Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2015, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi
ÖZET Çocuk hakları, kanunen veya ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel kavramdır. Çocuk hakları, insan hakları kavramının içinde ele alınması gereken bir konudur. Bugün, dünyanın birçok yerinde var olan insan hakları ihlalleri, çocuk boyutunda daha geniş kapsamlı ve büyüyerek, müdahale edilmesi daha zor bir şekilde yer almaktadır. Çocukların erişkinlerden farklı fiziksel, fizyolojik, davranış ve psikolojik özellikleri olduğu, sürekli büyüme ve gelişme gösterdiği bilincinin yerleşmesi, çocukların bakımının bir toplum sorunu olduğu ve bilimsel yaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerektiği düşüncesi, Cenevre Çocuk Hakları Bildirisi ile şekillenmiştir. Günümüzde çocuk hakları ile ilgili olan uluslararası belge 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve 193 ülke tarafından onaylanmış olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmedir. Türkiye'nin çocuk politikası 25 milyon çocuğun olduğu ülkemizde üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Dolayısıyla çocuk sözleşmesiyle eşgüdüm halinde çalışan çocuk hakkı temelinde bir politika tam anlamıyla hayata geçirilmelidir.
Güncel Olaylarla Çocuk Hakları Öğretimi, 2025
Demokrasinin ve sürdürülebilir kalkınmanın ana konusu: Çocuk Hakları Küresel değişimlerin hız kazandığı günümüzde, çocuk haklarını öğretmek ve öğrenmek her zamankinden daha önemli hale geliyor. Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin evrensel ilkelerini temel alan bu kitap, çocuk hakları eğitiminin olanaklarını ve sınırlarını anlamaya yönelik kapsamlı bir rehber sunuyor. İlkokul öğrencilerine yönelik geliştirilen etkinliklerle çocuk hakları farkındalığını artırmayı amaçlayan bu eser, teorik bilgilerin yanı sıra, öğretmenler ve eğitimciler için pratik ders planları ve çalışma yaprakları da içeriyor. Bu konunun ilkokul öğrencilerine öğretilmesinde rol model davranışları pekiştirecek uygulamalara ihtiyaç vardır. Güncel olaylarla zenginleştirilen bu çalışma, çocukların kendilerini ifade edebilecekleri bir öğrenme ortamı sunarken, onların haklarını savunabilme becerilerini geliştirmelerine de katkı sağlıyor. Öğretmenlerden akademisyenlere, program geliştiricilerden öğretmen adaylarına kadar geniş bir okuyucu kitlesine hitap eden bu kitap, çocuk hakları öğretimine dair yenilikçi bir bakış açısı sunuyor. Eğitimde kalıcı bir değişim yaratmak isteyen herkes için vazgeçilmez bir kaynak!
Copyright © Vizetek Bu kitabın basım, yayım ve sa ş hakları Vizetek Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ai r. Vizetek Yayıncılık'ın izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı, elektronik, mekanik, fotokopi, manye k, kayıt ya da başka yöntemlerle çoğal lamaz, basılamaz, dağı lamaz. Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile sa lmaktadır. Sayın okuyucularımız, bandrolsüz yayınları sa n almamanızı diliyoruz. Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazar(lar)ına ai r.
2016
Cocuk haklari, cocuklarin dogustan sahip oldugu onlari koruma altina alan haklardir. Bu haklarin uygulamaya konulabilmesi oncelikle cocuklarin haklarini bilmesi ile yakindan iliskilidir. Ayrica cocuk haklari cocuklarin yas, cinsiyet, sosyoekonomik durum gibi degiskenlerden etkilenmektedir. Bu baglamda, bu arastirmanin amaci farkli sosyoekonomik duzeylerden gelen cocuklarin cocuk haklarina iliskin algilarini onlarin kendi yazili ifadeleriyle ortaya koymaktir. Arastirma nitel arastirma yontemi kullanilarak gerceklestirilmistir. Arastirmada maksimum cesitlilik orneklemesinden yararlanilmistir. Arastirma, katilan ogrencilerin cesitliligini yansitmak amaciyla alt, orta ve ust sosyoekonomik duzeydeki okullarda 91 ogrencinin katilimiyla gerceklestirilmistir. Veriler dokuman incelemesi yoluyla toplanmis, analizinde icerik analizi teknigi kullanilmistir. Arastirmada bulgular sosyoekonomik durumlar dikkate alinarak sunulmustur. Cocuga iliskin algilar, cocuk haklarinin icerigine iliskin algila...
2014
Cocuk haklari, kanunen veya ahlaki olarak dunya uzerindeki tum cocuklarin dogustan sahip oldugu, egitim, saglik, barinma, fiziksel, psikolojik veya cinsel somuruye karsi korunma gibi haklari tanimlayan evrensel bir kavramdir. Son yillarda ozellikle goc, hizli kentlesme, bolgesel farkliliklar, ekonomik kriz, yoksulluk, cocuk ve genc nufusun buyuklugu, issizlik, kuresellesme, aile ici siddet, cocuk yetistirme gelenekleri, toplumsal cinsiyet esitsizlikleri, teror, bilgi teknolojileri, emek somurusu, pornografi ve yasa disilik gibi olumsuz etkenler nedeniyle cocuk haklari ihlalleri oldukca buyuk boyutlara ulasmistir. Ailelerin istedikleri zamanda ve istedikleri sayida ve olanaklari olcusunde cocuk sahibi olabilmeleridir. Cocuk haklarina iliskin onemli gelismeler olmakla birlikte sorunun boyutlari goz onune alinarak; cocuk haklarinin temeli olan yasama, korunma, gelisim ve katilim haklari dikkate alinarak cocuklar yetistirilmeli, haklari ihlal edilen ve suca suruklenen cocuklara pozitif ...
Çocuk Gözüyle Türkiye'de Çocuk Hakları Sorunu, 2019
"Çocuklar insanların üçte birini oluşturuyor. Çocukluk dönemi ise insan hayatının üçte birine denk geliyor. Öyleyse, Çocuklara yeryüzündeki bütün zenginliklerin üçte birini vermeliyiz. Bu, bir lütuf değil, onların hakkıdır.” Korzcak-1941 Yeryüzünün üçte birini veremedik. Hiç değilse bu çalışma onların olsun…
Akdeniz Medical Journal
Erişkin çağda hipertansiyon, genel populasyonun büyük bir kısmını etkileyen bir sağlık sorunudur. Çocukluk çağında daha nadir olduğu bilinmekle beraber pediatrik hipertansiyon özellikle son yıllarda giderek önem kazanmış ve ciddi bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Çocuk ve ergenlerde artan obezite salgını ile beraber hipertansiyon prevalansında artış meydana gelmektedir. Hipertansiyon, vücuttaki birçok metabolik bozukluğa ve erişkin çağ hipertansiyonuna yol açabileceğinden önlenme ve tedavisi çok önemlidir. Çocuklarda normal kan basıncı değerleri yaşa, cinsiyet ve boya göre değişir; bu nedenle, çocuklarda hipertansiyonun nasıl teşhis edilip tedavi edileceğine dair artan farkındalık, giderek artan bu yaygın durumla mücadele etmek için gereklidir. Hipertansiyon tedavisi için farmakolojik yöntemler ve yaşam tarzı değişikliklerini içeren nonfarmakolojik tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Beslenme yönetimi, fiziksel aktivite, obezlerde ağırlık kaybı gibi yaşam tarzı değişiklikleri hem farmakolojik hem de nonfarmakolojik tedavi sırasında hipertansiyonun kontrol alınmasına yardımcı olur. Obez hipertansiyonlu çocuklarda fiziksel aktivitenin de artırılması yoluyla ağırlık kaybının kan basıncı değerlerinde düşüşler sağlayacağı belirtilmektedir. Çocuk ve ergenlerde tuz tüketimi sınırlandırılmalıdır. Akdeniz tipi diyet ve DASH(Dietary Approach to Stop Hypertension) diyeti uygulanarak çocuk ve adölesanların yeterli mineral ve vitaminleri almaları ve yağ tüketiminin azaltılmasıyla sağlıklı beslenmeleri sağlanarak hipertansiyon kontrol altına alınabilir.
milli eğitim dergisi, 2020
Çocuk hakları tüm dünyadaki çocukların doğuştan sahip olduğu kanunlar ve ahlaki değerlerle desteklenen yaşama, barınma, eğitim, sağlık, fiziksel ve duygusal istismara karşı korunma gibi hakların hepsini kapsayıcı nitelikte evrensel bir kavramdır. Çocuklarla çalışan her öğretmenin çocuk haklarının neler olduğunu bilmesi; uygulamalarında çocukların haklarını gözetmesi ve her çocuğu sahip olduğu haklar konusunda bilinçlendirmesi açısından önem taşımaktadır. Bu sebeple gerçekleştirilen nitel çalışmanın amacı; okul öncesi, ilkokul ve ortaokul bünyesinde görev yapan öğretmenlerin çocuk hakları konusundaki görüşlerini ortaya koymaktır. Çalışma grubunu okul öncesi öğretmenliği, sınıf öğretmenliği, Türkçe, matematik, fen bilgisi, İngilizce, din kültürü gibi çeşitli branşlara sahip ve çocuklarla aktif olarak çalışan 64 öğretmen oluşturmuştur. Araştırmaya ait veriler yarı yapılandırılmış görüşme formları aracılığıyla elde edilmiş olup içerik analizi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda; öğretmenlerin birçoğunun çocukların barınma, sağlık, beslenme, eğitim, oyun gibi temel haklarına vurgu yaptıkları belirlenmiştir. Öğretmenler çocukların en fazla istismara uğrayan haklarının ise oyun ve eğlence haklarının olduğu görüşünü ortaya koymuşlardır. Çok az öğretmenin çocukların düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilme ve katılım haklarının bulunduğundan bahsetmesi ise öğretmenlerin bu haklara ilişkin bakış açılarının yetersiz olduğu düşüncesini akla getirmiştir.
Journal of Social Research and Behavioral Sciences
This study aims to emphasize the importance of considering children's rights in the social structure, especially in the family, during the Covid-19 pandemic process. Learning-teaching environments, which are new for children, parents and educators, distance education practices, and precautionary restrictions during the pandemic process cause stress on individuals and cause child abuse in the family. Although distance education applications are found useful and convenient in terms of protecting children from diseases and dangers and meeting their right to life and development, they cause violations of rights and some developmental problems for children who cannot access online courses. The near-future developmental consequences of social isolation, which is one of the measures taken during the pandemic process, especially when pre-school children's physical activities (the right to play) and their ability to socialize with their peers are examined in different studies. In thi...
Bu çalışma, kentlere, çocuk haklarının gerçekleşmesi açısından çocuk dostu kent temelinde bakmayı amaçlamaktadır. Kentler gittikçe büyümekte ve insanlardan uzaklaşmaktadır. Kenti çocukla dost yapmak, gelecek nesillerin bedensel zihinsel, duygusal ve ahlaki gelişimi için çocukların değerinin farkında yetişmesi sağlanacak olan koşullarla ilgilidir. Ülkemizde aileler için çocukların ne ifade ettiği ve onlara atfettikleri değerler, toplum yapısı, sosyal hayat, yaşam alanı, maddi ve manevi olanaklar ölçüsünde değişmektedir. Çocuklar birer insan olarak en az yetişkinler kadar sahip olmaları gereken, ama olamadıkları devredilemez insan hakları ile doğarlar. Kaynağını insan haklarından alan Evrensel Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne dayalı kabul edilen Çocuk Dostu Kent Projesi'ne niçin ihtiyaç duyulduğu, bu kentlerin taşıması gereken özellikler, çocuk haklarını kullanabilmeleri açısından gerçekleşme durumları bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu bağlamda, ülkemizde Avrupa Birliği'ne ye uyum sağlamak adına zorunlu bir düzenleme olan çocuk dostu kent yaklaşımı, çocuk haklarının gerçekleşmesi doğrultusunda irdelenmektedir. Anahtar Kelimeler Kent, kentleşme, çocuk, çocuk hakları, çocuk dostu kent. ABSTRACT This study aims to look at cities on the basis of a child friendly city in terms of the fulfillment of children's rights. Cities are growing and getting away from people. To make a city child friendly is concerned with the conditions to be provided for the physical, mental, emotional and moral development of future generations. The values that children express for their families and what they attribute to them vary within the frame of social structure, social life, living space, material and spiritual possibilities. Children are born as human beings with inalienable human rights which they can not have but at least should have like adults. The reason of the need for the Child-Friendly City Project depended on the Universal Convention on the Rights of the Child which is based on human rights, the features that these cities should possess, and the realization of the children's rights constitute the subject of this study. In this context, the child friendly city approach, which is a compulsory regulation in our country so as to adapt to the European Union, is investigated in accordance with the realization of children's rights.
İngiliz ulusal haber kanalı BBC'nin Ekim ayında yayınladığı Panorama programında dünya çapında bilinirliği olan çokuluslu hazır giyim şirketlerinin tedarik zincirlerinin Türkiye ayağında faaliyet gösteren tedarikçilerinin giyim üretim süreçlerinde kayıt-dışı (ve kanun-dışı) çalıştırılan mülteci çocukların durumları ekrana getirildi. Programda yer alan görüntüler gizli kamerayla çekilmiş, programın sunucusu hem tedarikçilerle hem de tedarikçilerin kamyonlarını takip ederek tespit ettiği alt-tedarikçileriyle yaptığı görüşmelerde kendini başka bir uluslararası giyim markasının yetkilisi olarak tanıtmış, kimliğini muhataplarından gizlemiştir. Programda yer alan görüntü ve iletişimlerin birçoğunun yasal olmayan yollarla elde edilerek ekrana getirildiği açık gözükmektedir. Ayrıca, bu programın gösteriminin BBC tarafından bir Pazartesi günü akşamında televizyonun en çok izlendiği saat (prime time) olan 20.30'a uygun görülmesinin de altını çizmek gerekir. Panorama programında yer alan kayıtların elde edilme biçimlerinin yasal olup olmaması veya yayın etiğine uygunluğunun tartışılması apayrı bir değerlendirmeyi gerektirirken, ilgili programda işlenen " içerik " insan hakları-temelli bir bakış açısıyla incelenmeyi gerektirmektedir. Konuya " İnsan hakkı nedir? " sorusuyla başlamak gerekir: En basit cevap sanırım insanın insana yakışır bir şekilde yaşama ve davranılma hakkı olduğudur. Birleşmiş Milletler tarafından 1948 yılında kabul edilen Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi (EİHB) insan haklarının hangi din veya ırktan olduğu önemli olmaksızın zengine ve fakire, güçlüye ve zayıfa, erkeğe ve kadına, erişkine ve çocuğa eşit bir şekilde davranılması zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Gerçekten de EİHB'de belirtildiği gibi insan hakları her yaş grubu için söz konusudur; dolayısıyla, çocuklar da erişkinlerin sahip olduğu insan haklarına sahiptirler 3. Ancak, çocukların durumu erişkinlere göre oldukça farklıdır zira onların özel ilgi ve korumaya ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyacın temel nedeni aslında tamamen evrimsel bir geçmişi içinde barındırır. Yuval Noah Harari'nin Sapiens adlı kitabının ilk bölümünde bahsettiği gibi insanoğlu vahşi dünyanın zor koşullarında hayatta kalabilmek için bir yandan bacaklarıyla hareket etmek diğer yandan da taş vs. atarak kendini korumak için iki ayağının üstünde dik durabilmeyi kendinde sonradan geliştirmiştir. Dik durabilmek insan anatomisine aykırı olduğu için bazı dezavantajları da beraberinde getirdi. Kadınların kalçaları ve dolayısıyla doğum kanalları dik durabilmeyi başarmak için daraldı ve doğum onlar için oldukça zorlaştı. O yüzden sadece erken doğum yapabilen kadınlar hayatta kalma şansına sahip olabildi çünkü doğum yaparken bebeğin kafası o kadar büyümüş olmadığından rahatlıkla doğum kanallarından dışarı çıkabiliyordu. Zamanla insanlar bu durumu biyolojik olarak da kabullenerek diğer hayvanlara kıyasla daha erken doğum yapar hale geldiler. Hayati sistemleri tam gelişmemişken doğurulan insan yavruları bunun bedelini diğer hayvanlara göre çok daha uzun süre büyüklerine bağımlı biçimde yaşamak zorunda kalarak ödemeye başladılar. Bu bedelin küreselleşen dünyada giderek daha da ağırlaştığını söylemek yanlış olmayacaktır. 1 11.11.2016 tarihinde T24'te yayınlanmıştır. Bknz. http://m.t24.com.tr/haber/cocuk-haklarina-insan-haklari-temelli-bir-yaklasim,370285 2 İstanbul Bilgi Üniversitesi kamu hukuku doktora öğrencisi ve İstanbul Barosu Avukatı 3 Bu yazı kapsamında çocuk tanımı bakımından 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 6/1-c maddesinde yapılan " 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur " ifadesi referans alınmıştır.
eku.comu.edu.tr
Günümüzde dünya gündemini ilgilendiren konulardan biri de şüphesiz insan hakları sorunudur. Kişilerin; insan haklarının farkında olmaları, onları kullanma ve korumayı içtenlikle istemeleri, bu hakların neden korunması gerektiğinin bilincine varmaları, aynı zamanda da neyin, niçin, nasıl korunabileceğini bilmeleri ancak alacakları eğitimle gerçekleşir. Demek ki, insan haklarının bilinmesi için eğitim ve öğretim büyük bir öneme sahiptir. Özellikle de sosyal bilgiler ile vatandaşlık ve insan hakları eğitimi dersleri bu eğitim ve öğretimin temelini oluşturur. Bu bağlamda araştırmanın amacı, sosyal bilgiler öğretmenlerinin "çocuk hakları"nı nasıl algıladıklarını tespit etmek ve Türkiye'nin çocuk gerçeği açısından çocuk hakları konusundaki durumunu betimlemektir. Araştırmada yöntem olarak betimleme modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini İstanbul ili ilköğretim okullarında görevli bulunan sosyal bilgiler öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise İstanbul ili ilköğretim okullarında görevli bulunan sosyal bilgiler öğretmenleri arasından tesadüfî örnekleme metodu ile seçilen 400 sosyal bilgiler dersi öğretmeni meydana getirmektedir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin tamamına, çocuk haklarını algılamaları üzerine anket uygulanmış, 30'u ile de görüşme yapılmıştır. Araştırmada, görüşme ve anket ile elde edilen veriler betimsel analize tabi tutulmuştur. Betimsel analiz, elde edilen verilerin daha önceden belirlenen temalara/görüşme sürecinde kullanılan sorulara göre özetlenip yorumlanmasıdır. Sonuç olarak öğretmenler, Türk toplumunda çocuk gerçeğini Çocuk Hakları Sözleşmesi ile öngörülen bazı hedeflerin gerisinde olduğunu ifade etmişlerdir.
Çember: Çocuk Politikası Dergisi, 2022
Çocuk hakları, çocukların insan haklarıdır. Her çocuğun var oluşuyla değerli, biricik, kendini gerçekleştirme gücü olduğuna ve ona borçlu olunan muameleye işaret eden düşünceyi, 18 yaşına kadar herkes için özel bir statüyü ve bunu temel alan mücadele alanını tanımlar. Çocuklara karşı her türlü onur kırıcı ve kötü muamelenin ortadan kaldırılması için bir taleptir. Her çocuk için daha iyi bir dünya, eşitlik ve adalet talebinin yüksek sesle söylenmesidir. Bu talebin temel dayanağı ise insan hakları kavramıdır.
Bu araştırma, çocuk, çocukluk ve çocuk haklarına ilişkin Türkiye Türkçesinde yer alan atasözlerini belirlemek için gerçekleştirilmiştir. Araştırma nitel araştırma yaklaşımı ile yürütülmüş; araştırmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması kullanılmış ve verilerin analizi içerik analizi ile yapılmıştır. Çalışmada Aksoy (1988)’un Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü I-II ve TDK (2009)’nin Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyimler I-II örneklem olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda 6915 atasözü incelenmiştir. Ele alınan atasözlerinin 285’inin doğrudan çocuk, çocukluk ve çocuk hakları ile ilgili olduğu belirlenmiştir. Dolayısıyla atasözlerinin % 4,12’sinde doğrudan çocuğa ilişkin olumlu veya olumsuz yargılarda bulunulduğunu söylemek mümkündür. Bu atasözlerinin % 38’24’ünün çocukların yaşama, % 31,57’sinin korunma, % 22,80’inin gelişme, % 7,36’sının katılım haklarına ilişkin olduğu belirlenmiştir. Bu dört kategorideki atasözlerinin % 53,33’ünün olumsuz yargı; % 46,66’sının olumlu yargı bildirdiği ortaya konmuştur.
Sosyal Hizmet ve Öteki, 2014
Çocukluk kavramı, genel olarak içinde şekillendiği tarihsel, ekonomik, dinsel ve entelektüel ortama özgü bir görünüm almıştır. Postman'ın da öne çıkardığı gibi bazı durumlarda zenginleştirilen çocukluk fikri, bazen ihmal edilmiş, yok sayılmış ve bazen de
“EĞİTİM BİLİMLERİ Teori, Güncel Araştırmalar ve Yeni Eğilimler”, 2020
The present study aimed to examine the 4th, 5th, 6th and 7th year Social Studies textbooks in terms of children’s rights. The descriptive case study design, one of the qualitative research designs, was used for this purpose. Document analysis was preferred as the data collection method. The documents covered by the study comprised the Social Studies textbooks on the EBA online social education platform created by the Ministry of National Education and widely used by teachers. The textbooks were analysed according to the basic categories specified in the text of the Convention on the Rights of the Child (2004). It was seen as a result of the analysis that in the Social Studies textbooks, children’s rights were mostly addressed in the learning domain of “Individual and Society”. It was observed that children’s rights were not covered at all in the learning domain of “Production, Distribution and Consumption” in any year level in these textbooks. Children’s rights were also not encountered in the learning domains of “Science, Technology and Society” in the 7th year, “People, Places and Environments” and “Global Connections” in the 5th and 6th years and “Culture and Heritage” in the 6th and 7th years in the textbooks. Thus, these learning domains can be enriched with content related to children’s rights in social studies textbooks. It was found out that, compared to others, the 4th year Social Studies textbook was the one which addressed various children’s rights the most. The least number of types of children's rights were in the 6th and 7th year textbooks. The most content related to children's rights was found in the 5th year and the least content in the 6th year textbooks. It was determined that, among the Social Studies textbooks, the “right of children with special needs” were least common in the 4th and 6th year books and completely absent in the 5th and 7th year textbooks. It can be argued that this right is one of the most fundamental rights that need to be improved in the textbooks. Although the books generally differed from each other in terms of the diversity of children's rights, it was observed that variety and content was limited especially in 6th and 7th year textbooks. The subject matter textbooks should be enriched with various rights of children. Keywords: Social studies textbooks, children's rights, learning domains.
2017
Cocuk haklari kavrami, bir toplumun saglikli insasinda oldukca onemlidir. Her ne kadar bu kavram yasalarla guvence altina alinmis olsa da, uygulamada durumun boyle olmadigi bilinmektedir. Bununla birlikte cocuklarin da bu konuda yeterli bilgilerinin olmadigi bilinmektedir. Bu dogrultuda cocuklarin kendi haklari konusunda ne derece bilgili olduklarini belirlemek arastirmanin amacini olusturmustur. Nitel arastirma yontemlerinden olgu bilim calismasi olarak gerceklestirilen arastirmada, veriler “Genel Bilgi Formu” ve “Nitel Gorusme Formu” ile toplanmistir. Arastirma sonucunda, cocuklarin %53,3’unun erkek, %43,3’unun 10-11 yaslarinda oldugu, %66,7’sinin altinci sinifa devam ettigi belirlenmistir. Arastirmaya katilan cocuklarin yarisi 18 yasin uzerini yetiskin olarak ifade ederken, %33,3’u oyun ve egitimi kendilerine yonelik haklar olarak belirtmislerdir. Cocuklarin %46,6’si kendilerini korumak gorevini anne-babasina atfederken, %26,6’si devlete atfetmistir. Cocuklarin %20’si nufuz cuzda...
Uluslararası Karamanoğlu Mehmetbey Eğitim Araştırmaları Dergisi
Bu araştırmanın amacı, ilkokul sosyal bilgiler dersinde güncel olay kullanımının öğrencilerin çocuk hakları tutum ve farkındalıklarına etkisini tespit edebilmektir. Araştırmada karma yöntem desenlerinden yakınsayan paralel desen kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu bir devlet okulunda öğrenim gören 4. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin verilerini toplamak amacıyla “Kişisel Bilgi Formu”, “Çocuk Haklarına İlişkin Tutum Ölçeği”, Uçuş (2013) tarafından geliştirilen “Çocuk Hakları Farkındalık Ölçeği”, “Görüşme Formu”, “Gözlem Formu” kullanılmıştır. Elde edilen bulgular incelendiğinde, çocuk hakları öğretiminde güncel olayların kullanıldığı deney ve kontrol grubu öğrencilerinin çocuk haklarına ilişkin tutum ve farkındalık ön test – son test puanları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur. Bununla birlikte deney grubu ve kontrol grubu öğrencilerinin son test puanları karşılaştırıldığında deney grubu lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Yapılan g...
Erken Çocukluk Çalışmaları Dergisi, 2020
Çocuğun ögesi olduğu çalışmalar birçok disiplinin ilgi alanına girmektedir. Türkiye'de çocukların gelişimleriyle ilgilenen bilim dalı ise çocuk gelişimidir. Çocuk gelişiminin geçmişten günümüze yaşadığı değişim sürecini incelemek bu çalışmanın başlıca amacını oluşturmaktadır. Türkiye'de lisans düzeyinde ilk Çocuk Gelişimi bölümü 1968 yılında Hacettepe Üniversitesi'nde kurulmuştur. 2020 yılında Türkiye'de lisans düzeyinde 86 Çocuk Gelişimi bölümü bulunmaktadır. 2019 yılı tercih kılavuzuna göre lisans düzeyinde çocuk gelişimi bölümlerinde toplam 4019 kontenjan bulunmaktadır. Türkiye'de bulunan Çocuk Gelişimi bölümlerinde toplam 255 akademik personel bulunmaktadır. 2003-2018 yılları arasında Çocuk Gelişimi mezun sayısı 6468'dir. Çocuk Gelişimciler sağlık, eğitim, sosyal hizmet, adalet ve diğer alanlarda görev yapmaktadır. Çocuk gelişimi bölümü 52 yıllık geçmişi, binlerce mezunuyla milyonlarca çocuğa hizmet etmektedir. Çocuk gelişimi bölümlerinin sayısının artmasıyla %28'i çocuk nüfusuna sahip olan Türkiye'deki tüm çocuklara ulaşmak hedeflenmektedir. Bu hedefte birincil amaç çocukların sağlığının korunması ve geliştirilmesidir. Çocukların sağlığının korunması ve geliştirilmesi için de daha fazla çocuk gelişimciye istihdam alanı oluşturulması büyük önem taşımaktadır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.