Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, Güvenlik Çalışmaları- Kuramsal Yaklaşımlar
…
31 pages
1 file
İnsanlığın varoluşundan itibaren en önemli ihtiyaçlarından birini güvenlik ihtiyacı oluşturmaktadır. Maslow, ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramında kişilerin ihtiyaçlarını bir hiyerarşi içinde gruplandırmış ve varoluşsal fiziksel ihtiyaçların karşılanması halinde kişinin/kişilerin ikinci öncelikli temel ihtiyacı olan güvenlik ihtiyacının karşılamak için gayret sarf edeceğini savunmuştur. Kuram alt düzeydeki ihtiyacın karşılanmadan üst düzeydeki ihtiyacın karşılanmasının anlamsız olacağı ilkesi üzerine kurulmuştur.
Aibu Iibf Ekonomik Ve Sosyal Arastırmalar Dergisi, 2012
Bu çalışmanın amacı, güvenlikte çevresel açıdan oluşmaya başlayan dönüşüm sürecini incelemek ve bu doğrultuda çevresel güvenliği konu almaktır. Yapılacak incelemede çıkış noktası, 21. yüzyılda nüfustaki artışa ve teknolojik gelişmelere koşut olarak çevrenin de güvenliğinin kalmadığıdır. Dünyada yaşanan hızlı değişim sürecine bağlı olarak, günümüzün yaşam koşulları da hızla değişmekte ve yeni sorunlar ve gereksinmeler ortaya çıkmaktadır. Değişimin en çarpıcı yaşandığı yerlerden biri, güvenliğin gittikçe daha çok duyumsandığı uluslararası alanlardır. Küreselleşmeye paralel olarak güvenliğin de küreselleştiği görülmektedir. Bu bağlamda, çevre sorunsalı da yeni bir ulusal güvenlik sorunu oluşturmaya başlamıştır. Çevre sorunlarının artması, güvenliğin kapsamını genişleterek, çevresel güvenlik gerekliliğini ortaya çıkarmış ve uluslararası işbirliği zorunluluğunu doğurmuştur.
Güvenlik İkilemi, 2019
Soğuk Savaş döneminin güvenlik anlayış ve arayışlarının bir sonucu olarak üretilen ‘güvenlik ikilemi’ kavramı, Soğuk Savaş sonrası dönemde de güvenlik ve güvensizlik kavramlarını anlamada ve açıklamada kullanılan bir araçtır. Soğuk Savaş döneminde silahlanma yarışı, güç ve ittifakların oluşturulmasının açıklanmasına odaklanılmış olsa da, uluslararası siyaseti belirleyen karar-alıcıların karar alma süreçlerinde kendi eylemlerinin diğerlerine etkilerini düşünmelerini de sağlamıştır. Uluslararası alanda yaşanan siyasi değişiklikler ve bunun yansıması olarak karşımıza çıkan uluslararası güvenliğe bakışta yaşanan değişimlerin etkisiyle güvenlik ikilemi kavramı da değişerek, gelişmiştir. Kavram devlet merkezci anlayışın dışına çıkartılarak kimlik gibi kavramlarla beslenmiştir. Güvenlik ikilemi kavramının yeniden düşünülmesi sayesinde güvenlik çalışmalarında farklı güvenlik anlayışları ve eylemleri kuramsal düşünüşe eklenmiş, ‘korku’, ‘düzen’ ve ‘güven’ gibi kavramlar farklı ve güncel bakış açılarıyla sorunsallaştırılarak incelenmeye başlanmıştır.
Bu makalenin tüm hakları Uluslararası İlişkiler Konseyi Derneği'ne aittir. Önceden yazılı izin alınmadan hiç bir iletişim, kopyalama ya da yayın sistemi kullanılarak yeniden yayımlanamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz, satılamaz veya herhangi bir şekilde kamunun ücretli/ücretsiz kullanımına sunulamaz. Akademik ve haber amaçlı kısa alıntılar bu kuralın dışındadır.
Güvenlik Stratejileri Dergisi, 2021
Yapılan çalışmalar güvenlik algısının suç oranları, yaşanan bölgenin fiziksel ve sosyal özellikleri, kolluk memnuniyeti ve kolluğa duyulan güven ile bireysel farklılıklar ve sosyal sermaye gibi çeşitli faktörlerden etkilenen kompleks bir kavram olduğunu göstermektedir. Ampirik çalışmamızda, ülkemiz alanyazınındaki güvenlik algısına etki eden faktörler kapsamındaki bilgi açığının giderilmesine katkı sağlamak maksadıyla, kolluk memnuniyeti, yaşanan çevre memnuniyeti ve suç korkusunun bireylerin güvenlik algısı üzerindeki etkileri incelenmiştir. İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığı'nın yürüttüğü bir araştırma kapsamında uygulanan bir anket verisi üzerinde yapılan nicel analiz (Mann-Whitney U, Kurskal Wallis H ve Yapısal Eşitlik Modeli) yaşanan çevre memnuniyetinin güvenlik algısı üzerine kolluk memnuniyetinden daha fazla etki ettiğini göstermektedir. Çalışmamızın alanyazına bir başka önemli katkısı ise, işlevsel faktörlerin (güvenlik birimlerinin suç önlemede başarılı olması ve güvenlik birimlerinin suçu açığa çıkarması) normatif faktörlere (kolluğun nezaketli olması ve polisjandarma personel sayısının yeterli olması) nazaran kolluk memnuniyetine, dolayısıyla güvenlik algısına daha fazla etki ettiğinin tespit edilmesidir.
Günümüzde insani güvenlik, güvenlik politikalarının ana merkezine oturmuş durumdadır. Akademik ve uluslararası arenada kavramın çerçevesi oluşturulmaya çalışılırken aynı zamanda da insani güvenliğin nasıl sağlanacağı tasarımları yapılmaktadır. Diğer taraftan insani güvenliğe, devletlere ve bireylere yönelik tehdit türleri değiştikçe ve fazlalaştıkça, devletlerin savunma mekanizmaları da genişlemekte ve etkinleşmektedir. Bireyi koruma yükümlülüğü altında olan devlet, özellikle terörle mücadelede, bir taraftan kendi vatandaşlarını korurken yani insani güvenliğe tehditleri önlerken diğer taraftan da özgürlükleri ihlal edebilmektedir. Bu durum paradoksal bir durum ortaya çıkarmaktadır.
Güvenlik Hizmetlerinde Çağdaş Yaklaşımlar, 2011
Düşmanın belli, tehditlerin oldukça açık, verilebilecek uygun karşılığın tahmin edilebildiği Soğuk Sa-vaş döneminin ardından iyice ivme kazanan küreselleşmenin de etkisiyle uluslararası alanda ortaya çıkan belirsizlikler, güvenlik algısında bir dizi değişimi zorunlu kılmıştır. Yaşanan değişim süreci ile birlikte güvenlik kavramının anlaşılabilir, güvenilebilir ve devamlılık arz eden bir tarifini yapmak ya da herkesin üzerinde anlaşabileceği sınırlarını ve çerçevesini ortaya koymak gittikçe zorlaşmıştır. Zira ilk olarak kimin güvenliği sorusuna verilen yanıt salt alışılan ve otomatik hale gelen ulus devlet yerine, başta bireyin, devlet-üstü ya da devlet-altı başka toplulukların da olduğu sujeler kümelenmesine doğru evrilmiştir. Yine ne tür tehditler sorusunun yanıtı tek başına askeri nitelikli olma, sınır ötesinden kay-naklanma klasik konumundan çıkmış, kaynağı, zamanı ve şekli önceden tahmin edilmesi güç, hatta neredeyse imkânsız, yeni mücadele alanının neredeyse bütün dünya olarak ortaya çıktığı, asimetrik ve çok boyutlu bir konuma yükselmiştir. Yeni güvenlik anlayışı ile birlikte; uluslararası terörizm, organize suç örgütleri, siber terör, saldırma amacı güden devletler, konvansiyonel ve kitle imha silahlarının yay-gınlaşması gibi tehditler, ulusal fiziki varlığa yönelmiş tehditler arasına girmiştir. Ulusal veya küresel ekonomiye ya da finans piyasalarına saldırılar, refaha, çevreye, sağlığa yönelen tecavüzler ile göçler ve mülteci hareketleri de ulusal çıkarları zedeleyen tehditler olarak öne çıkmıştır. Yine evrensel demokratik değerlere, insan hak ve hürriyetlerine saldırılar ortak değerlere yönelen tehditler olarak sıralanmışlardır. The uncertainty that had followed the demise of the Cold War, at which time the enemy was apparent, threats were obvious and the appropriate response to those threats could easily be determined, as well as the acceleration of globalisation led to a series of changes in how the notion of security should be conceived. As a consequence, it has increasingly become difficult to come up with a definition of security that is easily understood, reliable and long-lasting. Nor could the boundaries and contours of the concept be established in mutual terms. Since the question of whose security could no longer be answered with a traditional and automatic response, that was the nation-state and individuals as well as non-state actors needed to be taken into account. Again, threats have been evolving from their classic status of being cross-border in origin and military in form into one whose source, timing and form could no longer be easily predicted while the frontiers of the new battle-lines appeared to be the entire world. As the concept of security acquired new meaning, international terrorism, organized crime groups, cyber terror, states with hostile intents, proliferation of conventional weapons and weapons of mass-destruction have been reformed into physical threats. Assaults towards national economies, international economic order or financial markets, aggressions committed against wealth, health and the environment, migratory and * Yrd. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi.
Nowadays computers and internet systems become not only useful things but also a requirement. Companies can declare their financial documents through the internet. Especially, Extensible Business Reporting Language - XBRL which is developing rapidly in the last decades create a continuous data generating process and a paperless system. But there a problem about declaring the financial documents through the internet. First of all the internet is a public network and it is completely indefensible. It is clearly that this situation is dangerous for companies and XBRL users. The software companies found a way for solve this security problem: Extensible Assurance Reporting Language – XARL. With a suitable base, XARL system can secure all the XBRL documents for any hacker attack and also it can encrypt the documents with a private key for unique user. In this paper, we show that how to XARL systems secure the financial documents and users’ information.
Verimlilik Dergisi, 2003
Türkiye'de üretilen toplam katma değerin büyük bir kısmı çalışan kişi başına katma değer üretme kapasitesi düşük olan tekstil-hazır giyim gibi emek-yoğun sektörlerden oluşmaktadır. Eğer Türkiye üretim potansiyelini daha yüksek katma değer üretebileceği teknoloji-yoğun alanlara yönlendirmez, emek-yoğun sektörleri teşvike devam ederse, bu sektörler zaman içinde daha da büyüyecek ve daha vazgeçilemez bir konuma geleceklerdir. Bunun sonucunda uluslararası rekabet koşulları gereği Türkiye’deki ücretlerin fazla yükselmemesi, hatta rakip ülkelerdeki ücret seviyeleri göz önüne alındığında sektördeki ücret seviyesinin sürekli olarak düşük kalması gerekeceğinden refah seviyesinin artması adeta engellenmiş olacaktır. Hele hedefteki GÜ seviyelerine yükselmesi kesinlikle mümkün olmayacaktır. Çünkü bu sektörde çalışanların kişi başı verimliliklerinin artması ancak sınırlı miktarda gerçekleşebilir. Türkiye için ücret artışı demek tekstil-hazır giyim sektöründe rekabet gücünü daha ucuz işçi çalıştıran Çin, Hindistan, Pakistan gibi ülkeler lehine kaybetmek anlamına gelecektir.
Güvenlik Sektöründe Stratejik Yönetim, Editör: M. Gözübenli, F. M. Harmancı, İ. Şahin, Nobel Yayınevi, 2014
Günümüzde organizasyonların geleceklerinin tasarlanmasına ilişkin kararlar alınırken stratejik yönetim süreçlerinden faydalanılmaktadır ve elde edilen önemli başarılar sektör farkı gözetmeksizin yönetim dünyası tarafından heyecanla takip edilmektedir. Bu heyecanı sadece özel sektör olarak nitelendirdiğimiz kar amaçlı kuruluşlar değil, modern yönetim anlayışının gerisinde kalmak istemeyen ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar da paylaşmak, tecrübe etmek is-temektedir. Stratejik analiz, stratejik yönetimin ilk adımlarından biri olarak kabul edilmektedir. Çalışmada güvenlik sektöründe yer alan ve kar amacı gütmeyen polis teşkilatı ve benzeri organizasyonlar için PESTE/STEEP analizi, senaryo analizi, değer/tedarik zinciri analizi, SWOT analizi gibi stratejik analiz yöntemleri bahsedilecektir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Güvenlik Sektöründe Temel Stratejiler, 2015
Türk Asrı Eşiğinde Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Üzerine Değerlendirmeler, 2022
CİHAN DABAN, 2017
TASAM Yayınları, 2018
Güvenlik Çalışmaları Dizisi, 2013
Türkiye'de Güvenlikleştirme Söylem ve Pratikleri: Bileşenler, İşleyiş ve Sonuçlar, 2021
Uluslararası İlişkilerde Güvenlik Kavramı: Teorik Değerlendirmeler, der. Emre Çıtak/Osman Şen, 2014
ULUSLARARASI GÜVENLİKTE ARKTİKA BÖLGESİ , 2021
Sekülerleşme Tartışmaları, 2019
Electronic Journal of Vocational Colleges, 2012
Assam Uluslararası Hakemli Dergi, 2019