Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
20 pages
1 file
Yüksek Lisans Tezi, 2021
"Performans", "postmodern", "ritüel" gibi sıkça karşılaşıyor olduğumuz kavramların, günümüz tiyatro düşüncesinde önemli bir odak noktası haline geldiği görülmektedir. Tiyatroda bu yönelime öncülük eden Antonin Artaud, tasarladığı "Vahşet Tiyatrosu" düşüncesiyle, Antik Yunan'da kurallaşarak günümüze dek süregelen tiyatro kalıplarını yadsıyarak, eylem odaklı bir deneyim ile tiyatroyu ilkel ritüellerdeki etkisine yeniden ulaştırmayı hedeflemiştir. İlkel ritüellerden evrilerek günümüze dek ulaşan köy seyirlik oyunları ise, değişen yaşam koşulları nedeniyle eski yaygınlığına sahip olmamakla birlikte, mevcut haliyle halen ilkel ritüellerdeki etkisini korumaktadır. Bu çalışmada, Antonin Artaud'nun "Vahşet Tiyatrosu" düşüncesinin, köy seyirlik oyunlarındaki karşılığı aranmakta, bu doğrultuda köy seyirlik oyunlarının, işlevi ve yöntemi bakımından, Artaud'nun savunduğu tiyatro düşüncesiyle olan paralelliği, dil ve seyirci-oyuncu ilişkisi önceliğiyle incelenmektedir. Bu incelemenin, Türk tiyatrosunun çağın tiyatro yöneliminde, kendi kaynaklarından beslenmesi yönünde, tiyatro insanlarına yeni yaklaşımlar geliştirme yolunda ilham vermesi amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Antonin Artaud, Vahşet Tiyatrosu, Ritüel, Köy Seyirlik Oyunları
ÖZET Sahâbe, Hz. Peygamber'in Kur'an-ı Kerim'i sözlü ve uygulamalı bir Ģekilde hayata aktarırken yaptığı konuĢmalarını, uygulamalarını ve onaylarını büyük bir itina ile kaydetmiĢtir. Hadis öğrenme ve öğretme süreci, baĢlangıçta bu kayıtların anlatım (takrir), soru-cevap ve ezberleme gibi yöntem ve tekniklerle öğretilmesiyle baĢlamıĢtır. Bu süreç, kısa zamanda söz konusu kayıtları bize ulaĢtıranların durumlarını çeĢitli yönlerden inceleyen bir ilim dalına dönüĢmüĢtür. Hz. Peygamber'in hadislerini konu alan Ġlmu'l-Hadîs, günümüzde orta öğretim seviyesinde sadece Ġmam Hatip liselerinin müfredatında yer almaktadır. Vaaz ve irĢat faaliyetlerini yürütecek bu liselerin mezunlarının hadis ilmi konusunda doğru ve sıhhatli bilgilere herkesten daha çok sahip olmaları gerekmektedir. Bu nedenle hadis dersinin öğretim programında; hadis ve sünnetin anlaĢılması, hadis usûlü, hadis tarihi ve Kur'an'a göre Hz. Muhammed'in konumu gibi üniteler bulunmaktadır. Öğrenciler tarafından bu ünitelerin öğrenilmesi, ancak dersin kazanımlarının elde edilmesiyle mümkündür. Bu bağlamda çalıĢmamız, Artvin ili Ġmam Hatip Liselerinde hadis dersini almıĢ öğrencilerin, hadis dersi öğretim programında belirtilen bazı kazanımları elde edebilme düzeylerini ölçmeyi amaçlamıĢtır.
Folklor Akademi Dergisi , 2022
Geleneksel Türk tiyatrosunun önemli bir dalı olan karagöz, hayalî/karagözcü adı verilen bir sanatçı tarafından yetişkinleri ve çocukları eğlendirmek, kamusal alanda birlik ve beraberliği sağlamak, geleneği ve kültürü aktarmak başta olmak üzere çeşitli amaçlarla icra edilen bir gösteri sanatıdır. Karagöz oyunu, yüzyıllar boyunca kamusal ve özel mekânlarda insanları bir araya getirebilen, halkın ortak bilincini yansıtabilen ve insanları eğlendirebilen önemli bir kültür taşıyıcısıdır. Karagöz oyunları, her dönem içinde bulunduğu kültürü yansıtabilmek adına birçok değişim ve dönüşüm yaşamıştır. Günümüzde daha çok çocukları eğlendirme amaçlı görülen karagözün eğlendirmenin dışında farklı işlevlere de sahip olduğu bir gerçektir. Bu nedenle, bu makalede karagöz oyununun işlevlerini ortaya koyabilmek adına William R. Bascom'un belirlediği işlevsel yaklaşım temel alınarak karagözün işlevleri incelenmiştir. Buna göre, Bascom'un, "Folklorun Dört İşlevi" adıyla Türkçeye çevrilen makalesinde belirlemiş olduğu "eğlenme, eğlendirme ve hoşça vakit geçirme (eğlence); toplumsal kurumlara ve törenlere destek verme (kültürün onaylanması ve ritüelleri gözlemleyen ve icra edenlerin ritüellerinin ve kurumlarının doğrulanması); eğitim ve kültürün genç kuşaklara aktarılması (özellikle okuma yazması olmayan kültürlerde olmak üzere tüm toplumlar ve kültürlerde) ve toplumsal ve kişisel baskılardan kurtulma (kabul edilmiş davranış örüntülerini sürdürme)" işlevleri çerçevesinde, 2019 yılında farklı mekânlarda tarafımızdan derlenen karagöz oyunları incelenmiştir. Çalışmada öncelikle karagöz oyunu hakkında kısa bir bilgi verilmiş, ardından hayalîler İshak İkincitekgül, Ata Taşkan, Deniz Özgökbel, ve Kemal Atan Gür'den birer oyun olmak üzere, dört karagöz oyunu hakkında derleme bilgisi verilmiştir. Bu bilgiyi takiben söz konusu oyunlar Bascom'un belirlediği işlevlere göre incelenmiştir. Oyunlarda dinleyicilerin güldüğü yerler eğlendirme ve toplumsal baskılardan kurtulma işleviyle; hayalîlerin kültürel unsurlarla bilgi verdiği kısımlar, ağız ve şive taklitleri ve oyun içerikleri kültür aktarımı işleviyle; hayalîlerin oyunlardaki bazı ifadeleri ise toplumsal baskıdan kurtulma işleviyle bağlantı kurularak yorumlanmıştır. Oyunların birden fazla işleve sahip olduğu görülen durumlarda ise baskın gelen işlev öncelenmiş, geri planda kalan işlev de belirtilmiştir. Sonuç olarak karagöz oyununun günümüzde hâlâ işlevini koruyarak devam etmesi, eğitimde kullanılmasının gerekliliği, aile ve toplum yaşamındaki işlevleri, Türkçeye etkisi, sözlü kültür varlığının korunması ve aktarılmasındaki rolü, düşünce becerilerinin gelişimindeki önemi ve sosyal iletişim üzerindeki etkileri, Türkiye sahasındaki farklı kültürlerin özelliklerinin aktarımıyla ilgili rolüne dair bilgi tahlil edilmiştir.
Bu çalışmanın amacı, hareket kontrollü bir aktif oyunun hedef algısı ve el göz koordinasyonu üzerine etkisini dart örneğiyle araştırmaktır. Araştırmaya daha önce dart oynamamış 30 (15 kız ve 15 erkek) gönüllü dokuzuncu sınıf öğrencisi katılmıştır. Katılımcılar; ilk önce normal darta ve dairesel darta altı atış yaptırıldı sonrasında sekiz hafta, haftada üç gün ve her çalışmada 15 dakika olmak üzere Microsoft Xbox 360 Kinect ile dart oynatıldı. Sekiz hafta sonunda ise tekrar normal darta ve dairesel darta altı atış yaptırılarak ilk test ve son test puanları değerlendirildi. Verilerin normal dağılım gösterip göstermediğine Shapiro-Wilk testi ile bakıldı ve verilerin normal dağılım gösterdiği tespit edildi. Ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanıp verilerin analizi için Paired t testi kullanıldı. Çalışmada kız ve erkek öğrencilerin ilk test - son test puanları arasında istatistiksel bir anlamlılık tespit edildi, benzer şekilde bu anlamlılık tüm öğrenciler değerlendirildiğinde de gözlendi (p<0.01). Kız ve erkek katılımcıların normal dart ve dairesel dart atışları kendi aralarında değerlendirildiğinde ilk test puanları arasında anlamlı bir fark tespit edildi (p<0.05), fakat son test puanlarında ve normal dartın ilk test - son test puanlarında herhangi bir farklılık ortaya çıkmadı (p>0.05). Sonuç olarak Kinect ile sekiz haftalık çalışma, katılımcıların hedefe atış puanlarında olumlu yönde bir artış sağladı. Hareket kontrollü aktif oyun konsolunun çocuklarda el-göz koordinasyonu ve hedef algısını geliştirdiği tespit edildi. Özellikle spora yeni başlayan çocuklarda temel tekniklerin öğretiminde hareket kontrollü oyunların tekniğin algılanması ve öğrenilmesinde etkili olduğu düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Microsoft Xbox 360 Kinect, Dart, Hedef Algısı, El-Göz Koordinasyonu
2015
Kültürel değerler çerçevesinde bir miras olarak görülen halk oyunlarının, sosyal hayat içersinde canlılık gösterdiği bölgelerden biri de Türkiye’nin doğu Karadeniz bölgesinde fındık üretimi ve yeşil doğasıyla anılan Giresun ilidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde, topluma aidiyet duygularını geliştirme aracı olarak görülen halk oyunlarının, devlet teşviki ve halk organizasyonlarıyla devam edişi günümüze kadar gelen ‘Türk Halk Oyunları’ paradigmasını doğurmuştur. Bu paradigma kültür, sanat ve sporun kesiştiği bir noktayı tanımlamaktadır. Giresun halk oyunları, Türkiye’nin sayıca zengin dans geleneğinin bir parçasıdır. Dans etmek Türkiye’de birçok isimle adlandırılır ve hepsi ‘oyun’ ifadesi altında toplanır. Giresun halk oyunları, diğer yörelerde olduğu gibi karakteristik olarak öznel ve bölgesel olduğu gibi oyun geleneği bağlamında ulusaldır. Türkiye’de halk oyunları, evrensel bir olgu olan ve oyuncu insan anlamına gelen homo ludens kavramının iz düşümüdür. ‘Etnokoreoloji’, kaynağı tarihsel bir sürece dayalı, gizemlilik ve ritüel özellikler barındıran dansları konu alan multidisipliner bir bilimdir. Etnokoreoloji, dansı incelerken ,halk bilimi, etnomüzikoloji, antropoloji, etnoloji, sosyoloji, tarih, psikoloji, arkeoloji, ikonoloji ve semiyoloji gibi birçok bilimden yararlanır. Halk oyunları, yararlanılan bu bilimlerin hiç birisinin asıl öznesi olamayınca, hepsinyle ortak çalışan ‘Etnokoreoloji’ bilimi doğmuştur. Bu kitapta Giresun halk oyunları, etnokoreolojik bir bakış açısıyla değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Türk halk oyunlarının temel sorunlarından biri de terminoloji sorunudur. "Oyun" kelimesi günümüz Türkçesinde birbirinden farklı birçok anlamlar içerdiği için halk oyunlarının sağlıklı bir tanımı da yapılamamıştır. Özellikle oyunun dans işlevi hakkında birçok çalışma yapılmış, "halk oyunları" batılı bir şekille "dans" kelimesiyle eş tutulmuştur. Bu alanda çalışan birçok folklorcu gibi Rıza Tevfik Bölükbaşı da Peyam Gazetesi'nin 5 Mart 1914 tarihli ve 20 numaralı Edebî İlavesinde "Folklor-Folk lore" başlıklı makalesinde bu konuya değinmiş ve halk oyunları veya dans için ilk kez "raks" kelimesini kullanmıştır.
Çağımızda hızla gelişen teknoloji her alanda büyük yenilikler sunmakla birlikte bazen de hayatımızda olumsuz etkiler bırakmaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık dünya üzerinde uzak diye bir kavram kalmamış her türlü bilgi, belge, kültür ve sosyal ortam hızlı bir şekilde önümüze gelmeye başlamıştır. İşte bu nedenle de insanlar arasındaki iletişim günden güne hem daha kolay hem de daha zor bir hal almaya başlamıştır. Teknolojik gelişmelerin bu kadar hızlı ilerlemesi şehir ve köy ayrımını ortadan kaldırmaya başlamış ve kırsal yerlerdeki yaşam günden güne daha da modernleşmeye, kolay olmaya başlamıştır. Ancak bu durumunda kültürel bağlamda olumlu etkilerinden daha fazla olumsuz etkileri ortaya çıkmıştır.. Bu makalede teknolojik gelişmelerin halk edebiyatı ürünlerine olan etkisi olumlu ve olumsuz yönleri olmak üzere iki açıdan incelenecek ve köy seyirlik oyunlarının bu durumdan aldığı pay açıklanmaya çalışılacaktır.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi - Sahne Sanatları, 2023
Zamanının ruhunu taşıyan bu başyapıt, Amerikan Rüyasının görece bir yansıması olarak görünmektedir. Her ne kadar bu oyun bize ömürlerini feda ettikleri rüyanın enkazını gösterme amacı gütse de, aynı zamanda bizi yer yer vitrine bakmaya da zorlayan bir eser olarak karşımızda durmaktadır. Rüyanın mezarlığında Loman ailesi dururken, vitrininde; Charley, Bernard, Howard Wagner ve Loman ailesinin bir bireyi olan Ben Amca kusursuzca sergilenmiştir. Öncelikle oyunun dramatik yapısını ele alacağımız bu çalışmanın ikinci bölümünü yazarın yarattığı dünyanın vitrin ve mezarlık kısımlarını sistem çerçevesinden karşılaştırarak sonlandırmayı hedefliyoruz. Satıcının Ölümü eserinin tam olarak sistem karşıtı bir eser değil, çelişkili durumlarıyla yer yer sistem övgüsü içeren ve dönemin ruhunu başka bir açıyla ele alan bir eser olduğunun tespiti amacında ilerleyeceğiz.
Tem silcilerinin davranışları ister dar m ânada ferdiye, ister ge niş m ânad a sosyal'e bağlansın; yalnız kem m iyet bakım ından değil, keyfiyet bakım ından da gelişmiş bir Türk hiciv edebiyatı vardır. Onu kalp gelenekleri içinde fazla sıkışm ış, fazla donmuş bu labili riz, fa k a t cevhersiz olduğunu söyliyemeyiz. Üstad Y ahya K em al hakkında hem en bütün aydınlarım ızın, kendilerinin bile unutulduğunu zannettikleri düşünceleri, hüküm halindeki davranışlarını, gizlendikleri köşelerden birer birer çık a ra rak, vesikalar şenliği halinde bir k itap la okuyupulanmızm huzuru na çıkarım Hilmi Yücebaş, bu se fe r yine sadece vesikaların d elâ letiyle Türk hicvinin üzerine eğilmiş. Oldukça hacim li k itabınd a Divan, Tanzim at, Edebiyat-ı Cedi de, F ecriâ ti ve son devrin belli ¡başlı ve sosyal b ir alâka kazanm ış hiciv ü stad ların ı eserleriyle b ir arad a buluyoruz. Yücebaş, Türk h ic vinin İlmî tem ellere d ayanan b ir izahım yapıyor. O, sadece o b jek tif bir a raştırıcıd ır. Zengin m adenleri bulup çık aran ların sanayiciye yaptıkları p ah a biçilm ez yardım gibi, o, gelecek izahcıya kronolo jik , k ıyaslam alar yapmak im kânım sağlıyacak bir ru h lar madeni hâzinesi vermektedir. Bizce, Yücebaş, hicviyelerle alâk alı yorucu çalışm asından do layı, her türlü m ethiyeyi haketm iştir. Son S a a t 24/1/1955 Vecdi BÜRÜN ★ TÜ R K EDEBİYATINDA HİCİV Ko Vadis'te, zalim Neron tarafın d an öldürüleceğini hisseden Petronius, dostlarım m uhteşem b ir ziy afet so frası e tra fın a toplar, dilber kölesini de yanına alır, onu âzad eder ve sonra, d am arların ı «Geldi, girdi kotese keııdi ayağıyla bugün; Anlasunlar, kim im iş sadrımız, ebnayi z am an !... Şahı âlem , dek cdüp tu ttu kolundan koydu; Soktular dillerini k ıçların a M ith a tiy a n !... H atırım a böyle geliyor. F ak at k a tî surette tem in edemem. Çocukken işitm iştim . M em lekette can ve mal em niyeti, fik ir hürriyeti tesis etm ek için h er tehlikeyi göze aldırm ış olan Büyük R eşit P aşa gibi, M it h a t P aşa gibi büyük k afalara, büyük ruhlara, büyük vatanperver lere Kâzım P aşa gibi bilgin, kalem sahibi b ir nazım ın, bu yolda hü cum larda bulunm ası ne k ad ar çirkindir! Keçeciaade İzzet M olla: «Etmez cihan ı keşm ekeşi zalim an harab, Eyler onu m üdahenei âlim an h a ra b !... B ir mevsimi b ah arın a geldik ki âlem in, Bülbül hâmûş, havz tehi, gülistan h a ra b !...» dem ekte ne kadar haklıdır! Kâzım P aşa öldüğü vakit seksen yaşım m ütecavizdi. Liva, f e rik olmuştu. B abıserask erî m uhasebat dairesi ikinci reisi idi. Sicilli O sm anî sahib i Süreyya Efendi onun hakkınd a: «Edip, ateşzeban b ir şairi beliğ olup divanı, şiiri ve bu k ad ar m izah ve hicviyesi var dır» der. K asarak başlarını kancaya, kattı önüne... Girdi Ahmet P aşa bir kaz sürü sile şeh ire!...» K ıt'anın ta ştiri de şu şekildedir: «Kimi K af kaslı Muradın sözüne kanmış idi. Kinlisi İngilizin vadine aldanmış idi. Bir sürü herzeciler Parise toplanmış idi, Cümlesi fenni siyasette idi blbehre. Ciybi ihsanı hümayunu uzattı önüne, Jönlerin, arp a gibi, m angırı attı önüne. Girdi Ahmet P aşa bir kaz sürüsile şehire.» B irin ci k rt'ayı Süleym an Nazif Bey m erhum dan, B ursa m ek tupçuluğu esnasında işitm iştim . Nazif derdi ki: -K ıt'a bize, Parise, İstanbuld an gönderildi. Ben ve d ah a bir. kaç arkadaşım Ahm et C elâlettin P aşa ile İstan b u la dönüyorduk (G are de l 'Est) (*) te tren e binm ek üzere iken, Şû rayı Üm met ve M eşveret gazeteleri m uharriri Sam i P aşa zade Sezai Beyefendi a rkadşım ız bizi teşyie geldi. B ir gün önce gazete id arehanesine gel m iş olan bu k ıt'ayı getirdi. Ben de irticalen şöyle mukabelede bu lundum: «Bahse değmez ise de kaz sürüsü mazmunu Yine reddetmeliyiz, köhne eda şairine. E tti âvanı ile miri Sait İstikbal, Girdiler it sürüsü, kaz sürüsü birbirine!...» M eşrutiyet ilân olundu. K em al Paşazade S a it Bey, Kasideci Ziya M olla ile beraber dokuz sene geçirdiği S a n 'a kalesi zin d an ın dan İstan bu la avdet etti. A kşam lan Haydarpaşa vapurunda bulu şur, konuşurduk. S a it Bey Süleym an Nazif B eyin m ukabelesinden haberdar değildi. Nazif'in k ıt'asm ı okudum. O d a kendisinin ta ş tirini okudu. B en bir cum a ziyaretinde "ve tesad üfen sohbet arasın da, k ıt'ayı ve taştiri D am at Nureddin Paşaya okudum, P aşa hay. ret etti. -Ay! S a it Bey Ahmet Celâleddin Paşanın, kayınpederim Abdülham ide kaz çobanlığı ettiğin i nereden biliyor? dedi ve ilâve e tti: «Ahmet Celâleddin P aşa b ir Çerkeş kölesidir. Kayınpederim onu şehzadeliğinde sa tın alm ıştır. Ahm et Paşa, sekiz dokuz yaşın da iken, kayınpederim K âğıthaned e Ih lam u r köşkünde onu k azla ra çoban olarak kullandı. Zeki, sad ık ve akıllı b ir köle olduğundan m akam a geldikte hizm etinde kullandı.» <*) P ariste bir şim endifer istasyonudur. XVI. Yüzyıl FUZULİ Olsaydı belideki gam Ferhadı müptelâda Bir ah İle verirdi bin Bisütunu bâda. Verseydi ahi Mecnun feryadımın sadasın, Kuş mu k arar ederdi başındaki yuvada. Ferh ada zevki suret, Mecnune seyri sah ra; Bir rah at içre herkes, ancak benem belâda. Eşki revanım a il cem oldu var ümidim Kim ola vara vara cemlyyetim ziyade, Geh gamzen içmek İster kanımı, gâh çeşmin, Korkum budur ki nageh kanlar ola arada. Serverlik İster İsen üftadelik şiar et, Kim düşmedin ayağa, çıkmadı başa bade, Ger görmemek dilersen resmi cefa Fuzuli, Olma vefaya talip dünyayı bivefada. ★ Kalem olsun eli ol kâtibi bedtahririn Ki fesadı rakamı surumuzu şureyler Gâh bir h arf sükutiyle kılar nadiri nar, Gâh bir nokta kusurlyle gözü kûr eyler. FİK RETÎN YALISI Ş air Tevfik F ik retin R um elihisarı'nda bir y a lıs ı,vardı. Y alı bir aralık uzun m üddet kiracısız k alm ıştı. F ik ret, nadir görülen keyifli z am an ların ın birinde hem yalının k irasın ı ayda o n lirad an sekiz l i raya indirdi, hem de şu k ıt'ayı büyük h a rfle rle b ir kâğıdın üzerine yazarak yalının cam ına a stı: Gel beri varsa cebinde p ara; Verilir işbu yalı icara. Evvel on altın idi, şimdi sekiz Sahibi bakmıyor artık kâra! ★ HÂN-İ YAĞ M A Bu sofracık efendiler-kl iltikam a m untazır Huzurunuzda tltriyor-şu milletin hayatıdır, Şu milletin ki muztarip, şu milletin kİ m uhtazır; F ak at sakın çekinmeyin yeyin, yutun hapır hapır. Yeyin efendiler, yeyin, bu han-ı iştiha sizin, Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yeyin! Fek açsınız, efendiler, bu çehrenizde bellidir. Yeyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir? Şu nadil naam bakın, kudumunuzla müftehir, Bu hakkıdır gazanızın, evet o hak da elde bir. Yeyin efendiler, yeyin, bu han-ı iştiha sizin, Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yeyin! Bütün şu ııazlı beylerin, ne varsa ortalıkta say: Hasep nesep, şeref şataf, oyun düğün, konak saray Bütün sizin efendiler, konak, saray, gelin, alay Bütün sizin, bütün sizin, akın akın, kolay kolay, Yeyin efendiler, yeyin, bu h an-ı iştiha sizin, Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yeyin! 9 Verir zavallı memleket verir, ne varsa mâlini Vücudünü, hayatını, ümmldini, hayalini, B ütün ferağ-ı hâlini, olanca şevk-i bâlini, Hemen yutun düşünmeyin hârâm ını, helâlini İKİ K IT 'A Kerbelâ yolculuğu bence m iiraccah, herkes Küpünü, testisini dolduruyorken dereden Kendi ibdum olan tali-i menhusumla Bir muslbetzedcyim kurtulam am cendereden Tevflk Nevzat ÇAÖDAŞ ★ H üd İsa t-i dehre şöyle bir nazar kılmak yeter, Dp uzun tas Tİ re h&cet var mı izmlhlâllnl... Oldu defterdar nihayet çağlayanlardan bile. Var besab et âslyab-ı devletin sen h&linl... Abdullah ÇAĞLAYAN ★ Şairlere dair ABDÜLHAK ŞİNASt'YE Var mı şairler içre çıkacak bir nâslye Meydan okumak İçin Abdülhak Şln asiy e!... Gerçi sazı eline kırkından sonra aldı F ak at Faruk Nafizden bile mükemmel çaldı! Bir kere veede gelip şöyle dedi mİ: hey, h e y !... Tanında yaya kalır Türk şairi Emin bey! «İleri» yİ «Y an n » ı geldi h araca kesti, Şair olmak beyimin nerden aklına esti! Bir m eydana çıktı ki, altüst oldu İşimiz, Tay düştü elimizden, kırıldı kirişimiz! Geçende Nihad ona galiba «erostan» demiş, Bir küçücük saksıya yanılıp bostan dem iş!... Aydede: 19 Ocak 1922 KANBEK ★ K IT 'A Şairim, der de, tufeyli yaşatır gövdesini, Dayanıp köhne, Nedim artığı bir kaç satıra ... Nice yıldanberldir aynı sakız, aynı geviş, Nice yıl var kİ, doğursun diye baktık k atıra... İbrahim Alâeddln GÖVSA
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
folklor/edebiyat, 2014
TÜRK HALK OYUNLARI MÜZİKLERİNDE ORKESTRAL DEĞİŞİM, 2023
Disiplinler Arası Bir Alan Olarak Dijitalleşme, 2022
Kafkas Üniversitesi Artvin Orman Fakültesi Dergisi, 2005
TÜRK HALK OYUNLARINDA YAPISAL ANALİZ VE HAREKET KALIPLARI , 2022
Hars Akademi , 2021
Halk ozanları bağlamında ETNOANDRAGOJİ, 2022
II. ULUSLARARASI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KONGRESİ, 2014
Paradigma Akademi, 2023
TÜRKBİTİG Kültür Araştırmaları Dergisi, 2024
Türk Bilig, 2024
Sosyal Bilgiler Eğitimi Alanında Uluslararası Araştırmalar I, 2024
Turkish Studies, 2016