Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
37 pages
1 file
Gazzâlî'nin bazı görüşleri karşılaştırılacak, İmâm İbn Teymiyye'nin İmâm Gazzâlî'ye çeşitli kitâblarında yönelttiği bir takım tenkîdler incelenecektir. İlmî yöntemleri farklı olan iki âlimin farklı neticeler elde etmeleri, yöntemleri açısından birbirlerini tenkîdleri İslâm Târîhi'nin sık karşılaşılan bir hususdur. İslâm'daki bu tenkîd geleneği ilmî canlılığı devam ettirmesi yanında, Peygamber dışında hiçbir şahsı kutsallaştırıp, dokunulmaz kılmayarak düşüncede donukluğun önüne geçecek en büyük temînatlardan olduğunu İbn Teymiyye misâli bize göstermektedir. İmâm Gazzâlî ve İbn Teymiyye'nin kısaca ilmî yöntemlerine değinildikten sonra, İbn Teymiyye'nin Gazzâlî'yi tenkîd ettiği bazı noktalardaki görüşlerine yer verilmiştir. Gazzâlî'nin İslâmî düşüncedeki özgün konumunun, saygınlığı zedelenmeden nasıl tenkîd edilebildiği, Gazzâlî'nin felsefî açıdan eksik bıraktığı veya göremediği önemli bazı hususların İmâm İbn Teymiyye tarafından nasıl yine özgün bir şekilde tesbit ettiği incelenmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: İmâm Gazzâlî, İbn Teymiyye, felâsife, mantık, sûfiyye, mütekellimîn, Ehl-i Sünnet, bidʿat, selef, nübüvvet.
DergiPark (Istanbul University), 2018
Bu makalede İmam Rabbânî'nin sûfîlere yönelttiği bazı tenkitler ele alınmıştır. Öncelikle tenkidin kavramsal analizi yapılarak âyet ve hadislerde var olan muhtelif tenkit örnekleri zikredilmiş ve değerlendirilmiştir. Sûfîlerin otokritik faaliyetlerine değinilmiş, otokritiği ilk dönemden itibaren vazife olarak gördükleri ve önemsediklerinden bahsedilmiş, tasavvuf klasiklerinin telif sebeplerinde iç tenkit fikrinin etkisine dair örnekler sunulmuştur. Bu minvalde Serrâc et-Tûsî-"Lüm'a", Kelâbâzî-"et-Taarruf" ve Kuşeyrî-"er-Risale" örneklerine yer verilmiştir. Daha sonra sûfîlerin mahfûz oluşu Kur'ân'da geçen muhlas kavramı bağlamında değerlendirilmiş, sûfîleri tenkit imkânı İmam Rabbânî'nin "Mektûbat"ı esas alınarak konu edilmiştir. Rabbânî'nin sûfîlere şeriat-hakikat, bilgi kaynakları, rüya, keşf ve ilhâm, velâyet-nübüvvet, âlimlere ittibâ, sünnetleri terk edip bidatlere uyma ve muhtelif konulardaki tenkitleri incelenmiştir. Yer yer başka sûfîlerin de konulara dair benzer ve farklı fikirleri aktarılmıştır. Nihai olarak tenkit ameliyesinin sıhhati için öngörülen edep kurallarına değinilerek çalışma tamamlanmıştır.
Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2022
İbnü’l-Cevzî’nin Mevzûât isimli eserindeki metin tenkidi tatbikatı oldukça kapsamlı olup bu konuda çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu makalede önceki çalışmalarda eksik gördüğümüz bazı hususları tamamlamak, bazı yanlışlıkları tashih etmek ve metin tenkidi konusuyla alakalı olarak önemli gördüğümüz bazı noktalara dikkat çekmek hedeflenmiştir. Bu kapsamda İbnü’l-Cevzî’nin metin tenkidiyle alakalı kullandığı bazı kavramların doğru medlûlleri araştırılmış, müellifin uyguladığı olumlu metin tenkidine dikkat çekilmiş, İbnü’l-Cevzî’nin metin tenkidiyle alakalı verdiği izahlar incelenmiş, önceki çalışmalarda geçmeyen bazı örnekler ele alınmış, İbnü’l-Cevzî’nin metin tenkidinde kullandığı farklı kıstaslar gösterilmiştir. Yine, belli bir metin tenkidi kıstası tasrih edilmeyen yerlerde de bazı kıstasların zımnen uygulanması, hadis değerlendirmelerinin doğru okunması, bazı mütekaddim muhaddislerin metin tenkidi tatbikatı ve diğer bazı hususlar ele alınmıştır.
900. Vefat Yılında İmam Gazzali, 2012
The sufi (إشاري) tafsir in Gazzaly
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
Bu çalışmanın amacı Ebu Hamid el-Gazzâlî'nin görüşleri bağlamında tekfîr ve müsâmaha sınırını incelemektir. İman ve küfür kategorik ayırımı insanların dini tercihlerini yansıtan en temel sınıflamadır. İslam'da imanın tanımı ve sınırları bellidir. Tekfîr, imana aykırı söz ve davranışlarla söz konusu olur. Bir kimsenin İslam diniyle ilişkisini kesmek ve ona küfür hükmü vermek anlamına gelen tekfîr, tarihten günümüze dini grupların yekdiğerini ötekileştirme yolu olmuştur. Hz. Peygamber döneminde göremediğimiz tekfîr olgusu, İslam tarihinin ilerleyen dönemlerinde siyasi ötekileştirme aracına evirilmiştir. Konunun bu veçhesi İslam alimlerini tekfîrin şartları üzerinde eserler telif etmeye sevk etmiştir. Tekfîrle ilgili literatür dolaylı olarak ulemânın halka uyarısı şeklinde okunabilir. Bu meselede kaleme alınan eserlerden birisi Gazzâlî'nin Faysalü't-Tefrika adlı çalışmasıdır. O, tekfîrin şartları ve sınırlarını müsâmaha esasına dayalı olarak ele almış görünmektedir. Gazzâlî, tekfîr gibi dışlayıcı bir hükmün verilmesini ağır şartlara bağlamıştır. Söz konusu görüşler incelendiğinde tekfîrin siyasi ötekileştirme ve yok etmeyi meşrulaştıran bir ameliye olamayacağı anlaşılmaktadır. Bu makale çok yönlü bir düşünür olan Gazzâlî'nin eserlerini inceleyerek iman ve küfür sınırını ele alacak ve tekfîrin sınırları ile dini özgürlüğün alanını tartışacaktır.
Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi, 2025
Şiî kelam ve fıkıh âlimi İbn Şâzân en-Nîsâbûrî (ö. 260/874), tefsir, ha-dis, fıkıh alanlarında eser yazmış ancak Şiî kelamcısı olarak tanınmıştır. Şîa’nın tarihi açısından büyük öneme sahip olan Hişâm b. Hakem’in fikirleri etrafında tezâhür eden kelam ekolünün önemli temsilcileri olan Yunus b. Abdurrahman ve Muhammed b. Halil es-Sekkâk’dan sonra halef olarak bu ekolü temsil etmiştir. İbn Şâzân en-Nîsâbûrî, yazdığı en önemli eseri olan el-Îzâh’ı, imâmeti savunmak, muhalif mezhep ve fırkalara reddiye amacıyla yazmış ancak sahâbeden pek çok kişinin isimlerini de sıralayarak tenkide tabi tutmuştur. İbn Şâzân en-Nîsâbûrî eserinde sahâbeden bazı kimseleri müstakil başlıklar altında zikrederek ağır ithamlarda bulunmuştur. İsimleri zikredilen sahâbîlerin mihne sürecinde tenkit edilen sahâbîler olması dikkat çekicidir. İbn Şâzân’ın başlıklar halinde sıralayarak tenkit ettiği sahâbîler: Hz. Muâviye, Talha ve Zübeyr, Abdullah b. Mes‘ûd, Huzeyfe b. el-Yemân, Ebû Hüreyre, Ebû Mûsâ el-Eş‘arî, Muğîre b. Şu‘be, Semüre b. Cündeb, Hâlid b. Urfuta, Abdullah b. Ömer, Hz. Âişe, Amr b. Âs ve Hakem b. Ebi’l-Âs’tır. Bu çalışma, İbn Şâzân’ın zikredilen sahâbîlere yönelttiği tenkitleri incelemeyi hedeflemiştir. Çalışmada İbn Şâzân’ın tenkitleri bağlamında değerlendirme-ler yapılmıştır. İbn Şâzân’ın burada isimleri verilen sahâbîleri eleştirmesinin merkezinde Hz. Ali-Hz. Muâviye arasındaki olayların olduğu görülmüştür. İbn Şâzân’a göre Hz.Ali’nin yanında yer almayan sahâbîlerin rivâyetlerinin de makbul olmadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca İbn Şâzân’ın sahâbeye tenkitlerinde aşırı derecede tarafgir bir yaklaşım sergilediği tespit edilmiştir.
İntihal /Plagiarism: Bu makale, en az iki hakem tarafından incelendi ve intihal içermediği teyit edildi. / This article has been reviewed by at least two referees and scanned via a plagiarism software. http://dergipark.gov.tr/cuid
2012
In this study, the "three problems" were discussed that al-Ghazzâlî's accusation of "kufr" against the Islamic philosophers in his book Tahâfut al-Falâsifah and content of the points in question was deconstructed according to Avicenna's views. Which philosophical sources were considered in the Tahâfut al-Falâsifah, that is basically a work written against the philosophy of Avicenna, is investigated and exclusively how Avicenna's system was authentically represented is examined. In this context in addition to Avicenna, the influence of the Islamic philosophers, the ancient Greek philosophers, the Neo-Platonic philosophers and the Islamic theologians to the text is also not ignored. In this dissertation, how al-Ghazzâlî had quoted, interpreted, evaluated the philosophy of Avicenna is examined; all the necessary comparisons are made to set forth Avicenna's own views. Thus, significant findings were obtained. First of all, content of the "three-problems" was comprised of Avicenna's ideas; but it was not represented in an authentic manner. Attaining real interpretation of Islamic philosophy is not possible concerning the Tahâfut al-Falâsifah. So, the Tahâfut was come to the fore as a work which was written under the influence of a set of religious and political conditions. It cannot be talk about analyzing religious and nonreligious or coherent and incoherent philosophical opinions in the work. Instead of this, the work was written in order to restore authorities of theologians in knowledge and to deactivate philosophers; it does not pursue a religious or a scientific purpose. Therefore, "kufr" was not realized which was argued to applies to the "three problems" and it appears that this was remained as a claim. As a result, in this study how al-Ghazzâlî reads the philosophy of Avicenna and in which ways he makes sense of it in the Tahâfut al-Falâsifah was put forward and necessary comparisons were made between the views of the two quarters.
Düşünce isimli seçkide felsefenin mahiyetine dair bir soruşturmaya girişir. Ona göre çağdaş felsefenin ana konusu klasik felsefenin hakikat Zorunlu Varlık'ın Cüz'iyyâtı Bildiğini Tutarlı Olarak İddia Edebilir mi? isimli bildirisidir. 9 Terkan, İbn Sînâ'da Allah'ın bilgisinin mahiyetini ve ay-üstü ay-altı alem ayrımını yapar. Ardından sorunu ay altı alemdeki tikelleri olarak belirler. Ona göre ay altı alemdeki varlıklar mahsusattandır ve zamansaldır. Bu yüzden onların aklen algıya konu olmasının imkânsız olduğundan hareketle Allah'ın ay-altı alemdeki tikelleri bilmesinin imkansızlığını temellendirir. Son olarak İbn Sînâ'nın tümeller anlayışını incelememekle birlikte onun tümeller anlayışına değinen eserler de vardır. Kutbüddin Râzî'nin tümellerin tahkîki risâlesini ve ona yazılan Molla Hanefî Şerhi ile Emîr Hasan er-Rûmî'nin şerhi buna örnektir. 10 Râzî İbn Sînâ'nın tümelleri üçlü tasnifini beş tümeli konu edinirken Molla Hanefî ve Rûmî aynı konularda İbn Sînâ'ya doğrudan veya dolaylı atıf yaparlar. Muhammad U. Faruque Mullâ Sadrâ On The Problem Of Natural Universals isimli makalesinde tabiî tümeli İbn Sînâ'dan hareketle temellendirerek Molla Sadrâ'nın tabiî tümel anlayışını açıklamaya çalışır. Son olarak Damien Janos Avicenna on the Ontology of Pure Quiddity adlı eserinde İbn Sînâ'nın mutlak mahiyet kavramının tümeller ile ilişkisini ele alır. Bu bağlamda mutlak mahiyet ile tabiî tümel arasında bir tür özdeşliğin imkanını sorgular. 11
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Dinbilimleri akademik araştırma dergisi, 2013
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2020
5. Niyâzî-i Mısrî el-Malatî Uluslararası Sempozyumu, 2018
İslami Araştırmalar, 2019
Üniversite Yayınları, 2023
Journal of International Social Research, 2020
Tereddüt Kitabı, Kitabevi Yayınları, 2022
Kelam'da bilgi problemi, 2003
Atebe Dergisi, 2022
Eskişehir Osmangazi üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi, 2022
Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi, 2020
Mesîhî’nin Gazellerinde Telmih Sanatının Kullanımı, 2023
Hadis Tetkikleri Dergisi, 2005
Nâbî'nin Gazellerinde Tefâhür, 2024