Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2017
…
33 pages
1 file
Calisma yasaminda is ve aile yasaminin uyumu giderek onem kazanmaktadir. Calisanlar is ve aile yasamlari arasinda denge kurmakta zorlanmakta, bazen bir taraf ikinci planda kalmaktadir. Ozellikle kadinlar acisindan hem annelik gorevini yerine getirmek, hem evin idaresinden sorumlu kisi olmak, hem de calisma yasami icerisinde yer almak gucluklere yol acmaktadir. Bu noktada devlet tarafindan desteklenen, aile yasami ile is yasamini uzlastirici politikalar onemli bir gereksinim haline gelmektedir. Bu politikalarin uygulanmasi ise ancak yasal duzenlemelerin yapilmasi ile mumkun olmaktadir. Aile dostu is hukuku uygulamalari basligi altinda toplanan ve is ile aile yasamini dengelemeyi amaclayan yasal duzenlemeler ulkeden ulkeye farklilik gostermekle birlikte genellikle cocuk sahibi olunmasi asamasinda devreye girmekte ve calisanlarin is ile aile yasamini dengeleyici/duzenleyici rol oynamaktadir. Calismada oncelikle konuya iliskin kavram ve kapsam belirlendikten sonra ulke ornekleri uzerind...
DergiPark (Istanbul University), 2010
Đş etiği son yıllarda, tüm dünyada gittikçe yaygınlaşan bir kavramdır. Đş yaşamındaki, karlılık, imaj, rekabet avantajı vb. ile olan yakın ilişkisi dolayısıyla, işletmeler ve çalışanlar için önemi de gittikçe artmaktadır. Bu nedenle iş etiği, araştırılması gereken bir konu olarak ortaya çıkmaktadır. Araştırmamız iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde iş ahlakı, iş etiği, iş etiğinin işletmeler için önemi ve iş yaşamında iş etiğinin öneminin artmasına yol açan faktörler anlatılmaktadır. Đkinci bölümde ise, çalışanların iş etiğini etkileyen faktörlere ilişkin algılamaları ve işletmelerin iş etiği konusundaki çalışmaları üzerine yaptığımız araştırma sunulmaktadır. Araştırma kapsamında 534 çalışan ile görüşme yapılmıştır. Görüşmelerden elde edilen bulgular sunulmuş ve değerlendirilmiştir.
Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi (MSG), 2004
Yirminci yüzyýlýn ikinci yarýsýndan sonra, endüstrileþmiþ kapitalist toplumlar baþta olmak üzere tüm dünyada, iþletmelerde üretkenliðin önemi vurgulanmaktadýr. Çalýþma hýzýnýn artýþý, vardiyalý ve gece çalýþmasý, tipik olmayan, düzensiz çalýþma artan oranda çalýþma yaþamýna girmektedir. Çalýþma yaþamýndaki bu deðiþimlerin saðlýk ile iliþkisinin incelenmesinde iþ stresi ya da daha kapsamlý adýyla psikososyal etmenler giderek önem kazanmaktadýr. Bu yazýda psikososyal etmenlerin açýklanmasýnda kullanýlan kuramsal modeller, tarihsel süreç de göz önüne alýnarak sunulmuþtur.
Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2020
Bilimler Enstitüsü tarafından kabul edilen ''Evli ve Çalışan Bireylerin Çalışma Yaşam Kalitesinin Evlilik Uyumuna Etkisi'' başlıklı yüksek lisans tezinden üretilmiştir. z: Bu çalışmada; evli ve çalışan bireylerin çalışma yaşam kalitesinin evlilik uyumuna etkisi araştırılmıştır. Çalışma Yaşam Kalitesi Ölçeği, Evlilik Uyum Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, evli ve çalışan 206 erkek ve 194 kadın olmak üzere toplam 400 kişi oluşturmuştur. Veriler SPSS programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, araştırmaya katılanların çalışma yaşam kalitesi ortalama puanı 75,705 (%67,59) olarak belirlenmiş olup katılımcıların %20,3" ü evliliklerinde uyumlu, %79,7" si ise evliliklerinde uyumsuzdur. Ayrıca araştırmaya katılanların çalışma yaşam kalitesi ölçeği alt boyutlarından, sağlık ve güvenlik ihtiyaçları (r=0,135>0) (p=0,007<0,01), ekonomik ve ailevi ihtiyaçlar (r=0,204>0) (p=0,000<0,01), sosyal ihtiyaçlar (r=0,158>0) (p=0,002<0,01), gerçekleştirme ihtiyacı (r=0,147>0) (p=0,003<0,01) ile evlilik uyumu arasında düşük düzeyde pozitif yönlü, istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu saptanırken, çalışma yaşam kalitesi ölçeği alt boyutlarından, saygınlık İhtiyacı (p=0,393>0,01), bilgi ihtiyacı (p=0,060>0,01), estetik ihtiyaçlar (p=0,122>0,01) ile evlilik uyumu arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olmadığı saptanmıştır.
Ömer Halisdemir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dergisi, 2021
Türkiye, 2011'den beri devam eden Suriye iç savaşından sosyal, siyasi ve iktisadi olarak en çok etkilenen ülkelerin başında gelmektedir. Ülkeye geçici koruma statüsü altında kabul edilen ve sayıları 3,5 milyonu aşan sığınmacıların işgücüne katılması, çeşitli sosyal, iktisadi ve akademik tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Suriyelilerin sosyal ve kültürel entegrasyonu, kamu harcamalarına ve makro iktisadi düzene etkileri, çalışma yaşamına katılmaları ve yerleştikleri bölgelerde arz-talep dengesini değiştirmeleri gibi konular bu tartışmaların odağında yer almaktadır. İşletme yönetimi bakış açısıyla gerçekleştirilen bu çalışmanın amacı Suriyeli sığınmacılar ile aynı işyerinde çalışan Türk işçilerin, sığınmacılara karşı tutumlarını ölçmektir. Bu bağlamda öncelikle Suriyeli sığınmacıların ülkemizdeki statüsüne ilişkin kavram karmaşası giderilmiş, daha sonraki aşamada ise İstanbul ve Bursa'daki sanayi bölgelerinde, işyerinde sığınmacı çalışanlar olduğunu bildiren mavi yakalı işgücü ile nicel perspektiften bir alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, Türk çalışanların sığınmacıların etnik kökeni ve dinlerine yönelik negatif ve ayrıştırıcı bir tutumu bulunmamaktadır. Bununla birlikte sığınmacıların kültürel entegrasyonu ve makro iktisadi katkıları konusunda kayda değer çekinceler gözlemlenmiştir. İşletme performansının arttırılması, çalışma barışının ve pozitif örgüt ikliminin sağlanması ve yerel işgücü ile sığınmacıların iş birliği içerisinde çalışabilmesi için işletme yöneticileri ve politika yapıcıların üzerine önemli görevler düşmektedir.
Kriter Yayınevi, 2020
İşletmecilik anlayışı, ulusal çizgilerin kaybolması ve küreselleşmenin de etkisiyle yakın geçmişe kıyasla gümümüzde büyük değişim ve dönüşümlere uğramıştır. 1960’lı yıllar itibariyle kendini yoğun bir şekilde hissettiren rekabet ortamı, işletmeleri varlıklarının devamlılığı sürecinde farklı arayışlara itmektedir. Meydana gelen bu değişim ve dönüşüm anlayışının pratikte ulaştığı nokta yenilikçi, esnek ve kendini sınırlamayan, araştıran ve sürekli yenileyen, ekip çalışmasına ve sinerjiye önem veren, sağlıklı bir büyüme için stratejiler geliştiren, tüm kaynaklarını rasyonel bir şekilde kullanan, insan odaklı çalışan bir işletmecilik anlayışıdır. İşletmecilik anlayışındaki bu önemli değişim, aile şirketleri olarak nitelendirilen ve pek çok özgün özelliği bünyesinde barındıran işletmeler göz önüne alındığında dikkatle incelenmelidir. Dünyada var olan aile şirketlerinin sayısının tüm dünyadaki işletmelerin %65’i ile %80’i arasında olduğu ifade edilmektedir. Bu şirketlerin büyük bir kısmı küçük ölçekli işletmeler grubunda olup sonraki nesillere aktarılamadan faaliyetlerini sona erdirmektedirler. Bunun yanı sıra dünyadaki en başarılı ve büyük şirketlerin %40’ını aile şirketleri oluşturmaktadır. Aile şirketleri yaygın olmanın yanında diğer şirket yapılarından farklılaşacak önemli nitelikleri barındırmaktadırlar. Ünlü psikolog Sigmund Freud, kendisi için yaşamın anlamını ‘lieben und arbeiten - sevmek ve çalışmak’ şeklinde ifade etmektedir. Hayatımızın büyük bir bölümünü kapsayan ve sahip olduğumuz en değerli unsurlardan ikisi olan aile ve iş aynı örgüt çatısı altında toplandığında bazı zorlu engelleri beraberinde getirecektir. Bu bakış açısıyla, uyumlu noktaları yanında birbirlerine zıt yönleriyle de bir araya gelen aile ve şirket kurumları, sürdürülebilirliği noktasında fazlaca dikkati, özveriyi ve emeği gerektirecektir.
Bireylerin yenilikçi davranışın altında yatan bilişsel ve motivasyonel süreçlerde bireysel ve bağlamsal faktörlerin rolünü anlamamıza önemli katkı sağlayan literatürde, sıklıkla yenilikçi davranışın belirleyicilerine ağırlık verilmekte, yenilikçi davranışın çıktılarına ise çok az dikkat gösterilmektedir. Çalışanların yenilikçi inisiyatifler üstlenmesinin örgütsel etkililiğe katkı sağladığı iddia edilirken, bir çalışanın yenilikçi yaklaşım sergilemesi için ödemek zorunda olduğu bedel, başka bir ifade ile yenilikçi davranışın karanlık yönü genellikle göz ardı edilmektedir. Bu kapsamda çalışmada, çalışanların yenilikçi davranış algılamalarının çalışma arkadaşları ile çatışma ve işten ayrılma niyeti üzerindeki etkileri incelenmeye çalışılmıştır. Savunma sanayi sektöründe çalışmakta olan 186 çalışanın katıldığı araştırmada, çalışanların yenilikçi davranış algılamalarının çalışma arkadaşları ile çatışma ve işten ayrılma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Sonuçlar iş...
DergiPark (Istanbul University), 2015
The Journal of Academic Social Science Studies, 2015
Günümüzde çalışanların aile hayatları ile iş hayatlarının senkronize bir şekilde sürdürülmesi hem bireysel hem de örgütsel açıdan önem arz etmektedir. Yapılan bu çalışmada iş görenlerin yaşadıkları iş-aile/aile-iş çatışmasının iş tatminsizliğine olan etkisi ve bu süreçte örgütsel sinizmin rolünü belirlemek amaçlanmıştır. Bitlis İli, Tatvan İlçesinde çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan kamu çalışanlarından (n=269) anket yöntemiyle veriler toplanmıştır. Verilerin analiz edilmesi (keşfedici ve doğrulayıcı faktör analizi, korelasyon ve regresyon analizi) neticesinde iş-aile çatışmasının iş tatmin seviyesini negatif yönlü ve anlamlı bir şekilde etkilediği görülürken, iş-aile çatışmasının örgütsel sinizmi pozitif yönlü ve anlamlı bir şekilde etkilediği tespit edilmiştir. Aile-iş çatışması ile iş tatmini arasında anlamlı bir ilişki olmadığı belirlenirken, aile-iş çatışmasının örgütsel sinizmi pozitif yönlü ve anlamlı bir şekilde etkilediği görülmüştür. Örgütsel sinizmin ise iş tatminini negatif yönlü ve anlamlı bir şekilde etkilediği belirlenirken, iş-aile çatışmasının iş tatminine olan etkisinde örgütsel sinizmin kısmî aracılık rolü oynadığı tespit edilmiştir. Sonuçlar literatürdeki araştırmalarla karşılaştırılarak tartışılmıştır.
Journal of Yaşar University, 2011
Çalışmada, üniversitede görev yapan akademik ve idari personel ele alınmıştır. Üniversitede çalışan kadınların yaşadığı tükenmişlik düzeylerini saptamak ve bazı değişkenler ile tükenmişlik düzeyleri arasındaki ilişkiyi tespit etmek çalışmanın amaçlarındandır. Bu bağlamda çalışmada, "Kişisel Bilgi Formu","Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MBI)" ve Tükenmişlik-Aile-İş-Sosyal yaşama ilişkin soruların yer aldığı bir form kullanılmıştır. Toplanan veriler yardımıyla, tükenmişliğin sosyo-ekonomik değişkenlerle ilişkisine ve aile-iş-sosyal yaşam-tükenmişlik ilişkisine yönelik geliştirilen hipotezlerin testleri yapılmıştır. Araştırmanın sonuçlarında, sosyo-ekonomik özelliklerden yaş, çocuk sahibi olma, çocuk sayısı, idari görev alma ve bağımlı bakımı alma gibi özelliklerin tükenmişliğin herhangi bir boyutunda farklılık yaratmadığı saptanırken; medeni durum, meslekte geçirilen süre ve görev türü gibi özelliklerin tükenmişliğin herhangi bir boyutunda etkisi olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlara ek olarak, aile-iş ve sosyal yaşama (AİYS) yönelik faktörlerin tükenmişliği etkileme gücünün, üstlenilen görev türüne göre değiştiği tespit edilmiştir. Bu faktörler açısından medeni durum çalışmada belirleyici rol üstlenmiş ve akademisyenler için "bekâr olmak", idari personel için "evli olmak" tükenmişlik yaşanmasında belirleyici bir etki oluşturmuştur.
Abstract In this study, it has been investigated is there any mediator role of informal relationship in the relation between job satisfaction and life satisfaction. The study has been helded with 223 participants who are working in the health sector. As a result it has been found in formal relationship is partial mediator in the relation between job satisfaction and life satisfaction. In the study demographic factors also have been analysed and found different reasults. For example, permanent workers have more life satisfaction than temporarily workers. People who has high level of income has more life satisfaction than low level of income. Furthermore, medical secretaries have lower life and job satisfaction than doctors, nurses and medical employess.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
İş ve İnsan Dergisi, 2019
The Journal of Academic Social Science (ASOSJOURNAL), 2018
Turkish Studies-Economics,Finance,Politics
Ege Akademik Bakis (Ege Academic Review), 2009
AİLE İLİŞKİLERİ BAĞLAMINDA AİLE İŞLETMELERİ, 2020
İŞ-AİLE VE AİLE-İŞ ÇATISMASININ ÇALIŞANLARIN İŞ VE YAŞAM TATMİNLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: KAMU KURUMUNDA BİR ARAŞTIRMA, 2019
Journal of Life Economics, 2020
Turkish Studies-Social Sciences
Journal of International Social Research
International Journal of Management Economics and Business, 2019