Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, Journal of Communication Science Researches
…
14 pages
1 file
In general, throughout the history of humanity, every power and sovereign power has developed and used surveillance and control techniques for the masses using many methods. On the other hand, especially in the last 20 years, with the development of social media environments has changed the way of surveillance. With the influence of globalization and the promises of the information society, new media spread all over the world and everywhere has turned into superpanoptic fields. Online environments are now replacing the actual spaces of communities. The reason why the concept of Superpanopticon is used instead of Panopticon in this research is that Panopticon is no longer able to express today's surveillance structures and techniques. For this reason, the concept of superpanopticon has been used to express this new situation of surveillance in social media environments and to emphasize that surveillance has become much more comprehensive. This study aims to reveal the impact of s...
Sosyal Medyada Kamusallaşan Mahremiyet, 2023
Toplumsal yaşamın koşulları, bireylerin gündelik yaşam dinamikleri üzerinde kendisini var etmektedir. Bireyin toplum yaşamının dışında kendi mevcudiyetini gösteren mahremiyet kavramı da içinde bulunduğu koşullara göre değişim göstermektedir. Teknolojik gelişmeler ve egemen kapitalist anlayış ile birlikte bireyin hedef alındığı, bireyciliğin desteklendiği, tüketimin özendirildiği, rekabetin belirleyici olduğu ve metalaşmanın tüm unsurlara uygulanabildiği bir süreçte, mahremiyet de bu yapıda bir dönüşüm yaşamıştır. Dijitalleşme eğilimlerinin günden güne ivme kazandığı dünyada, sosyal medya platformları günlük yaşamın vazgeçilmez unsurları haline gelmiş bir görüntü vermektedir. Bu anlamda sosyal medya, yaşama dair tüm olay ve olguları biçimlendiren, yeniden üreten, ters yüz eden bir gerçeklik olarak kendini var etmektedir. Sosyal medyanın tüketim kültürünü besleyen ve yeniden üreten yapısı bu özelliğini güçlendiren bir görünüm vermektedir. Buradan hareketle mahremiyet kavramının sosyal medya ve tüketim ile olan ilişkisi, araştırılması ve üzerine düşünülmesi gereken bir alan olarak önem arz etmektedir. Bu çerçevede bu çalışma, mahremiyet olgusunun süreç içerisinde geçirdiği dönüşümleri, tüketim kültürünün bir unsuru sayılabilecek sosyal medya bağlamında açıklamaya odaklanmaktadır..
Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2019
GeliĢen teknoloji ve Küresel Dünya, sosyal medya takibini mecbur tutmaktadır. Sosyal etkiler nedeni ile belirli bir davranıĢ içerisinde diğerleri ile aynı davranıĢı gösterenler, kendi duygularının ve tepkilerinin kökeninden haberdar olmamaktadır. Birey olay ve meseleleri diğerlerinden farklı algıladığını gördüğünde, karĢı tarafın yanlı, kendisinin nesnel olduğunu kabul eder. Tepkilerimizi yaratan sosyal medya, tutum ve davranıĢları, önceden beklenen tepkileri vermek konusunda eğitmektedir. Genel yapı içerisinde ortak hareket etme dürtüsü bazı noktalarda sorumluluk gerçekleĢtirme eyleminin bir baĢka kiĢiye aktarılmasını sağlamaktadır. Tepki olacağına inandığımız bir vakaya tanık olunduğunda "Naif Gerçeklikte" Ģahit sayısı ne kadar fazla ise müdahale etme olasılığı o kadar azalacaktır. Bu çalıĢma sosyal medyanın davranıĢları Ģekillendirmesi ve beklenen davranıĢ özelliklerini oluĢtururken, naif gerçeklik algısında sorumluluk duygusunun bir baĢka kiĢiye nasıl ve ne etkilerle aktarıldığı üzerine kurulmuĢtur.
2019
Internet, bir yandan marka yoneticilerine yeni gorevler ekleyen, diger taraftan pazarlama ve markalasma icin benzersiz firsatlar sunan bir veri aktarim kanalidir. Bu baglamda gunumuzde giderek daha fazla sirket dijital pazarlama ve dijital markalasma alanindaki yeni teknolojileri, urun ve hizmetlerin imajini ve markasini yaratmanin, gelistirmenin ve tanitmanin ana yollarindan biri olarak kullanmaktadir. Bugun, bircok marka icin dijital marka tanitimi sirket faaliyetleri icin onemli yerdedir. Bu surecte sosyal medya kullaniminin yayginlasmasi tanitim faaliyetlerinin yurutulmesinde guclu bir arac olmaya baslamistir. Artik markalar dijitallesmeye baslamakta, dijital ortamda yurutulen projelerin daha karli oldugunu dusunmektedirler. Calismamizda dijital marka tanitim surecinde sosyal medya kullaniminin markalasma surecine etkileri aciklanacak ve orneklem olarak secilen Beko urununun `Barcelona` ve `Adini Sen Koy` kampanyalarinin reklam analizi gerceklestirilecektir.
Journal of the Human and Social Science Researches, 2018
Bu calismada, sosyal ag sitelerini kullanan bireylerin paylasim aliskanliklarinin ve pratiklerinin mahremiyet tutum ve davranislarinda bir donusume neden olup olmadiginin tespit edilmesi amaclanmistir. Betimsel bir calisma olan arastirmanin orneklemini evrenden tabakali tesadufi ornekleme yontemi ile secilen 736 katilimci olusturmustur. 1 Haziran-15 Eylul 2015 tarihleri arasinda Konya il merkezinde uygulanan anket ile veriler toplanmistir. Calisma neticesinde mahrem alan icinde degerlendirilen bedenin bazi bolgeleri, aile, ev, ozel iliski durumu, bireylerarasi iliskiler, dini gorus, siyasi gorus ve cinsel tercih maddelerinde katilimcilarin mahremiyet tutumlari ile sosyal aglardaki paylasimlari arasinda istatistiki olarak anlamli bir iliski bulunmustur. Soz konusu maddelerde katilimcilarin mahremiyet tutumlari ile paralel paylasimlarda bulunduklari tespit edilirken her bir madde icin mahremiyet tutumlari ile davranislari arasinda belli olcude farklilasmalar oldugu da gorulmustur. Cal...
Düzce Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2019
Çalışmanın amacı hemşirelerin sosyal medya kullanımı ve sosyal medya paylaşımlarını belirleyerek bu konuda farkındalık oluşturmaktır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma; bir üniversite hastanesinde çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 101 hemşire ile Aralık 2017-Şubat 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri hemşirelerin yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi ve medeni durum gibi sosyodemografik özelliklerinin yanı sıra çalışma süreleri, çalıştıkları birim, sosyal medya kullanım sıklığı, amacı, yapılan paylaşımların içeriğine yönelik 13 sorudan oluşan Kişisel Bilgi Formu kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan hemşirelerin %26,5'inin Whatsapp, %23,1'inin Facebook, %21'inin ise Instagram kullandığı bulunmuştur. Hemşirelerin %46,5'inin sosyal medya platformlarında günde bir saatten az, %30,7'sinin günde 1-2 saat zaman geçirdiği belirlenmiştir. Sosyal medya kullanım amaçları incelendiğinde ise; hemşirelerin %28,8'inin gündemi takip etmek, %19,4'ünün video, fotoğraf ve yazı paylaşmak, %16,4'ünün uzman paylaşımlarını takip etmek için kullandıkları tespit edilmiştir. Hemşirelerin %37,7'sinin paylaşım içeriğinin kişisel ilgi alanlarından, %27,7'sinin kişisel bilgilerden, %17,6'sının yorumlardan oluştuğu belirlenmiştir. Sonuç: Araştırmada hemşirelerin en fazla Whatsapp kullandıkları, sosyal medya platformlarında çoğunlukla günde 1 saatten daha az zaman geçirdikleri, kişisel hobileri ve ilgi alanları ile ilgili paylaşımda bulundukları ve sosyal medyayı gündemi takip etmek amaçlı kullandıkları tespit edilmiştir. Sonuçlar doğrultusunda hemşirelik eğitimi sürecine sosyal medyanın uygun kullanımının dahil edilmesi ve standartlaştırılmış sosyal medya kullanım rehberleri oluşturulması önerilmektedir.
DergiPark (Istanbul University), 2021
Web 2.0'a geçişle birlikte iletişimin doğasını hızlı bir biçimde değiştiren sosyal medya bireyler, kurumlar ve toplumsal failler arasındaki tek ve çift yönlü bağların kurulduğu platformlara dönüştü. Bu çalışma üç yaklaşımdan yola çıkarak tahlil yapmaktadır: araçsalcılık, gerekircilik ve postmodernizm. Teknolojiyi bir araç olarak ele alan araçsalcılık (instrumentalism) yaklaşımı ile insanların sosyal medyayı nasıl ve hangi amaçlarla kullandıklarını incelenmektedir. Toplumsal etkileşimin yoğunluğu, gerçekçiliği, toplumsal faillerin katılımcılığına odaklanan gerekircilik (determinism) yaklaşımıyla sosyal medyanın birey ve toplulukları ne yönde etkilediği açıklanmaya çalışılmaktadır. Postmodernist yaklaşım ile de kullanıcı tarafından oluşturulan içerik (User Generated Content) ile kişiselleştirilen etkileşim sosyal medya doğasını eleştirel bir bakış açısı ile tartışmaktadır. Bu bağlamda sosyal medya (YouTube, Facebook, Instagram, Twitter, TikTok, Club House vb.) bireyler, sanal topluluklar, gerçek topluluklar ve kamuoyu arasındaki ilişkiler bağlamında ele alınmıştır. Sosyal medyanın özgürleştirici, demokratikleştirici ve aynı zamanda bireyi etkisi altına alan gücü tartışılan bir başka boyut olmuştur. Sosyal medyayla ortaya çıkan yeni toplumsallaşma biçimleri, dijital denetim ve gözetim olgusu, sosyal medya-okur yazarlığı ve bağımlılık ve onun doğurduğu sorunlar bir başka inceleme alanını oluşturmuştur.
Atatürk İletişim Dergisi, 2017
Geçmişten günümüze insan elindeki en önemli eğlence ve muhalefet araçlarından biri olan mizah, zamana ve teknolojiye bağlı olarak gelişim göstermiştir. Tiyatro, sinema, karikatür gibi önemli mizahi silahlar bugün de mevcut olsa da sosyal medya kavramı ile yeni bir mizahi form ortaya çıkmıştır: internet meme. İnternet meme (bizim daha iyi bildiğimiz adıyla caps) formunda yaratılan dijital mizah, kullanıcı tabanlı medya ortamında yaratılırken geleneksel mizahi üretim sürecinden farklılık göstermiştir. Geçmişte mizahın sadece tüketicisi olanlar, sosyal medyanın kullanıcı tabanlı yapısı sayesinde hem üreten hem de tüketen durumuna gelmiştir. Bu çalışmada internet meme kavramı ve gelişim süreci anlatılmıştır. Daha sonra internet meme’leri/caps’lerin göstergebilimsel yöntemle analizi yapılmış ve dijital medyada mizahi anlamın ne şekilde inşa edildiği ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
The Journal of Social Science, 2017
Bir birey normal şartlar altında bir sivil toplum kuruluşunda gönüllü olabilir, toplumsal duyarlılık projelerine katılabilir, beraber koşuşturduğu bireylerle sosyalleşebilir, ortak yaşantılar yoluyla ve içinde bulunduğu sosyal sermayenin dinamiklerini kullanarak bir enerji ortaya çıkartabilir. Fakat teknolojinin ve sanal medyanın işin içine girmesiyle bu süreç daha interaktif bir hal almaktadır. Bireyler günün her anında, içinde bulunulan toplumla sosyalleşilebilirler. Çevrelerindeki bireylerle interaktif bir biçimde gruba katkıda bulunabilirler. Bu araştırmada günümüz teknolojik gelişmelerin en önemli göstergelerinden biri olan sosyal medya araçlarının, toplumun sosyal sermayesi üzerindeki etkisi incelenmiştir. Sosyal medyanın geleneksel medya araçlarından farkları üzerinde durulmuştur. Sosyal medyanın reklam ve propaganda gücüne değinilmiştir. Sosyal medyanın sivil toplum için ne kadar önemli olduğu konusu tartışılmıştır. Çalışmada günümüz medya araçlarının toplumsal sermayeye katkısına değinilmiştir. Sosyal medyanın doğru kullanımının, toplumsal hayatta ne gibi faydaları oluğu ortaya konmuştur.
Sosyoloji Araştırmaları Dergisi
The aim of this study is to evaluate the factors that affect the attitude towards the intention to share and the manner in which the university youth performs social media sharing. In this direction, this study is designed based on the environmental factors such as online social capital, e-social trust and trust in social network sites, and personal factors such as reputation that explain the attitudes of young people towards sharing in social media circles. The data subject to field research were obtained on the basis of the questionnaire survey conducted by 1232 university students. The research model based on the theoretical framework of the study was analyzed with a structural equation modeling by two-stage approach. When the results of the study are evaluated within the framework of the relevant sample, the results show that young people create intention towards sharing on social media in the context of reasoned action theory. In addition, it has been found that the trust in Social Network Sites, e-social trust, online social capital and reputation have a positive effect on the attitude towards sharing intention in social media.
Nişantaşı üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2020
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sosyal medyaya duyulan ilgi artmıştır. Sosyal medyayı en çok kullanan kitle de gençler ve çocuklar olmuştur. Sık kullanımın yol açtığı sorunlar da vardır. Sosyal medya gizliliği etkiler. Zamanla sosyal medya kullanım amacını aşarak bazı mahremiyet ihlalleri yapmaya başlamıştır. Mahremiyet ihlalleri özellikle çocuklar üzerinde yapılmaktadır. Bu durum da dijital ebeveynlerin önlemler almasına ve çocuklarını bu doğrultuda korumasına yol açmaktadır. Bu nedenle dijital ebeveynlere büyük sorumluluklar düşmektedir, çocuklarının mahrem alanına saygılı olmalılar ve çocukları bu konuda bilgilendirmelilerdir. Bu araştırma ile çocukların sosyal medya kullanım ve mahremiyet ilişkileri açısından ebeveynlerin yapmaları gereken sorumlulukları, çocuklarını nasıl eğitmeleri gerektiği, mahremiyetlerini korumak için neler yapmaları gerektiği ve mahremiyet kavramına yaklaşımları açıklanmaktadır. Literatür taraması sonucunda ortaya konulan kavramlar ışında değerlendirilecektir. Araştırma sonuçlarının ebeveynlere ve çocuklara önemli faydalar sağlaması amaçlanmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
DergiPark (Istanbul University), 2018
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2015
Journal of Educational and Social Sciences
INTERNATIONAL PEER-REVIEWED JOURNAL OF COMMUNICATION AND HUMANITIES RESEARCHES, 2017
Akademik İncelemeler Dergisi, 2017
Selçuk İletişim
İNİF E - Dergi, 2021
KORKUT ATA TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2023
DergiPark (Istanbul University), 2013
Eğitim Yayınevi, 2021
Abant İzzet Baysal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi
DergiPark (Istanbul University), 2023
IV. INTERNATIONAL EUROPEAN CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES, 2019
AJIT-e: Bilişim Teknolojileri Online Dergisi, 2019
The Journal of Academic Social Science Studies, 2016
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ AKADEMİK DERGİSİ, 2015
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 2020
Journal of International Social Research