Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2010
Bu makalede ilk donem Şii muelliflerden Ayyasi ve Kummi tarafindan kaleme alinan tefsirler esas alinarak bu donemin tefsir kaynaklari ele alinmaktdir. Ilk donem Şii tefsirinin alti kaynagi oldugu vurgulanmakta ve bunlarla ilgili bilgi verilmektedir. Bu makalede ilk donem Şii muelliflerden Ayyasi ve Kummi tarafindan kaleme alinan tefsirler esas alinarak bu donemin tefsir kaynaklari ele alinmaktdir. Ilk donem Şii tefsirinin alti kaynagi oldugu vurgulanmakta ve bunlarla ilgili bilgi verilmektedir. Bu makalede ilk donem Şii muelliflerden Ayyasi ve Kummi tarafindan kaleme alinan tefsirler esas alinarak bu donemin tefsir kaynaklari ele alinmaktdir. Ilk donem Şii tefsirinin alti kaynagi oldugu vurgulanmakta ve bunlarla ilgili bilgi verilmektedir.
Şarkiyat Mecmuası, 2022
Moğol İmparatorluğu göçebe imparatorluklar arasında yalnızca fethettiği alan değil, idari, askeri, kültürel ve ticari alanlarda getirdiği yenilikler ile de müstesna bir yere sahiptir. Bu istisnai durum Moğol İmparatorluğuna dair tarihî kayıtlarda da kendisini göstermektedir. Göçebe İmparatorluklar içerisinde hakkında en fazla birincil kaynak bulunan imparatorluk olmasının yanı sıra en fazla dilde kaynak da Moğollar hakkındadır. Bu kaynaklar arasında özellikle İslam kaynakları ülkemizde büyük ölçüde çalışılmış ve çevrilmiştir. Ayrıca Ermenice kaynakların da hemen hepsi tercüme edilmekle kalmamış, Latince kaynaklar da batı dillerindeki tercümeleri üzerinden çalışılmış ve tercüme edilmiştir. Buna karşılık Moğol İmparatorluğunun yalnızca çıktığı yer değil aynı zamanda idari, ekonomik ve siyasi merkezi olan Doğu Asya’daki kaynakları Moğolların Gizli Tarihi haricinde hemen hemen hiç çalışılmamış ve tercüme edilmemiştir. Bunun nedenlerinden birisi bu döneme ait Çince kaynakların bir Çinli tarafından da anlaşılmasının güç olması ve bu kaynaklarının dilinin yarattığı sorunlardır. Hemen hepsi önce batı dillerine, daha sonra da Batı dillerinden ya da bazen Çinceden dilimize çevrilmiş olan Türklerle ilgili Çin kaynaklarının aksine Moğollara ait kaynaklar farklılık göstermektedir. Moğolca isimlerin Çince’den çevirisinin yanı sıra bu kaynakları çalışan kişi Moğolca, Türkçe ya da bazen Cürçence, Tibetçe, Tangutça, Kitanca ya da Farsça konuşan bir kişinin ağzından çıkanları kelime ve cümle düzenini bozmadan çevirmenin ağzından çıkan Çince sözleri tekrardan Klasik Çince’nin cümle yapısına uygun hale getiremeden kaydetmesi sonucu ortaya çıkan karmaşa ile de mücadele etmek zorunda kalır. İşte bu nedenle 210 kısımdan oluşan ve modern baskısı 15 cilt olan Moğol dönemine ait en temel kaynak olan Yuan Kroniği (元史-Yuanshi) dahi bütün olarak sadece bağımsızlığını kazandıktan sonra Moğolistan’da klasik Moğolcaya bir bütün olarak tercüme edilebilmiştir. Diğer dillere tercümeler genellikle bu 210 bölümün parçalarından ibarettir. Ülkemizde ise Moğol İmparatorluğu üzerine yapılan çalışmalarda büyük ölçüde yalnızca batı kaynakları kullanılmakta olup İmparatorluğun asıl merkezinde yazılan kaynaklar hemen hemen hiç kullanılmamaktadır. Erken Moğol tarihine ait kaynaklarda ise durum daha da kısıtlıdır. Çingis Kağanın yükselişi ve Moğol imparatorluğunun kuruluşundan önceki dönem Moğol tarihi kaynakların kısıtlılığı ve az bilinmesi nedeni ile Türk tarihinin bir parçası olarak işlenmektedir. Bu çalışmanın temel amacı Han Hanedanından başlayarak Tang Hanedanının çöküşüne kadar olan döneme ait Moğol tarihiyle ilgili Çin kaynaklarının Türk okuyuculara tanıtılmasıdır.
Cukurova Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi, 2008
Bu makalede Islam Ummetinin ikinci buyuk grubu olan Imâmiyye Şiasi’nin Tefsir Tarihinden bahsedilmekte ve gunumuze ulasan en eski Şii tefsirlerle muellifleri hakkinda bilgi verilmeye calisilmaktadir.
Gazi Türkiyat, 2019
Dinî inançlar, inananlara beraberinde kendi kültürel birikimlerini de taşırlar. Her bir dinin kültürel dünyası, o dine inananların inanç tarihinin dışında dil, kültür ve edebiyat tarihlerini de etkiler ve zenginleştirir. Türkler, İslamiyet'i benimsedikten sonra, Kur'an'ı Türkçeye çevirme işine girişirler. Doğu Türkçesine ait bu ilk çevirilerden elimizde TİEM 73, Rylands, Anonim Tefsir (Orta Asya Tefsiri), Hekimoğlu, Özbekistan (Taşkent), Meşhed Âstân-ı Kuds-i Razavî Kütüphanesi 293, 1007 ve 2229 numaralarda kayıtlı nüshalar bulunmaktadır. Bu ilk çevirilerin din terminolojisinin Türk diline aktarımının üstesinden gelerek Türk dilinde daha önce tanıklanmayan sözcükleri de içeren, zengin bir söz varlığıyla dili geliştirdikleri görülmektedir. Doğu Türkçesi ilk Kur'an çevirilerinde fiillerin yapım ve çekim morfolojisi bakımından incelenmesinden elde edilen sonuçlar, bu eserlerin, tarihî Türk dili grameri bakımından da önemli olduğuna işaret etmektedir. TİEM 73, Rylands, Anonim Tefsir, Hekimoğlu ve Özbekistan nüshaları üzerinde hazırlanan bu çalışmada Doğu Türkçesi ilk Kur'an çevirilerindeki fiillerden elde edilen sonuçlar ile Karahanlı ve Harezm Türkçesi fiil gramerleri karşılaştırılmıştır. Özellikle çekim morfolojisine ilişkin elde edilen bilgilerle Karahanlı ve Harezm Türkçesi dönemlerine ait olduğu düşünülen Kur'an çevirilerinin tarihlendirilmesine katkılar sağlanması amaçlanmaktadır.
İslâm Araştırmaları Dergisi
Taberî’nin (ö. 310/923) tefsir ilminin doğduğu, geliştiği ve ilmî hüviyetini kazandığı ilk üç asırdaki tefsir müktesebatını kritik ederek bir araya getirdiği Câmiu’l-beyân adlı ansiklopedik tefsiri, tefsir tarihinde vazgeçilmez bir yere sahiptir. Bu kıymetli eserin kaynaklarının tespitine yönelik Mesut Kaya’nın kaleme aldığı Taberî Tefsiri’nin Kaynakları adlı çalışma, tefsirin kaynak haritasını ortaya koyarak erken dönem tefsirine katkı sunan isimleri ve henüz keşfedilmeyen ya da günümüze ulaşmayan tefsir eserleriyle müelliflerini tanıma ve böylece tefsir ilminin gelişimini doğru bir şekilde değerlendirme imkânı sağlamaktadır. Kitap Taberî’nin başvurduğu kaynakların kahir ekseriyetinin şifahî değil yazılı olduğu tezine dayanmaktadır. Câmiu’l-beyân’ın yazılı kaynaklarının tespiti sayesinde tefsirin daha bidayette müstakil bir ilim olarak neşet edip geliştiği ve İslamî ilimler arasında en erken telif edilen eserlerin tefsir eserleri olduğu da açıklık kazanmakta ve bu cihetiyle eser, s...
Hadîsin 1 ilk yazılı kaynaklarıyla ilgili en önemli mesele, onların yazıyla tespitine, Hz. Peygamber'in (a.s.) izin verip vermediğine dair rivâyetler ve bunların neticeleridir. Hadîsin yazılmasına izin verilip verilmediğine dair rivâyetlerle ilgili olarak ortaya çıkan "ilmin/hadîsin yazılması" (takyîdü'l-ilm) meselesi, basit bir tartışmadan ibaret değildir. Hz. Peygamber (a.s.), sahabe ve tabiînden nakledilen hadîsin yazılıp yazılmamasıyla ilgili haberlerin tetkik ve tahlili; bu nehiy ve emirlerin insan-Kur'ân, insan-hadîs, insan-Sünnet ve insan-ilim ilişkisinde esas alınması gereken bir takım kaide, usûl ve teamülleri tesis etmeye yönelik olduğuna açık bir şekilde işaret eder.
2020
Kur’ân’in tefsiri ve onunla alakali ilimlerde kaleme alinan eserler, Islami ilimlerde arastirmalarda bulunmak iste-yenlerin ihtiyac duyacaklari en onemli kaynaklardandir. Cunku butun Islami ilimlerin ilk ve en onemli kaynagi, Kur’ân’dir. Bunun icin bu calismamizda Kur’ân’in tefsiri ve onunla alakali ilimlerde yazilan eserleri tanitmak suretiyle arastirmacilara yardimci olmayi hedefliyoruz. Boylelikle arastirmacilarimiz, ihtiyac duyduklari bilgileri nereden alacaklarini bilecek ve bu bilgilere daha kisa surede ulasabileceklerdir. Ancak bu sahada yazilan butun eserleri kisa da olsa tanitilmasi, ciltler dolusu kitap yazmayi gerektirmektedir. Hem bu alanda yazilan eserlerin cok olusu hem de calismamizin bir makale cercevesin-de olmasi sebebiyle sadece hicri IV-VI. asirlarda kaleme alinan belli basli eserleri tanitmayi uygun bulduk. Bunun icin bu asirlarda kaleme alinan ve ulasabildigimiz belli basli kaynaklari, yazarlarinin vefat tarihlerine gore ele alarak tanitmaya calisacagiz.
ERKEN DÖNEMDE FARKLI DİSİPLİNLERİN TEFSİR’E KAYNAKLIĞI: YAHYÂ B. SELLÂM TEFSİRİ ÖRNEĞİ, 2024
Kur’ân’ın Mushaf tertibine göre tefsir edilmesinden sonra müfessirlerin âyetlerin yorumlanmasında takip ettikleri yöntem, tefsir tarihi açısından önem arz etmektedir. Çünkü tefsirin kuruluş aşamasında vaz’ edilen yöntem ve prensipler, kendinden sonraki tefsir yorumlama metodolojisinin şekillenmesinde başat rol oynamıştır. Erken dönemde âyetlerin yorumlanmasında takip edilen yöntemlerden biri de âyetlerin ilişkili olduğu ilim dallarından istifade ederek yorumlama ameliyesi yapmaktır. Bu çalışma, erken dönem tefsir sahasında tefsir yazımı için farklı disiplinlerin bilinmesi gerektiğine işaret eden, rivâyet ve dirâyete dayalı ilimlerde otorite sayılan Yahyâ b. Sellâm’ın (öl. 200/815) çabasını konu edinmektedir. Yahyâ b. Sellâm’ın, erken dönem tefsir faaliyetleri içinde kendinden öncekilerden farklı olarak ortaya koyduğu ve kendinden sonraki tefsir literatürünü etkileyen özgün metodunun tespit edilmesinin alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Araştırmanın amacı, erken dönem tefsir faaliyeti içerisinde tefsirin Mushaf tertibine göre müstakil olarak tedvin edildikten sonra farklı ilim dallarıyla ilişkisini açığa çıkarmak ve tefsirin farklı ilimlerden istimdat etme keyfiyetini ortaya koymaktır. Çalışmada, tefsire kaynaklık eden ilimler rivâyet ve dirâyete dayalı kaynaklar olarak tasnif edilmiş ve Yahyâ b. Sellâm’ın işlevsel kıldığı ilimler örneklerle açıklanmaya çalışılmıştır. Yöntemsel olarak bu çalışma, sosyal bilimler araştırma yöntemlerinden nitel araştırma yönteminin literatür tarama, doküman inceleme ve analiz yöntemine dayalı olarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmada ulaştığımız en genel sonuç şudur: Erken dönem tefsir faaliyeti içerisinde, Yahyâ b. Sellâm’ın rivâyet ve dirâyete dayalı ilimleri tefsirde işlevsel kılarak bu alanda değişimin öncülerinden olduğudur. O, tefsirinde rivâyetin yanı sıra dirâyet tefsir metodunu takip ederek âyetleri farklı bilim dallarından istifade ederek yorumlamıştır. Erken dönemde müfessirin bilmesi gereken ilimlerden bahseden ilk müfessir olarak kabul edilen Yahyâ b. Sellâm, genel olarak kendinden öncekilerin rivâyet eksenli tefsir metodunu takip etse de tefsiri farklı disiplinlerle ilişkilendirmesi yönüyle kendinden sonrakilere yeni yöntemler sunmuştur. İslâmî ilimlerde yetkin bir alim olarak kabul edilen ve eserler veren Yahyâ b. Sellâm, bu hususları hem doğrudan dile getirmiş hem de tefsirinde uygulamıştır. Böylece müellif, kendi dönemindeki tefsir faaliyetlerine ivme kazandırarak alana zenginlik katmış, tefsirin daha sistematik hale gelmesine ön ayak olmuştur. Yahyâ b. Sellâm'ın Mushaf’ın tamamını tefsir etmesi, tefsirin farklı disiplinlerle daha yakın temasa geçmesini sağlamıştır. Bu durum, hem rivâyet ve hem de dirâyete dayalı ilimlerin tefsirdeki fonksiyonunu etkilemiştir. Yahyâ b. Sellâm, âyetlerin tefsiri için daha fazla rivâyete ihtiyaç duyulması nedeniyle birçok rivâyeti tefsirde işlevsel kılmıştır. Ayrıca, rivâyetlerin sadece sıhhatine değil aynı zamanda âyetlerin anlamıyla uyumlu olmasına da dikkat etmiştir. Bu yöntemi, rivâyetleri sıhhat şartları çerçevesinde değerlendiren muhaddisler tarafından eleştirilmiştir. Yahyâ b. Sellâm’ın naklî ilimlerden yararlanma yönüne baktığımızda, ayetlerin açıklanmasına ve manaların te’kid edilmesine hizmet eden Hz. Peygamber'in sözleri, sahâbe görüşleri ve tâbiîn yorumlarını naklettiği gözlemlenmektedir. Yahyâ b. Sellâm, tefsirinde kıraatleri ana kaynak olarak kullanarak âyetlerin farklı manalarını açıklamış, kıraat farklılıklarını ve bu farklılıkların manaya etkilerini belirtmiştir. İsrâiliyyat ve siyer gibi diğer rivâyete dayalı kaynaklar da daha önceki döneme nazaran daha fazla yer vermiştir. Ayrıca, bir ayetin tefsiri sadedinde birçok rivayeti aktararak kendinden önceki geleneği sürdürmüş ve kendinden sonraki tefsir literatürünün bu yönde şekillenmesinde etkili olmuştur. Naklî verilerin olmadığı yerlerde ise kendi içtihadıyla hareket eden Yahyâ b. Sellâm, bu süreçte dirâyete dayalı kaynaklardan istimdat etmiştir. İstifade ettiği dirâyete dayalı kaynakların en belirgin olanları arasında Kur’ân’ın Kur’ân’la tefsir yöntemi, sarf, nahiv, lügat gibi dil ilimleri, fıkıh, kelâm ve Kur’ân ilimleri yer almaktadır. Özellikle Kur’ân’ın Kur’ân’la tefsir edilmesi yöntemi, Yahyâ b. Sellâm tarafından etkili bir şekilde kullanılmıştır. Bunun yanında, sarf, nahiv, lügat gibi dil ilimlerine âyetlerin açıklanmasında geniş yer vermiştir. Âyetlerden fıkhî hükümler çıkarma da Yahyâ b. Sellâm’ın tefsirinde takip ettiği önemli yöntemlerden biridir. Kelâmî konulara dönemin şartları itibariyle tartışmaya girmeden selef akidesi doğrultusunda tefsir yaparak kelâmı da tefsir kaynağı olarak değerlendirmiştir. Kur’ân ilimlerini tefsirinde ana kaynak olarak işlevsel kılan Yahyâ b. Sellâm, bu alanda hem müstakil eserler yazmış hem de tefsirinde uygulamıştır.
2016
Bu calismada Turkce Ilk Kur’an Cevirilerinden hareketle, Kur’anda gecen mekân adlarina karsilik gelen adlandirmalar tespit edilip degerlendirilmeye calisilacaktir. Yer adlari dunden gune tasinan kultur kodlari, tapu senetleri, milletlerin hafizasi hukmundedir. Milletler tarihten gelen kultur kodlarini gelecege Yer adlari bilimi (toponimi) araciligiyla tasirlar. Dunden gune gelen her ad bize tarihten bir bilgi sunar. X. yuzyildan itibaren kitlesel olarak Islâm kultur cevresine giren Turkler, Turkce Ilk Kur’an Cevirilerinde, yeni girdikleri Islâm kultur cevresine ait adlandirmalari dillerine nasil cevirmislerdir? Her Arapca sozcuge karsilik Turkce adlar vermisler midir? Toplumlarin yerlesme ve kultur tarihinin aydinlatilmasinda yer ve cografya alanlarina ait ozel adlar basvurulan onemli kaynak malzemelerdir. Toplumlarin icinde bulunduklari dini ve kulturel cevreler ad verme geleneklerini yakindan etkilemistir. Bununla birlikte Islâm dini ile yeni bir cevreye giren Turklerin, Arapca so...
2007
The first Islamic society established in accordance with the model of Prophet Muhammad has gradually changed following the period of Companions. His ascetic way of life was also effected by this change and it has been transformed into tasawwuf and tariqats. The Muslim world encountered with foreign cultures began to be interacted with these cultures and the Islamic sufism based on al-Qur’an and al-Sunnah was influnced by these new circumstances. It is clearly understood from the works written by the sufis of the first five centuries that they were also well educated in the Islamic sciences just like other Muslim scholars. The sufis differ from the exoteric and esoteric method of interpretation since they have practiced symbolic interpretation in hadith. The interpretations which they made according to some principles have been addressed mainly to heart. Nevertheless, as claimed, they don’t acquire peculiar methods, but they have not used invented hadiths in their works either, as it...
2016
Tasavvuf tarihinde onemli bir yeri bulunan Iran cografyasi ve Şi’a dusuncesi, gunumuz tasavvuf arastirmalarinda da dikkat cekici ve kismen gizemli bir yere sahiptir. Ancak konunun onemine ragmen Turkiye’de bu alanda yapilmis yeteri kadar arastirma bulunmamaktadir. Irfan ve Tasavvuf, Osmanli etki alanindaki fikri muhitlerde muteradif kavramlar oldugu ve biri digerinin yerine kullanilabildigi halde Şii dunyada kismen birbirinden ayri telakki edilmektedir. Islam dusunce tarihinin yasadigi fikri/ahlaki kriz kosullari dikkate alindiginda meselenin onemi daha belirgin hale gelmektedir. Tasavvuf/irfan kurum ve kavramlarindaki ayniyete ragmen kimi Şii kaynaklarinda tasavvuf reddedilirken, her iki kavramin da ret ve tenkide ugradigi gorulmektedir. Bu calismada Şii dusuncenin ve Iran’in kimi kaynaklarinda tasavvuf ve ilgili kavramlarin nasil ele alindigini gorecek boylece kavramlara yaklasim farkliliklarina isik tutmaya calisacagiz
Geleneksel Dönemde Tefsir İlmi, 2023
In this study, after giving an outline of the History of Hadith Methodology in its Narrative Period, we will try to determine the scholarly atmosphere in which the Hadith Methodology. books has been written. In addition to that we will try to point out so me effects of this period on the character of these books. This study will also consider the establishment of Ahi al-Hadith, Ahi ar-Rayy and Mutadhila schools in the second century. This study will try to follow the later developments of these schoolsin IV. And V. Centuries in which the first Hadith Methodology books has been written. The criticisms that directed to Ahi ai-Hadith by Ahi ar-Ray' and Mutadhilah, has been taken into consideration in the first usOI ai-Hadith books: These considerations in tum have influenced the character of these Hadith methodology works
ÇAĞDAŞ TÜRKLÜK ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü (Ankara 4-7 Mayıs 2004) (Çarşamba 5 Mayıs 2004 - Muzaffer Göker Salonu: 11.30-12.00)
Tarilll vfikıalar hiçbir dönemde cereyan ettiği coğrafya ve zamanla sınırlı kalmamış, zaman içerisinde siyaset, inanç ve tercihler üzerinde etkin rol oynamışlardır. Bu makalede, etkileyen tarih bağlamında, tarihin inançlar üzerindeki tesiri Şla özelinde ele alınmıştır.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi türk dili ve edebiyatı dergisi, 2006
Nevâyi"den bahseden birçok Farsça kaynağın varlığını biliyoruz. Makalede bunlardan erişilebildiği kadarıyla nakiller yapılarak bu bilgiler üzerinde gerekli değerlendirmelerde bulunulmuştur. Böylece Nevâyi ve onun şöhretine dair bilgilere yeni katkılar getirilmeye çalışılmıştır. Anahtar kelimeler: Ali Şlr Nevayl, Fani, Hüseyin Baykara, Çağatay Edebiyatı, Sebk-i Hindi, Herat.
Journal of Turkish Studies, 2016
Tasavvuf tarihinde önemli bir yeri bulunan İran coğrafyası ve Şi'a düşüncesi, günümüz tasavvuf araştırmalarında dikkat çekici, önemli ve kısmen gizemli bir yere sahiptir. Ancak konunun önemine rağmen Türkiye'de bu alanda yapılmış yeteri kadar araştırma bulunmamaktadır.
ŞİA'NIN DOĞUŞU HAKKINDA BAZI MÜSTEŞRİKLER İLE MAKALATÇILARIN GÖRÜŞLERİ VE BUNLARIN MUKAYESELİ TAHLİLİ, 2015
Bu çalışmada Şia'nın doğuşu ve kökeni hakkında belirli uzman isimlerce ileri sürülen görüşler ile ilk Şii fikirler ve bu fikirlere dayanan ilk Şii hareketlerin incelenmesi hedeflenmekte olup bu görüşlerin mukayesesi ve tahlili ile sonuca gidilmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.