Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2016
Bu calismada, Milli Mucadele donemiyle ilgili ve bu donemde yazilmis olan turkulerden alti adet turku incelenmektedir. Milli Mucadele doneminde yazilan turkulere dair yeterli ve sistematik bilgi mevcut degildir. Bu sebeple, haklarinda duzenli ve detayli bilgi toplana bilinen alti turku uzerine ornek bir calisma yapilmistir. Calisma, sistemli ve her turkuye uygulanabilir, turkuleri karsilastirmali olarak inceleme firsati veren ve boylece daha kolay netice cikarmaya yardimci olacak bicimde belli kategoriler etrafinda duzenlenmistir. Bu kapsamda, once turkunun metni verilmis, varsa farkli nushalari karsilastirmali olarak incelenmis, ardindan hikayesi anlatilmistir. Turkunun tahlili kisminda ise, turkude gecen mekan, zaman, insan ve motifler detayli bicimde incelenmistir. Amac, Osmanli Devleti’nin yikilisinin ardindan, yeni bir devlet kurmak uzere, milletce verilen Milli Mucadele’nin, toplum katmaninda ne tur tesirlerinin oldugu ve toplumun buna nasil tepki verdigini, turkuler uzerinden...
9. Uluslararası Atatürk Kongresi Bildiriler, 2021
Milli Mücadelenin başarıyla sonuçlanmasının ardından inkılâp hareketlerine girişen Mustafa Kemal Atatürk’ün bu yöndeki en önemli çalışmalarından biri Türk toplumunda milli tarih yazımı ve milli tarih şuuru oluşturma çabasıdır. Çalışmamızda Milli mücadele sonrasında “Türk Milli Şuuru” nu oluşturmak amacıyla Mehmed Tevfik Bey tarafından kaleme alınan 1928 tarihli “Cihan Harbinde Türkler ve Meziyetleri” adlı eser hakkında bilgi verilecektir. Türk Tarihini ve kültürünü, İslamiyet ve Türklerin İslam dinine girişleri, Türk meşhurları ve eserleri, Türklerin ilim, medeniyet, insaniyet ve İslamiyet’e yaptıkları hizmetler ve Türklerin meziyetleri başlıkları altında tanıtan eserde; Türklerin İlk vatanı olan Orta Asya yaylasının sınırları, İslamiyet öncesinde Türklerin Çin ve Bizans Devletleriyle olan ilişkileri, giyiniş tarzları, silahları, ekonomik faaliyetleri (tarım, hayvancılık, ticaret), servetleri, aile hayatları, hukuk kuralları, itikat ettikleri kuvvetler (toprak, ağaç, su, ateş ve dem...
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde etik ilkelere uyulmuştur | Ethical principles were followed during the preparation of this study Bu makale, 10. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi'nde sözlü olarak sunulan tam metni yayımlanmayan ".Sûrnâmelerden Türk Kültürüne Bir Bakış: Vehbî Örneği." başlıklı tebliğin içeriği geliştirilerek ve kısmen değiştirilerek üretilmiş hâlidir. Makale, Etik Kurul Belgesi gerektirmemektedir | Article does not require an Ethics Committee Approval.
ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, 1996
Mütareke devri yakın tarihimizde, Türk aydınının içine düştüğü fikir ayrılığının had safhaya ulaştığı, ekalliyetlerin içinde bulunduğu ihanetin tescil edildiği, fırsat düşkünü mütegallibelerin hüküm sürdüğü ve ülke geneline gaflet, kargaşanın hâkim olduğu bir dönemdir. Mustafa Kemal Paşa bu vaziyeti Nutuk'ta şu şekilde tasvir etmektedir; "Muhasım dev letler Osmanlı devlet ve memleketine maddeten ve manen tecavüz ha linde; imha ve taksimata karar vermişler. Padişah ve halife olan zat, hayat ve rahatını kurtarabilecek çareden başka birşey düşünmüyor. Hü kümeti de aynı halde. Farkında olmadığı halde başsız kalmış olan millet, zulmet ve müphemiyet içinde tecelliyata muntazır... Ordu, ismi var cismi yok bir halde... Komutan ve subaylar... karanlık felaket uçurumu ke narında dimağları çare-i halas aramakla meşgul...1
Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Kongresi, 2019
Bu araştırmada Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Türk Halk Müziği Repertuarında bulunan toplam 260 Erzurum türküsü taranmış ve terennüm (hem sözlük anlamı olanların hem de sözlük anlamı olmayanların oluşturduğu kelime grupları) kullanım durumları tespit edilmiştir. Bu araştırmanın amacı TRT Türk Halk Müziği Repertuarında bulunan Erzurum türkülerinde kullanılan terennümlerin kullanım durumu ve terennümlerin Türk sanat müziği ve Türk halk müziğindeki önemine değinmektir. Araştırma betimsel türdedir ve genel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma için belirlenen Erzurum türkülerinde terennüm konusunun temellendirilmesi ve yönlendirilmesi adına literatür taraması yapılarak kaynaklara ulaşılmış ve konuyla ilgili bilgiler toplanmıştır. Terennüm, anlam bakımından Arapçadan türemiş ve sözlük anlamı söylenilen ezgi veya icracısı demektir. Türk müziğinde ise bazılarının sözlük anlamı olan bazılarının ise sözlük anlamı olmayan kelime gruplarıdır. Terennümler genellikle büyük formlu eserlerde, az sıklıkta ise küçük formlu eserlerde kullanılmıştır. Türk sanat müziğinde vezin ve usul uyumu, formları birbirinden ayırma ve bestecinin hünerini gösterme gibi birkaç amaçta kullanılmıştır. Türk halk müziğinde ise vezin-ezgi-usul uyumunu sağlama temel amacındadır. Terennümler lafzî ve ikâî olmak üzere iki türdedir. Lafzî, sözlük anlam karşılığı olan terennümlerken ikâi sözlük anlam karşılığı olmayan terennümlerdir. Bu iki terennüm türü cümle başında, ortasında ve sonunda kullanılmaktadır. Ayrıca eserlerde ayrı ayrı kullanıldığı gibi bir arada da kullanılmaktadır. İncelenen 260 Erzurum türküsünün 105’inde terennüm kullanılmış ve 62 farklı terennüm kullanılmıştır. Türkülerde her iki türde terennümlerin ayrı ayrı ve bir arada kullanıldığı sonuçlarına ulaşılmıştır. Terennümlerin türkülerde diğer amaçlarının dışında sadece cümle tamamlama adına yani vezin-ezgi-usul uyumu adına kullanıldığı görülmektedir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda diğer yörelerdeki terennümlerin kullanım durumu ve terennümlerdeki değişime uğramış olduğu düşünülen kelimelerin incelenmesi gibi çeşitli önerilere yer verilmiştir.
Eurasian Journal of Music and Dance, 2021
Bu araştırma, ülkemizde mesleki müzik eğitimi veren kurumlarda üfleme çalgılar eğitimin nasıl yürütüldüğüne yönelik bir durum tespiti yapma amacı taşımaktadır. Araştırma betimsel tarama modelli nitel bir araştırma olup görüşme tekniğinden faydalanılmıştır. Araştırmada; uzman görüşleri doğrultusunda hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu, ülkemizin farklı bölgelerinde bu alanda görev yapan öğretim elemanlarına uygulanarak veri elde edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, üfleme çalgıların eğitim-öğretim süreçlerinde; metot yetersizliği, çalgıların standartlaşma eksikliği, ders saatlerinin yetersizliği, yerel/mahalli ve usta sanatçılarla öğrencileri bir araya getirecek etkinliklerin yetersizliği, terminolojik problemler ile başta ortaokullar ve güzel sanatlar liseleri olmak üzere genel ve mesleki müzik eğitiminin bütün basamaklarında bu çalgıların eğitimine yer verilmesi gerektiği sonuçlarına ulaşılmıştır.
YAZILIŞININ 950. YILINDA ULUSLARARASI DÎVÂNU LUGÂTİ’T-TÜRK VE TÜRK DÜNYASI SEMPOZYUMU (04-06.12.2024) BİLDİRİ KİTABI, 2024
Karahanlı Türkçesi veya daha geniş anlamda Orta Türkçe devresi kaynak eserlerinden olan Dîvânu Lugâti’t-Türk, özellikle Türkoloji alanı bakımından düşünüldüğünde Türk dilinin tüm dönemlerini etkileyebilecek kapsamda ve etkinliktedir. O dönemki yazılış amacının ötesinde bugün Türkoloji çalışmalarında bir başvuru kaynağı olarak kullanılmaktadır. Bugün Köktürkçe ve Eski Uygur Türkçesi metinleri üzerine yapılan çalışmalarda da -daha sonra yazılmış olmasına rağmen- birçok dilsel yapı Kaşgarlı Mahmut’un mevzu bahis eseri referans alınarak açıklanabilmektedir. Kendisinden geriye de ışık tutabilmesinin yanı sıra hem Tarihî hem Çağdaş Türk Lehçeleri’nin gerek dilbilgisel gerek söz varlığı noktasında Türk dilinin kaynak metinleri arasında güvenilir referans metinlerin başlıcalarından biridir. Eski Türk dilinde gerçekleştirilen diyalektoloji çalışmalarında Kaşgarlı’nın eseri önemli bir rol oynamaktadır. Böyle bir amaçla yapılan bu çalışmada, kaynak eser olarak kullanılan Dîvânu Lugâti’t- Türk’te geçen “üşkür-” eylemi değerlendirilmiştir. Öncelikle ele alınan “üşkür-” eyleminin sözlük çalışmalarındaki veriler dikkatlere sunulacaktır. Bu noktada etimolojik sözlüklerdeki verilerle güncel sözlüklerde tespit edilen veriler, konunun ele alınış biçimi dolayısıyla ayrı başlıklar altında ele alınacaktır. İkinci aşamada “üşkür-” eyleminin geçtiği kaynak metinlerdeki yerler verilip incelenecektir. Bu doğrultuda merkeze Dîvânu Lugâti’t-Türk alınacaktır. Sözlük ve kaynak metinlerdeki veriler paralelinde bu eylem grubunun anlam ve morfolojik durumu değerlendirilecektir. Birbiriyle pek bağdaşmayan bu eylem grubunun art süremli izleğinin belirlenebilmesi için Tarihî ve Çağdaş Türk Lehçelerinde elde edilen bulgular değerlendirilecektir.
Uluslararası Anadolu Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Türk halk müziğinin sözlü (vokal) ve çalgısal ezgilerinin farklı çalgılarla icrâ edilerek uyarlandığı bilinmektedir. Türk halk müziğinin daha çok kendi dinamiği içerisinde, doğal seyrinde gerçekleşen uyarlamalar, değişim ve dönüşümü bünyesinde barındırmaktadır. İcrâcının çalgı üzerindeki hakimiyeti kadar çalgıya ait anatomik yapı, söz konusu değişim ve dönüşümlere etki eden önemli bir faktördür. Bu çalışmanın amacı anatomik yapı bakımından birbirine benzerlik gösteren Tokat bölgesi horlatmalı dilli kaval ile dilsiz kavalı, perde delikleri arasındaki mesafe yönünden inceleyerek sözlü (vokal) örnek bir ezgi üzerinden uyarlanabilirlik durumlarını ortaya koymaktır. Tarama modelinin kullanıldığı çalışmada veriler, dokuman inceleme ve gözlem teknikleri ile elde edilmiştir. Uyarlamaya konu olan ezgi Tokat yöresine ait "Darı Goydum Ambara (Eminem)" adlı türkü olarak seçilmiştir. Görüşme sırasında kayıt altına alınan icrâ örnekleri araştırmacı Aytunç Aydın tarafından notaya alınmıştır. Nota yazımında finale (sürüm 26) ve logic pro x (sürüm 10.5.1) yazılımlarından istifâde edilmiştir. Sonuç olarak, anatomik yapı bağlamında benzeseler de çalgıların arka bölümünde bulunan perde deliklerinin, ağızlık kısmına olan uzaklarının birbirlerinden farklı olarak konumlandırılmış olmaları aynı örnek ezginin icrâsında farklı ifadelerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Uyarlanmış olan ezgi örneğindeki tezâhür eden değişimlerde, icrâcıların ifadelerinin yanında anatomik yapı farklılıklarının önemli bir etken olduğu anlaşılmıştır.
Bir Dünya Müzik, 2019
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2020
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and confirmed to include no plagiarism.
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi
It is possible to say that women who have an important place in Turkish culture have a special place in Turkmenistan in XX century. In the studies published in Turkmenistan during this period, issues related to the status, rights and especially education of women were discussed. Since the October 1917 revolution, the education of women and girls has become even more important in Turkmenistan. In this period, one of the advocates of the necessity to strive for the education of girls in the Turkmen society is Gulsum Shehidiye. Shehidiye's article titled "Bizde Hatin-Gızlar Durmuşı" (Our women-Girls' Life)in the 6-7-8th joint issue of the magazine "Turkmen Ili" in 1924, is one of the texts which emphasizes the need for girls' access to education rights in Turkmenistan after the 1917 Revolution. In this article, Shehidiye mentions the obstacles in front of the education of girls and suggests various solutions to them. The article of Shehidiye reflects the studies and thoughts of the Turkmen intellectuals on the education of girls in the period between the October 1917 Revolution and the declaration of the Republic of Turkmenistan in 1924. In addition, this article deals with the issues proposed by women personally about the problems of girls' education at that time.
Yıldız Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2023
Türk halklarının sözlü kültüründe önemli bir yere sahip olan türküler, aktarımdaki kolaylığı ve akılda kalıcılığı ile hem tarih öncesinde hem de tarih boyunca yaygın şekilde kullanılmıştır. Bireysel tarafı olmakla beraber toplumsal özellikleri ağır basan türküler, kültürün birebir yansıtıcısıdır. Toplumun, üzüntüsünden sevincine kadar bütün hislerine ayna olan türküler, tarihsel bütünlükle birlikte incelendiğinde kaynak görevi de görebilmektedir. Bu çalışmada bireylerin dil, din, ırk, cinsiyet, yaş fark etmeksizin dahil olduğu Millî Mücadele döneminde yakılan bazı türküler üzerinden halkın iç dünyası üzerine bir çözümleme yapılmıştır.
Bilim Armonisi, 2021
ÖZET Doğu ve Batı medeniyetlerini anlamak ve anlamlandırmak için tarihsel süreçte geçirdikleri aşamaları bilmek gerekir. Öyle ki her iki medeniyet arasındaki çelişkiler de bu süreçte yaşanan farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Sanayi Devrimi ile gerçekleşen ekonomik ve sosyal değişimler aradaki kültür farkını artırmış ve Doğu ülkelerini geride bırakmıştır. Osmanlı İmparatorluğu da bu süreçte dünyadaki gelişmelerden geri kalmış ve Fransız İhtilali ile gelen milliyetçilik akımı ile iyice sarsılmıştır. Son dönemlerinde kalkınmaya çalışan Osmanlı, Batı'dan birtakım yenilikleri alma çabasında bulunmuş fakat kendi kültürü ile uyum sağlayamayan bu yenilikler Osmanlı İmparatorluğu'nu kurtarmaya yetmemiştir. Doğu ve Batı arasındaki çelişki birçok düşünür ve yazarın da ele aldığı konular içinde yer almıştır. Bu konuyu ele alanlardan Halide Edip Adıvar'ın eserleri döneme ışık tutmakla birlikte Türk Edebiyatı için de oldukça değerlidir. Çalışmamızı şekillendiren Halide Edip Adıvar'ın Sinekli Bakkal romanı, Doğu-Batı kültürüne ait ögeleri gösterirken yanlış Batılılaşmayı da ele almış ve Halide Edip'in de eleştirdiği geleneksel değerleri hiçe sayma konusunu gündeme getirmiştir. Ona göre kendi kültürüne sahip çıkmak oldukça önemlidir. Bu bağlamda Sinekli Bakkal, toplumların kendi değerlerinden kopmaması gerekliliğine işaret eden ve Doğu-Batı çelişkisinin anlaşılması hususunda Türk edebiyatının değerli bir eseri olarak karşımıza çıkmaktadır. Sinekli Bakkal, Doğu-Batı çelişkisinin Türk edebiyatına yansımasını gösteren geçmiş ve bugün arasındaki bağlantıyı anlamaya ışık tutacak bir eser niteliğindedir.
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2020
İnönü Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi
Türk Halk Müziğinin temelini oluşturan türküler sadece Türklerin yaşayışını değil aynı zamanda düşünce sistemlerini de içerir. Duygular, düşünceler, inançlar aşklar ve kahramanlıklar türkülere yansımıştır. Her türlü hayat tarzımız ve her türlü merasimlerimiz, törenlerimiz, geleneklerimiz türküler vasıtasıyla nesilden nesile aktarılmıştır. Tasavvuf, Türklerin bir kısmında yaşam biçimidir. Bundan dolayı tasavvufi düşünceleri en güzel ve kısa bir şekilde anlatan türkülerimiz vardır. Bu çalışmamızda Türk halk Müziğinde ki türkülerin bir kısmında anlatılan tasavvufi temaları tespit etmeye çalıştık.
DergiPark (Istanbul University), 2008
Bu çalışma halk türkülerinden faydalanarak sosyal bilgiler dersinde göç konusunun işlenmesine bir örnek teşkil etmektedir. Çalışmanın amacı çevresel koşulların toplumun kültürünü doğrudan etkilediği gerçeğinden hareketle halk türkülerinde geçen sözlerin beşeri olay ve faaliyetlerle ilişkisini ortaya koymak ve aynı zamanda dersin işlenişi sırasında öğrencilerin derse katılımlarını sağlamaktır. Çalışma, Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünde okuyan 80 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Nitel olarak yapılan bu araştırma için gerekli olan veriler daha çok gözlem ve test sonuçlarının yorumlanmasına dayanmaktadır. Çalışma bir deney grubu ve bir de kontrol grubu olmak üzere iki ayrı grup üzerinde yapılmıştır. Deney grubuna halk türküleri içinde göç konusunun işlenebilmesine uygun olduğu düşünülen "Gine Kısmet Çekti Gurbet Ellere','Yokluk Beni Mecbur Etti','A İstanbul Sen Bir Han mısın','Ağlama gözlerim Mevlam Kerimdir'' Yârim İstanbul'u Mesken mi Tuttun' isimli beş örnek türkü seçilerek bilgisayar ekranında yansıtılmış ve öğrencilerin, soru sorma, yorumlama tahminde bulunma uygulama, kendine ait çıkarımlarda bulunma ve değerlendirme aşamaları adım adım izlenerek konu işlenmiştir. Kontrol grubunda ise aynı konu düz anlatım yöntemiyle işlenmiştir. Çalışmanın sonucunda yapılan değerlendirmede deney grubundaki öğrencilerin türkü sözlerinden hareketle göçlerin neden ve sonuçları hakkında kültürel, sosyal, coğrafi ve ekonomik özellikleri daha iyi anladıkları ve açıkladıkları görülmüş; kontrol grubunda ise kültürel ve sosyal özellikleri tam olarak anlayamadıkları ve açıklayamadıkları görülmüştür. Ayrıca türküler kullanılarak yapılan uygulamaya öğrencilerin diğer gruba göre derse daha fazla katıldıkları görülmüştür. Sonuçta, bu tür çalışmaların sosyal bilgiler derslerindeki diğer konular için de yapılabileceği ve öğrenmeye olumlu katkısı olacağı düşünülmektedir.
Nevşehir Hacı Bektaş Veli üniversitesi sbe dergisi, 2022
DergiPark (Istanbul University), 2011
BİR İLETİŞİM ARACI OLARAK TÜRK HALK MÜZİĞİ ve TÜRKÜLER Özet İnsanoğlu var oluşundan bu yana çevresi ile iletişim kurmuştur. Bunu yaparken de farklı iletişim araçlarından yararlanmış, zaman içinde bu araçları ve iletişimin şeklini geliştirmiştir. Müziğin insanın var oluşuyla ortaya çıktığı düşünüldüğünde, bir iletişim aracı olarak kullanılmasında derin bir geçmişe sahip olduğunu söylemek mümkündür. Oluşumu ve ilk gelişim evrelerinde genellikle küçük topluluklar arasında yaygın olarak kullanılan müzik, daha çok yerel unsurları içerisinde barındırmaktadır. Bu özelliğini yaşadığı her toplumda günümüze kadar taşıyarak her ulusun kendi geleneksel değerlerini yansıtan "Halk Müziği" olarak varlığını sürdürmüştür. Ülkemizde de diğer toplumlardaki şekle benzer özelliklere sahip olan Türk Halk Müziği, kendine has geleneksel unsurlarıyla varlığını sürdürmektedir. Toplumun ortak duygu ve düşüncelerini hem ezgileriyle hem de şiirsel yapısıyla yalın, samimi, coşkulu ve içli ezgilerle anlatan türkülerin sözlerinde, geleneksel kültürü ifade eden hemen her konuda bilgiyi bulmak mümkündür. Bu sözler, sadece türkünün ezgisel yönünün aktarılmasında kullanılan bir araç olmakla kalmayıp aynı zamanda verdiği mesajlarla toplum yaşamına katkı sağlamada etkili bir iletişim aracı olma özelliğine sahiptir. Yapılan araştırmada, geleneksel ve ulusal kültür değerlerinin giderek unutulmaya başlandığı günümüzde bir iletişim aracı olarak ele alınan Türkülerin, sözleri ve konuları arasında yer alan mesajlar, yöresel sözcük ve bilgiler bir örneklem içerisinde sunulmaktadır.
2017
Tarihsel donemlerin isimlendirilmesinde, insanligi etkileyen evrensel nitelikli olaylar esas alinmistir. Bu donemler belirlenirken sosyal, siyasal, kulturel ve ekonomik gelismeler onemli rol oynamistir. Turk muzik tarihine yonelik yapilan arastirmalarda daha saglikli tespitlerin yapilabilmesi icin, kulturel ve yapisal degisim surecinin katmanlara ayrilmasi onem arz etmektedir. Turk muzik tarihi ilk evrelerinden, gunumuze kadar cesitli donemlere ayrilmaktadir. Turk muzigine ait donem tespiti calismasi sayisi kadar, farkli donem tasnifleri mevcuttur. Yapilan calismalarin bir kisminda Bati muzigi donem anlayisindaki ayni isimler kullanilirken, diger bazi calismalarda ise sadece yuzyillara dayali bir donem anlayisi sergilenmistir. Bu tur donem anlayisina yonelik farkliliklar, arastirmacilarda kafa karisikliklarina sebep olmaktadir. Bu calisma kapsaminda Turk muzik tarihine ait ozgun yedi donemden olusan bir oneri gelistirilmistir. Bu onerinin, siyasi, kulturel, ekonomik gelismeler ile p...
Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2006
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Türkiye'de Tek Parti Yönetiminden çok partili demokrasiye geçiş için çalışmalar başladı. Uzun yıllar sessiz kalan muhalefet, demokratik ortamda daha fazla sesini duyurmaya başladı. Demokrat Parti bu muhalefetin sözcüsü haline geldi. Basın önemli ölçüde Demokrat Partiyi destekliyordu. 1945-1950 arası gelişen demokratik ortam ve toplumun desteğini alabilmek için CHP'nin basın kanununda yaptığı değişiklikle birçok gazete ve dergi yayın hayatına geçti. Bu dönemde yayın hayatına başlayan dergilerden biriside uzun süreli olarak devam edememiş olmasına rağmen Bizim Köylü'dür. Bizim Köylü, adlı mizah dergisi CHP iktidarına yönelik sert eleştiriler yayınlıyordu. Özellikle antidemokratik kanunlar, karaborsa, hayat pahalılığı, değişen sosyal yaşantının getirdiği yeni yaşam biçimleri dergi tarafından alaycı bir tavırla işleniyordu. Dergide özellikle hükümetin uygulamaları sert bir dille eleştiriliyordu. Karikatürler ve köylünün ağzından yorumlarla hükümeti eleştirerek aslında bir taraftan da halkın %80ini oluşturan köylünün desteğini de almayı amaçlıyordu. Bu makalede mizah dergiciliğinin tarihinde yer alan bir dergi incelenmiştir.
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2019
Bu çalışmamızda, akademisyen Niko Mari'nin, 1904 yılında çağdaş Türkiye'nin kuzeydoğusundaki illerini ziyareti sırasında izlenimlerini 1911 yılında St. Petersburg'da Rus dilinde kaleme alan "Şavşat ve Tao-Klarjeti Seyahat Günlükleri" adlı eserinden bahsedeceğiz. Bu kitap, bu güne kadar bilimsel değerini kaybetmediği için kültürel ve tarihsel bir kaynak olması açısından çok önemlidir. Materyallerden de anlaşıldığı üzere 20. yüzyılın başlarında destansı bir âşıklık geleneği olduğu günlüklerinden açıkça görülmektedir. Niko Mari, Mosidze tarafından kaydedilmiş düzyazı metninde yer alan Türk destansı şiirinin ve şarkının ana karakteri olan "Tehar Mirza" ve "Köroğlu" öykülerinde, düzyazı kısmı Gürcüce, şiirsel (şarkısal) kısmı ise Türkçe olarak yazmıştır. Hem metinsel hem de biçimsel yapıları içeren, iki dilli metnin Gürcüce-Türkçe biçimini, "kültürel yayılma" ya da "folklorizm" kavramı ile tanımlayabiliriz. Destansı hikayelerine ek olarak Niko Mari, Gürcü sözlü örneklerinin yanında Türk düğün şiirlerine de yer vermiş ve yayınlamıştır. Ayrıca günlüklerinde Türk müzikal ve dans folklorunun yanı sıra enstrümanlar hakkında da ilginç bilgiler yer almaktadır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.