali yılı için merkezi yönetim kapsamındaki kamu kurumları bütçelerini program bazlı olarak hazırlamışlardır. Çalışmamızın ilk bölümünde söz konusu hibrid (karma) bütçe sisteminin teorik temellerinin açıklanabilmesi için performans ve program bütçe sistemleri incelenmiş, ülkemizdeki uygulamalarına yer verilmiştir. İkinci bölümde performans bazlı program bütçe sisteminin bazı ülke uygulamaları değerlendirilmiştir. Son bölümde ise Türkiye’de 2021 mali yılı ile uygulanmaya başlanan program bazlı performans bütçe sistemi uygulaması ele alınmıştır.
Öz Bu araştırmanın amacı, Türkiye'deki ilköğretim öğretmenlerinin pedagojik paradigmaları ile eğitim programları bağlamındaki epistemolojik inançlarını belirlemek ve bunları çeşitli değişkenler açısından değerlendirmektir. Tarama modelinde yürütülen araştırmada veriler, 1625 öğretmene uygulanan likert türü ölçekle elde edilmiştir. Veriler, betimsel istatistiksel tekniklerle çözümlenmiştir. Verilerin analizinden şu sonuçlara ulaşılmıştır: Öğretmenler, pedagojik paradigmanın epistemolojik boyutu itibarıyla genel olarak determinist felsefenin etkisindedirler. Öğretmenler, eğitim programının hedefler ve içerik öğeleri itibarıyla da Newton ve Pozitivist paradigmaya yakın durmaktadırlar. Bu yakınlık, erkek öğretmenler ile kıdemli öğretmenlerde daha fazladır. Ancak öğretmenler, programın etkinlikler ve değerlendirme öğeleri itibarıyla epistemolojik bir kafa karışıklı içinde olup, nispeten holistik bir tavır içerisindedirler. Öğretmenlerin genel itibarıyla Pozitivist paradigmaya yakın durmaları, Türkiye'de 2004 yılı sonrasında uygulamaya konulan ve kuantum teorisi ile Postmodern paradigmaya dayalı ilköğretim programlarının, doğasına uygun olarak uygulanmasına gölge düşürmektedir. Ancak, öğretmenlerin programın etkinlikler ve değerlendirme boyutları itibarıyla epistemolojik olarak holistik duruşlarının Türk Eğitim Sistemi'nin katı Pozitivist paradigmanın hegemonyasından sıyrılması için bir fırsat sunabilir. Öğretmenlerin epistemolojik kafa karışıklığı içinde bulunmalarının ise, onların eğitimde çağdaş paradigmaları ve yeni trendleri anlamasını güçleştireceği öngörülebilir. Abstract The aim of this study is to determine the epistemological beliefs of primary school teachers in Turkey within the context of their pedagogical paradigms and curricula and to evaluate these beliefs in terms of different variables. The data in the study, which was based on survey model, were collected via a likert-item scale applied on 1625 teachers. The data were analysed by using descriptive statistical techniques. The following results were obtained at the end of the analysis: The teachers involved in the study are generally under the effect of determinist philosophy with respect to the epistemological dimension of the pedagogical paradigm. In addition, the teachers favour Newton and Positivist paradigm regarding the objectives and contents of the curricula. Especially male teachers and senior teachers keep close to these paradigms. However, the teachers are uncertain epistemologically concerning the activities and evaluation dimensions of the curriculum and they favour a holistic attitude. Teachers' favouring the Positivist paradigm in general hinders implementing properly the primary school curricula introduced after the year 2004 and based on quantum theory and postmodern paradigm. However, teachers' favouring a holistic approach epistemologically with respect to the activities and evaluation dimensions of the curricula can offer an opportunity to get rid of the strict hegemony of Positivist paradigm of the Turkish Educational System. It can be foreseen that teachers' being uncertain epistemologically will hamper their understanding the contemporary paradigms and trends in education.
Turkish courses to the community, individual member into a part of the community. Turkish lessons with the aim of this is the carrier of culture. Embodiment of the culture's folk literatüre productsrich in products in the Çukurova region draws attention with. 2017 Turkish Curriculum themes of folk songs of the Çukurova region in terms of Turkish folk literatüre to be used in Training scientific suggestions and further work to be done in the field create awareness in terms of this the purpose of there search. The study method descriptive analysis method. Yıldırım & Şimşek (2008) descriptive analysis method to organize and interpret the findings. Scope of the study of folk songs the Çukurova region folk literatüre samples were evaluated in terms of Turkish Lessons Curriculum themes in 2017. Cukurova region folk literature, folk songs are a product of 2017 Turkish Lesson Curriculum themes in terms of suggestions regarding the suitability for training in Turkish.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.