Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
137 pages
1 file
2017
Şuphesiz Islam toplumlarini anlamak icin Naksilik en onemli yollardan biridir.Cunku toplumlar kendini insa ederken bunyesinde barindirdigi geleneklerden de istifade etmektedirler. Ayrica Naksilik, dini bir sosyal gruptur ve sirf bu yonuyle bile sosyolojinin ilgi alanina girebilir. Buradan hareketle calisma, Naksiligin toplumsal tasavvuru ve toplumsal butunlesmeye olan katkilarindan yola cikarak, istismar edilmeyen objektif bir Naksilik sosyolojisi yapabilmenin imkânini incelemeyi amaclamaktadir
Sufi-Siyaset İlişkisi, 2020
Bu metinde 2000'li yıllardan itibaren Türkiye'de iktidarda bulunan muhafazakar AK Parti ile Nakşi, tarikatların kimi zaman uyum kimi zaman gerilim kimi zaman da mesafeli birliktelikle süren ilişkisi Altınoluk, Menzil, İskenderpaşa ve Yahyalı Cemaat-Tarikatları özelinde incelenmektedir.
Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2014
içinde mutasavvıflarla sıkı bir etkileşim halinde bulundukları görülmektedir. Bu etkileşim ilk zamanlar Ahmed Yesevî sonraları ise ağırlıklı olarak Nakşibendî şeyhi Hoca Ubeydullah Ahrar (ö. 895/1490) ve müridleri mihverinde gerçekleşmiştir. Bu güçlü iletişim Nakşibendîliğin, Şeybânîlerin XVI. asır boyunca siyasî, dinî, ilmî, hukukî hatta iktisadî hayatında derin bir etki bırakmıştır. Hatta bu şeyhlerin hanlığın yönetimine müdahale edecek kadar güçlü bir konuma geldiği anlaşılmaktadır. Mevzubahs ettiğimiz bu yakınlığın kuşkusuz birtakım dini ve siyasi sâikleri mevcuttur: Bu noktada evvela vurgulanması gereken husus, Sünnî Müslümanlığı temsil eden Özbekler'in Orta Asya halklarının manevi hayatlarında etkin bir güç olan Bahauddîn Nakşibend ve Ahmed Yesevî'ye büyük bir saygı beslemeleridir. Dikkate layık ve üzerinde durulmaya değer diğer bir husus da, Sünnilik ve Şiîlik rekabetinin Fatımiler'den sonra ikinci defa Özbek-Safevî mücadeleleriyle siyasi boyut kazanmış ve tüm hızıyla yüzyılı aşkın bir süre devam etmiş olmasıdır. Nitekim Sünnî eğilimli bu tarikata mensup Şeybânîler, Şiî mezhebinden olan ve Şiîliği resmi devlet dini olarak tanıyan Safevîler'e karşı bu mezhebi bir sığınak olarak görmüşlerdir. Bu sebeple de bu tarikatın sağlamlaşarak örgütlenmesiyle oluşan sosyal yapısı kendileri için Orta Asya'dan İslam dünyasına uzanan koridor oluşturması açısından mühim bir güç oluşturmuştur.
2020
Şeyh Şâmil'in Nakşibendîliği Meselesi Öz: XIX. yüzyılın başlarında Kuzey Kafkasya'da Ruslara karşı verilen özgürlük mücadelesi bölge Müslümanları tarafından "gazavât", Ruslar ve batılılar tarafından "Müridizm" olarak adlandırılmıştır. Ruslarla Müslümanlar arasındaki bu mücadele aynı zamanda Nakşibendîliğin Kafkaslarda yayılma dönemine rastlamıştır. Bu hareketin en önemli liderlerinden biri hiç şüphesiz Şeyh Şâmil'dir. Pek çok kaynak ve araştırmada Müridizm Hareketi'nin üçüncü imamı sayılan Şâmil'in hayatı ve Ruslara karşı mücadelesi farklı açılardan incelenmiştir. Özellikle Şâmil'in askerî alandaki kabiliyetleri ve başarıları ön planda anlatıla gelmiştir. Bununla birlikte, pek çok araştırma Şeyh Şâmil'in bir Nakşibendî şeyhi olduğu bilgisi vermiş olsa bile onun tasavvufî yönü, sûfîlerle ilişkisi ve manevî sülûküne dair bir açıklama yapmamıştır. Bu makalede İmam Şâmil'in Nakşibendî Tarikatı'na intisap edip etmediğini inceleyeceğiz. Müridizm hareketi esnasında Kafkaslarda irşad vazifesinde bulunan Nakşibendî şeyhleri hakkında da kısaca malumat verip Şâmil'in bunlarla olan ilişkilerini tarihî kronolojiye dikkat ederek ele alacağız. Bunun yanı sıra Nakşibendîliğin Müridizm hareketine kazandırdığı tasavvufî karaktere de kısmen vurgu yaparak bu karakterin tarikatın kurucu ilkeleriyle ilişkisini sorgulayacağız. Bölgede faaliyet gösteren farklı tarikatlara rağmen Şâmil'in niçin Nakşibendîliği tercih ettiği ve onun bölge tasavvufu üzerindeki etkileri de çalışmamızın kapsamı dahilindedir. Kendisine en çok isnat edilen şeyh lakabının tasavvufî anlamda kullanılıp kullanılmadığı meselesini de o dönemde bölgede tertip edilen silsilenâme ve Şâmil'in kullandığı lakapları dikkate alarak yorumlayacağız.
2020
XIX. yuzyilin baslarinda Kafkaslara Naksibendiligin gelmesinden sonra tasavvuf kulturune asina olan Kafkas halklari bu yeni tarikati kolayca benimsemistir. Azerbaycan ve Dagistan’da hizla yayilan Naksibendiligin Hâlidiyye Kolu’nun Kafkaslardaki ilk mursidi Mevlânâ Hâlid el-Bagdâdi’nin halifelerinden Ismâil Sirâceddin Şirvâni Kurdemiri’dir. Onun Azerbaycan (Şirvan) ve Dagistan’daki irsad faaliyetleri sonucunda bolgede pek cok sufi ve mursid yetismistir. Ismâil Kurdemiri’nin Anadolu’ya goc etmesinden sonra onun muridleri Naksibendiligi Kafkaslarda devam ettirmislerdir. Sonraki donemlerde Kurdemiri’nin talebelerinin faaliyetleri sonucunda bolgede bazi Naksibendi kollari zuhur etmistir. Bu kollarin bazilari Ruslara karsi yapilan mucadelelere aktif bir sekilde istirak ederek Muridizm hareketine tasavvufi bir karakter kazandirmistir. Bu calismamizda Ismâil Kurdemiri’nin hayatini ele alarak Azerbaycan ve Dagistan’da ortaya cikan Naksibendi kollarini ve temsilcilerini tanitmaya calisacagiz.
Nakşibendîlik Selefilileşiyor mu, 2014
Türkler Müslüman olduktan sonra, Horasan'dan Irak'a ve Irak'tan Anadolu'ya kadar tasavvuf, bu topraklarda İslam düşüncesinin vazgeçilmez bir unsuru olmuştur. Bu gün sanıldığının tersine tasavvuf yalnızca halk dindarlığının değil ulemanın ve devlet adamlarının da içli dışlı oldukları temel bir değerdi. Bu nedenle Horasan'dan Anadolu topraklarına kadar İslami hayat biçimini ve İslam düşüncesini tasavvuftan bağımsız ele almak imkansız gibidir.
TARİHTEN GÜNÜMÜZE SÛFÎ-SİYASET İLİŞKİLERİ, 2020
Bu çalışmada sosyolojinin dinamik doğası ile izah edilemeyecek ölçüde canlı, her gün yeniden kurulan Türkiye’de din-siyaset ilişkisi, Ak Parti ve Nakşî tarikatlar özelinde ele alınacaktır
In environments where constitutional institutions are either absent or not fully internalized, armed forces play a dominant role in power struggles. In the Ottoman Empire, with the centralization of power and the elimination of traditional institutions, the methods of military intervention in politics changed. Unlike the classical period of the Ottomans, overt rebellion was replaced by underground organizations. The Kuleli Incident represents the first example of this, and movements for constitutionalism against Sultan Abdülhamit followed the same path. The Committee of Union and Progress (CUP), using its fedayeen to reinstate the Kanun-i Esasi (Constitution) in 1908, continued to utilize them to be the dominant power of the new order. During World War I, the fedayeen, no longer needed politically, were disbanded after the suppression of the last coup attempt initiated by Yakup Cemil Bey. However, the motivation behind the actions of the fedayeen, the mission to be “the owners of the country and the guardians of the new order” and the revolutionary practices they represented continued to live on in the hearts of Turkish officers in the Republican era. The rebellious character of young officers re-emerged after the 1950 elections, with the transition to a multi-party political system, threatening not only civilian governments but also the top military command from time to time. Yakup Cemil Bey, the symbol of rebellious and uncontrolled actions, would not only be associated with the perpetrators of irregular armed operations but also with journalists who intervened in the political atmosphere with their strong writings. In short, some will be labeled as “Yakup Cemil” either with their guns or their pens, and will be perceived as threats by politicians.
1914 Ağustos'unda Cihan Harbi'nin başlaması ve Osmanlı ordusunun seferber edilişiyle birlikte Osmanlı topraklarında iaşe sorunu ortaya çıkmıştı. Taşıt araçlarının büyük çoğunluğu orduya devredilmiş, limanlardaki yiyecek maddelerine el konarak ordunun her türlü ihtiyacına öncelik verilmişti. Osmanlı Devleti bir tarım ülkesi olmasına karşın, o yıllarda temel besin maddesi ekmek için, özellikle kıyı kentlerinde, gerekli unun önemli bir kısmı Romanya, Rusya ve Marsilya'dan getirtiliyordu.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Kâşgarlı Mahmud Anısına Türkiye ve Türk Dünyası Araştırmaları VII, 2020
Turkish Journal of History, 2022
Artuklu Akademi SBD, 2024
ESKI ANADOLU COĞRAFYASI’NIN ÖNEMLI KENTLERINDEN PUDUHEPA’NIN MEMLEKETI LUHUSATIA/LAWAZANTIYA/LUHUZZANTIYA
Turkinkilabi.com, 2018
Türk Dünyası Araştırmaları
Journal of Turkish Studies
Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, 2013
Journal of Turkish Research Institute, 2021
e-Makâlât, 2020
MEZHEPTEN SİYASİLEŞMEYE NUSAYRİLİK (Nusayrilik Mezhebi'nin Ortaya Çıkışından, 1971'e Kadar Siyasî Kimliğe Dönüşmesi)
Cilt: 6 Sayı: 2, 425 - 457, 2024
The Eleven Principles of Naqshibandiyya Tariqa in the Framework of Abdulgani b. Ismail an-Nablusi (d. 1143/1731) and Miftâhu'l-Ma‘ıyye, 2020
Düzce'de Tarih, Kültür ve Sanat, 2017