Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2018
…
6 pages
1 file
Gosterge, gonderge–gosterilen- gosteren zincirinden olusan dil bilimsel bir kavramdir. Bu terim zincirinin ilk halkasi olan gonderge ,gosterilenin kaynagi; gosteren ise gosterilenin dil ile ifade edilis seklidir. Bu iliski her gondergenin zihinde bir gosterileni, her gosterilenin de zihinde bir gostereninin olmasi sonucunu dogurur. Gosterilen, gondergenin zihindeki yansimasi olduguna gore gosterilen insan zihninin gondergeye yukledigi anlamdir. Bu takdirde gosterge bilimsel bir anlam tanimi yapacak olursak gosterilen bir baska deyisle gosterenin anlamidir. Dil de bir gostergeler dizgesi oldugu icin her gosteren ayni zamanda bir anlama tekabul eder. O halde; dilde basit, birlesik, kelime grubu, ek seklinde gordugumuz butun gosterenlerin bir gosterileni ve bunun dogal sonucu olarak bir anlami vardir. Geleneksel Turk dil bilgisi yaziminda basit, birlesik, kelime grubu seklinde olan yapilar tek basina anlamli olarak kabul edilirken ekler ve edatlar tek basina anlamsiz olarak tanimla...
Erciyes İletişim Dergisi, 2013
Bir Eserin Mimarisini Göstergebilimsel Bir Yaklaşımla Okuma ya da Mimari Göstergebilim:... www.akademia-erciyes.com BİR ESERİN MİMARİSİNİ GÖSTERGEBİLİMSEL BİR YAKLAŞIMLA OKUMA YA DA MİMARİ GÖSTERGEBİLİM: DİVRİĞİ ULUCAMİİ VE DARÜŞŞİFASI Özet Günlük yaşam içerisinde yaşamakta olduğumuz yapı ve bina ile kendi kimliğimiz hakkında çok farkında olmadan bilgiler veririz. Bu bilgi aktarma süreci kuşkusuz iletişimin bir parçasıdır. Kimliğimiz hakkında bilgi verilirken aslında tarihi ve kültürel kimliğimiz hakkında geçmişimizle ilgili de ipuçları verilir. İletişimin gerçekleşebilmesinin koşullarından biri de anlamın oluşturulmasıdır. Anlamın oluşturulması sürecine kültürlerarası iletişim boyutundan bakıldığında toplumsal değerler önemli bir yer tutmaktadır. Buna göre toplumsal değerlerin en önemli göstergelerinden biri olan yaşam alanlarıdır ve oynadığı rol yadsınamaz. Bu yapılar kültürel kimlikler hakkında fikir verirken toplumsal rollerini de yansıtan önemli göstergelerden biri olurlar. Mimari unsurları Umberto Eco'dan hareketle, göstergelerin özelliklerini ortaya çıkararak neyi ve nasıl yansıttıklarını göstergebilimsel yöntem ile çözümlemek olanaklıdır. Tarihi yüzyıllar öncesine kadar giden Divriği Ulucamii ve Darüşşifası mimari bir yapı olarak görsel özellikleri birer gösterge olarak ele alınmıştır.
M odern çağda Saussure (Ö. 1913) ile literatüre giren gösterge terimi, zamanla dil biliminin temel kavramlarından biri olurken sonradan ortaya çıkacak olan gösterge biliminin de habercisidir. En basit tanımıyla "bir şeyi bir başka şeyle anlatma aracı" olan dilsel gösterge, Saussure'e göre iki kavramdan oluşmaktaydı: gösterilen ve gösteren. Saussure'den sonra Ogden (Ö.1957) ve Richards (Ö. 1979) bu modele gönderge kavramını eklemiştir. Bühler (Ö.1963) göstergeyi belirti, simge ve sinyal kavramlarıyla geliştirip yeni bir iletişim modeli oluştururken Jakobson (Ö. 1982) konuşucu, dinleyici, konu, ileti, kanal ve kod kavramlarıyla gelişkin bir iletişim modeli ortaya koymuştur. Sonuçta değişik bilim insanlarınca geliştirilen dilsel gösterge modelleri, giderek çok karmaşık bir yapıya bürünmüş olsa da temelde gösterilen, gösteren ve gönderge kavramlarından oluşmuştur.
Bilig, 1999
Dil bilimi kuramlari, cesitli dillerin ortak ozelliklerinden hareketle olusturulmus ve genel anlamda "dil" sistemini tanimlamayi amaclamislardir. Ancak diller toplumdan topluma degisen sistemlerdir ve onlari yaratan kulturden bagimsiz degillerdir. Toplumlarin dusunce yapilari ve kulturleri dillerini bicimlendirmistir. Bu nedenle bir milletin dilini diger dillerden farkli kilan ve tanimlanirken dil bilimi kuramlarinin ortaya koydugu olcutten farkli yaklasimlar gerektiren ozellikler tasidiklari gorulur. Bu calismada, Turkce, Saussure'un ortaya koydugu "gostergenin nedensizligi" ilkesi bakimindan degerlendirilmektedir. Bilindigi gibi Turkceyi diger dillerden farkli kilan en onemli ozellik, biresimsel (sentetik) yapisi ve son eyleyen (onemli ogeyi sona atan) soz dizimidir. Bu ozellikler de daha ilk bakista gosteren-gosterilen iliskisinin nedenli oldugu – Saussure’un deyimiyle "gorece nedenlilik tasidigi"- izlenimini dogurmaktadir. Bu calismada, cesitli ...
2020
Calismada Turkcedeki eklerin anlami incelenmistir. Ozellikle anlamsal degisiklik yapan turemis kelimelere gelen eklerin, kelimeye kattigi anlamlar uzerinde durulmustur. Bu eklerin semantik ozellikleri belirlenip kelime kok ya da govdesinde yaptigi degisiklik aciklanmaya calisilmistir. Arastirmada ortaya cikan veriler isiginda, eklerin dilimizde morfolojik yonden yaptigi degisikligin yaninda, semantik alanda yapmis oldugu degisim de onemli oldugu gozlemlenmistir. Eklerin ad ve fiil soylu kelimelere eklendiginde, kelimenin islevini ve gorevini degistirdigini gormekteyiz. Varilan bu sonuc kelimenin anlaminda da fark yaratmaktadir. Ortaya cikan bu farkin, anlambilim yonunden aciklanmasi gerekmektedir. Turkiye Turkcesi yapi bakimindan incelendiginde eklemeli bir dil oldugu ve bu islemin sondan ekleme seklinde gerceklestigi gorulur. Bu ekleme belirli amaclarla gerceklesir. Cumle kurmak, sozdizimi gerceklestirmek icin cekim eklerinden yararlanilir ve kelimeler arasinda bag kurulur. Yeni bi...
The Journal of Academic Social Science Studies, 2019
Giriş Dillerin ortaya çıkışı ve farklılaşmalarının ne zaman ve nasıl olduklarını tespit etmek mümkün olmadığı gibi eklerin bir kısmının ne zaman ve nasıl ortaya çıktığını belirlemek mümkün olmayabilir. Ancak günümüz Türkçesinde kullanılan bazı eklerin nasıl bir oluşumla ortaya çıktıklarını, nasıl bir değişim gösterdiklerini; bazılarının kelimelerden ekleştiğini, bir kısmının da ek+kök / kök+ek kaynaşmasıyla ortaya çıktıklarını elimizdeki tarihî metinlerden hareketle takip edebilmekteyiz. Ekleşme, kelimelerin yapısal özelliklerini kaybederek ek haline dönüşmesi olayı olup ekleşen kelimeler kendi bağımsız yapılarını kaybederek eklendiği kelimeyle uyum içerisinde kullanılırlar. Ekleşmenin günümüzde de devam ettiğini belirten Vecihe Hatiboğlu "Türkçedeki eklerin önemli bir kısmı sözcüklerin ekleşmesiyle meydana gelmiştir, denilebilir" 1 sözleriyle ifade etmiştir. Dil sistemimiz içerisindeki eklerin bir kısmının varlığını, Türkçenin günümüze ulaşan ilk yazılı metinlerinin verildiği Eski Türkçe döneminden beri kullanıldığını yazılı belgelerimizden öğrenmekteyiz. Kemal Eraslan da Türkçede eklerin oluşum ve işlevlerinin lehçelere göre farklılıklar gösterebildiğini ifade ettikten sonra, bazı eklerin Türkçenin bilinmeyen devirlerinde var olduğunu, bazılarının ise sonradan ortaya çıktığını, bu ortaya çıkışın yoktan var olmak şeklinde değil, mevcut şeklin ve fonksiyonun değişmesiyle olduğunu belirtmiştir. 2 Türkçede morfolojik şekillerin ortaya çıkışının iki yolla tespit edildiğini belirten Şçerbak, bunlardan birinin bir ismin başka bir isme katılırken önce son çekim edatı haline, sonraları yapım veya çekim eki haline gelmesi, diğerinin de bir fiilin başka bir fiille birleşerek önce yardımcı fiil vazifesi ile, sonraları morfolojik unsur gibi kullanılmasıyla olduğunu bildirmiştir 3. Şçerbak'ın da yazısında dile getirdiği gibi, Türkçedeki bazı ekler, kelimelerden ekleşmiş yapılardır. Türkçenin eklerine baktığımızda, eklerin bir kısmının en eski metinlerimizden beri var olduklarını bir kısmının en eski metinlerimizden beri var olmadığını sonradan ortaya çıktıkları görmekteyiz. İlk metinlerden beri kullanılan eklerin bazılarının hiç değişmeden bazılarının ise fonetik değişimlerle kullanım görev ve özelliklerini koruyarak günümüze ulaştıkları bilinmektedir. Türkçede eklerin meydana gelişinde başlıca üç yolun olduğunu ifade eden Vecihe Hatiboğlu bunu, "1… bazı eklerin başlangıçta ayrı sözcükler oldukları halde ek durumuna geçtiklerini; 2… bazı eklerin iki ekin birleşmesiyle, 3… bazı eklerin durumu da inceleyicilerin dikkatini, üçüncü bir yola, belli diller arasında ortak bir kaynağa çekmektedir." 4 sözleriyle anlatmıştır. Türkçenin eklerinin ortaya çıkarılışı da kelimelerin ortaya çıkışındaki gibi farklı şekillerde olabilmektedir. Türkçede yeni eklerin ortaya çıkarılışını dört grupta değerlendirebileceğimizi bir makalemizde şöyle belirtmiştik: "1. Bazı eklerin, kelimelerin ekleşmesinden ortaya çıktığı bilinmektedir. Türkçede ekleşen kelimeler olarak zamirler, edatlar ve yardımcı fiilleri görmekteyiz. Şahıs zamirleri fiil çekimlerinde ve isimlerin iyelik çekimlerinde ekleşmektedirler.-lA,-s°n,-°m,-dur ..: vb. 2. Yeni ekler ortaya çıkarılırken var olan bir ek çeşitli ses olaylarına uğrayarak değişmekte, yeni bir ek görüntüsüyle yaşamaktadır. Yönelme halinin +ga/+ka'den +a/+e'ye,-garu-gerü ekinin-arı-eri'ye dönüşmesi gibi. 3. Bir kısım yeni ekler, var olan ekler birleştirilerek oluşturulmaktadır.-mAdAn,
Türk Dilinin Seyyahı İsmail Doğan Armağanı, 2021
Bu çalışmada, Türkçe dilbilgisi kaynaklarında “birleşik fiil” diziyapısı -ulam/kategori- içinde kullanılan ve kullanımlarına göre “fiilimsi eki” veya “kip eki” terimleriyle karşılanan eklerin dilsel gerçekliği sorgulanacaktır. “Fiilimsi eki” ve “kip eki” denen eklerin fiilimsi ve kip tanımlarına uymadığı, dilbilgisinde isimlendirilmemiş yeni bir “diziyapı” oluşturduğu fikri ortaya konacak ve bu “diziyapı” bağlamında kullanılan eklere “kiplik eki” denecektir.Ayrıca, çalışmalarda tespiti yapılmış kiplik ekleri örneklendirilerek listelenecektir.
International Journal of Languages' Education, 2015
Language is a means of communication between people. It not only provides communication, but is also a national value which holds nations together. In this regard, every country conductsits studies meticulously to develop its own mother tongue. There quired studies are alsoconducted in our country forTurkish to develop, enrich, andhold a place among the world languages; and, problems on this issue are tried to be detected and solutions are in tended to be produced. In this study, with thetechnique known as "literature", the problems which handicap Turkish to develop as a scientific language were identified and the suggested solutions to the problems were evaluated. Furthermore the problem with teaching in foreign language and the relationship between the culture language and scientific language were tried to be explained.
2023
İnsanın iç dünyasını yansıtan duygular dil, beden ve davranışlar aracılığıyla dış dünyaya doğar. Sinir bilimsel bakış açısıyla temelde beyin hareketliliği olarak görülen duygu, Macar dil bilimci Zoltán Kövecses'in dil merkezli bakışıyla dil, kültür ve bedenin bölünmez bir parçasıdır. Kövecses'in, İngilizce duygu dili üzerine yaptığı metafor çalışmasında, bazı duygu metaforlarının kaynak etki alanı olarak gösterilen "besin", Türkçedeki pek çok duyguyu ifade etmesi yönüyle karmaşık bir yapı sergilemektedir. Bu bağlamda ilgi çekici olan durum, çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Bu çalışmada Türkçede pek çok duyguyu ifade eden "DUYGU BESİNDİR" metaforu, deyimler üzerinden ele alınacaktır. Kalıplaşmış söz öbeği olan deyimler aracılığıyla "duygu-besin" kavramlarının izi sürülerek Türkçede az rastlanılan duygu metaforu çalışmalarına katkıda bulunmak hedeflenmektedir. Bu hedef doğrultusunda Türkçenin tarihî dönemlerinde ve günümüz Türkiye Türkçesinde kullanılan deyimler incelenmiş ve on sekiz alt başlık altında "DUYGU BESİNDİR" metaforu örneklerle değerlendirilmiştir.
Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, 2002
YÜKLEM OLARAK TÜRKÇEDE FİİL H. İbrahim Delice Öz Fiil terimi daha çok kelime türleri arasında yer alan hareket isimlerinin karşılığı olarak gramercilerin çalışmalarında kullanılmakta ve bireylerin zihinlerinde bu kullanımıyla canlanmaktadır; ancak bu yazı, bu ilk çağrışımın ötesinde fiilin sözdizimsel yönlerini belirlemeye ve cümle içindeki konumunu ortaya koymaya çalışmaktadır. Bu bağlamda fiil-kip, fiil-çatı ve fiil-ek konuları ön plâna çıkmaktadır. Anahtar Sözcükler Fiil, çatı, kip, yüklem ve fiil çekimi. Verb In Turkish Language as predicate Abstact This work investigates the concept of 'verb'. In additon, it searches how the word of 'verb' has been used in the fields of lexicology, morphology and syntax.
Türkiye Türkçesi dil bilgisi kaynaklarında tümcenin tanımı, açıklaması ve sınıflandırılmasında yargı terimine başvurulmaktadır. Ancak dil bilgisi kaynaklarında yargının tanımlanmadan kullanılması bahsi geçen hususlarda sorun yaratmaktadır. Bu sorunun ortadan kaldırılabilmesi için öncelikle yargının tanımının ve açıklamasının yapılması gerekmektedir. Bu amaçla, öncelikle dil bilgisi kaynaklarında yargının tanımı ve kullanımı üzerinde durulmuştur. Yargı teriminin dil bilgisi ve dilbilim sözlüklerindeki tanımları araştırılmış, bu kaynakların çoğunda da yargının tanımının yapılmadığı tespit edilmiştir. Dil bilgisindeki bu kaynak eksikliği, felsefe sözlükleriyle giderilmeye çalışılmıştır. Türkiye Türkçesi dil bilgisi kaynakları yargıyı tümcenin türlere ayrılmasının açıklamasında da kullanmaktadır. Bu sebeple, dil bilgisi kaynakları taranarak konuyla ilgili bilgiler derlenmiş ve değerlendirilmiştir. Yargının tanımı ve kapsamıyla ilgili daha açık bir fikir edinebilmek için sözcüğün kökenin...
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Avrasya Yazarlar Birliği, 2017
Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2023
The Journal of Academic Social Science Studies, 2017
DergiPark (Istanbul University), 2023
JOURNAL OF ARTS, 2019
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2016
Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2010
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2021
İnönü üniversitesi iletişim fakültesi elektronik dergisi, 2023
International Language, Literature and Folklore Researchers Journal
International Language, Literature and Folklore Researchers Journal, 2015