Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, Prof. Dr. Kerime Üstünova Armağanı
…
22 pages
1 file
SÖYLEM Filoloji Dergisi
Bu çalışmada, karşıtsal dilbilim çerçevesinde diller arasındaki yabancıl (fr. xénité) ögelerin kullanımında karşılaşılan zorluklar ele alınmaktadır. Araştırma konusu olarak Fransızca öznellik kipinin tüm işlevsel alanları seçilmiştir. Değişik dil öğrenim seviyeleri bulunan Türk öğrenciler, öznellik kipinin iki dildeki işlevsel alanlarının yabancıllıklarından dolayı kullanımında zorlanıyor olmalıdır. Gerçekten, birinci sınıftan dördüncü sınıfa doğru öğrencilerin öznellik kipinin işlevsel alanlarını kullanım başarıları olumlu yönde değişmekte midir? Türk öğrencilerin Fransızca öznellik kipi kullanımında zorlanmalarına, iki dildeki kipin işlevsel yabancıllıklarının yol açtığını ve dil seviyeleri değişse de bu zorluğun aşılamadığını ileri süreceğiz. Bu varsayımın sağlamasını yapmak için, farklı dil öğrenim seviyeleri bulunan bir örneklem üzerinde Fransızca öznellik kipinin kullanımı ile ilgili 20 sorudan oluşan bir uygulama yapılmıştır. Verilere göre, dört grup arasında önemli bir başarı farkı bulunmamıştır. Dil seviyeleri farklı olan öğrencilerin, öznellik kipinin tüm işlevsel alanlarının kullanımında zorlandıkları saptanmıştır. Öğrencilerin öğrenim seviyeleri değişse de bu zorluğun aynı kaldığı görülmüştür.
2005
Edward Sapir, “Toplumda madde ve kavram olarak var olan hersey dilde de vardir. Kulturel ve tarihi miras, ancak dil araciligiyla yeni kusaklara aktarilir. Dil, kulturel muhtevanin bir ansiklopedisi, hazinesi ya da sozlugu gibidir.” der. Dil zenginligi, buyuk oranda kultur zenginligine dayandigi, onu yansittigi icin dili degerlendirirken kulturu de arastirmak gerekir. Ornegin tarih ve dil bakimlarindan Turkiye, bir Dogu (Asya) kulturudur. Prof. Dr. Sayili, Prof. Dr. Aksan ve Erdem Suer gibi uc bilim adami ve dilbilimci, genelde dil zenginligi konusunda sirasiyla su olcutleri vurguluyorlar: 1. Sozvarligi zenginligi, 2. Kavram zenginligi, 3. Yazili en eski eserlere sahip olma, 4. Genis bir cografyada konusuluyor olma. Dil ve kulturdeki degismeler dogal sayilabilir; ancak baska dillerden sozcuk alirken kurallarini da alip kendi dilinde kullanma o dilin yapi, sesbilim, anlambilim, sesletim, yazim ve okuma kural ve geleneklerini bozar, dilde kargasaya neden oldugu icin de dilde yozlasma b...
Judith Butler ve Atena Athanasiou, Mülksüzleşme: Siyasaldaki Performatif (Istanbul: Metis, 2017)
Türklük Bilimi Araştırmaları, 2015
ÖZ: Nesne, kavram ve olaylar arasında varlık-yokluk, olmaolmama gibi çeşitli karşıtlıklar mevcuttur. Karşıtlığın birinci grubu (var olan, gerçekleşen) genel olarak olumlu; ikinci grup (yokluk, gerçekleşmeyen) ise olumsuz olarak değerlendirilmektedir. Bir gramer ulamı olarak olumsuzluk, fiilin bildirdiği hareket ya da oluşun gerçekleşmeme durumunu ifade eder. Türkçede hareket ya da oluşun gerçekleşmeme (olumsuz) durumu, genel olarak fiil tabanlarına eklenen olumsuzluk eki-mAile yapılmaktadır. Nesne, kavram ve niteliğin yokluğu ise başlıca yok, değil, +sIz gibi biçim birimlerle ifade edilmektedir. Türkmen Türkçesinde görülen geçmiş zaman (-dI), geniş zaman (-Ar), şimdiki zaman (-yAr), anlatılan geçmiş zaman (-AndIr), şart, emir-istek ve gereklilik kiplerinin olumsuz şekli, düzenli olarak standart olumsuzluk eki (-mA-) ile yapılmaktadır. Ancak şimdiki zaman, gelecek zaman ve gereklilik kiplerinin olumsuz şekilleri standart değildir. Türkmen yazı dilinde-mA-ile oluşturulan olumsuz şekilleri az kullanılan ya da hiç kullanılmayan bu kipler, genellikle isimlerin yokluğunu bildiren dǟl ve yōk biçim birimleri ile olumsuzlaştırılmıştır. Şimdiki zamanın olumsuzluğu yōk (>-ōk) ile; gelecek zaman (-cAk), ikinci tip istek (-mAkçI) ve gereklilik (-mAlI) kiplerinin olumsuzluğu ise dǟl (<değil) ile ifade edilmektedir.
Ataturk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi, 2007
Adem İŞCAN * Özet: Türkçe dil bilgisi öğretimi, öğrencilerin dil bilgisi kurallarını ezberlemelerinden çok Türkçeyi her ortamda rahatlıkla kullanmalarını amaçlamaktadır. Bu nedenle geleneksel dil bilgisi yöntemlerinin dışında dil bilgisi kurallarının işlevsel olarak öğrencilere sunulması oldukça önemlidir. Bu çalışmada, Türkçe dil bilgisinin işlevsel yönleri üzerinde durulmuş, örnekler verilerek konu ile ilgili değerlendirme yapılmıştır.
Language markers are called modals that state the moods of speaker and indicate the manner, attitude and movements of speaker over against the circumstance and case. Modals are used in daily life code the certainty, probability, evidential, inference, assumption, presumption, suspicion, curiosity, astonishment depending on information; obligation depending on containing effect of internal or external force; a lot of semantic field depending on containing the emotions like happiness, anger and regret. Each language benefit from the morphological, lexical, syntactical and contextual modalities while referring semantic fields in question. The morpheme-Abil-in sentence Ali gelebilir remarks all " probability of Ali's arrival to home " and " no disability of Ali's arrival to home " , " allowed to him ". If İçeri girmeli refers to girmek zorunda (have to enter) it specifies the " obligation " modality, if it refers to girmesi gerek/lazım (need to enter) it specifies the " necessity " modality. The modality-mAlI in the sentence İçeri giren Ali olmalı refers the prediction or inference semantic field. This study is dwelled on modal functions of basic structured bound morphemic modalities as-DI,-mIş,-AcAk,-yor,-Ar/-Ir,-mAktA,-Abil- ,-mAlI,-sA,-A, (AyIm/-AlIm),-DIr, mI. These suffixes mark one or more modals according to context. For instance,-sA marks the condition, probability, prediction, possibility and optative mood, and-mIş marks the certainty, direct epistemic modality and inferential epistemic modality. ÖZET Konuşurun bir olay ya da durum karşısında takındığı tutum, tavır ve hareketleri gösteren veya duygu durumunu anlatan dilsel işaretleyicilere kiplik denmektedir. Günlük hayatta sıkça kullanılan kiplikler, bilgiyi temel almasına göre kesinlik, olasılık, delile dayalılık, çıkarım, varsayım, çıkarım, tahmin, şüphe, merak, hayret; içsel veya dışsal bir gücün etkisini barındırmalarına göre yükümlülük; sevinç, öfke, pişmanlık gibi duyguları içermelerine göre ise duygu kipi gibi pek çok anlam alanını kodlamaktadır. Her dil söz konusu anlam alanlarına göndermede bulunurken biçimbirimsel, sözlüksel, söz dizimsel, söylemsel olmak üzere çeşitli kipliklerden yararlanmaktadır. Ali eve gelebilir sözcesinde-Abil-eki, " Ali'nin eve gelme olasılığı " nı belirtebildiği gibi; " Ali'nin eve gelmesinde bir sakınca olmadığı " , " ona izin verildiği " anlamını da işaretlemektedir. İçeri girmeli sözcesi ise girmek zorunda anlamına göndermede bulunuyorsa " zorunluluk " ; girmesi gerek/lazım anlamına göndermede bulunuyorsa " gereklilik kipi " ni göstermektedir. Söz konusu-mAlI kipliği İçeri giren Ali olmalı önermesinde ise tahmin veya çıkarım anlam alanına işaret etmektedir. Bu çalışmada-DI,-mIş,-AcAk,-yor,-Ar/-Ir,-mAktA,-Abil- ,-mAlI,-sA,-A, (AyIm/-AlIm),-DIr, mI olmak üzere basit yapılı bağımlı biçimbirimsel kipliklerin kipsel işlevleri üzerinde durulmaktadır. Söz konusu ekler, bağlama göre kip alanlarının bir ya da birkaçını işaretleme işlevi üstlenmektedir. Örneğin bahsi geçen eklerden-sA eki, cümleyi şart, olasılık, tahmin, varsayım, istek gibi anlamlarla işaretlerken;-mIş eki kesinlik, doğrudan delile dayalılık, çıkarımsal delile dayalılık gibi kip alanlarından biri ile kodlamaktadır.
International Journal Of Turkish Literature Culture Education
Anlamlarına göre sözler, somut ve soyut olarak ikiye ayrılır. Ġnsan zihninde soyut olarak bildiğimiz kavramlar ise somut bir anlamdan doğarlar. Ancak bu anlam geçiĢi mecaz yolla sağlanır. Somut bir kelime çeĢitli yollarla iliĢkilendirilerek baĢka bir kavramı belirtebilir. Böylece mecaz anlam doğar. Mecaz anlamın temel / somut anlamla iliĢkisi hissedilir. Ancak bazı kavramlar, mecazlaĢtıktan sonra temel / somut anlamla ilgisini kaybeder. Böylelikle soyutlaĢır. Dillerde ilk bakıĢta bu tür soyut anlamların temel / somut anlamla ilgisini hissedemeyiz. Ancak söz varlığı çalıĢmalarında bu anlamları ortaya çıkarabiliriz. Hatta kimi somut kavramların farklı dillerde ortak Ģekilde mecazlaĢıp soyutlaĢtığı görülmektedir. "Sis, duman, buhar" anlamlarına gelen kelimeler, Arapça, Farsça ve Rusçanın yanı sıra Türkçede de "üzüntü, keder, sıkıntı" anlamlarını belirtebilirler. Türkçenin tarihî ve bugünkü söz varlığında tespit ettiğimiz iki söz "busuĢ' ve "buñ" sözleri bu tür mecazlaĢmıĢ soyut sözlerdir.
2015
TR: Geleneksel retorikte daha çok anlatıma dayalı figürler arasında değerlendirilen, kuralcı gramerlerde ise anlatım bozukluğu türlerinden biri olarak ele alınan uzatım (pleonasm), esasında biçimbilgisi, sözdizimi ve anlambilgisi başta olmak üzere çeşitli dilbilimsel düzeylerde nedenleriyle birlikte tanımlanması ve sınıflandırılması gereken bir olgudur. Her ne kadar konuyu farklı yönleriyle ele alan çalışmalara rastlanılsa da, Türkçede ve diğer Türk dillerinde uzatımı bütüncül bir hâlde değerlendirmeye tabi tutan kapsamlı bir çalışma mevcut değildir. Uzatımlar, her ne kadar ilk bakışta birer fazlalık, gereksizlik veya anlatım bozukluğu olarak değerlendirilse de, uzatımları ortaya çıkaran pragmatik veya dil-dışı çeşitli sebepler mevcuttur. İletideki bir ögeyi vurgulama, iletinin taşıdığı anlamı pekiştirme, uygun olmayan iletişim ortamlarında anlamın veya işlevin güvenliğini sağlama, anlamsal şeffaflığı artırma, bazı yapıların anlamsal içeriklerinden emin olamama gibi çeşitli durumlar, uzatımların ortaya çıkmasında etkili olan faktörlerdendir. Bunların yanı sıra artzamanlı süreçlerle dil-içi bazı değişimler sonucunda şekillenen uzatımlara rastlamak da mümkündür. İlgili faktörlerin bir kısmı birincil, bir kısmı ise ikincil olarak değerlendirilebilir ve uzatımlar, ayrıca arka plandaki bilinçdışı kullanımlarla da açıklanabilir. Bu çalışmada, Batı literatüründe pleonasm terimi ile tanımlanan, Türkçede ise ek yığılması, söz uzatımı veya gereksiz sözcük kullanımı gibi karşılıklar etrafında, sınırlı bir kapsamda değerlendirilen bu olgu kuramsal ve kavramsal arka planla beraber örneklerle aktarılmaya çalışılacak, dilbilgisinin farklı katmanlarında çeşitli alt başlıklar dahilinde incelenecek ve konuya dair bir sınıflandırma önerisi getirilecektir. ------ EN: Pleonasm is considered a figure of speech which is based on expression in classical rhetoric and evaluated as one of the semantic anomalies in prescriptive grammar. It, however, should be defined and classified in the context of different linguistic interfaces, such as morphology, syntax, semantics and so on. Though there exists some researches that evaluate the phenomenon in different linguistic aspects, it cannot be said that there is work which evaluates it holistically within Turkish and other Turkic languages by other dimensions. Although pleonasms are considered in the context of redundancy, superfluousness or semantic anomaly at first glance, there are many pragmatic or language-external factors that cause this phenomenon. Emphasizing an element on a discourse, strengthening the meaning, providing the meaning's safety under different communicational conditions, increasing semantic transparency, not being sure on some constructions etc. may lead to pleonastic usages. There are, however, some diachronic pleonasms which are formed due to language-internal changes. Some of these causes can be evaluated as primary, while others secondary, and pleonasm can be explained through unconscious usages. In this article, the phenomenon which is debated under the term pleonasm in the Western literature, and described under the terms ek yığılması (suffix accretion), söz uzatımı (verbality) or gereksiz sözcük kullanımı (superfluousness) in Turkish will be tried to be explained and classified under different linguistic levels with many examples, as well as with some theoretical and notional background.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
3. Uluslararası Türk Dili Kurultayı 1996, Ankara 1999, 295-302., 1999
Eski Türkçenin İzinde II Moğol İstilasından Önce Türklerin Dili, 2023
Border Crossing, 2016
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2014
Türkbilimde Arayışlar: Timur Kocaoğlu Armağanı İkinci Kitap, 2022
Gündoğan Edebiyat, 1992
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten, 2009
Journal of Turkish Studies, 2013
Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2023
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ …, 2010
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi/RumeliDE Journal of Language and Literature Studies , 2018
Journal of International Social Research
Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi, 2010