Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, TESEV Politika Notu
https://doi.org/10.1080/07900627.2019.1585764…
11 pages
1 file
Su toplumsal ve ekonomik gelişmeler için önem taşıyan bir kaynaktır. Bu nedenle tarih boyunca denetim altında tutulmak istenmiş, bu amaçla sulama ve taşkın denetim sistemleri, içme suyu ve atık su şebekeleri ve biriktirme yapıları inşa edilmiştir. 1970’lere kadar su kaynaklarının geliştirilmesinde suyun yeri ve niceliği “belli bir gereksinimi karşılayacak su sağlanması” kavramı temelinde değerlendirilmiştir. Nüfus artışı, teknoloji ve kentleşme sonucu gereksinmelerin çeşitlenmesi ve küresel iklim değişikliği gibi nedenlerle 1980’li yılların başında çevre kirliği sorunlarının ortaya çıkması ile bu kavrama “suyun niteliğinin korunması” ve suyun adil paylaşımı konuları da eklenmiştir. Makale kapsamında uygun nitelik ve nicelikte suya ulaşmanın bir insan hakkı olduğu temel görüşünden yola çıkarak su ve su kaynaklarının sürdürülebilirliği ilgili mevzuat çerçevesinde değerlendirilmiş, suyun stratejik yönetiminde peyzaj planlamanın önemi tartışılmıştır.
In the regions, where surface waters are limited, as the Middle East; the use of water which is especially used by more than a country also shapes the inter-state relations. Water resources, one of the most important issues in the relations among the states, might lead to conflicts and also it might become a weapon or a target that could be used in case of a conflict-crisis-war from time to time; and it might be one of the first targets to be attacked in order to weaken the other side during this process. As it is well known, the Arab Spring, emerging in the Middle East at the beginning of 2011, has influenced Syria as the neighbor country of Turkey since March. The events, which have taken place in Syria, have negatively affected the positive relations between the two countries that had been going on for the last 10 years. While Turkey indicated that she could implement economic sanctions on Syria, Minister of Foreign Affairs of the Republic of Turkey Ahmet Davutoğlu stated that any restriction related to water would not be made on the transboundary waters, which are important both for Syria and Iraq, and which originate from Turkey and flow into Syria and Iraq.
Krizler, örgüt yapısının hantallığı ve yönetim yetersizliği gibi örgüt içi sebeplerle ortaya çıktığı gibi, genel ekonomik belirsizlik ve dalgalanmalar, teknolojik gelişmeler, siyasî, hukukî, sosyal ve kültürel değişmeler, güçlü rekabet şartlarından doğan dezavantajlar ve uluslararası çevreden gelen etkiler sonucu da ortaya çıkmaktadır. Bir örgütün sürekli bir değişimin yaşandığı çevreye ayak uyduramaması ve değişimi idare edememesi sonucunda stratejik açıklık oluşur. Krizin meydana gelmesi ve şiddeti, örgüt ile çevresi arasındaki bağımlılık derecesine, örgütün krizi algılama biçimine ve krize gösterdiği tepkiye bağlıdır. Özel sektörde faaliyet gösteren işletmeler veya kamu sektöründe mal ve hizmet sunan, kamu yararını amaçlayan kurum ve kuruluşlar, yani kısaca örgütler iç ve dış çevrelerindeki değişmelere ayak uyduramazlarsa ve planları dışında gelişen beklenmedik durumlara hazırlıklı olmazlarsa krizlerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Kamu yönetimleri değişmeye direnen ve mevzuatla sınırlı yapıları gereği kriz durumlarında esnek ve hızlı yönetimi gerektiren karar ve uygulamaları yerine getirmekte zorlanmaktadırlar. Personel ve örgüt yapılarından kaynaklanan iç sebepler ve sosyal, siyasî, idarî, malî ve ekonomik sebeplerden doğabilecek dış sebepler kamusal örgütlerin krize girmelerine yol açmaktadır. Ancak genelde kamu yönetiminde kriz yönetimi uygulamaları denilince afet yönetimi konusundaki çalışmalar ön plana çıkmaktadır. Bu çalışmada, kriz kavramı, özellikleri ve kriz yönetiminin teorik çerçevesi sunulduktan sonra, afet yönetiminden daha geniş bir model olan kriz yönetiminin kamu yönetimi için önemi üzerinde durulmaktadır. Türk kamu yönetiminde kriz yönetimi uygulamalarının son yıllardaki durumu ve yapılması gerekli düzenlemeler incelenmektedir. - Crises can emerge due to; not only organizational structure clumsiness and insufficient management, but also general economic uncertainty and volatility, technological developments, political, legal, social and cultural changes, strong competition arising from the disadvantages and effects from international environment. A strategic gap emerges, if organization experiencing constant change of environment cannot keep up and handle with that. The occurrence and severity of the crisis, depends on the degree of dependence between the organization and its environment, crisis perception level of the organization, and the response of the organization to the crisis. If enterprises operating in the private sector and the agencies, and public interest aimed institutions providing public sector goods and services lag behind the internal and external environment changes and are not prepared for the unexpected situations, which emerge out of their plans, they face crises. Public administrations have difficulty in making the flexible and speed requiring decisions and fulfilling the needed actions in crisis situations due to their structure, which resist change and is limited with legal regulations. Internal causes resulting from staff and organizational structure; and the external causes arising from social, political, administrative, financial, and economic reasons, lead public organizations into crisis. However, when crisis management in public administration is the subject; generally the practices in the field of disaster management come forward. In this study, after stating the concept of crisis, its features, the theoretical framework of crisis management, importance crisis management, which is a more complex model than disaster management, in public administration will be focused. The situation about crisis management implementations in Turkish public administration practice and the necessary practices and regulations will be examined.
Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Küreselleşme ile birlikte krizlerin etkilerinin daha da hissedilir hale gelmesi günümüz işletme liderlerinin üzerine daha fazla sorumluluk yüklemektedir. Krizler hiç beklenmedik bir anda meydana çıkabilmekte kısa ya da uzun vadede devam etmekte ve işletmeleri daha fazla etkileyebilmektedir. Kriz durumunda işletme liderlerinden beklenen ise krizlerin olumsuz etkilerini azaltmak ya da krizi fırsata dönüştürebilecek şekilde yönetmektir. Bu çalışmada kriz yönetiminde hayati öneme sahip olan liderlik tarzlarından hangisinin daha etkili olabileceği belirlenmeye çalışılarak işletme liderlerine yol gösterilmesi amaçlanmaktadır. Araştırmanın örneklemini 2019 yılında Erzurum ilinde faaliyette bulunan iki çağrı merkezinin 103 çalışanı oluşturmaktadır. Araştırmada regresyon analiz yönteminden faydalanılmış olup araştırma sonucunda sadece kriz öncesi dönemde vizyoner liderliğin etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
USBAD Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi, 2020
Tüketici davranışları; devletin, işletme sahiplerinin, işletme yöneticilerinin, pazarlama yöneticilerinin ve pazarlama elemanlarının üzerinde durduğu önemli konulardan bir tanesidir. Tüketiciler, farklı zaman ve şartlarda, farklı tutum ve davranışlar sergileyebilmektedir. Ekonomik ve/veya sosyal anlamda herhangi bir sorunun yaşanmadığı dönemlerdeki tüketici satın alma davranışları, kriz olarak nitelendirilen dönemlerde çok farklı bir boyut alabilmektedir. Bu çalışmada; kriz dönemlerinde tüketici satın alma davranışlarında yaşanan davranış değişikliklerinin incelemesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda ekonomik krizler ve Covid-19 dönemlerindeki tüketici davranışları, derinlemesine literatür çalışması yapılarak analiz edilmiştir. Özellikle bu dönemlerde tüketici profilini doğru okumak; tüketici ihtiyaç ve isteklerinin doğru tespit edilebilmesi açısından son derece önemlidir. Tüketici davranışlarının esnek olduğu, bazen kendi isteği ile bu davranışların değiştiği, bazen de davranış değişikliğine gitmek zorunda kalındığı unutulmamalıdır.
TESEV, 2019
iklim kriziyle kentler arasındaki fail - mağdur ilişkisinin ötesine geçecek bir ilişki kurulabilir mi? Kentler, içinden geçmekte olduğumuz krizin çözümü olabilir mi? Bu yazının amacı bir yandan bu soruların yanıtlarını verirken diğer yandan yerel yönetimlerin konu özelinde üzerlerine düşen sorumluluklarını hatırlatmak. Aşağıda da değinilecek ancak altını çizmekte yarar var, iklim krizine karşı oluşturulacak iklim eylem planlarının bütünlükçü şekilde yerel yönetim politikalarının merkezine yerleştirilmesi ve yerel yönetimlerin dezavantajlı grupları da kapsayacak şekilde tüm kentlilerle birlikte politika üretmesi; iklim krizi çağında adil eşitlikçi yeni bir kent tahayyülünü de kurmak için azami önem teşkil ediyor.
Water demand can be defined as, the amount of water, needed by domestic, commercial, official institutions and industrial consumers. There are various factors such as population, employment situation, economic cycles, technology, weather conditions, water price and water saving programs which have important effects on the water demand. Local population growth, global warming change in the urban green spaces, industrial growth and improving living standards are increasingly becoming important in the growth of these effects. Besides, water usage behaviours of consumers have a great importance on the water demand. Nowadays, water scarcity has become a major problem for many countries. Therefore, it is necessary to review water policies and habits for an efficient water management. This also has brought into agenda a better planning and design and more efficient operation and management of the water systems. Hence, the accurate water demand forecasting is the key factor. Water demand forecasting is generally planning as short, medium and long term. Forecasting time intervals vary according to aims of usage, types of forecasting models and varying reliability levels.
Türkiye'de ve dünyada su krizi ve su hakki mücadeleleri, 2017
Suyun ve su mücadelelerinin tüm dünyadaki çevre veya ekoloji hareketleri içerisinde özel bir yeri var. Su, bütün bir yaşamın kaynağı olması dolayısıyla ekolojik sistemin en temel maddesi. Başta küresel ısınma olmak üzere çevre sorunları dediğimiz hemen her şey bir şekilde su sorununa bağlanıyor. Ancak Türkiye’de su sorunu ve su mücadeleleri dediğimizde yaygın bir apolitik tutum söz konusu. Genel olarak su meselesi sınıfsal ve sosyolojik yönleri ile değil de siyaset üstü bir çevre mücadelesi olarak görülüyor. Dr. Akgün İlhan, Dr. Ayman Rabi, Efe Baysal, Ercan Ayboğa, Maude Barlow, Prof. Dr. Murat Güvenç, Dr. Özdeş Özbay, Doç. Dr. Pınar Uyan Semerci
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
2015
Yeni Kamu Yönetimi Bağlamında Kriz ve Kriz Yönetimi, 2022
e-kutuphane.imo.org.tr
Mercator-IPC Policy Papers, 2020
Yeni Kamu Yönetimi Bağlamında Kriz Yönetimi , 2022
Kriter Yayınevi , 2020
The Journal of Academic Social Science Studies, 2013
DergiPark (Istanbul University), 2011
Su Politikalarında Hak, Güvenlik ve Yönetişim, 2022
Su Politikalarında Hak, Güvenlik ve Yönetişim, 2022
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2003
Akademik Düşünce Enstitüsü, 2021
Marmara Fen Bilimleri Dergisi
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2017