Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2009, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi /Journal of Modern Turkish Studies
…
10 pages
1 file
İlkel dönemlerde, insanlar başlarına gelen kötü olayların veya felâketlerin sebeplerini açıklamak ve onların kendi iradeleri dışında meydana geldiğini kabullenmek üzere, bunları başlarına musallat eden kötü veya kara ruhların varlığına inanmışlardır. Eski Türk dininde, şaman, kam veya baksı adı verilen din adamı-büyücülerin, hem iyi/ak ruhlar hem de kötü/kara ruhlar için törenler düzenlemeleri, bu inancın ifadesidir. İlk örneğini "Yaratılış Destanı"nda Erlik olarak gördüğümüz kötü/kara ruhların, Tanrı'nın onları cezalandırmaları sonucu, genellikle yeraltında yaşadıklarına inanılır. Erlik, Anadolu dışında, birçok Türk boyunda, bugün de "şeytan" anlamında kullanılmaktadır. Türk boylarında, Erlik'ten başka, birçok hastalık, sıkıntı veya belaya sebep oldukları, yeraltında veya gökyüzünde yaşadıkları düşünülen kötü ruhlar vardır.
ÖZET İlkel dönemlerde, insanlar başlarına gelen kötü olayların veya felâketlerin sebeplerini açıklamak ve onların kendi iradeleri dışında meydana geldiğini kabullenmek üzere, bunları başlarına musallat eden kötü veya kara ruhların varlığına inanmışlardır. Eski Türk dininde, şaman, kam veya baksı adı verilen din adamı-büyücülerin, hem iyi/ak ruhlar hem de kötü/kara ruhlar için törenler düzenlemeleri, bu inancın ifadesidir. İlk örneğini " Yaratılış Destanı " nda Erlik olarak gördüğümüz kötü/kara ruhların, Tanrı'nın onları cezalandırmaları sonucu, genellikle yeraltında yaşadıklarına inanılır. Erlik, Anadolu dışında, birçok Türk boyunda, bugün de " şeytan " anlamında kullanılmaktadır. Türk boylarında, Erlik'ten başka, birçok hastalık, sıkıntı veya belaya sebep oldukları, yeraltında veya gökyüzünde yaşadıkları düşünülen kötü ruhlar vardır. ABSTRACT In primitive ages, people have believed in evil or dark spirits in order to explain the cause of bad events or disasters which happened to them involuntarly. This is why in old Turkish religion, holly men or wizards which are named shaman, kam, or baksı were arranging ceremonies for both good/white and evil/dark spirits. It's believed that evil/dark spirits of which we saw the first example as Erlik in Creation Epic, live in undreground. This is the result of the punishment of God for them. The word Erlik is used for the concept of "evil" in many Turkic tribes except Anatolia even today. Other than Erlik, there are a lot of evil spirits which Turkish tribes thought that they cause illness, trouble or misfortune and they live in underground or on sky.
Şamanizm, Türklerin en eski inançlarından birinin adıdır. Türk kültürünün gelişmesinde oldukça önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Gök Tanrı inancını benimseyen Türklerin günlük hayatlarında Şamanist unsurların varlığının yer aldığı görülmektedir. Bunun yanı sıra Türk topluluklarının, yaşamış oldukları coğrafyalarda birçok kültürle etkileşim halinde olmaları sebebiyle oldukça zengin bir mitolojik geçmişe sahip olduğunu da görmekteyiz. Bu makalede, Türk Şamanist Mitolojisinin ana unsularından olduğu düşünülen Tanrı kavramı, Gök Tanrı inanç, Tanrılar ve Ruhlar konuları üzerinde durarak derlenen bilgileri okuyucuya aktarmaya çalıştık.
Mitolojik sistemlerde geniş yer tutan unsurlardan biri de kötü ruh anlayışıdır. Tüm kültürlerin mitolojik görüşlerinde kötü ruhlarla ilgili çeşitli tasarımlar bulunmaktadır. Bu tasarımlar kültürden kültüre dolayısıyla bir mitolojik görüşten diğerine farklılıklar gösterdiği gibi mitolojik sistemlerde çeşitli ortak tasarımlar ve düşünce ürünleri de söz konusudur. Kötü ruh, mitolojiler açısından baktığımızda genel anlamda insanlara kötülük eden ve doğaüstü bir varlık şeklinde düşünülen bir tasarımdır. 1 Kötü ruh anlayışıyla ilgili olarak inanç sistemlerinde duyularla algılanamayan ve göze görünmeyen varlıklarla ilgili temel tasarımlardan biri cindir. Cin anlayışı hemen hemen tüm kültürlerde ve mitolojik sistemlerde görülmektedir. Yunan, İskandinav ve Asur -Babil gibi mitolojik düşünce sistemlerinin yanında Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık gibi semavi dinler de bu anlayışlara sahiptir. 2 Türk kültürü ve Türk mitolojisinde de kötü ruh anlayışı ve buna bağlı olarak cin türünden tasarımlar görülmektedir. Hem tarihi anlamda hem de sözlü kültür ürünlerinde izlerini görebileceğimiz düşünce yapısı bağlamında bu tür varlıklar Türk mitolojisinde yer almaktadır. Divanü Lugati't-Türk'te yer alan ve şeytan anlamına gelen yek ifadesiyle yine aynı sözlükte yer alıp cin anlamına gelen yel ifadesi vardır. 3 W. Radloff'un Altay Türklerinden derlediği Yaratılış Destanı'nda, kötü varlıkların ilki kabul edilen ve şeytana denk tutulan Erlik'in, kötü ruhların veya varlıkların ilk yaratılanları olarak kabul edebileceğimiz kötü ruhun saçlısı Albıs ve kötülük saçan Şulmus adlı varlıkları yarattığını görürüz. 4 Türk düşünce ve tasavvurlarındaki kötü ruh tasarımlarında genel anlamda şamanist düşüncedeki kötü ruh anlayışıyla İslamiyette yer alan cin anlayışı görülmektedir. Şamanist düşüncelerde kötü ruhlar kara neme adıyla bilinmektedir. Bu ruhların başında
Lacivert Dergi , 2021
Lacivert Dergi'nin bu ayki sayısının dosya konusu "Destan Arketip Bizim Neyimiz Olur?" Ben de "Sen Hiç Albız Gördün Mü? Türk Mitolojisi ve Destanlarındaki Kötücül Ruh" yazımla yer aldım. Çıkış noktam şu idi: "Peki, bizim kültürümüzün en büyük korkusu nedir? Biz en çok neyden korkuyoruz?" Ardından yazıda şu soruyu sordum: Kurtuluş Savaşı’nda teçhizat olarak kendinden daha donanımlı düşmana karşı korkusuzca savaşabilen bir kültürün soğukta kalıp üşütmekten korkması ya da 1071 Malazgirt Ovası’ndan anlı şanlı Doğu Roma ordusunu tarumar eden bir kültürün bebeklerini 40 gün dışarıya çıkarmaması tuhaf değil mi? Türk kültüründe kötü ile kötücül arasındaki farkın Erlik'ten albız ve albastıya günümüze uzanan öyküsüne kısaca değindim. Derginin bu sayısında Ahmet Taşağıl Hoca ile röportaj ve konu ile ilgili güzel diğer yazılar bulunduğunu da belirtmek isterim. https://www.lacivertdergi.com/dosya/2021/11/25/sen-hic-albiz-gordun-mu-turk-mitolojisi-ve-destanlarindaki-kotucul-ruh
Bitirme Çalışması, 2021
Pers mitolojisi ve efsaneleriyle ilgili elde edilen en eski bilgiler MÖ. 15. yüzyıla kadar gitmektedir. Arkeolojik verilerin dışında İran’ın tarihi ve dini inançları ile ilgili en eski bilgiler ise Rîg Vedâ ve Avestâ’da yer almaktadır. Zerdüştlük, açığa çıkarılan dünya dinleri arasında en eskilerinden birisidir. Bundan dolayı da insanlık üzerinde büyük bir etki bırakarak, Batı dinlerinin de gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Zerdüştler köken olarak Hint-Avrupa ailesinin torunları olan Proto Hint-İran halkının torunlarıdır. Zerdüştlük dini, tarihte önemli bir güç olan Akhaimenid İmparatorluğu (M.Ö. 550-330) tarafından benimsenmiş ve devlet dini haline getirilmiştir. Dünya çapında 200.000'den az takipçisi olduğu düşünülen Zerdüştlük dinin, İran coğrafyasında ortaya çıktığı düşünülmektedir. Zerdüştlük dininin peygamberi olan Zerdüşt’ün yaşadığı tarih tartışmalı bir konu olup, inancını 5 temel ilkeye dayandırmaktaydı. Zerdüşt, kötülük güçlerine karşı bir savaş ilan etmişti; iyi dini seçen her kişiyi kötülerle savaşmaya ve dünyayı kötülerden temizlemeye çağırıyordu. Zerdüşt’ün kutsal kitabı olan Avestâ, farklı dönemlerde kaleme alınmış ve en eski bölümünü Gathalar oluşturmaktaydı. Pers mitolojisi İslamiyet öncesi inanç, efsane ve özellikle de zerdüştlüğün düalist yapısı ile birçok tanrı ve olağanüstü yaratıkların hikayesini taşımaktadır. Pers mitolojisinde yer alan karakterler güçlü bir şekilde iyi ve kötü olanlar olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Söz konusu olan iyi ve kötü anlayışı Pers mitolojisinde efsane, hikâye, figür ve motiflerde de sıkça karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda İran kralları da kötülük ve ölüm güçleriyle savaşıp, İyiliğin kazanmasında önemli katkılarda bulunmaktaydılar. Bu konuda Pers imparatoru 1. Kserkses (M.Ö. 485-465) imparatorluk genelinde Daevaların tapımını yasaklamaktaydı. Özetle bir Mazdeist, Ahura Mazda’yı seçerken kötüye karşı iyiyi, Daevaların dinine karşı hakikat dinini de seçmiş olur. Bundan dolayı da her Mazdeist kötülüğe karşı savaşmalıdır. İyi ve kötü arasındaki bu çekişme Pers mitolojisinde yaratılışın başlangıcında yaratılan Spenta Mainyu (Yardımsever Ruh) ve onun ikizi olan Angra Mainyu (Yıkıcı Ruh) arasındaki mücadeleden kaynaklanmaktaydı. Zerdüşt dininin en önemli tanrısı olan Ahura Mazda ışığın ve iyiliğin sembolü iken onun tam karşıtı olan Angra Mainyu öfke, kıskançlık, kötülük ve karanlıkla özdeşleştirilmekteydi. Kutsal ateşi yaratan Ahura Mazda “Ameşa Spenta” ismi verilen melekleri yönetirken, külleri yaratan Angra Mainyu ise “Daeva” ismi verilen şeytanları yönetmektedir. Angra Mainyu’nun bildiği tek şey Ahura Mazda’nın oluşturduğu düzeni ve yaratığı güzel şeyleri yıkmaktı. Bu yüzden kötücül güçlerin veya şeytanların lideri olarak tanımlanmaktaydı. Bu araştırmada, öncelikle Pers imparatorluğunun tarihi çağları elle alınmış, Zerdüşt dini ve Avestâ hakkında bilgi verilip, Pers mitolojisindeki iyi ve kötü güçler arasındaki mücadelelerin Pers mitolojisindeki yeri ve yansımaları anlatılacaktır. Sonrasında araştırmanın ana konusunu oluşturan Pers mitolojisindeki kötücül güçler tanımlanmaya çalışılacaktır.
ANIMAL MYTHS IN TURKISH AND RUSSIAN MYTHOLOGY, 2021
Mythology is a mirror that reflects the past and essence of societies. It reflects the unique characteristics of each society's own culture, climate and geography. In this sense, it is seen that all nations have their own traditions, customs and belief systems. Turkish and Russian mythology, which succeeded in preserving the cultural heritage of their ancestors, are examples that have succeeded in preserving their original values as well as their richness in this context. On the other hand, it is seen that the legends circulating from language to language are influenced and complement each other, leading to common myths. As a matter of fact, the fact that the oldest Turkish myths were compiled and written down by some Russian scientists expresses the interaction between the Turkish and Russian nation.The fact that some animal terms in Turkish primarily affect Russian is another indicator of similar interaction. When evaluating the dimensions of the interaction between the two cultures in question, it seems difficult to come up with a clear view on which culture is more dominant or which culture affects the other more. For this reason, the aim of the study is to examine the animal myths in both mythologies within the framework of the comparative method, based on the judgment that the interaction should be mutual. In the study, the concept of mythology is discussed from a universal point of view in order to determine the similarities and differences in both mythologies. In this context, there are many mythological animals in the thousands of years of history of both Turks and Russians, but it is not possible to include all of them in this study, horse, wolf, dog, bear, eagle and snake are emphasized as they are the most encountered in the geography they live and directly affect their lives. In the context of the analysis, what kind of symbolic meanings the related animal myths have for the Turkish and Russian people, how they are perceived, what the common and different points are, have been tried to be revealed with examples.
Kübra Karaköz, 2021
Asli günah, Peccatum Originale (Lat.) 2 , tek tanrılı dinlerin benzer olay örgüsü ile aktardığı ilk günaha verilen isimdir. Tek tanrılı dinlerde Abu al Basar, yani insanlığın atası olarak kabul edilen Hz. Âdem ve Havva'nın (yaratılan üçüncü kadın 3 ) dünyadan önce ikamet ettikleri Aden'den, Tanrı buyruğunu hiçe 1. Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Tarihi Bölümü, Doktora Öğrencisi, kara-
Ötüken Neşriyat, 2025
Kitabın bütün yayın hakları Ötüken Neşriyat A.Ş.'ye aittir. Yayınevinden yazılı izin alınmadan, kaynağın açıkça belirtildiği akademik çalışmalar ve tanıtım faaliyetleri haricinde, kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz; hiçbir matbu ve dijital ortamda kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.
Karadeniz Araştırmaları, 2022
Mitolojik bir "varlığın" veya daha kapsayıcı bir tabirle mitolojik bir "ögenin" tanınması; bir toplumun tarihsel psikolojisini, varlık anlayışını, felsefesini, eylemlerin kökenlerini sebep sonuç ilişkisinde açığa çıkarmada bize yardımcı olur. Yerinde duran dağlar, durmadan akan pınarlar, yeryüzüne inen yağmurlar yani dünyanın doğal öge ve düzeni bile bir toplumun yaşam-ölüm ilişkisini, yeme içme alışkanlıklarını, ahlak kurallarını etkilerken yanı başlarında duran mitolojik figürlerin aynı hayata etki etmemesi ve şekillendirmemesi düşünülemez. Nitekim bilinmeyen devirlerden itibaren insanlar, evlerini ve eve ait unsurları (ocağın, ahırın, kuyunun, banyonun vs.) "öteki" varlıklarla ilişkili görmüşler ve bu varlıklarla beraber yaşadıklarına inanmışlardır. İşte bu "öteki" varlıklardan bir tanesi de Biçura'dır. Makalede Biçura'yı dış (fiziksel özellikleri, eylem dizisi, mitolojik statüsü) ve iç (psikoloji, sempati) yapılarını ortaya koyarak inceleyeceğiz. Gerek yazılı gerekse sözlü kaynaklarda ev, ocak, orman, su, dağ vd. iyelerinden ayrılan Biçura, girdiği evin yaramaz bir sakinidir. Özellikle Tatarlar ve Başkurtlar arasında yaygınlık gösteren Biçura adlı varlık, karakteri bakımından huysuz, kaprisli ve tutarsızdır. İnsanlarla uğraşmayı sever. Bulunduğu eve zenginlik, ayrıldığı eve ise fakirlik getirir. Mitolojik konumu da netleştirilmiş değildir ama ne yeraltı kara iyeleri gibi kendisinden tamamen korkulandır ne de göksel ve bütünüyle iyi bir varlıktır. Bu çalışmada ele aldığımız Biçura'yı tüm özellikleriyle, kendisinden bahseden ilk ve en eski yazılı kaynaklardan bugüne kadar tespit ederek ortaya çıkarmaya çalışacağız.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi
Edebî Eleştiri Dergisi, 2023
08-10 Ekim 2015, 2. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Hoşgörü ve Barış Sempozyumu, 2016
Folklor Akademi Dergisi, 2021
III. Uluslararası Mitoloji Sempozyumu, 2022
Sonçağ Yayınları, 2022
Kırgız Arkaik Destanları ve Mitoloji, 2020