Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2011, Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi e-dusbed.com
…
15 pages
1 file
Yaşar Kemal’in Ağrıdağı Efsanesi romanında, mitolojik eserlerin kurgularında rastlanan arketiplerden ve mitik sembollerden, roman sanatı sınırları dâhilinde, olabildiğince yararlanılmıştır. Bu yazıda Ağrıdağı Efsanesi romanının olay örgüsündeki “arketipsel evreler, mitik semboller, monomitos zaman örgüsü, tezler ve ideolojik alt yapı” edebi anlatıları birer mitik eser olarak ele alan Arketipsel Eleştiri bağlamında incelenecek; romandaki merkezi kişilerin eylemleri ile Promete’in ateşi çalması ve Ödip Kompleksi gibi mitik davranış kalıplarının aralarındaki farklar ele alınacaktır.
In this article, Aylaklar (1965) which is the first novel published under Melih Cevdet Anday’s own name, is to be open to discussion in line with the connection of individuals and environment via historical perspective. Transition in society, experienced after the proclamation of Constitutional Monarchy, has been reflected through characters located on the mansion that inherited by Şükrü Pasha. Individual who live the moment in the mansion and get accustumed to this thought as a life-style, being dragged into struggle for life by the truth revealed after the mansion was sold out. The lust of these individuals, do not have enough equipment for struggling, uncovers a tragicomic scene where they are in search of a ‘’ hand’’ that will carry them somewhere. Therefore, impacts of changing effects on individuals after the Republic period, are being reflected with an ironic way in the Aylaklar novel. Charachters, who may not settle with values of changing society and are deprived of power to realise their only possession ‘’dreams’’, keep struggling until draining each other by holding on the past. In this novel, modernization phenomenon, which was changed into a sistematical movement through Reform Area, presented as reckoning between Ottoman Emprie and Republican Turkey.
Turkish Studies (Elektronik), 2012
HOMEROS
Tarih boyunca mitoloji ve edebiyat imparatorların kendi ideolojik imajlarını yaratmak için kullandıkları iki önemli araç olmuştur. İmparatorlar mitolojiyi ve edebiyatı kullanarak halk üzerinde etki ve güç sağlamışlardır. Bu bağlamda makalede öncelikle ideolojik unsur olarak mitoloji ve edebiyatın kullanılması konusuna değinilmiştir. Ardından İmparator Augustus döneminde mitolojinin nasıl bir ideoloji aracına dönüştüğü ve bunun sanat eserlerinde ve sikkelerde nasıl görselleştirildiği ele alınmıştır. Mitoloji ile somut hale gelen bu propagandanın edebiyat ile nasıl güçlendirildiği anlatılmış, Augustus dönemi yazarlarının eserlerinden örnekler incelenmiş, bu yazarların Augustus'un ideolojik imajını ve politikalarını nasıl destekledikleri ortaya konulmuştur. Sonuç olarak mitoloji ve edebiyatın ideolojik unsur olarak kullanılmasının arka planına bakılmıştır.
Gaziantep University Journal of Sosial Sciences, 2020
Çoğunlukla halk edebiyatının, özellikle de destanların kökeninde mitolojik motifler dayanmaktadır. Kazak, Tatar, Başkurt, Karakalpak, Nogay vb. Türk halklarının kahramanlık destanları arasında kendineözgü bir yere sahip olan Edigey Destanı tarihi bir destandır. Ama buna rağmen burada mitolojik motifler de zengindir. Destan insanoğlunun en eski dönemlerdeki tasavvurlarını yansıtmaktadır. Burada kafatası ve kut motifi, Peri kızından doğma, Albastı, Kara Tiyin Alp simgesi vb. bu gibi motifler destanın ana hattını oluşturmaktadır. Destan Edigey'in sağlığında oluşmuştur. Tarihten de bellidir ki, Edigey'in hayatında İslâm dini ve din hocaları özel bir yere sahiptirler. Hatta destanda onun dinî inançları özellikle vurgulanmıştır. Edigey Destanında Beytullah, Ahiret, Cennet, Cehennem, Azrail, Cebrail, kefenlemek, yıkayıp gömmek gibi dinî motifler de yeralmaktadır. Bu motifler destanın arkaik kökenlere sahip olduğunun göstergesidir. Makalede Edigey Destanındaki sözü edilen dinî-mitolojik motifler ele alınmıştır.
Türkbilig, 2024
Öz: Türk romanı içerisinde ideolojik yapının ağırlıklı olarak hissedildiği “toplumcu gerçekçilik” yöneliminin en önemli temsilcilerinden biri Kemal Tahir’dir. Kemal Tahir, eserlerinde toplumsal yapının ekonomik, sosyal ve tarihî yönlerini gerçekçilikten taviz vermeden yansıtan bir yazardır. Romanlarının kurgusal yapısı, Türk toplumuna özgü tarihî ve kültürel koşullara ilişkin özgün fikirleri itibariyle, Türkiye’de sol düşünsel-estetik çevrenin yaklaşımından ve klasik Marksist düşüncenin güdümündeki toplumcu gerçekçi anlayıştan oldukça farklıdır. Tahir’in Rahmet Yolları Kesti romanı (1957) toplumsal, ekonomik, siyasi ve ideolojik örgütlenmeyi “eşkıya” sembolizasyonu üzerinden tartışırken, arka planda sosyalist düşüncenin şiddetle ve otoriteyle ilişkisini sorgular. 1950’li yıllar, “köy” olgusunun, bütün sosyo-politik gerçekliği ile romana yansıdığı yıllardır. Rahmet Yolları Kesti, köyün ve köylünün yansıtılma biçimi açısından da alışılmışın dışındadır. Köylüyü tamamıyla olumlu yansıtmayan yazar, böylelikle gerçekçiliği toplumculuğun önüne çıkarır. Romanda din-toplum ilişkisi de klasik toplumcu romanlardan farklı biçimde, “Alevilik” üzerinden ele alınır. Eser, kontrolsüz sermayenin ve silahlı gücün, ahlakî ve idarî açıdan toplum lehine bir düzen yaratamayacağını vurgular. Bu bağlamda şiddeti meşru gören romantik ve epik söylemin geçersizliğini, katı bir gerçekçilikle ortaya koymaya çalışır.
Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
Atakul tarafından 1926 yılında İzmir'de yayımlanmıştır. Ebat olarak uzun hikâye, kısa roman tarzında yazılan eser hâlâ yeni harflerle basılmamıştır. İzmir'de basılan az sayıdaki romanlardan biri olan bu eser, edebiyat dünyası tarafından tanınmamaktadır. Bu eserin önemi, hem tarihi halk romanı olması, hem de halk hikâyesi formuna yakın bir şekilde kurgulanmış olmasıdır. Yer yer halk hikâyesi özelliği de gösteren eser, bu özelliği ile halk hikâyesi ile modern roman arasında değerlendirilmesi gereken bir özelliğe sahiptir. İçinde yazıldığı yıllardaki İzmir şehrinin yaşam özelliklerinin de bulunduğu romanda baba oğul iki ağanın hayatı üzerinden kadınların ihaneti ve onlara güvenilmemesi gerektiği teması öne çıkarılmaktadır.
2017
On the Folkloric Elements of the Novel "İz" Alimcan İNAYET Özet "İz" romanı çağdaş Uygur edebiyatının en başarılı eserlerinden birisidir. Bu roman 20. Yüzyılın başlarında Doğu Türkistan'ın Kumul bölgesinde meydana gelen çiftçi ayaklanmasını anlatır. Romanda anlatılan kahramanların bir kısmı gerçek tarihi şahısların isimlerini taşır. Roman dil ve anlatım yönünde de çok başarılıdır. Bütün bunların yanı sıra bizim dikkatimizi çeken nokta, romanda kullanılan folklorik unsurların yoğunluğudur. Romanda halk kültürü, halk edebiyatı, halk inanışları, örf-âdetlerle ilgili çok sayıda unsur söz konusudur. Bize göre, romanın başarısında bu unsurların da önemli payı vardır. Bu makalede romandan tespit ettiğimiz folklorik unsurlar değerlendirilecek be tahlil edilecektir.
HUMANITAS - Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi
Expressing the social and cultural problems the minority culture is exposed to the concept subaltern has a sigificant place in the study fields of postcolonial literature. Subalternity, one of the basic parameters that can be used in the analysis of Indian society and culture, take places among the situations that an Easterner freequently come across. This paper takes up the concept of subalternity espoused by the Subaltern Studies to identify and analyse the inequalities, victimisations and silences experienced in postcolonial Indian society. The term "subaltern" refers to any person or group of inferior rank and station whether in terms of race, class, caste, gender, sexual orientation, ethnicity or religion. In addition to this, it also refers to lower strata people of illiterate, non-elite cultural groups who are under-represented, undertaught, noncanonical and the subordinated group. Those are always directly or indirectly influenced by ideologies of dominant class. One of the most prominant authors of the postcolonial Anglo-Indian literature, Aravind Adiga deals with Balram Halwai who lives the most painful experiences of social inequality in Indian society and his struggle for resistance against the dominant structure. This novel, in which the subjects such as injustice, poverty, caste system, social corruption are dealt with, presents the reader realistically how the subaltern consciousness arises. In this study, the struggle between the colonizer and the colonized in Aravind Adiga's The White Tiger will be examined in the light of Spivak's subaltern theory and the author's ideas and opinions within this context have been elaborated. The main themes of the work such as subaltern, subaltern problems, social inequality are among some of the reasons of why alienation and otherness appeared. Based on this common ground the essence of the concepts mentioned and the point reached will tried to be explained.
Atatürk İletişim Dergisi, 2015
Gojira, 1954 yilinda, 2. Dunya Savasi ardindan ve Japonya’nin isgalinin bitiminden hemen sonra cekilmis bir bilimkurgu-korku filmidir. Cok sayida devam filmi cekilmesiyle sinema tarihinde ken-dine ozel bir yer edinmistir. Japon sinemasinda ise kaiju filmleri olarak siniflandirilan filmlere onculuk etmistir, bu filmlerdeki canavarlar Gojira ile iliskilidir. Dikkat cekici olan unsur, canavarin daha sonraki filmlerde Japonya’nin koruyucuna donusmus olmasidir. Gojira, 2. Dunya Savasi ve Soguk Savas yillarinda cekilen atom bombasi korkusunun ya da uyarisinin konu alindigi anaakim sinemadaki canavar filmlerinden farkli olarak atom bombasi-nin yikici etkilerine maruz kalmis bir ulkenin yapimidir. Bu noktada Gojira’nin Japon yapimi olma-si filmin konuya yaklasiminin ve canavar kimliginde temsil mekanizmasini ne sekilde uyguladiginin incelenmesi calismanin temel sorunsalini teskil eder. Calismada Gojira filminde canavarin metafor olarak kullanimi on plana alinarak filmde tarihe iliskin temsi...
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Journal of Turkish Studies, 2018
Anadolu Türk Efsanelerinde Cimrilik, 2021
Academic Perspective Procedia
International Journal of Language Academy, 2023
Sovyetler Birliği’nde İdeolojik Bir Araç Olarak Tarihi Roman, 2015
Beü İlahiyat Fakültesi dergisi, 2023
International Journal of Filologia, 2021
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi, 2014
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2017
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2021
BUGU Dil ve Egitim Dergisi
Journal Of History School, 2020
Edebî Eleştiri Dergisi, 2023
7. INTERNATIONAL HISTORY AND CULTURE CONGRESS , 2022