Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, MECMUA Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi [
…
24 pages
1 file
Öz Yeme içme ve genel olarak sofra konusu, fertlerin gündelik hayatlarında olduğu kadar, kültür vakıasının da mühim unsurlarından biridir. Edebî eserler, içinde yazıldığı toplumun kültürel ögelerini içerirler. Kültürle ilgili unsurlara dâhil edilebilecek en önemli başlıklardan biri, kuşkusuz yeme içmedir. Bir uzun hikâye (novella) olan Sevincini Bulmak, Mustafa Kutlu tarafından Eylül 2018"de yayımlanmıştır. Eser, bünyesinde barındırdığı yeme içme kültürüne ait bilgilerle dikkatleri çeker. Hikâyeden hareketle, Anadolu"nun ve İstanbul"un yemek tecrübesi ve lezzet birikimi hakkında değerlendirmeler yapmak mümkündür. Eser, bu coğrafyanın gastronomik durumunu (mutfak, yemek düzeni ve sistemini), satır aralarında yansıtmaya çalışır. Bu makalenin amacı, Sevincini Bulmak"ta mutfak ve sofra kültürünün nasıl yer aldığını araştırmaktır. Hikâye kişileri ne yer, ne içerler? Anlatıcılar yeme içme kültürü üzerine neler söylerler? Bu gibi soruların cevaplarının arandığı makalede, Mustafa Kutlu"nun Yeni Şafak gazetesinde yayımladığı yeme içmeye ve mutfağa dair yazılarından da faydalanılmıştır. Makalede, mutfak kültürü dört ana başlık altında incelenecektir. Bu başlıklar, "Genel Olarak Anadolu"da ve İstanbul"da Yemek Kültürü", "Açık Havada Yemek Kültürü", "İçecekler", ve "Meyveler ve Sebzeler" şeklindedir. Bu inceleme, Mustafa Kutlu"nun ilgili hikâyesi üzerinde, bu konuların çalışıldığı bir araştırmadır.
Özet 1970`den itibaren Türk edebiyatında etkisi görülmeye başlayan postmodernizmin anlatım biçimlerinden biri de metinlerarasılıktır. Tarihi daha eskilere dayanmakla birlikte, bu anlatım biçimi postmodernizmin etkisiyle daha çok kullanılmaya başlanır. Türk edebiyatında geleneğe yönelen, gelenekten ilham alarak kendine özgü hikâyeler oluşturan Mustafa Kutlu, postmodernist edebiyatın temsilcisi olmamakla birlikte, bu edebiyatın tekniklerini hikâyelerinde kullanan bir yazardır. Onun eserlerinde, izleri daha ilk hikâyelerinde görülen, metinlerarasılık ilişkisi zamanla daha da zenginleşir. Mustafa Kutlu, hikâyelerinde metinlerarasılık tekniğinin çeşitli yöntemlerini kullanmaktadır. Bu çalışmada yazarın Yokuşa Akan Sular, Yoksulluk İçimizde, Ya Tahammül Ya Sefer, Bu Böyledir ve Sır isimli beş hikâye kitabına dâhil olan hikâyeler metinlerarasılık ilişkisi açısından tahlil edilerek kullanılan metinler ana hatlarıyla tasnif edilmektedir. Anahtar kelimeler: Mustafa Kutlu, Yokuşa Akan Sular, Yoksulluk İçimizde, Ya Tahammül Ya Sefer, Bu Böyledir ve Sır, hikâye, postmodernzm, metinlerarasılık Abstract Since 1970 years, one of the methods of postmodernism narration that had its influence in the Turkish Literature is intertextuality. Together with its history, based on the ancient times, this narrative style has been used by the impact of postmodernism more. Mustafa Kutlu, one of the writers of the Turkish Literature, who always referred traditional method and created fictions specific to convention being inspired by this, was not the representative of the postmodernist literature, but used the techniques of this literature in his writings. Since then, intertextual relations were met in his first writings, specially in his fictions and gradually grew rich. Mustafa Kutlu has been using the different techniques of intertextuality in his writings. This study deals with the classification, characteristic features and analysis of five fictions Water Flowing up to Slopes (Yokuşa Akan Sular), Poverty is Inside Us (Yoksulluk İçimizde), Patience or Travel (Ya Tahammül Ya Sefer), This is This (Bu Böyledir), The Secret (Sır) included in his story book from the viewpoint of intertextual relations. Key words: Mustafa Kutlu, Water Flowing up to Slopes (Yokuşa Akan Sular), Poverty is Inside Us (Yoksulluk İçimizde), Patience or Travel (Ya Tahammül Ya Sefer), This is This (Bu Böyledir), fiction, postmodernism, intertextuality.
Mustafa Kutlu, gelenekten ve hayattan aldığı kavramları halk kültürü ve ağzıyla okuyucusuna sunmayı başarabilen, bunu yaparken de birçok zaman alegorik bir anlatımı tercih eden önemli bir yazardır. Onun, “Kötü Bülbül” öyküsü, Türk edebiyatında ve dünya edebiyatında önemli yer tutan “gül ve bülbül” mazmununun parodik bir hâlidir. Öyküde, klasik edebiyatta “âşık ve maşuk”un alegorisi olan gül ve bülbülün hikâyesine dokunuşlar eleştirel bir tavırla yapılmış; bu eleştiriyi sağlamak için kavramların klasik çağrışımlarının ötesine geçilmiştir. Yer yer arabeske başvurarak, vandalist duygularla ve gelenekten intikam almayı amaçlayan yeni bülbül nesli, kendilerine biçilmiş yazgılarını yenmek için geleneği kırmayı arzulamışlardır. Kutlu, bu öyküsünde iç içe geçmiş öykü katmanları yaratarak alt ve üst metin oluşturmayı amaçlamış; üst metinde geleneği yıkmayı amaçlarken alt metinde yokluk bilgisine dair unsurları okuyucusuna sunmaya çalışmıştır. Bu çalışmada ise yazarın kurgusal girişimleri ve oluşturmak istediği anlam katmanlarının değerlendirilmesi yapılmıştır.
dersindir.net
İngilizce "self reflexivity" sözcüğünün Türkçe karşılığı olarak kullanılan özdüşünümsellik, Türk Dil Kurumunun sözlüğünde bulunmamasına rağmen bilimsel çalışmalarda yer alan bir terimdir. Çoğunlukla fotoğrafçılık ve sinema gibi görsel alanlarda, eseri inceleme yöntemlerinden biri olarak kullanılan özdüşünümselliğin, edebiyata da uygulanabileceği anlaşılmaktadır. Eser içinde kendine dönme, kendinden bahsetme ya da sanat eserinin ortaya koyuluş öyküsüne ve yöntemine yer verme (vb.) şeklinde uygulanan özdüşünümsellik; edebiyatta çoğunlukla postmodern roman ve öykülerde görülmektedir. Yazarın kendini esere dâhil ettiği, okunan metnin bir kurgu olduğunun altını çizdiği, aynı zamanda okuru da bu kurgusal dünyanın içine çektiği bir yaklaşım olarak değerlendirmenin mümkün olduğu bu yöntem; araştırmacıya, esere farklı bir noktadan bakma imkânı vermektedir. Öz farkındalık, öz bilinç sağlama anlamına da gelen özdüşünümsellik; yazara ya da yaratım ve yazım sürecine ait birtakım unsurları içermesinin yanı sıra, okurun kendi farkındalığını yaşaması ve öz bilincini geliştirmesi açısından eserin çözümlenmesine ayrıca bir katkı sağlamaktadır. Böylelikle bu yöntemde, yazar-eser-okur üçlüsünün yakın bir ilişki içinde olduğu sonucu da çıkmaktadır. Bu çalışma, özdüşünümsellik yönteminin her iki anlamını da ele almayı ve Mustafa Kutlu'nun "Makas" adlı öyküsü üzerinden edebiyata katkısını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
MENTEŞE (MUĞLA) MUTASARRIFI MUSTAFA TAYYAR PAŞA HAKKINDA 1876 YILINDA AÇILAN RÜŞVET VE YOLSUZLUK SORUŞTURMASI, 2024
Ulema ve tüccar, şikâyetlerine örnek olarak paşanın, tüccar olan yakın adamı Münip Zeyd'le ilgili uygulamalarını göstermişlerdir. Aslında bir tüccar olan Zeyd, kendisini bir zaviyenin şeyhi olarak tanıtmış, akrabalarının da zaviye dervişlerinden olduğu gerekçesiyle askerlikten muafiyetlerini sağlamıştır. Hatta Zeyd'in 1. kardeşi Seyfettin Efendi Temyiz Meclisi liva üyeliğine, 2. kardeşi, Şeyh Ahmet Efendi, Ticaret Mahkemesi başkanlığına, 3. kardeşi Alâeddin Efendi belediye meclisi üyeliğine, 1. amcası Yusuf Efendi, Liva İdare Meclisi üyeliğine, 2. amcası Hasan Efendi, mahkeme başkâtipliğine, amcaoğlu Mustafa Efendi, Salt kazası meclis üyeliğine getirilmiştir. Şikâyetçilere göre 50 neferden oluşan diğer akrabaları da kargaşa ve fesat ehli olduğundan halkın gönlünü kıran bu durumdan sorumlu mutasarrıf Tayyar Paşanın değiştirilmesini istemişlerdir. BOA, HR.TO, 458/12. ** BOA, ŞD, 2160/2. Tayyar paşa, ölümünden 11 gün önce bu muhakemesinin Şura-yı Devlet'e veya Bağdat'a nakledilmesi talebinde bulunmuştur. BOA, DH.MKT, 1500/43. *** BOA, Y.PRK.DH, 2/62. Tayyar Paşa, Manastır'daki görevi zamanında sağlık sorunları nedeniyle İstanbul'a yakın bir yerde görevlendirilmesini istemiştir. BOA, DH.MKT, 1341/93.
Bu çalışmada Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın çalışma arkadaşları arasında nasıl görülüp, algılandığının ipuçlarını veren, 1926 yılı Mart ayı içerisinde Vakit gazetesinde “Gazi Paşa’yı Nasıl Tanıdınız?” başlığıyla Arif Oruç imzasıyla yayınlanan bir röportaj dizisi ele alınmıştır. Dönemin tanınmış gazetecilerinden biri olan Arif Oruç’un Hariciye Vekili Tevfik Rüşdü, Hariciye Encümeni Reisi ve daha sonra Dâhiliye Vekili olacak Şükrü Kaya ve Maarif Vekili Mustafa Necati Beyler ile yapmış olduğu görüşmeler hem Mustafa Kemal Atatürk’ün biyografisinde hem de görüşlerini bildiren isimlerin biyografilerinde eksik kalan bir takım noktaları tamamlaması bakımından oldukça değerlidir. Sözü edilen röportajlarda her üç isme de aynı soruları yönelten Arif Oruç vekillerden; siyasette, idarede, askerlikte, hitabet ve kalem gücünde, inkılapçılıkta Atatürk’ü nasıl tanımladıklarını sormuştur. Bu soruların yanı sıra vekillerin Gazi Paşa ile ilk tanışma hikâyelerini de gazetedeki tefrikalarda değerlendiren Oruç, son olarak Atatürk’ü tarihteki diğer büyük isimlerle kıyaslamalarını istemiştir. Üç isim de samimi ve sıcak bir ortamda gelişen mülakatlarda içtenlikle muhabirin sorularını yanıtlayarak tarihe önemli bir not düşmüştür. Bu röportaj dizisinin çalışmamızda yer almasının önemli yanı ise gerek Tevfik Rüştü Aras gerek Mustafa Necati gerekse de Şükrü Kaya ile ilgili yapılan çalışmalarda daha evvel bu bilgilerin kullanılmamış olmasıdır. Bu çalışma ileride hem bu üç mümtaz şahsiyet hem de Atatürk hakkında yazılacak eserlere biyografik katkılar sunacaktır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Turkish Studies, 2017
KAREFAD, ÇAKÜ Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2020
Selcuk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi
Kuş Dili: Dilde, Edebiyatta ve Sanatta Kuşlar, 2017
TURAN-SAM: TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi , 2019
Türk Ocakları Eskişehir Şubesi Yayını, 2022
Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi - AUID, 2018
SDÜTF 2. SAĞLIK HİZMETLERİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI, 2020
SÜNBÜL EFENDİ TEKKESİ’NİN İNŞAASI ve TADİLATINA DAİR YENİ TESPİTLER, 2021
A Study in the Context of Modern Approaches to the Sensational Miracles in Quran: The Example of Mustafa Öztürk -I-, 2017
YERELDEN ULUSALA DOĞU KARADENİZ MUTFAK KÜLTÜRÜ (Eastern Black Sea's Culinary Culture from Local to National)
Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2004