Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, Vakıflar Dergisi
…
16 pages
1 file
Bu makale İslam dünyasında vakıfların ortaya çıkısından günümüzdeki en son gelişmelere kadar bu çok önemli kurumun geçirmiş olduğu evreleri incelemektedir. Ayrıca Bati dünyasındaki son durumlar da ele alınmakta ve sonuç olarak vakıfların hem ülkemizde hem de tüm İslam dünyasında ciddi bir reform surecine tabi tutulmaları gereği ortaya çıkmaktadır.
SOSYAL KALKINMA VE VAKIF
İnsanların sahip oldukları mallarını ve imkânlarını diğer insanlar ve canlıların faydalanması ve kullanması için tahsis etmesi ve onların yardımına sunması insanlık tarihi kadar eskidir. Tarih boyunca toplumlar, yaşadığı coğrafyada birçok hayrî uygu lamalar geliştirmişler. Bu anlamda yol, çeşme, mabet ve kuyu gibi bir takım eserler vücuda getirmişlerdir. Eski Romalılar, Eski Yunanlılar, Babilliler, Etiler, Hititler, Hin dular ve İslam öncesi Orta Asya Türkleri gibi toplumlarda vakfa benzeyen hayrî eser lerin varlığı bilinmektedir. Ancak vakıf kurumu mahiyeti ve hukukî yapısı itibariyle İslam’la doğmuş ve bir medeniyet haline gelmiştir. Bu anlamda Vakıf Medeniyeti Hz. Peygamber (sas) ile kurulan bir medeniyettir. Bu medeniyetinin kuruluşu, gelişmesi ve yaygınlaşmasında Hz. Peygamber’in derin ve mütemadi bir tesiri olmuştur. Hz. Peygamber ile başlayan vakıf anlayışını, Müslümanlar asırlar boyunca daha da ilerlet miş ve dünyanın farklı coğrafyalarına götürerek bir medeniyet haline dönüştürmüştür. Vakıflar eğitim, din, kültür, sağlık, güvenlik, sosyal, bayındırlık, belediye hizmetleri gibi birçok alanda müesseseler vücuda getirmiştir. Fethedilen coğrafyalara da bu mü esseseler taşınmıştır. Bu vakıf eserleri ve mütemadiyen devam eden vakıf hizmetleri, başta Anadolu ve Balkan coğrafyası olmak üzere fethedilen toprakların Türkleşmesi ne, İslamlaşmasına ve Türk-İslam medeniyetinin bu coğrafyalara taşınmasına ve bura larda temsil edilmesine katkılar sağlamıştır. Tanzimat dönemi öncesinde mütevelliler tarafından idare edilen vakıflar bu dönemde Evkâf-ı Hümayûn Nezâreti çatısı altında birleştirilmiş, cumhuriyetten sonra da Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesine alınmıştır. Ortaçağ Avrupa’sında oldukça yetersiz durumda olan vakıf benzeri kuruluşlar, önemi nin anlaşılmasıyla birlikte 19. yüzyıldan sonra Batı toplumunda artmaya başlamıştır. Günümüzde gerek ülkemizde gerekse dünyanın pek çok ülkesinde ve coğrafyasında vakıf ve benzeri kuruluşlar, sağlık, sosyal, kültürel, ekonomik ve eğitim gibi pek çok alanda hizmetler yürütmeye devam etmektedir.
TARİH ARAŞTIRMALARI-I , 2022
Vakıf kurmanın en önemli amacı, sürekli olarak sadaka verebilme isteğidir. Bu istekten kaynaklanan ve git gide değişen şartlar üzerine sadaka için mal vakfederek sadaka vermeyi devamlı hale getirmek hedeflenmiştir. Bu amaçla Osmanlı’da kurulan vakıflar, hukuki temeller üzerine kurulmuş ve sürekli olarak devlet denetimine tabi tutularak uzun ömürlü müesseseler olmayı başarmıştır. Vakıflar sayesinde devletlerin gelişmesi sürmüş, toplumların refahı artmış, israf engellenmeye çalışılmıştır. Bu müesseselerinin resmi belgesi olan vakfiyeler, tarih araştırmaları için önemli bilgiler içeren kıymetli belgeler olmuştur. Bazen diğer kaynaklarda olmayan bilgilere buralarda ulaşmak mümkün olmaktadır. Vakfiye, vakfeden tarafından (vâkıf) oluşturulan ve kadı tarafından tescil edilen hukuki bir belgedir. Geçmişten günümüze kadar var olan vakıfların çalışma düzenleri taş, deri, kâğıt gibi şeylere yazılmıştır. “Vakıf kütükleri, tapu tahrir defterleri ve şer‘iye sicillerinde yer alan sûretlerin dışında vakfiyeler rulo yahut kitap şeklinde kaleme alınmıştır. Asıl vakfiyenin tanzim ve tescilinden birkaç yıl sonra taşa, mermere veya kayalara kazılarak yazılmıştır.” Vakfiyeler, Arapça olarak yazılmaya başlamış; Selçuklular gibi Arap olmayan Müslüman milletler de genellikle teamüllere uymuştur. İlk Türkçe vakfiye, Anadolu’da Germiyanoğulları dönemine ait olup 1428 tarihinde yazılmıştır. Bu metinler sayesinde dönemin sosyo-ekonomik, siyasi ve kültürel hayatıyla ilgili malumat sahibi olunmaktadır. Defter şeklinde metinler olduğu gibi varaka halinde de olabilmektedir. Giriş bölümünde, Allah’a şükür; Peygamber’e (SAV) salat ve selam ile ayet ve hadisler de bulunur. Dua bölümü, dua ve beddua olarak ayırılmıştır. Son bölümde olan beddua, vakfın bekası için manevi bir tehdit maiyetindedir. Üç bölümden oluşan bu belgelerde özellikle şu hususlar yer alır: Vakfedilecek şeylerin neler olduğu ve bu malların nasıl idare edileceği, gelirlerin kimlere ve nasıl kullanılacağı, vakfın nasıl yönetileceği, şuhûdul halin mührü ve kadının hükmü. İslam devletlerinin inkişafında etkili olan vakıf müessesesi, sadece Müslüman ülkelerini değil; birçok açıdan neredeyse tüm dünyayı etkilemiştir. 19. asra gelindiğinde İslam ülkelerini işgal eden Batılı devletler, emperyalist politikalarını rahatça uygulayabilmek adına, engel olarak gördükleri vakıf yapılarına karşı olumsuz görüşler beyan etmiş ve bu kurumlardan kurtulmanın yollarını aramıştır. Vakıfların, ekonomiye ve topluma zarar verdiği düşüncesini yaymışlardır. Oysa bu önyargılar tam olarak incelenememiş olan arşiv belgeleriyle desteklendiğinde, aslında Avrupalıların da yakındığı ve çekindiği kadar İslam âlemine getirisi olmuştur
2018
Osmanli Devletinde egitim ve saglik hizmetleri ile dini ve kulturel faaliyetlerin finansmani icin merkezi butceden dogrudan bir kaynak ayrilmiyordu. Devlet butcesinden herhangi bir kaynak ayrilmadigi halde zikredilen hizmetlerin finansmani, gunumuzde ucuncu sektor olarak adlandirilan, daha cok bagimsiz iktisadi birimler seklinde teskilatlanmis olan vakiflar araciligiyla gerceklestiriliyordu. Oyle ki, vakif gelirlerinin Osmanli mali sistemi icindeki orani XVI. yuzyilin baslarinda yaklasik %12'lik bir paya sahip iken, bu oran XVII. yuzyilin baslarinda %20'lere kadar yukselmisti. Dolayisiyla vakiflarin, kâr imkani bulunmayan ya da kâr marjinin dusuk olmasi nedeniyle iktisadi acidan yatirimin cazip olmadigi egitim, saglik, kulturel ve dini faaliyetlerin finansmaninda onemli bir rol oynadigi soylenebilir. Her hayri muessesenin bir vakfiyesi bulunmakta ve bu vakfiyede muessesenin calisma sekli ile hayir faaliyetlerinin yurutulmesi icin yapilacak masraflari karsilayacak yapilar, va...
Yalova Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2017
Vakıf, bir mülkiyetin veya malın tamamen ve kalıcı olarak toplumun ya da insanlığın yararına bırakılmasıdır. Dünü, bugünü bağlamında değerlendirildiğinde vakıf yardımlaşma ve dayanışma duygusunun kurumsal hale geldiği yapılardır. Vakfın temelini oluşturan insan sevgisi, düşüncesi ve hayır yapma duygu ve davranışı olabileceği gibi, prestij sağlama, vergiden muaf olma, özel mülkiyeti koruma gibi savunma anlayışları da insanların kendi imkânları ile tarih boyunca birçok hizmet ve yatırım gerçekleştirmesine dayanak oluşturmuştur. Bu duygu ve davranışlar aynı zamanda vakıfların oluşmasını sağlamıştır. Vakıf anlayışı sosyal, iktisadi, dini, hukuki ve ulusal boyutları olan bir anlayıştır. Geçmişten günümüze kadar birçok toplumda farklı uygulama biçimleriyle varlığını koruyan vakıfların menşei itibariyle ilk izlerine Babil, Eski Mısır, Eski Yunan ve Orta Asya Türk toplumlarında rastlanmaktadır. Günümüzde ise, özellikle Batıda, vakıflar başta kapitalist piyasa ekonomisinin ortaya çıkardığı sorunları çözme adına koruyucu, önleyici tedbirler ile eğitim, sağlık, bilimsel araştırma faaliyetleri çerçevesinde kamu hizmetlerine verdiği destekle önemli görevleri yerine getirmektedir. Türkiye'de vakıfların nicelik olarak fazla olmasına rağmen niteliksel olarak yeterli seviyede kamusal fayda oluşturamadıkları, yapılan uygulamaların ise belli bir grubun prestij sağlama aracı olarak görülerek yaygınlaştırılamadığı bilinmektedir. Bu anlayışla vakıfların Türkiye'de kamu hizmetlerine yönelik uygulamaları ikinci planda kalmıştır.
ABSTRACT Skopje fell under domination of Ottoman Empire in 1392. Being under domination of Ottoman Empire for nearly over five years, the city left the Ottoman territory with the treaty of Bucharest signed on 10th of August in 1913 after Balkan Wars. One of the most important institutions that enabled Ottoman to be permanent in Skopje is vaqf. From the first Ottoman domination in Skopje till last years foundations were established. These vaqfs were sometimes established by Ottoman Sultan and sometimes by people belong to military class. In the city and rural areas dependent on city primarily with the aim of praying mosques and prayers and some different structures like inns, baths, schools, madrasahs, lodge and zaves etc. were built. In this study, foundations established in Skopje during Ottoman Empire have been examined. Within the vaqfs in Skopje society’s many primarily religious, economic and social needs have been met. Vaqfs have had very important permanent effects on the city. The most apparent samples of these are primarily the mosque of Sultan II. Murad which is the oldest vaqf work in Skopje and other vaqf works which are still standing. These works which architecturally have an important place are the most important historical heritage of Skopje city.
~tey, aile vedaha geni~ topluluklann gereksinim vc sorunlanna i1gi gostermek ve yardlm ,etmek suretiyle insanllk tarihinin vok eski devirlerine kada.r 117,anan bir gec;:mi~i kavramaktadlr. 'Tarihipersfektif ic;:inde vaklflar; bugun kamu hizmeti olarak kabul edilen Egitim, Saghk, BaYlndlrllk hizmetleri ile kimses'iz, yoksul, sakat butiiniiyle yardlma muhtac;lann ba " .lInlnl ic;eren sosyal refah hizmetleri ve sosyal giivenlik hizmetledni 0 gUniin ko~ullan ivinde yiiriiten kurullllar(lIr.
Türkav Kamu Yönetimi Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Waqfs were the very fundamental instutions along the history of İslam that represents the serving to humanity. The Ottoman Empire spread and advanced this system. The waqf system served people in the areas of social solidarity, culture, religion, education, health and supply their various needs. Every parts of the society attends the occassion of establishing of waqf. Sultans, female members of the Sultan's house, state officials and citizens attend to establishing waqfs in regards of their wealth. The top notch of the society like Sultans, courtiers and wealthy people has built big complexes all around the country. As to the simple citizens, they were attend the race to charity with contribution to the waqfs from donating a single book to library or fountain to masjid or mosque. Şer'iye Sicilleri (Court Records) covers are an important matters such as Ottoman social structure for a fife centuries wich started fifteenth centuy and ended twentieth century. Those record includes the subjects such as, marriage, case of inheritence, orphanes and lost items conservation, guardian appointment and dissmisal, prosecuion of wheter waqfs follow the codes or not concerning on legal wills and laws, crime lawsuits. Also all those matters under the jurisdiction of Kadı wich shows the scope of this records. Today Şiran is a county in the city of Gümüşhane and have an two court records. The first 8191 numbered one is covers the time span of H. 1302-1324 (M.
Vakıflar Dergisi, 2013
Vakıflar Dergisi, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yayınlamakta olduğu önemli bir dergidir. 1938 yılından bu yana yayınlanmakta olan ve akademik çevrelerce çok iyi tanınan Vakıflar Dergisi, başta vakıf müessesesi ile ilgili konular olmak üzere, tarih, dil-edebiyat, şehir tarihi ve şehircilik, sanat tarihi ve mimarî, restorasyon ve korumacılık alanlarında yaptığı yayınlarla büyük bir boşluğu doldurmuş, bilimsel çalışmalarda başvurulan kaynak bir dergi olmuştur. Vakıflar Umum Müdürü F. Kiper’in Vakıflar Dergisi’nin ilk sayısında yer alan önsözündeki “Tarihin her devrinde, Türk dünyasının her yerinde, içtimaî hayatta, kültür hayatındaki, san‘at ve imar sahalarında büyük bir varlık olarak göze çarpan Vakıf müessesesi ve ortaya koymuş olduğu eserler ilmî usullerle tetkik ve izaha değer bir mevzudur. Türk medeniyetine ve âbidelerine aid etüdleri ihtiva eyleyecek ve şimdilik gayri mevkut neşredilecek olan Vakıflar Dergisi bu hizmeti ifaya çalışacaktır” ifadesi, 1938 yılında başlayan bilimsel maceranın niteliği açısından da manîdârdır. Bu macera günümüzde de devam etmektedir.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi Dergisi , 2019
Rekreasyon araştırmalarında medeniyetlerin sahip olduğu kültürel öğeler, daha çok tarihsel perspektifle incelenmiştir. Şenlikler, eğlenceler, bayramlar, çeşitli spor karşılaşmaları gibi etkinlikler, dönemlerine göre rekreasyon faaliyetlerden ziyade folklor kapsamında ele alınmıştır. Rekreasyon disiplininin gelişmesiyle, rekreasyon etkinlikleri düzenleyen kurumlar da incelenmeye başlanmıştır. Yabancı yazında, kurumsal etkinlikler "kamu rekreasyonu, ticari rekreasyon ve gönüllü organizasyon" olarak tarihsel kökleriyle birlikte incelenmiş, fakat yerel yazında rekreasyonun kurumsal tarihi üzerine bağlantılar kurulmamıştır. Oysaki tarihimizde rekreasyon kuruluşları olarak vakıflar, önemli bir yer işgal etmektedir. Dini duygularla gelişen vakıf geleneği, gezi, dinlence, eğlence, kütüphane gibi çeşitli rekreatif hizmetleri de sağlayarak, sosyal gelişime katkı sağlayan sivil toplum kuruluşlarıdır. Kamu ya da gönüllü kuruluş olarak nitelendirilebilecek vakıflar, düzenledikleri etkinliklerle sosyal gelişme ve kişisel gelişimin öncülüğünü yapmıştır. Bu çalışmada, Osmanlı kültüründe vakıfların sunduğu rekreasyon hizmetleri, kamu rekreasyonu kapsamında kavramsal olarak incelenmiş ve günümüz vakıfların rekreasyon etkinlikleri ile kıyaslanmıştır. In recreation studies, the cultural elements of civilizations are examined with more historical perspectives. Events such as festivities, entertainments, festivals, various sports competitions are addressed within the scope of folklore according to their periods rather than recreational activities. With the development of recreation discipline, institutions that regulate recreation activities have also begun to be examined. In the foreign literature, corporate events are examined in conjunction with their historical roots as public recreation, trade and volunteer organization, but there are no links to the institutional history of recreation in the local literature. However, as recreation establishments in our history, foundations occupied an important place. The tradition of foundation with religious emotions is non-governmental organizations that contribute to social development by providing a variety of recreational services such as sightseeing, recreation, entertainment and library. Foundations, which can be considered as public or voluntary organizations, pioneered social development and personal development with the activities they organized. In this study, the recreation services offered by foundations in Ottoman culturewere conceptually examined within the scope of public recreation, and they was compared with recreation services offerred by today's organizations.
The Ottoman State in the "Ottoman classical period" was based on three basic institutions. These were the institutions of dirlik (livelihood), devshirme and waqf (pious endowment). Above these three institutions was the Sultan, the number one member of the "Dynasty of the Ottoman Empire". Within this system, the sultan was theoretically the "largest hâss" owner in each sanjak, the most basic administrative unit of the Ottoman Empire; the "master of the slaves of the Porte (kapıkulu" [i.e., janissaries, cavalry and the Inner Service personnel]" at the centre of the devshirme system; and finally, " the largest waqf founder" in the waqf imaret, on which the construction and settlement of the country was based. In the Ottoman system, the "state apparatus" revolved around these three institutions. Thus, according to Ömer Lütfi Barkan's calculations based on the surveys of 1527-1528, waqfs accounted for 14,103 per cent of the total revenues of the Anatolian, Syrian and Iraqi provinces and 5,492 per cent of the those of the Rumelian provinces. In capital cities such as Istanbul, Edirne, and Bursa, the proportion of these revenues was as high as 36 per cent. Waqfs were one of the main factors that distinguished the Ottoman economic order from European-centred mercantilist production. So, what was the place of waqfs in the Ottoman economic order? This fundamental question will be the main subject of this study.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Karadeniz Araştırmaları, 2009
Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2019
Tarih Alanında Seçme Yazılar-I, 2023
Vakıflar Dergisi
Tarihi, Sosyal ve Kültürel Yönleriyle Bafra Cilt I, 2023
Uluslararası Antep - Halep Vakıfları Sempozyumu Bildileri, 2014