Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
5 pages
1 file
Savaş, insanlık tarihi kadar eski olmakla birlikte yapısı, aktörleri, yöntemi, boyutu ve etkisi her dönem değişiklik arz ederek günümüze kadar süregelen çok boyutlu bir kavramdır. İnsanın karmaşık bir faaliyeti olan savaşı anlamak ve anlamlandırmak için birçok disiplinden faydalanılmaktadır. Bu terim, modern çağ ve küreselleşme ile birlikte yeni bir konsept kazanmıştır. Akademik yazında bu yeni savaş konsepti "Hibrit Savaşlar" şeklinde tanımlanmaktadır. Kavramın 'hibrit' yönü; asimetrik, simetrik, geleneksel ve politik bir savaş kombinasyonunu ifade eder. Hibrit savaşlar, klasik savaşlardan farklı olarak hem daha yıkıcı hem de yapısı bakımından daha karmaşıktır. Kısacası, her dönem, kendine has bir savaş anlayışı yaratır. Bu çalışmada, yeni bir savaş konsepti olan "Hibrit Savaşlar"ın özellikleri, aktörleri ve yapısı üzerinde durulmak istenmektedir. Çalışmanın yöntemi ise literatür taramasıdır.
2021
Öz Soğuk Savaş sürecinde dünya genelinde yaygın biçimde başvurulan düşük yoğunluklu çatışmalar, 90’lı yıllardan itibaren köklü dönüşümler geçirmiştir. Üçüncü tarafların dahil olmasıyla bu tür çatışmalar, yeni nesil teknoloji ve silahlı veya silahsız müdahale yöntemleriyle biçim değiştirerek hibrit savaşlara dönüşebilmekte ve böylece fiili fakat sahte devlet yapılanmaları ortaya çıkmaktadır. Bu çalışma, bir tarafta meşru devletin, diğer tarafta da gayrimeşru terör örgütlerinin yürüttüğü düşük yoğunluklu çatışmaların henüz yeni bir kavram olarak nasıl hibrit savaş görünümüne kavuştuğunu karşılaştırmalı olarak incelemektedir. Anahtar Kelimeler: Soğuk Savaş, Düşük Yoğunluklu Çatışma, Hibrit Savaş, Devlet, Terör Abstract Low-intensity conflicts, which were widely used throughout the world during the Cold War, have undergone radical transformations since the 90s. With the involvement of third parties, such conflicts can transform into hybrid wars by changing their form with new technologies and armed or unarmed intervention methods, and thus de facto but fake-state structures emerge. This study comparatively examines how low-intensity conflicts carried out by the legitimate state on the one hand and illegitimate terrorist organizations on the other, have recently acquired the appearance of hybrid warfare as a new concept. Keywords: Cold War, Low Intensity Conflict, Hybrid War, State, Terror
2019
Insanlik tarihi buyuk olcude savasin da tarihidir. Insanlar yuzyillar boyunca pek cok sebepten dolayi savasmislardir. Yapilan bu savaslarda savasin dogasi geregi, bir taraf kazanan tarafta olurken diger taraf maglup olan tarafta olmustur. Bu anlamda savasin dogasi sabit kalirken, insanlarin her yuzyilda en yeni bilgiye ulasmasi savasin karakterini degistirmistir. 21. yuzyilda bilgi ve iletisim teknolojilerindeki gelismeler savasin karakterinin dinamik oldugunu bir kez daha gostermistir. Gunumuzde dusman olarak belirlenen hedefe karsi sadece askeri kapasite kullanarak mudahale etmek yetersiz kalmaya baslamistir. Savastaki aktorler birbirlerine karsi siber, ekonomik, enformasyon ve propaganda savas kapasitelerini yogunluklu olarak kullanmaya baslamislardir. Ustelik savas sahasinda devlet disi aktorler devletlerden daha fazla gorunur hale gelmistir. Mevcut calismanin amaci, hibrit savas konsepti perspektifinde savasin karakterinde yasanan degisimle beraber karsi karsiya kalinan tehdidi...
Cumhuriyetin 100.Yılında Türk Ordusu ve Milli Savunma, 2023
Kitabın tüm yayın hakları VakıfBank Kültür Yayınları'na aittir. Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla yapılacak sınırlı alıntılar dışında, yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir elektronik veya mekanik araçla çoğaltılamaz. Eser sahiplerinin manevi ve mali hakları saklıdır. Makalelerde işlenen fikirler yazarların kendi görüşlerini yansıtır.
Hibrit Tehditleri Anlamak, 2022
Varlığı insanlık tarihi ile başlayan şiddet ve savaş olgusunun doğası antik çağlardan bugüne değişmemiş olsa da yöntemi, kapsamını, araç ve silahlarını içeren karakteri hızlı bir değişim ve dönüşüm süreci geçirmektedir. Bu çalışma kapsamında, yeni nesil savaş modellerinden biri olarak değerlendirilen ve son zamanlarda literatürde çokça tartışılan hibrit savaş konsepti içinde karşılaşılabilecek tehditler ve fırsatlar hesaba katılarak yeni nesil profesyonel eğitimin ihtiyaçları doğrultusunda hedeflerin, içeriklerin, süreçlerin, değerlendirmelerin nasıl yapılması ve yönetilmesi gerektiğinin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Bu yeni savaş konseptine göre, geleneksel savaşın yanı sıra ekonomik, siyasi, teknolojik, kültürel ve sosyolojik vb. boyutlarda çok yönlü ve eş zamanlı harekât yürütülmektedir. Böylesi kapsamlı ve çok yönlü tehditler karşısında kendini geliştiremeyen askeri personelinin tehdit algısının ve müdahale kabiliyetinin yetersiz kalacağı, dolayısıyla personelin değişen savaş konsepti ve hibrit tehditlere uygun askeri ve akademik eğitimle desteklenmesi gerektiği savunulmaktadır.
22. International Public Administration Forum Full-Text Book, 2022
Teknolojik gelişmelerle birlikte güvenlik ve savaş kavramları yeniden tanımlanmaya ihtiyaç duymaktadır. Gelinen noktada konvansiyonel savaşlar neredeyse tamamen biçim değiştirmiş ve birçok yeni savaş metodu kullanılır hale gelmiştir. Yeni nesil savaş türlerinden birisi olan ve gri alan savaşı olarak tanımlanan hibrit savaş modeli, teknoloji imkânlarının saldırı amaçlı kullanılmasıyla birçok yeni tehdidi ortaya çıkarmıştır. Özellikle enerji, ekonomi, iletişim, ulaşım ve teknoloji alt yapıları gibi insanların yaşam kalitesini ilgilendiren birçok alanda yer alan stratejik kaynaklar, hibrit savaşlarda doğrudan hedef olabilmektedir. Dolayısıyla devletlerin bekâsı için olduğu kadar insanların günlük yaşamlarını sürdürmelerinde de hayati öneme sahip olan stratejik kaynakların güvenliği hibrit savaş çağında daha çok önem kazanmıştır. Bu çerçevede stratejik kaynak güvenliğinin çok boyutlu olarak incelenmesi önemli hale gelmiştir. Bu çalışmanın temel amacı, hibrit savaşın stratejik kaynaklara yönelik tehdit boyutlarını ve bu tehditlerin stratejik kaynak güvenliğine etkilerini incelemektir. Betimleyici araştırma tekniği ile yürütülmüş çalışmada hibrit savaş kavramı incelenmiş, ardından hibrit savaşların güvenlik anlayışına olan etkileri ele alınmıştır. Çalışmada “hibrit savaşların stratejik kaynak güvenliğine ne gibi etkileri bulunmaktadır” sorunsalına cevap aranmıştır.
ÖZ Günümüze kadar savaşlarda çok belirgin saflar, net üniformalar, net taarruz çıkış hatları ve savunma hatları hatta buna göre düzenlenmiş konseptler ve doktrinler yer almıştır. Ancak içinde bulunduğumuz yüzyılda bu hatlar ve stratejiler aşınmakta, saflar gittikçe belirsizleşmektedir. Bunun yanında uluslararası sistemin iki kutupluluktan tek kutupluluğa doğru dönüştüğü son çeyrek yüzyılda küresel hegemon güç tarafından uluslararası savaş hukukunun bazı alanları dejenere edilmiştir. Bu kapsamda yeni savaş türlerinden hibrit savaş ve onun bir alt alanı olarak varsayılabilen vekâlet savaşlarının, çatışma ortamlarında gittikçe daha fazla yer edinmeye başladığı değerlendirilmiştir. Neredeyse 21 " inci yüzyılın başına kadar uluslararası ilişkilerde ana aktör olarak devlet hemen her alanda aktif rol üstlenen yegâne güç olmuştur. Ancak küreselleşme ile birlikte gelen liberal akımlar ve mikro milliyetçilikler gibi birçok etkenden dolayı aktörler gittikçe çeşitlenmeye başlamıştır. Yakın zamanda bazı uluslararası örgütlerin etkisinin zayıfladığı ve bazı terör örgütlerinin aktörlük vasfı kazanmaya çalıştığı görülmektedir. Uluslararası hukuk alanında yaşanması muhtemel bazı sorunlar ve kamuoyunun artık daha aktif hale gelmesi sebebiyle yeni yüzyılda savaşan devletler yerine savaşan vekiller dönemi daha makul hale gelmeye başlamış görünmektedir. Ancak ana aktör olan ve birçok meselede belirleyiciliğini sürdüren devletlerin Clausewitz " in deyişiyle siyasetlerini başka vasıtalarla sürdürmek için başvurduğu savaşın yeni türü devletleri nasıl etkileyecektir? Bu sorunun cevabı zor olmakla birlikte üzerinde düşünmeye değerdir. Bu çalışmada, nüfusun gittikçe artan bir oranda yaşadığı şehirlere doğru kaymakta olan savaşın vekiller eliyle yürütüldüğü yeni türünün üzerine devletlerin ordularını ve kamuoyunu yeniden inşası konusunda değerlendirmeler yapılmıştır. ABSTRACT Until today during the wars, there have been very clear ranks (both on the battlefield and adversaries), distinct uniforms, marked offensive and defensive lines. Beyond that collective defense organizations arranged very certain concepts and doctrines. However, in the current century, these boundaries are eroded and the lines become increasingly uncertain. In the last twenty-five years when the international system has turned from bipolarity to unipolarity, some areas of international law of war have been degenerated by global hegemon Doktora Öğrencisi, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı, E-posta: [email protected].
Post-Güvenlik İkilemler, Entegrasyonlar, Modeller ve Asya (E-Kitap), 2023
Hibrit savaş kavramı nizami ve gayrinizami savaşın iç içe girdiği kompleks bir savaş formunu ifade etmektedir. Kavram savaş alanlarının ve araçlarının değişen, gelişen ve iç içe giren kapsamına dikkat çekmektedir. İlk defa Frank Hoffman tarafından 2007 yılında Conflict in The 21st Century: The Rise of Hybrid Wars isimli çalışmada yer almış hibrit savaş kavramı devletler ve devlet dışı aktörler tarafından yürütülmesi mümkün geleneksel yetenekler, düzensiz taktik ve oluşumlar, terörist hareketler gibi değişik savaş ve mücadele modlarını bir arada değerlendirmektedir. Hoffman bu savaş ve mücadele formlarını hibrit tehdit kavramı altında değerlendirmişse de bunu güvenlik bağlamında hibrit güvenlik kavramı altında ele almamıştır. Her savaş bir güvenlik anlayışını da gerekli kıldığından hibrit savaş kavramının da yeni nesil bir güvenlik anlayışını gerektirdiği ortadadır. Gerek devletler tarafından nizami veya vekalet savaşları bünyesinde yürütülen gayrinizami mücadele ve savaşlarda, gerekse devlet dışı aktörlerin kullandığı mücadele ve savaş yöntemleri göz önünde bulundurulduğunda uluslararası ilişkilerin meşru aktörleri olan devletler için hibrit bir güvenlik anlayışının gerekliliği ortadadır. Bu anlayış ile gerek devletler karşısında gerekse devlet dışı aktörlere karşı günümüz şartlarına uygun kompleks bir savunma kapasitesi oluşturulması mümkün olacaktır. Gelişmekte olan insansız araç, siber, yapay zekâ, haberleşme, savaş vb. teknolojileri de göz önünde bulundurulduğunda hibrit bir güvenlik anlayışının ve dahi bunun merkezi komutasının 21. yüzyıl için vazgeçilmez bir bakış açısı olduğu ortadadır. Bu tebliğ hibrit savaş kavramının nizami ve gayrinizami güvenlik yaklaşımlarını bir arada ele alabilecek kompleks bir güvenlik formu olarak hibrit güvenlik kavramını öne sürmekte, uluslararası ilişkiler literatüründe daha önce kullanımına rastlanmamış olan hibrit güvenlik kavramını literatüre bir katkı ve öneri olarak tavsiye etmektedir. Anahtar Kelimeler: Savaş, Güvenlik, Savunma, Hibrit Savaş, Hibrit Güvenlik.
Yeni Yaşam Gazetesi, 2018
Yeni Yasam Gazetesi'nde yayinlanan yazi dizisi
Istanbul Bilgi University, 2022
Hibrid Savaşın Sisi The Mist of Hybrid War Öz "Savaşın Sisi," Clausewitz'den bu yana savaş zamanında bilgi eksikliği ve yanlışlığı nedeniyle karşılaşılan belirsizliği tanımlamak için kullanılmış bir kavramdır. Clausewitz, Savaşın Sisi'ni friksiyonu arttıran ve savaş çabasının rasyonel biçimde yürütülmesini engelleyen unsurlardan biri olarak görür. Günümüzde Konvansiyonel Harp ve Politik Harbin bir arada yürütülmesi ile ortaya çıkan Hibrid Savaşlarda ise, yeni bir tür sis söz konusudur. Hibrid Savaşın Sisi, Politik Harbin 1 bir parçası olarak yürütülen Bilgi Alanı Operasyonları sonucunda ortaya çıkmakta ve maruz kalan kamuoyunun gerçeklikle ilişkisini zedelemektedir. Bu çalışmada Hibrid Savaşın Sisi kavramı tanımlanarak bilişsel psikolojinin araçları üzerinden nasıl işlediği ve sonuçları tartışılacaktır.
Güvenlik Bilimleri Dergisi, 2016
Uluslararası ilişkileri anlamak ve anlamlandırmakta güvenlik hep başat rol oynamıştır. Bunun yanında güvenliğin tam olarak ne anlama geldiği hala üzerinde derin tartışmalar olan bir konudur. Antik çağdan günümüze kadar güvenlik konsepti dinamik bir bağlamda, içinde bulunduğu çağın gerçekliklerine göre konumlanarak anlam kazanmış, yaşanan değişikliklerle birlikte kavram da dönüşüme uğramıştır. Klasik savaş ve çatışma kavramları yerini çok aktörlü, çok boyutlu, evrensel, esnek yapılara bırakmıştır. Küreselleşme ve bilgi teknolojilerinde yaşanan süratli değişimlerle birlikte bilişim ve siber alan da kullanılmaya başlanmış bu durum ise devlet dışı aktörlere daha önce hiç olmadığı kadar asimetrik avantajlar sağlamaya başlamıştır. Bu değişim ve dönüşüm uluslararası ilişkiler disiplininde devletlerin ve de sisteme katılan devlet dışı aktörlerin duruma uygun pozisyon almalarını gerektirmiştir. Günümüzde güvenliği sağlayabilmek konvansiyonel tekniklere siber alan ve bilişim teknolojilerindeki enstrümanları da ekleyerek hibrit savaş modelini kullanabilmekle mümkün olacaktır. Güvenliği yeniçağda anlayıp anlamlandıramayan aktörler sistemde varlıklarına yönelik ciddi risk ve tehditlere maruz kalacak; kendilerini bu dönüşüme adapte eden aktörler ise maruz kaldıkları tehditleri minimuma indirmeyi başarabileceklerdir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
the Journal of Academic Social Sciences, 2019
Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
Terörizm ve Radikalleşme İle Mücadele Araştırma Merkezi (TERAM), 2020
Güvenlik Stratejileri Dergisi , 2023
Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları Dergisi, 2017
Hitit Sosyal Bilimler Dergisi
The war concepts and technologies for future..
Social Review of Technology and Change, 2023
Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
e-Makalat Mezhep Araştırmaları Dergisi, 2021
Kalite ve strateji yönetimi dergisi, 2024
İNSAMER Analiz, 2019
Rus Hibrit Savaşı & Bilişsel Saldırılar, 2023
Journal of International Social Research, 2018
SAVSAD Savunma ve Savaş Araştırmaları Dergisi, 2021
Journal of Biotechnology and Strategic Health Research, 2019