Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2002
…
6 pages
1 file
P ozitif bilimlerin temel ilkelerinden birisi ve pozi-tif düflüncenin ilk basama¤› kuflkulanmakt›r. Psi-kofarmakolojide kuflkulanmak ise, psikotropik bir ilac›n etkilili¤inin irdelenmesi ile bafllar. Bir psikot-rop ilac›n klinik de¤erlendirilmesi için de kontrolsüz a-ç›k klinik çal›flmalardan, plasebo ya da aktif standart bir ilaçla karfl›laflt›rmal›, kontrollü, çift ya da daha faz-la say›da kör randomize, paralel bir ya da daha fazla koldan (arm) klinik denemelere kadar çok çeflitli yön-temler gelifltirilmifltir. Kontrollü klinik araflt›rma yap-man›n amac›; akut tedavi ya da idame tedavisinde ila-c›n etkisini di¤er etkilerinden, hastal›¤›n do¤al seyrin-deki de¤iflmelerden, plasebo etkisinden ve daha önce yap›lm›fl klinik denemelerdeki önyarg›l› bak›fl aç›lar›n-dan ar›nd›rarak irdelemektir (1-13). Bir klinik deneye, öncelikle sa¤lam ve do¤ru bir varsay›m kurmakla bafllanmal›d›r. Ard›ndan, uygun hasta ya da deneklerin özenle seçilmesi, uygun yön-temlerin kurulmas›, verilerin dikkatli...
2021
Bruxism, also known as teeth grinding, is an unusual activity that affects people's quality of life to a certain extent. Bruxism that occurs during the day and / or during sleep is thought to have a multifactorial etiology. There are many studies on the etiology of bruxism, but certain issues have not been fully clarified in these studies. Various methods are used in the treatment, but the main factor must be found in order to apply effective treatment of bruxism. As well as psychotropic drugs used in the treatment of bruxism, there are also psychotropic drugs that initiate bruxism or induce bruxism. The effects of these drugs at different doses and durations vary. In this review, we investigated the etiology of bruxism and the effects of psychotropic drugs on initiation, induction and treatment of bruxism. Thus, we tried to emphasize the effect of drugs used in evaluating or treating bruxism.
2003
The use of psychotropic medication in pre-schoolers Objective: The aim of this study was to determine the prevalence, indications, dosage, duration, efficacy and safety of psychotropic medications used in pre-schoolers across a five year span and to assess the compliance of family to pharmacotherapy. Methods: This study was retrospective and descriptive in design. Data has been collected through the review
Journal Of History School, 2013
Psikotarihe yöneldim; çünkü çaresizlik içindeydim. Bir psikiyatrist olarak yatılı bir hasta hakkında yaptığım klinik çalışmam sayesinde, hastalarımızın çoğunda "bazı şeyleri kaçırdığımızı" farketmeye başlamıştım. Uzun süre ihmal edilmiş olan hayatın güncel travmatik olayları, özellikle çocukluk travması ile ilgili olanlar, açıkça ruhsal bozukluğun gelişiminde eğitimim sırasında inanmaya yönlendirildiğimden daha önemli bir rol icrâ ediyordu. 1980'lerden itibaren, genel psikiyatri çevrelerinde çalışan bazılarımız, depresyon, benlik yıkımı, bağımlılıklar, yeme bozuklukları, panik anksiyete, kişilik çözülmesi ve karakter bozuklukları gibi rahatsızlıklardan muzdarip hastalardan veri toplarken travma hakkında düzenli bir biçimde sorular sormaya başlamıştı. Şaşkınlıkla, hastaların yüzde seksenden fazlasının uzun süreden beri devam eden, sert ve mükerrer travma deneyimlerini barındıran geçmişlere sahip olduklarını keşfetmeye başladık. Genellikle çocukluklarında ortaya çıkan bu deneyimler, hayatlarının sonraki dönemlerinde de devam ediyordu. Hastalar, görünüşe bakılırsa her zaman gözler önüne sermeye hazır oldukları geçmişlerini değiştirmediler. Fakat biz farklı sorular sormaya başladık. Pek çok psikiyatrik görüşmede mündemiç bulunan soruyu, yani "Sorunun nedir?" sorusunu sormak yerine, "Sana ne oldu?" sorusunu sormaya başladık. Kurbanları itham etmekten onlara gönüllü tanıklık etmeye geçiş, bütünüyle farklı cevapların ortaya çıktığı bir sonucu doğurdu. Cevaplar işimize bakışımızı ve bunu yaparken de hayatımızı değiştirmeye başladı.
DergiPark (Istanbul University), 2015
Psikolojik Ģiddet, kurumlarda iĢ verimi ve çalıĢan sağlığı açısından önemli bir olgu olarak karĢımıza çıkmaktadır. ÇalıĢanlarda iĢ memnuniyetinin ve motivasyonun düĢmesi, çalıĢanların sosyal izolasyon sorunu yaĢaması gibi potansiyel olumsuz sonuçlara sahip olan ve çalıĢanların hem iĢ hem de sosyal hayatlarını etkileyen bu kavram, çalıĢma kapsamında daha fazla araĢtırılan konu haline gelmiĢtir. Bu amaçla, bu araĢtırmada, psikolojik Ģiddetin genel ve örgütsel sinizme etkilerini ortaya çıkarmak amaçlanmıĢtır. AraĢtırma, Konya"da altı büyük hastanedeki sağlık çalıĢanları arasında gerçekleĢtirilmiĢtir. Yapılan regresyon analizi sonucunda psikolojik Ģiddet, genel sinizm üzerinde istatistikî açıdan anlamlı bir etkiye sahip bulunmamıĢtır. Psikolojik Ģiddet, örgütsel sinizm, örgütsel sinizm-biliĢsel boyut, örgütsel sinizm-duygusal boyut üzerinde anlamlı bir etkiye sahip bulunurken; örgütsel sinizm-davranıĢsal boyutunda istatistikî açıdan anlamlı etki tespit edilememiĢtir.
Journal of Turkish Studies, 2018
2000
The use of antipyschotic prescription for an university psychiatry clinic: A retrospective study Objective: The launch of new generation antipsychotics in 1990 impacting the prescription trends all over the world. The aim of this study was to evaluate trends and patterns regarding antipsychotic prescription on inpatient and outpatient basis at a university clinic. Method: Study period encompassed the years 1996-2005.
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2017
Borçlar Kanunu'nun 417.maddesi kapsamında mevzuata giren psikolojik taciz düzenlemesi çalışma mevzuatında var olan önemli bir eksikliği ortadan kaldırmıştır. İşyerinde psikolojik taciz, bir topluluk içinde iki insandan birinin diğerine uyguladığı psikolojik şiddet olarak tanımlanabilir. Psikolojik taciz eylemi, zaman içinde psikolojik terör, psikolojik şiddet, duygusal taciz, zorbalık, yıldırma ve bezdiri gibi kavramlarla da ifade edilmiştir. Çalışma ilişkilerinde sık sık gündeme gelen psikolojik taciz; ast, üst veya eşitleri tarafından bir kişiye yönelen saldırıdır. Kişilik haklarına yönelik birçok fiilin psikolojik saldırı olduğunun iddia edilmesi mümkündür. Ancak saldırının psikolojik taciz olarak değerlendirilebilmesi için, saldırganın fiilinin psikolojik tacizin ayırt edici özelliklerini taşıması gerekmektedir. Psikolojik taciz olarak kabul edilmeyen hallerde mağdur, saldırıyı gerçekleştirenin bu tutum ve davranışlarına karşı da yasal yollara başvurabilecektir. Psikolojik tacizin işverenin kendisi ya da çalışanları tarafından yapılması halinde, işveren açısından yükümlülükler doğmaktadır. Bu fiiller aynı zamanda haksız fiil olarak değerlendirilebilir. Her halükarda işçilerin veya işverenin işçiye yönelik tutum ve davranışları haksız fiil teşkil etsin veya etmesin, yükümlülüğünü yerine getirmeyen işveren sorumluluk taşımaktadır. Uygulamada, çalışma hayatında yaşanan olaylar karşısında psikolojik taciz sorunlarının çözümüne yönelik önemli içtihatlar oluşturulmuştur. Özellikle Yargıtay'ın son yıllardaki emsal kararları sorunun çözümüne önemli katkı sağlamaktadır. Çalışmamızda, bu içtihatlar doğrultusunda uygulamada psikolojik tacizin hukuki sonuçları incelenmiştir.
The Journal of Social Science, 2018
Psikolojik travmayı çalışmak, hem doğal dünyadaki insan yaralanabilirliği hem de insan doğasındaki kötülük kapasitesiyle yüz yüze gelmektir. Psikolojik travmayı çalışmanın anlamı dehşetengiz olaylara tanık olmaktır. Olaylar doğal afet ya da "Tanrı'nın işi" olduğunda, tanık olanlar sempati duymaya hazırdır. Fakat travmatik olaylar insan yapısı olduğunda kurban ve fail arasındaki çatışmaya yakalanırlar. Bu çatışmada tarafsız kalmak ahlaken mümkün değildir. Seyirci kalanlar taraf tutmaya zorlanırlar. Kurban ve fail arasındaki duruma seyirci kalanlar, failin tarafını aslında tutuyorlardır ancak bundan haberdar değillerdir. Fail seyircilerin sessiz kalmasını ister. Kurban ise sahip çıkılmak ve yükünün paylaşılmasını bekler. Travma sonrası ortaya çıkan tepkiler pek çok faktöre bağlıdır. Potansiyel olarak travmatik olan olaylar tür ve sıklık açısından değişir ve bunların psikolojik etkileri kurbana özgü ve toplumsal değişkenler tarafından belirlenir. Travma sonrası ortaya çıkan tepkiler pek çok faktöre bağlıdır. Potansiyel olarak travmatik olan olaylar tür ve sıklık açısından değişir ve bunların psikolojik etkileri kurbana özgü ve toplumsal değişkenler tarafından belirlenir. Travma, bazen kendisi hastalık oluşturur, bazen tetikleyici rol oynar. Bu yüzden, travmaya maruz kalmanın bir dizi farklı belirti ve bozuklukla ilişkilendirilmesi şaşırtıcı değildir. Travma sonrası ortaya çıkan psikolojik sorunlar iki grupta incelenebilir. Birinci grup; psikolojik travmanın gerekli fakat rahatsızlığı oluşturmada yeterli olmadığı durumlar:
Individual and Family Factors in the Development of Psychopathology ÖZET Bireylerde meydana gelen psikopatolojik bozukluklar üzerinde etkili rol oynayan ve toplumun en küçük yapısı olan aile; her bireyin birbirine saygı, sevgi, merhamet gösterdiği ve bakım ihtiyaçlarının giderildiği bir kurumdur. Aile sistemini oluşturan tüm bireyler birbirlerini karşılıklı olarak etkilemektedirler. Aile içi ilişkilerin, çocukların psikopatolojileri ve sosyal-duygusal gelişimleri üzerinde önemli bir role sahip olduğu görülmektedir. Alan yazında patolojik aile yapısı; iç içe geçmiş aileler, kopuk aileler, evine bağlı olmayan bir eşin olduğu aileler, ilgisiz ebeveynli aileler veya olgunlaşmamış ebeveynli aileler olarak ayrılmaktadır. Kriz durumunda bu ailelerde strese karşı baş etme becerileri veya problem çözme becerileri normal ailelere göre oldukça düşüktür. Patolojik ailelerin en önemli özelliği, iletişim becerilerinin bozuk, üyeler arası ilişkilerin kopuk ve kurallara bağlı olmasıdır. Sağlıklı ve patolojik aileler karşılaştırıldığında, aile içerisinde iletişim kurma, sorumlulukları yerine getirme, rollerin eşit dağılımı, yakınlık, vb. özellikler iki aile tipini ayırmada belirleyici olmaktadır. Kişisel özellik ve bireysel etkenler olarak adlandırdığımız cinsiyet, yaş, öğrenim, zeka, erken yaşta evlilik, psikiyatrik ve kronik hastalıklar, uyuşturucu madde ve alkol kullanımı gibi değişkenler bireyin ve ailenin psikopatolojisini etkilemektedir. Bireyin içinde doğduğu, büyüdüğü ve yaşadığı kültür ile uzlaşması, uyumu ve toplumun kontrol mekanizmalarına adaptasyonu bireyin sosyolojik kendiliğini oluştururken; özgün ve bireysel kendiliği, psikolojik kendiliğini meydana getirir. Sosyolojik ve psikolojik kendilik arasındaki iş birliği bireyi sağlıklı bir uyuma götürürken, ikisi arasındaki iş birliği ve bağlantı belirsizleştiğinde iki sistem birbirinden ayrı dinamiklerle çalışmaya devam eder. Bu makalede, psikopatolojinin gelişiminde etkili rol oynayan bireysel ve ailesel etkenler üzerinde durulmuştur. Anah tar Ke li me ler: Psikopatolojisi; bireysel etkenler; ailesel etkenler ABS TRACT The family, which is the smallest structure of the society and plays an effective role on the psychopathological disorders that occur in individuals, is an institution where every individual shows respect, love and compassion to each other and their care needs are met. All members of the family system affect each other mutually. It is seen that family relationships have an important role on children's psychopathology and social-emotional development. Pathological family structure in the literature are divided into; intertwined families detached families, families with an unrelated spouse, families with unrelated parents and families with immature parents. In case of crisis, stress coping skills or problem solving skills in these families are significantly lower than normal families. The most important feature of pathological families is that their communication skills are impaired, relationships between members are broken and are bound by rules. When healthy and pathological families are compared, communicating within the family, fulfilling responsibilities, equal distribution of roles, closeness, etc. characteristics are decisive in separating the two family types. Variables such as personal characteristics and individual factors such as gender, age, education, intelligence, early marriage, psychiatric and chronic diseases, drug and alcohol use affect the psychopathology of the individual and the family. While the individual's reconciliation and harmony with the culture in which he was born, growing up and living and adaptation to the control mechanisms of the society constitute the sociological self of the individual; the original and individual self creates the psychological self. While the cooperation between the sociological and psychological self leads the individual to a healthy harmony; when the cooperation and connection between them becomes unclear, the two systems continue to work with separate dynamics. In this article, individual and familial factors that play an important role in the development of psychopathology are emphasized.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2017
Journal of …, 2005
AYNA Klinik Psikoloji Dergisi, 2019
Bulent Ecevit University, 2016
DergiPark (Istanbul University), 2016
İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Bülteni, 2018
Turkiye Klinikleri Journal of Case Reports, 1990
FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2018
Journal of Mood Disorders, 2013
Gece Publishing, 2021
DEPREM PSİKOLOJİSİ, 2023
DergiPark (Istanbul University), 2018
Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 2003