Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, Antalya'nın Sosyal ve İktisadi Tarihi (Osmanlı Dönemi)
…
42 pages
1 file
Doktora Tezi, 2018
Ekonomik faaliyet türlerinin 3T’sini (Tarım-Ticaret-Turizm) içinde barındıran Antalya’da modern anlamda şehirleşme olgusunun hızlanması turizm faaliyetlerinin başladığı döneme denk gelmesi tesadüf değildir. Turizm ile birlikte hızlı bir kalkınma dönemine giren Antalya, günümüzde hem yerel halkın hem de idari yapının algısı ve uygulamaları (alt ve üstyapı iyileştirmeleri, erişim imkânlarının iyileştirilmesi, konaklama tesislerinin inşa edilmesi… vb.) sonucunda bir “turizm şehri” kimliğini kazanmıştır. Bu çalışmada da Türkiye’nin önemli turizm şehirlerinden biri olan Antalya’da şehirsel gelişme üzerinde turizm faaliyetlerinin etkisi incelenmiştir. Çalışmaya mekânın başlıca doğal özelliklerinin turizm faaliyetleri ile ilişkisi ele alınarak başlanmış, bölge nüfusunun temel özellikleri ve tercih nedenleri üzerinde durulmuş ve turizmin “egemen sektör” olmasına kadar dönemdeki değişimler gözler önüne serilmeye çalışılmıştır. Cumhuriyet’in ilanından itibaren turizm faaliyetlerinin gelişmesinde etkili olan “çekicilik unsurları”, “erişim”, “konaklama hizmetleri” ve “turizmin gelişim aşamaları” coğrafi bir bakış açısıyla ayrı bölümler halinde ele alınmıştır. Son bölümde ise 1950’li yıllardan günümüze kadar geçen süreçte turizm faaliyetlerinin şehir üzerindeki ekonomik, çevresel, toplumsal ve kültürel etkileri üzerinde durulmuştur. Yapılan tüm bu çalışmaların sonucunda 1950’li yılardan sonra turizm fonksiyonu ön plana çıkan ve gelişen Antalya ile dünyanın önemli turizm merkezlerinin “turizm gelişme eğrileri ve modellemeleri” karşılaştırılarak incelenmiştir. Bu araştırmaların sonucunda, “Antalya şehrinin turizm gelişim modellemesi” yapılmıştır. Bu çalışmayla, turizm fonksiyonu ön plana çıkan yerleşmelerin, örnek turizm modellemelerini incelemesi ve kendine çıkarım yapması hedeflenmektedir. Aynı zamanda planlamalarına bu örnekler üzerinden yön vermesi turizm destinasyonunun gelişimi açısından avantaj sağlayacaktır. It is not accidental that the increased urbanization concept of modern type in Antalya containing 3T (Agriculture, Trade, Tourism) out of the operational types of economy coincides with a period when tourism operations have started. Today, entered into a rapid development period along with tourism, Antalya has gained an identity of “touristic city” as a result of perception and applications of both local people and administrative structure (infrastructural and superstructure improvements, improved Access facilities, construction of accommodation facilities, etc.). This study deals with the effects of the touristic operations on the urban development of Antalya, an important touristic city in Turkey. The study starts with relation of the primary natural characteristics of the space with the touristic operations, concentrating upon basic characteristics of the regional population and preferential reasons and trying to demonstrate changes in the period until the city has become “dominant industrial sector”. “Elements of attraction”, “access”, “accommodation services” which have been effective in the development of touristic operations since declaration of Republic as well as “development stages of tourism” from a geographical perspective. The final chapter focuses on the economic, environmental, social and cultural effects of the touristic operations from 1950’s up to now. As a result of all these analyses, Antalya which has developed and stood out with its touristic function since 1950’s is compared with the “tourism development curves and modelling” of the significant tourism centres worldwide. And, then “tourism development modelling of the city of Antalya” is made. This study aims to ensure the settlements where tourism function stand outs to examine sample tourism modelling and make deductions for themselves. Furthermore, it would be advantageous for development of tourism destinations if they orientate their planning basing on these samples.
Antalya Kitabı, Antalya’da Doğa ve Medeniyet, 2020
Antalya Kitabı- Antalya'da Doğa ve Medeniyet, 2020
Göç, İnsanlığın var oluşundan itibaren karşılaşılan bir olgudur. Göçler çağı olarak da adlandırılan 21. yüzyılda ekonomik sorunlar, sosyal ve kültürel nedenler, siyasi istikrasızlıklar ve terör eylemlerine bağlı olarak göç, insanlık tarihinde hiç görülmedik boyutlara ulaşmıştır. Göç kelimesi Latince migrare kelimesinden türemekte gezinmek anlamına gelmektedir. Fakat bugün göç hareketleri, etkileri ve sonuçları düşünüldüğünde gezinmenin çok ötesinde içerikleri sahip olduğu açıktır. Bu nedenle göçün ne olduğu ya da ne anlama geldiği noktasında ekonomi, sosyoloji, demografi, coğrafya, tarih, uluslararası ilişkiler ve siyaset gibi birçok disiplinden yararlanmak faydalı olmaktadır. Çünkü göçün bugün aldığı şekil itibari ile tek bir alana hapsetmek ya da birkaç kelime ile tanımlamak güçleşmektedir. Fakat aynı zamanda her disiplin kendi açısından göçe belirli kalıplar getirmektedir. Disiplinlere göre değerlendirmek değiştirme-sinden ötürü bulunduğu grubun değişmesi", "geçici veya kalıcı yer değişimi neticesinde sosyal ve psikolojik durumda değişiklik" olarak açıklanmaktadır (Yüce, 2003: 9). Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre göç "Ekonomik, toplumsal, siyasi sebeplerle bireylerin veya topluluk-ların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine gitme işi, taşınma, hicret, mu-haceret" olarak tanımlanmaktadır (Türk Dil Kurumu, 2019, https://sozluk.gov.tr/). Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Göç Terimleri Sözlüğü ise göçü "Bir kişinin veya bir grup insanın uluslararası bir sınırı geçerek veya bir Devlet içinde yer değiştirmesi. Süresi, yapısı ve nedeni ne olursa olsun insanların yer değiştirdiği nüfus hareketleri" olarak değerlendirmektedir (Perruchoud ve Redpath, 2013: 35-36). Göç hareketlerinin günümüzde aldığı şekli ve boyutu anlama açısından küreselleşme olgusu önemli bir yer tutmaktadır. Nitekim küreselleşme ile karşılıklı bir gelişim sergileyen teknoloji ve buna bağlı değişimler insanların göç olgusuna bakışını da etkilemektedir. Şöyle ki, özellikle ulaşım ve iletişim alanındaki hızlı gelişmeler insanların mesafe kavramına da etki etmektedir. Göç eden kişiler ile iletişim kurma kolaylıkları, göç tecrübelerine yakınlık, göç edecekleri yerler ile ilgili bilgi-lere ulaşımda kolaylık insanların göç kararlarına etkiyi artırmaktadır. İnsanlar savaş, kıtlık, vb. zo-runlu göç kararları dışarıda tutularak, sınırlar arasında mesafelerin azalması, ucuz ulaşım kaynakla-rının artması gibi sebeplerle göç hareketlerini hızlandırmaktadır.
2018
İnsanoğlunun en temel ihtiyaçlarından biri sağlık hizmetleridir. Acil durum-larda sağlık ihtiyacının hemen karşılanması gerekmektedir. Ambulans ve itfaiye araç-larının fiziki erişimi sağlık hizmetini karşılamak açısından önemlidir. Bu hizmeti veren kurumlar ve sorumlu kişilerin planlamayı etkin ve doğru yapmaları gerekir. Sağlık hizmeti veren kuruluşlarının personel ve teknik yapılarının yanında vakaya fiziksel erişebilirliği de önemlidir. Erişebilirliği etkileyen en temel iki unsur istasyonlarının ko-numları ve ulaşım ağlarıdır. Ambulans ve itfaiye istasyonlarının sayıları ve konumları erişebilirliğin en hızlı şekilde sağlanması için yeterli ve uygun olmalıdır. Ayrıca ulaşım ağını oluşturan yolların da yeterli ve amaca uygun şekilde yapılmış olması gerekmek-tedir.
Türk halk kültürünün yazılı ve sözlü edebiyatının önemli vesikaları olan atasözleri, zamanla kazanılmış tecrübe ve deneyimlerin kısa, özlü ve derin manalar içeren sözlere yansımasıdır. Atasözleri eğitimden öğretime, tarımdan halk takvimine, tabiattan kâinata, edebiyattan sanata, açlıktan tokluğa, yiğitlikten korkaklığa, cömertlikten cimriliğe, her konuda söylenmiş yol gösterici, eğitici, uyarıcı, öğretici veciz kalıplaşmış ifadelerdir. Gerek sözlü edebiyatımızda gerek yazılı edebiyatımızda millî kültürümüzün bir parçası sayılan atasözleri zengin bir kullanıma sahiptir. Metinlerle takip edebildiğimiz ilk örneklerini Orhun Kitabeleri'nde ve Dîvânu Lugâti't-Türk'te görebildiğimiz atasözleri, varlığını ve tesirini kullanım alanını genişleterek, günümüzde de canlılığını korumaktadır. Atasözleri ve deyimler kalıplaşmış ifadelerdir; ancak çeşitli sebeplerden dolayı bu kalıp ifadelerin bazısının kelimesi değişmiş, bazıları bölgesel özellik gösteren kelimelerle zenginleşmiş, bazı atasözleri de günümüzde unutulmuş olabilir. Az sözle çok şey söyleme kudreti bulunan atasözleri sözlü ve yazılı edebiyatımızın, söz varlığımızın en zengin kaynakları arasına girmektedir. Makalede atasözleri hakkında bilgi verildikten sonra bu ifadelerin bireylerin duygu, düşünce ve yaşantısına yansıtmakta olduğu benzer sözler üzerinden örnekler verilecektir. Bir sonraki aşamada ise Antalya'da kullanılmakta olan ve yazılı kaynaklardan tespit edilen atasözlerinin tematik tahlili yapılacaktır. Ayrıca elde edilen bulgular analiz yöntemi ile varyantlaşma, tema, işlev, konu, eş mana yönleri bağlamında değerlendirilerek Türk atasözleri içindeki durumu ortaya konacaktır.
the Journal of Academic Social Sciences, 2014
ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI AHISKA TÜRKLERİ SEMPOZYUMU BİLDİRİLER, 2017
Kimlik, ‘ben kimim’ sorusunun yanıtı olarak bireylerin kendilerini nasıl tanımladıklarını ve bulundukları toplum içerisindeki konumlarını ortaya koyan çok yönlü bir kavramdır. Mevcut koşullar, bireylerin değer yargılarını etkileyerek kimliklerinin ve aidiyet algılarının biçimlenmesine neden olmaktadır. Bu nedenle kimlik, bireysel olduğu kadar toplumsal; psikolojik olduğu kadar sosyal, kültürel ve aynı zamanda tarihi bir anlama sahiptir. Ömür boyu süren bir oluşum sürecinde kimlik, dönemsel ve dinamik bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmada ilk olarak sosyolojik anlamda kimlik kavramının oluşumu, içeriği ve bu kavramdan yola çıkarak göç ve kimlik arasındaki ilişki ortaya konacak; ardından farklı demografik yapıdaki Ahıska Türklerinin bu bağlamda kendilerini nasıl tanımladıkları ele alınacaktır. Çalışmada Antalya’da yaşayan ve ankete katılan Ahıska Türklerine yöneltilen sorular çerçevesinde kendilerini tanımlarken kullanmayı tercih ettikleri ifadeler belirlenecektir. Çalışma, Ahıska Türklerinin Türkiye’ye göç sonrasında yaşadıkları kimlik dönüşümleri ve ileride yaşamak istedikleri ülke veya ülkeler arasında ilişki kurarak buna etki eden değişkenleri Ahıska Türklerinin demografik özellikleri çerçevesinde karşılaştırmalı olarak ele alacaktır.
7. ULUSLARARASI 19 MAYIS YENİLİKÇİ BİLİMSEL YAKLAŞIMLAR KONGRESİ, 2022
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2023
Çalışmada Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da halkevlerinin kurulması ile, halkevlerinin bölgede Türk kimliğini inşa sürecine etkileri değerlendirilmektedir. Halkevlerinin Kemalist ideolojinin birer temsil aracı olduğu düşünüldüğünde, demografik olarak türdeş bir yapı sergilemeyen coğrafyada “Türk vatandaş kimliğinin” oluşturulma çabası temel tartışmanoktasıdır. Halkevlerinin tüm vatandaşları kucaklayıcı ve bütünleştirici ideali modernleşmenin özüne uygun bir biçimde yurt çapında sürdürülmüştür. Bu süreç, söz konusu bölgede yurdun diğer bölgelerinden biraz daha farklı ilerlemiştir. Bunun nedeni hem coğrafyanın merkeze uzaklığı hem de bölge halkının sahip olduğu farklı etnik ve kültürel özelliklerdir. Ulus-devletin resmi kimliğini kalıcı olarak hissetmek istediği bölgede bu süreç çok da kolay olmamıştır. Çalışmada söz konusu zorlayıcı etkilerin tespitinde, halkevlerinin faaliyetleri ile ilgili CHP umumi müfettişlik raporları oldukça yön gösterici olmuştur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki halkevlerinin seçiminde şubelerin faaliyetleri göz önünde bulundurulmuştur. Cumhuriyet değerlerinin bir yaşam biçimine dönüşmesine aracılık eden halkevleri, bölge halkına özellikle Türkçe öğretme konusunda ısrarcı bir çaba harcamıştır. Erken cumhuriyet döneminde nüfusun çoğunluğunun Türkçe okuma-yazma bilmediği bölgede, halkevleri ve halkodalarının en önemli sorumluluğu milli bir kültür oluşturarak halka devrim şuurunu anlatmak olmuştur. Birbirini anlayan, seven ve aynı ideale bağlı kaynaşmış bir kütle halinde tasarlanan vatandaş tipolojisi, aynı zamanda Türk vatandaşı kimliği anlatısının da en belirleyici yönü olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla Doğu ve Güneydoğu’da açılan halkevleri, vatandaşlara Türk kimliği üzerinden bir aidiyet duygusu oluşturulmasında aracı görevi üstlenmişlerdir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
30. Yıl Uluslararası Coğrafya Sempozyumu International Geography Symposium on the 30 th Anniversary of TUCAUM 3-6 Ekim, 2018
kırkgöz han, 2022
Humanitas, 2020
Türk Coğrafya Dergisi, 2018
I.ULUSLARARASI SELÇUK-EFES DEVECİLİK KÜLTÜRÜ VE DEVE GÜREŞLERİ SEMPOZYUMU BİLDİRİLER 1. CİLT SOSYAL BİLİMLER, 2016
Alara Han Taşçı İşaretleri, 2023
Menba Kastamonu Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dergisi, 2024
SOSYAL BİLİMLERDE SEÇME KONULAR 5, 2022
MULTİDİSİPLİNER PERSPEKTİFTEN TURİZM , 2020
ANTALYA’DAKİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZİ (A COMPARATIVE ANALYSIS OF CIVIL SOCIETY ORGANIZATIONS IN ANTALYA), 2017
ziraatdergi.akdeniz.edu.tr
PEOPLE’S HOUSES OF ANTALYA AND ITS ACTİVİTİES , 2018
ECSAC EUROPEAN CONFERENCE ON SCIENCE, ART & CULTURE April 19-22, 2018 Antalya / TURKEY PROCEEDINGS BOOK, 2018