2022, RÖNESANS DÖNEMİYLE BİRLİKTE ‘’İNSAN’’ NASIL ELE ALINMIŞTIR
Ağır Orta Çağ şartları ve kilise baskısı altında olan insan Rönesansla birlikte diğer birçok kavram gibi yeniden doğuşunu yaşamıştır. Orta Çağ’da sanatta dahil olmak üzere her şey ilahi sistemin bir parçasıydı, insan da öyle... Hümanizm kavramıyla beraber insanın özü, kendini arayışı gibi önemli soru işaretleri dönem insanının hayatına girerken bir yandan Bireycilikle birlikte kişi ön plana çıkmaktaydı. Orta Çağ’da insanın ne kişiliğinin ne de kim olduğunun hiçbir önemi yoktu, insan ilahi sistemin bir parçasıydı yalnızca yapması gerekenleri yerine getiriyor ‘’öteki dünya’’ için elinden geleni yapıyordu ama Rönesansla değer kazanan insan böyle değildi, Rönesans Felsefesinin anlatmış olduğu insana Antik Çağ insanı diyebiliriz; özgür, kendi ayakları üzerinde duran, birçok konuda kendini geliştirmeyi başarmış, doğa ile uyum içerisinde... Rönesans felsefesi insanı işte tam olarak budur. Dönemle birlikte değer kazanan insan bir birey olarak varlığını sürdürmekteydi, buna ufak bir örnek vermek gerekirse; Orta Çağ eserlerinde ne bir imza görmekteyiz ne de sanatçıyı biliyoruz fakat Rönesans’ta öyle mi? Eserlere artık imza atılmaya başlanmakta, eserin hangi sanatçıya ait olduğunu biliyoruz. Pek tabii dönem etkileri ile birlikte ‘’Gerçek İnsan’’ aranmaya başlandı, dönem düşüncesinin öncüsü Petrarca post-middle age yani geç-Orta Çağ düşünürüdür, dönem baskıları ve Hıristiyan dünya öngörüsünü arka planda bırakarak düşüncesinin merkezini kendi ‘’ben’’i oluşturmaktaydı. Petrarca için kendi benliğini aramış, bu açıdan moderniteye adım atmış ilk modern insan denebilir. Hümanizm ile birlikte insanın özü arayışı, insanı inceleyen birçok düşünceler oluşmuş dönemle birlikte gelişerek arayış devam etmiştir. Rönesans’ın temel yapı taşı olan insan bir kültür haline gelmiştir. Yüksek Rönesans’ın önemli düşünürlerinden Montaigne’in düşünce merkezinde yine ‘’insan’’ bulunmaktadır. Montaigne ‘’kendi beni’’ni aramaktadır. 14. Yüzyılın sonlarında Rönesans İtalya’sında gerçek anlamına yakın şekilde biyografiler neşredilmiş, gerçek anlamıyla neşredilen ilk biyografi Boccaccio’nun ‘’Dante’’sidir. Yani bireyin önem kazandığı, yaptığı işe sahip çıktığı, insan kavramının griden rengarenk bir döneme geçişidir. Yeni kavramlarla birlikte her bireyin farklı ve eşsiz olduğunu görüyoruz, insanın kendini arayışını görüyoruz. Rönesans bildiğimiz üzere Antikte’nin fikrine sırtını dayayıp onu kopyalamadan devam etmekteydi, ‘’insan’’ kavramında da öyledir, ‘’Hümanizm’’ kavramında da. Antik Çağ’da yalnızca filoloijk türdeki çalışmalara verilen addı bu eserleri çevirenlere de ‘’Hümanist’’ denmekteydi bu kavram Rönesansla birlike gelişti ve serpildi. Rönesans Felsefesinin insanı ise Antik Felsefe’nin insanıydı. Referans Yayınlar: Akyürek, Engin, Ortaçağ’dan Yeniçağ’a Felsefe ve Sanat Derste işlenenler ve bazı notlar.