Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, Felsefi Düşün
…
66 pages
1 file
'a 18.yy'ın pek çok önemli filozofunun içinde bulunduğu bu dönemin kendisi kadar yarattığı etkilerin büyüklüğü de tartışmasızdır. Epistemolojiden tarihe, ekonomiden dile, dinden siyasete pek çok alanın orijinal fikirlerle kuşatıldığı bu dönemin çeşitliliği ve zenginliğini yansıtan, özellikle de filozofların ve öğretilerinin mümkün olduğunca İskoç Aydınlanması'nın genel bağlamı içinde ele alındığı yetkin akademik çalışmaların bu sayının içeriğini oluşturması beklenmektedir.
Dinbilimleri akademik araştırma dergisi, 2023
Felsefi Düşün, Sayı 15, 2020
Bu çalışmanın odağındaki iddia, Theodor W. Adorno'nun tüm felsefi çabasının yeni bir dinleme biçimi geliştirme teşebbüsü olarak okunabileceğini ileri sürer. Bu yeni dinleme biçimi, modelini, Arnold Schoenberg'in "disonansın özgürleşimi" ilkesine dayanan "Yeni Müzik"ten alır. Yeni Müzik, dinleyicisini bir şok etkisiyle yüzleştirerek çözülmeyen, uzlaştırılmayan, uysallaştırılmayan toplumsal çelişkileri duyulur kılar ve bunların üzerini örtmek için her an seferber olan rahatlatıcı ve regresif dinleme biçimlerini sürekli kesintiye uğratır. Adorno'nun müzik yazılarında detaylandırdığı bu yeni duyma ve dinleme biçiminin, yalnızca müzikle sınırlı kalmadığını, bunu felsefi düşüncesinin temeline yerleştirdiğini Negatif Diyalektik adlı eserinde görmek mümkündür. Kavram dışı olan şeyin yok sayıldığı, eritildiği, saf dışı bırakıldığı ve hatta katledildiği özdeşlik düşüncesi belirli bir felsefe yapma biçimine işaret eder; çelişkilerin uzlaştırıldığı bir diyalektiktir bu. Adorno'nun "negatif diyalektik" olarak adlandırdığı ise, esasen, kavram dışı olanın kavramın en önemli meselesi haline gelmesi itibarıyla "yeni" bir felsefe yapma biçimidir. Burada "yeni" olan, felsefenin yeni bir dinleme stratejisi benimsemesidir. Bu dinleme biçimi bizi özdeşliğin vaat ettiği uzlaşmaya karşı eleştirel bir mesafede tutacak olan şeydir; dolayısıyla bu dinleme biçimi sayesinde kulağımız bütünlük ve nesnellik içinde sakatlanan, kavram dışı diye yaftalanıp sessizliğe gömülen, dilsizleştirilen tekilliğin ıstırabını ve acı çığlıklarını duymaya yatkınlaşacaktır.
Türk-İslâm sanatları söz konusu olduğunda, hangi sanatla meşgul olursa olsun, sanatkârın tek meşgalesinin iştigâl ettiği sanat olmadığını kabul etmek gerekir. Türk-İslâm devletlerinde doğan her insan, rafine bir kültür ortamında doğuyor, çocukluğundan itibaren bu atmosferi soluyor ve istese de istemese de kendini bu atmosferin içerisinde buluyordu. Hele bir de, devrin geçerli ilimlerinin yanında sanat eğitimi de almışsa, en azından bir sanat dalında epeyce mesafe alırdı. Sanatlar arasında geçişin olduğu, bu sebeple hiçbir sanatın tek başına ele alınamayacağı, yani bağımsız bir sanat olmadığı vurgulanır zaman zaman. Hâtem Divanı'nı incelerken, böyle bir yapıyla karşılaştık. Şairin aruza hâkim olduğunu söyleyebiliriz. Bu, şairin şiir sanatında ustalığının bir göstergesi olabilir. Fakat Divan şairi için ölçü, kafiye, redif gibi dış unsurlar tek başına belirleyici olamaz. Şiir üzerine incelememizi derinleştirdiğimizde, Hâtem'in şiirlerinin sadece bu dış unsurlardan ibaret olmadığını gördük ve hem bu yapının hem de şiirini bu yapıyla işleyen şairin (Hâtem) tanıtılması gerektiğini düşündük. Fakat bunu yaparken de şairi sadece bir birey olarak değil, içinde yetiştiği toplumun bir parçası olarak ele aldık, onu ve şiirini bu bütünden hareketle yorumlamaya çalıştık. Divan'daki şiirlere Türk-İslâm felsefesi bağlamındaki onlarca sanat açısından bakılabilir belki, ama biz bu yazıda, dikkati, şiirlerde geçen ve hiç de azımsanmayacak ölçüde olan musiki terimlerine çekeceğiz. Şairin Divan'ında geçen yüzlerce terim, Divan şairinin ve Divan şiirinin tesadüfî bir yanının olmadığını ve ayakları yere sağlam basan bir geleneğin görkemini yansıtır. Konumuz olan musiki ise, özellikle Osmanlı Devleti'nin yaşadığı çöküş *
Toraks Bülteni, 2019
Musical thoughts on Sound, Body and Soul
2015
Ahlak ve muzik, tarih boyunca, insanligin ortak bilinci tarafindan bir araya getirilen insan faaliyetinin iki farkli alanidir. Muzik aracigiyla insanin ruhsal durumunu etkilemeye yonelik sihirsel ve dinsel ritueller buna ornektir. Ancak sadece Antik Yunanistan'da bu iki kavram birlestirilmis, bir teoriye donusmus ve bu teori felsefi bir doktrin olarak degerlendirilmistir. Bu teorinin adi Ethos'tur. Bu kelime Yunanca Hqo? (gelenek, huy, karakter) kelimesinden uretilmis ve Etik kavramina hayat vermistir.Antik Yunan filozoflari Ethos teorisi cercevesinde, armoni, ritim, mod, calgi gibi muzik kategorilerini detayli bir sekilde incelemislerdir. Bu muzik araclarinin, insanin ahlakina edebilecegi etkiye yonelik degerlendirmelerinin sonucunda onlarin kullanimiyla ilgili onemli neticelere ulasmislardir. Ethos teorisinin onemli kisimlarindan birisi olan muzik egitimi; muzigi, insanin ahlaki terbiyesinin en onemli araci olarak degerlendirmektedir.Bu calismada Antik Yunan felsefesinde E...
Beyond Istanbul, 2019
Uluslararası Hakemli Müzik Araştırmaları Dergisi, 2015
Felsefenin tüm alanlarında olduğu gibi, müzik ve müzik eğitimi felsefesi de bilgi ve tartışma ile birikerek ilerlemiş ve günümüze ulaşılmıştır. Bu ilerleyiş elbette ki hem müzik, felsefe ve eğitimin, hem de değişik toplum ve medeniyetlerin tarihsel olarak uğramış olduğu değişim ve gelişim ile paralel olmuştur. Bu makalede amaç, müzik eğitimi felsefesinin temelini, gelişimini ve bugününü incelemektir. Bu amaç doğrultusunda müzik ve müzik eğitimi üzerine tarihsel süreçte biriken fikirler açıklanacak, değişik kültürlerde müzik eğitimi felsefesinin ana temaları irdelenecek ve günümüz müzik eğitimi felsefesine dair bilgi ve fikirler belirtilecektir.
2020
Extended AbstractIn the history of Islamic thought, the Ikhwan es-Safa is considered a very distinctive school due both to its origin, and its system. Founded in Basra, the full name of this school of thought was Ihvân es-Safâ and Hullân el-Vefâ and Ehl el-Hamd and Ebnâ el-Mecd. The name Ikhwan es-Safa had been used by a group of independent philosophers (libres penseurs), who were tirelessly involved in science and philosophy, if not directly for their sake, but with the hope of building a kind of moral-spiritual community, where the heterogenic Islamic state elite can take refuge away from the wide-spread conflicts among religious groups, national societies and Muslim sects. The most important work of the Ikhwan es-Safa is the encyclopedia-like “Epistles (Risaleler)”. It is evident from the Epistles that the “Brothers of Purity and Loyal Friends” are brothers, each of whom are “pure souls, and they believe in and remain faithful to every sign”. Having emerged during the reign of t...
Türk Müziği Dergisi, 2024
Bu araştırma, Türk halk müziğinde yer alan felsefi motiflerin incelenmesi ve bu motiflerin toplumsal ve bireysel anlamlarının ortaya konulması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma, betimsel ve yorumlayıcı nitel araştırma yöntemleri kullanılarak yürütülmüştür. Çalışmada, Türk halk müziğinde sıkça rastlanan aşk, ölüm, doğa, kader, toplumsal eleştiri, mitoloji, aşık söylemleri ve modern felsefi eğilimler gibi temel temalar derinlemesine analiz edilmiştir. Bu temalar, Türk halk müziğinin yalnızca bir müzik türü olarak değil, aynı zamanda derin felsefi düşünceleri ve kültürel değerleri yansıtan bir ifade biçimi olarak önemini ortaya koymaktadır. Araştırma bulguları, Türk halk müziğinin toplumsal bilinç oluşturma, kültürel kimliği koruma ve bireysel kimlik arayışına katkı sağlama gibi kritik roller oynadığını göstermektedir. Özellikle aşk ve ölüm gibi temalar, insan varoluşunun temel unsurlarını ve bu unsurların bireylerin içsel dünyasında nasıl yankı bulduğunu ele almaktadır. Doğa ve kader gibi temalar ise, insanın doğa ile olan ilişkisini ve yaşamın önceden belirlenmişliği üzerine derin düşünceleri yansıtmaktadır. Toplumsal eleştiri ve mitoloji temaları, Türk halk müziğinin toplumsal olaylara ve kültürel mirasa nasıl tepki verdiğini gösterirken, aşık söylemleri ve modern felsefi eğilimler, bireysel ve toplumsal kimliklerin inşasında bu müziğin rolünü vurgulamaktadır. Bu araştırma, Türk halk müziğinin zengin felsefi ve kültürel içeriğiyle toplumsal ve bireysel değerleri yansıtan ve sürdüren bir kültürel miras olduğunu göstermektedir. Türk halk müziği, geçmişten günümüze uzanan bir köprü oluşturarak, kültürel sürekliliği ve toplumsal bilinçlenmeyi desteklemektedir. Bu müziğin incelenmesi hem mevcut kültürel mirasın korunmasına hem de bu mirasın gelecek nesillere aktarılmasına katkı sağlayarak, kültürel ve felsefi değerlerin sürekliliğini sağlayacaktır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
2013
Yalçın Çetinkaya, 2011
Türk Kültürü ve HACI BEKTAŞ VELİ Araştırma Dergisi
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1999
THOMAS PAINE’DE TOPLUMSALLAŞMANIN SEKÜLERLEŞMESİ, 2023
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2021
Ahlâki Paniğin Müzikteki Yansıması Üzerine Bir Örnek Olay İncelemesi: “Kâinatın Aynasıyım”, 2024
Mediterranean Journal of Humanities, 2021
Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dergisi, 2013
İnsan & Toplum Dergisi (The Journal of Human & Society), 2011
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din ve Müzik Sempozyumu 27.4.2012, 2012
Turkish Academic Research Review (TARR), 2020