Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, SOCIAL SCIENCES STUDIES Journal
https://doi.org/10.29228/SSSJ.62364…
13 pages
1 file
The camera obscura was known and used by researchers and painters long before 1839. The camera obscura played a large part in the invention of photography and was later replaced by it. The invention of photography is an important turning point in the history of art. The painters were shocked by the discovery of the camera. Because photography was much better at reflecting the visible world as it was. As a result, some painters were worried that they would be unemployed. It wasn't long before the painters of miniatures were right to be worried. Accordingly, some painters competed with the camera, while others chose to use it as an auxiliary element in their work. The critic Charles Baudelaire accused him of trying to replace art. Despite all this, many painters from Delacroix to Courbet, from Degas to Eakins used photography as an auxiliary element in their work. While doing this, they did not transfer the photographs to the canvas as they were, they both made some changes in the composition and adhered to their own artistic style. The discovery of the photograph enabled the painters to tend to interpret the reality rather than transfer it photographically.
DergiPark (Istanbul University), 2023
Gizemli bir yolculuk olarak başlayan "Büyü" imgesi, toplumların yaşamış olduğu dünyayı anlama ve onu kendi amaçları doğrultusunda kontrol etme duygusu ile başlayan bu yolculukta, büyü artık ilk topluluklar için bir mistik inanç sistemi olarak etkin bir rol kazanmıştır. Dünyanın birçok farklı bölgesinde, ilkel toplumlarda başlayan büyü olgusu sonucunda, ortaya birçok farklı sanatsal pratikler çıkmıştır. Başta dışavurum olarak ortaya çıkarılan nesneler zamanla bir pratik halini almıştır. Bu sanatsal üretimler, mağara resimler ile başlayarak, hayvan derilerine, ağaç kabuklarına, kayalara, papirüslere, tuvallere, mermere ve birçok farklı malzeme ile birçok farklı eseler olarak ortaya çıkmıştır. "Büyü" olgusunun toplum üzerindeki etkisi sonucunda farklı dönemlerde, dini ve siyasi güç arasında bir anlaşma ya da bir savaş söz konusu olmuştur. Toplum içinde sanatçının edindiği rol kimliği ile toplumun yaşadığı inanç, büyü, din ve bunlar arsındaki savaş içerisinde yaşanan olguları gözlemlenmiştir. Sanatçılar ortaya çıkan bu olguları hisleri neticesinde, kendi oluşturmuş oldukları imgeleri kullanarak farklı çalışmalar ortaya çıkarmışlardır. 18. ve 19. yüzyıllar arasında birçok farklı bölgede yaşamış olan sanatçının yapmış oldukları sanat eserlerinde, geçmişten günümüze uzanan eserlerde esinlendiklerini ama kendi zamanları içerisinde bu esinlenmelerde değişimlerini ve yeniliklerini ortaya çıkarmıştır.
Telif hakları Erciyes Üniversitesi'ne aittir, tamamı veya bir kısmı izinsiz basılamaz kaynak gösterilmeden iktibas edilemez.
DOĞU BATI DÜŞÜNCE DERGİSİ, 2014
19.YÜZYIL SONUNDA BURSA SOSYAL HAYATININ BASINDAKİ YANSIMASI: BURSA GAZETESİ ÖRNEĞİ (1890-1893), 2005
19.yüzyıl itibariyle batıda meydana gelen teknik ilerlemeler ve sanayi devriminin etkileri, doğduğu topraklarla sınırlı kalmayıp; dünya ülkeleri üzerinde gerek teknik ve siyasi gerekse kültürel yönden bazı değişimlere neden oldu. Aynı dönemde bu etkenlere bağlı olarak gerileme sürecinde bulunan Osmanlı Devleti, bu durumdan kurtulmak için her sahada batı tarzı bir takım düzenlemelere gitti. Yapılan bu düzenlemeler ve batıyla olan temaslar, Osmanlı toplumsal düzeninde kendine has bir değişim dönemi başlattı. Merkezi yönetimin dışındaki yerel birimlerde bu değişim başkente yakınlık, ticaret yolları üzerinde bulunma gibi nedenlerle bölgeden bölgeye farklılık göstermekteydi. 19.yüzyılın ikinci yarısında başkente yakın bir kent olan Bursa, bu değişimi neredeyse İstanbul’la eş bir biçimde yaşamıştır. Ancak kentte bu değişimin hızını ve yönünü belirleyen bazı etkenler vardır. Nüfus bakımından etnik bir zenginliğe sahip olan kentte, ekonominin belli bir alandaki parlak tarihi olan ipekçilik ile sanayide makineleşmenin getirdiği yenilikler, sosyal değişmenin kent boyutundaki varlığına güzel örnekler vermektedir. Diğer yandan idari ve eğitim alanındaki yeni düzenlemeler, eşit haklara sahip vatandaş kavramına doğru-özellikle gayrimüslimler bakımından-uygulamaları gerçekleştirmekte; Bursa sosyal hayatında da bunun yansımasını görmekteyiz. Mekansal yapıda tiyatro, hastahane gibi Avrupai üslupta inşa edilmiş binalar, belediye binası gibi bürokratik merkezlerin ortaya çıkışı değişimin somut örneklerini oluşturmaktadır. Mahalle ve millet kavramlarının yıkıldığı bir dönemde Bursa kent dokusunda esnaf düzeninden öğrencinin ders programına kadar her şey değişmiştir. Bu değişmelerin dönemin basınına yansımasını konu edinen bu çalışmada, kaynak olarak Bursa gazetesinin 1890-1893 yılları arasındaki sayıları kullanılmıştır. Burada yer alan haberler doğrultusunda 19.yüzyılda Bursa sosyal hayatının bir tablosu çıkarılmaya çalışılmıştır.
Kamusal Alan
COURTYARDS OF SELATIN MOSQUES BUILT IN 19TH CENTURY İSTANBUL This thesis analyzes the sultan's appearance in public spaces through the courtyards of selatin mosques built in Ottoman Istanbul in the 19th century. It approaches the transformation of the mosque courtyards in the 19th century, religious and political ceremonies in which the palace interacted with the public, such as; the girding of the Sword, the Cülus Ceremony, Friday greetings, exchanging Bairam and Kandil greetings took place. It claims that, before 19th century, mosque courtyards were places where men and women; Muslims and non-Muslims could coexist and the phenomenon of urbanity could be experienced; and urban culture could meet in a nonreligious way through the interactions of various ethnic and religious elements. It argues that, together with the construction of trade relations, these places were also regions of activity in economic terms besides their social functions. It suggests that the interactions that took place in the courtyards of the mosques were transformed due to political and natural reasons, with the establishment of the Nizamiye Courts in the 19th century and the changes in the zoning style of the city caused by fires. It argues that with this change, the phenomenon of sultan, which used to appear close to the people, including the ceremonies where the sultan could be seen closely by the public, began moving away from this approachability and influence over time, and the selatin mosques became "governmental masjids" with the effect of the structural differences between their architectural predecessors. Thus, it claims that with the influence of the architectural, political and social actions that took place during the 19th century, these places ceased to be areas where the understanding of urbanity could be realized, and turned into places where sanctitude was experienced more than functionality, and coreligionism took over.
METİN EKİCİ ARMAĞANI, 2022
Türk halk kültürü ve edebiyatına dair oldukça zengin çeşitlilikte yazılı örneklere ulaşabildiğimiz cönkler arasında California Üniversitesi Özel Koleksiyonunda kayıtlı cönkler dikkate değerdir. Söz konusu koleksiyonun 24 numaralı cöngünde Taş Bebek hikâyeli türküsünün bir çeşitlemesi kayıtlıdır. Bu çeşitlemenin en eski Taş Bebek hikâyeli türkü kaydı olduğunu söylemek mümkündür. California Üniversitesi Türkçe Cönkleri bölümündeki cönk, rik’a yazı çeşidiyle yazılmış olup 160x70 mm. ölçülerindedir. 117 varaktan oluşan cönk 19. yüzyılın ikinci yarısına aittir. Cönkte kayıtlı olan Taş Bebek hikâyeli türküsünün başındaki kısa izah, hikâyeli türkünün ayırt edici bir özelliği olarak türün geleneksel hususiyetlerini göstermesi bakımından önemlidir.
Copyright © Bu kitabın Türkiye'deki her türlü yayın hakkı Eğitim Yayınevi'ne aittir. Bütün hakları saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kitabı yayımlayan firmanın ve yazarlarının önceden izni olmadan elektronik/mekanik yolla, fotokopi yoluyla ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, yayımlanamaz.
arastirmax.com
Özet: Osmanlıda devlet adamlarının alim ve edipleri himaye etmeleri, onları konaklarında toplayıp ilmî, edebî sohbetler düzenlemeleri ilk dönemlerden itibaren bir gelenek halini almıştır. 19. yüzyılda ise bu gelenek daha da yaygınlaşmış, birçok devlet adamı, alim ve varlıklı kimsenin konağında düzenlenen toplantıların dönemin fikir hayatı üzerinde büyük tesiri olmuştur. Özellikle Sultan Abdülaziz devrinde Doğunun ve Batının meşhur alimlerinin aylarca misafir kalarak büyük itibar gördüğü konaklar, adeta birer akademi haline gelmiştir. Çoğu zaman bizzat konak sahiplerinin yönettiği toplantılarda ilmî, fikrî, edebî ve siyasî meseleler serbestçe tartışılmıştır. Konaklardaki bu ortam Doğu ve Batı düşüncesinin karşılaşmasını sağlamış, devrin siyasi şartlarının da yardımıyla bu karşılaşmadan Batı düşüncesi galip çıkmıştır. Bu sebeple konaklar, Osmanlı aydınları arasında Batı düşüncesinin yayılmasında önemli bir paya sahip olmuştur.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2022
19. YÜZYILIN İKİNCİ YARISINDA DİYARBEKİR’DE VEBA-İ BAKARÎ, 2018
Marmara Üniversitesi İktisat Tarihi Yüksek Lisans Tezi, 2020
FSCONGRESS 2018 BILDIRI KITABI, 2018
Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2020
Uluslararası Bitlis Tarihi ve İdris-İ Bitlisi Sempozyumu, 2018
Tarih İncelemeleri Dergisi, 2017
19. YÜZYILDA RUSYA VE OSMANLI DEVLETİ'NDE ÇEVİRİ FAALİYETLERİ ÜZERİNE, 2018
Çukurova Araştırmaları Dergisi, 2022
Türkiye Bilimler Akademisi Kültür Envanteri Dergisi, 2014
Tokat Gazi osman Paşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 2020
Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, 2021
Al-Farabi International Journal on Social Sciences, 2019
ISPEC ULUSLARARASI SOSYAL ve BEŞERİBİLİMLER KONGRESİ, 2019
TARİH VE GÜNCE ATATÜRK VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİ DERGİSİ, 2021
19. YÜZYILDA RUSYA’NIN ETİYOPYA’DAKİ SİYASİ VE DİNİ FAALİYETLERİ (Prof. Dr. Mehmet Ali Ünal'a Armağan, Ank. 2018), 2018